Ali Yüksel'den Ses Getirecek Açıklamalar

Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, BBNTÜRK ekranlarında yayınlanan Politik Adam Programı'na katıldı. Moderatörlüğünü Usta Gazeteci Yazar Fehmi Çalmuk 'un yaptığı Politik Adam'a konuk olan Ali Yüksel, önemli açıklamalar ve değerlendirmelerde bulundu.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Ali Yüksel'den Ses Getirecek Açıklamalar

POLİTİK ADAM:  Türkiye’nin birlik beraberlik noktası BBN ekranlarındasınız. Bendeniz Fehmi Çalmuk, Politik Adam programının 2. bölümü ile huzurlarınızdayım. Şimdi değerli izleyiciler öyle renkli bir siyasetçi ile karşı karşıyayız ki siyasetçi demem de bir mahsur yok dimi hocam?

ALİ YÜKSEL: Yok

POLİTİK ADAM: Öyle diyelim. Ben Ali Yüksel Bey’i belki de çocukluğumdan beri tanır, izler, takip ederim. Şu anda Yeniden Refah Partisi’nin Konya Milletvekili olarak seçildi, ayağının tozu ile de ilk program bizim program değil mi hocam? Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, hocam tekrar hoş geldiniz sefa geldiniz.

ALİ YÜKSEL: Hoş bulduk

Erbakan Efsanesi Yeniden Meclis’te

POLİTİK ADAM: Şu anda rahmetli Necmettin Erbakan hocamın milli görüş çizgisinde oğlu Muhammet Ali Fatih Erbakan’ın Genel Başkanlığında Yeniden Refah Partisi 5 milletvekili ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde. Bu ne anlama gelir hocam?

ALİ YÜKSEL:  Her şeyden önce memleket ve milletimizin için ve insanlığımız için hayırlı olsun. Bu rahmetlik Erbakan hocamızın 54 yıl önce Konya’dan başlatmış olduğu milli görüş yürüyüşünün ikinci dönemi. 40-45 yılı Erbakan hocam yürüttü. İnşallah bundan sonraki bölümü de hep beraber oğlu Muhammed Ali Fatih Erbakan ile beraber yürüteceğiz. Bu Erbakan hocamızın 54 yıl önce bağımsız olarak koyduğu Konya’da adaylığını 3 milletvekili seçilecek kadar bir oyla almıştı ve diğer yerlerden seçilen 2 milletvekili ile beraber 3 milletvekili meclise girdi ama 3 millet vekili gibi değil sanki 30 milletvekili gibi etkili oldu. Çünkü Hakkı haykırıyor, doğruyu söylüyordu ve haksızlıklara karşı çıkıyordu. Daha sonraları hani slogan haline gelmiş olan hayra motor şerre fren olma görevini yaparken insanların gönlünde bu makas buluyor ve insanlar ya bu doğru söylüyor deyip ona yavaş yavaş bir destek veriyordu. Şimdi araya bir inkıta girdi. 21 yıl sonra milli görüş yeniden meclise 5 temsilcisi ile girdi.

POLİTİK ADAM:  Aman hocam bazı siyasi partiler alınmasın milli görüş girdi derken otomatikman seçim halinde de zatıalinize sordular, o konuya geleceğim ama sizin bir özelliğiniz var. Rahmetli cennet mekânı Necmettin Erbakan ben elinde büyüdüğüm için bazı izleyicilerimiz bana diyor ki Erbakan hocayı söylerken hep cennet mekân diyorsun. Ben 13 yaşındayken ayağına gittim, hizmetinde bulundum. Onun için hocamın ayrı bir yeri var. Bütün konuklarım benim için muhteremdir. Şimdi Erbakan hocanın çadır direğinin bağlı olduğu Konya’da bayrağı siz aldınız.

ALİ YÜKSEL: Elhamdülillah

POLİTİK ADAM: Ama şöyle bir özellik var Necmettin Erbakan hocam 43 yaşındayken milletvekiliydi. Doktor Muhammet Erbakan da 44 yaşında milletvekili oldu. Böyle de bir tarihi tevafuk oldu. Tevafuku da söylemek istiyorum. Şimdi değerli hocam şöyle bir nokta söyleyelim. Zatıaliniz yıllarca Almanya’da oldu. Hatta biz Almanya da zatıalinizi çok izledik. Konuşmaları öyle 5-10 kahve toplantısı değil. Yüz binlerce hitap eden hatta ben tarihi bir ayak stadında milli görüşün genel kuruluna gelmiştim. Gazeteci arkadaşlar getirdik o zaman genel başkanınız. Avrupa milli görüş teşkilatları Genel Başkanı sizin döneminizde İslam toplumu.

ALİ YÜKSEL: Evet

POLİTİK ADAM: Millî görüş genel teşkilatı oldu. Yüz binlerle var gazeteciler hayretle bakmıştı. Yıllarca gurbetin çilesini çektiniz. İşte bu seçimde yurt dışı oyların ne kadar siyasi sisteme desteği olduğunu gösterdi. Bize ancak onların 1.5 milyonunun üzerindekilerini sandığa getirebildik. Şimdi oradan gelen bir iş. Yani siz sadece Konya milletvekilisiniz ama bir de yıllarca yurt dışında bulunduğunuz için yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarını da birinci elde bilen bir isimsiniz. Oradan milletvekiline uzanan bir yolculuğunuz var değil mi hocam?

ALİ YÜKSEL:  Şimdi tabii ben orada Avrupa Milli Görüş Teşkilatları ismiyle başlayan o teşkilatın imamlığından cemiyet başkanlığı ondan sonra bölge başkanlığı, federasyon başkanlığı, genel sekreterlik ve genel başkanlık gibi bütün kademelerinde Allah bana hizmet nasip etti. Sizin de tabii bilmiyorum jenerikte söylediğiniz gibi Avrupa’da bulunan özellikle.

POLİTİK ADAM:  O resmî değerli yönetmenim verebilirsek o konuya geleceğiz evet.

Almanya’da Şeyh-ül İslam

ALİ YÜKSEL:  Almanya’da İslam konseyi var burada Türklerin çoğunlukta olduğu ama diğer Müslüman milletlerin de üye olduğu federasyonlarının üye olduğu bir çatı kuruluşu tarafından da Almanya İslam Şeyhülislamın olarak seçildik. Hatta o toplantı da ben yoktum. Gıyabından seçtiler. Ben şimdi sizin sormuş olduğunuz siyasi noktasına temas edeceğim. Biz tabi orada milli görüş olarak insanlarımıza sosyal kültürel ve dini hizmetler vermek üzere kurulmuş bir dernek idik. Bunda da rahmetlik Erbakan hocamızın büyük önderliği olduğu, liderliği oldu ve oradaki insanların motive oluşunda onun gayretleri onun oralara gelip konuşmaları Türkiye’de ki konuşmaları hep bize rehber oldu. Allah ondan razı olsun ve gani gani rahmet eylesin dediğiniz gibi mekânın cennet olsun. Biz orada kültürel, sosyal ve dini hizmetleri yürütürken bir taraftan da insanlarımız Türkiye’de ki siyasi hareketlere migane değildi. Yani ilgisiz değildi.

POLİTİK ADAM:  Ama oy kullanamıyordu Türkiye seçimlerinde.

 ALİ YÜKSEL: Tabii. Türkiye seçimleri içinde oy kullanamıyorduk. Zaten oradaki seçimlere de yerel seçimlere de Avrupalıların seçimlerine de kullanamıyorduk. Öyle bir durumdayken tabii insanlarımızın gözü kulağı Türkiye’deydi. Türkiye’de ki siyasi gelişmelere daima ilgi duyuyorlardı.  Bizde Türkiye’deki seçimlere milli görüşçüler olarak hep destek verdik.

POLİTİK ADAM:  Uçak kiralayıp, otobüs kiralayıp sınır kapılarında oy kullandıklarınızı biliyorum.

ALİ YÜKSEL: Sınır kapılarından ziyade geliyorlardı havaalanlarına geliyorlardı. Dediğiniz gibi uçak kiralıyorlar. Hatta mesela İstanbul’da ikamet eden birisi uçakla geliyor oyunu havaalanında kullanıyor. Evine bile uğrayamadan akrabalarını bile ziyaret edemeden geriye dönüyordu. Ayrıca karayoluyla yüzlerce binlerce araba yollara düşüyor geliyor seçim zamanı milli görüşün siyasi hareketine destek veriyordu. Bunlar kendi memleketlerine evlerine uğramadan gelip partinin genel merkezine teslim oluyor ve nerede görev verirlerse oraya gidiyorlardı. Seçim bülteni bitene kadar evlerine ailelerine bile gitmiyorlardı. Adam misal olarak söylüyorum Eskişehirlileri gelmiş genel merkezden söylüyorlardı. Sen Kars’a gideceksin. Hiç tereddüt etmeden gidiyordu. Arabasını özellikle yeni arabalarda alıyorlar. Seçimde arızası olmasın diye benzinini kendisi koyuyor yemesini içmesini karşılıyor, başka masraflara da iştirak ediyor. Böyle canla başla Türkiye’mizde ki milli görüş hareketinin siyasi olarak muvaffak olması için çalışıyordu. Şimdi bu gibi noktalarda gerek Türkiyeli basınlar, basım ve yayın organları ve gerekse Avrupalılar bize gelip siz burada siyasi kuruluş musunuz diye soruyorlardı. Benim bu konuda birçok yapmış olduğum röportajlar bardı. Türk gazeteciler geliyor Alman gazeteciler geliyor. Siz diyorlardı Türkiye’deki bir partinin kuruluşu musunuz hayır Türkiye de biliyorsunuz o zamanlar oy vermeye gitmeyen kişilere de para cezası veriliyordu. Diyorduk ki hayır biz siyasi kuruluş değiliz ama seçim zamanı demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Türkiye’de ki insanlarımız eğer seçime gitmezse cezayı yiyorlar. Böyle bir durumda iken bizim buradaki insanlarımızın seçime ilgisiz olması düşünülemez herhâlde. İşte bu ilgi nedeniyle insanlarımız gidiyor oradaki siyasi harekete katılıyor ve demokratik haklarını kullanıyor. Bundan tabii ne olabilir diyor idik. Efendim sizin orayla organik bağlantınız var mı? Bende o zaman iki yerde Antalya’dan iki kere aday olmuşum. Hayır herhangi bir organik bağım yok, bağımız yok. İyi ama sen oradan aday olmuşsun. Şimdi benim bir kişiliğim var buradaki teşkilatın genel sekreteriyim veya genel başkanıyım ama bir kişiliğimde var Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımdan kimliğim ile de siyasi herhangi bir partiden aday olamaz mıyım? Ama siz diyorlar Refah Partisi’nden olun elbette olacağız. Buradaki insanlarımız gurbetin acısını çeken insanlarımız. Türkiye’de ağır sanayi diyen, onurlu dış politika diyen bir partiye ilgi duymalarından daha tabii ne olabilir tutup da ıvır zıvır şeyler ile uğraşan.

POLİTİK ADAM:  Maşallah hocam deveyi hendekten atlatmışsınız yani bu zor yani izleyicilere şöyle gelebilir. Bir sohbet esnasında değil bunu Almanya’nın yetkili organları sizi sorgular gibi soruyor. Anayasayı koruma kurulu kapatmak için bahane aradı.

ALİ YÜKSEL:  Bahane aradığı dönemlerde Elhamdülillah bu gibi hani akli mantıki ve legal diyelim kanuni düşünce tarzımızla onlara bu cevapları verdik. Hiçbir şey yapamadılar.

POLİTİK ADAM:  Evet şimdi bizim vatandaşımız yurt dışında konsolosluk büyükelçiliklerde hatta Türkiye yolculuk ve ülkelerine çalıştıkları veya ikamet eden işletme giderken de sınır kaplarında gümrüklerde oy kullandılar. Şimdi oranı zatıaliniz daha iyi biliyor, seçmen sayımızı ama %50 ye ulaşamadık. Yeniden Refah partisi yurt dışı oylarda aldığı oyu ne kadar küçümseme anlamında söylemiyorum ama bu oyu arttırma için veya bu seçmeni daha fazla sandığa gidebilmesini sağlamak için ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

ALİ YÜKSEL:  Şimdi tabii yine de eskiye nazaran yurtdışında Türkiye’deki seçimler için yurt dışında oy kullanma noktasında biraz daha ilgi artmış durumda. Onların daha da ilgisini arttırabilmek için burada hükümet yapan hani partiler onların sorunlarına daha fazla eğilmeli, onların dertlerini dinlemeli, kulak vermeli ve problemlerini çözmelidir böyle olduğu takdirde daha fazla ilgi duyuracak demektir. Şimdi yine de yurt dışından gelen oylara basıldığı vakit mevcut hükümetten ve Cumhur ittifakından memnun oldukları görülüyor. Çok oy miktarı az olan birkaç ülke hariç hep Cumhur ittifakı’nın reyi daha fazla çıktı. Buda şunu gösteriyor. Daha da fazla çıkabilir idi. Demeli bazı problemleri var bunların bu hükümetin Cumhur İttifakı’nın çözebileceğine inandıkları için ona bir fırsat daha vermiş oldular.

POLİTİK ADAM:  Yurt dışı seçim çevresi olabilir mi hocam?

ALİ YÜKSEL:  Aslında olmalı şimdi biz inşallah yeni biliyorsunuz şu an da parlamentoda Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarında veya işte İGM’de genel sekreterlik yapmış 3 tane vekilimiz var.

POLİTİK ADAM: Şimdi onların ismini de söyleyelim. Mustafa Yeneroğlu şu anda Gelecek Partisi’nde İstanbul milletvekili, Oğuz Üçüncü Bey Ak Partide yine İstanbul milletvekili, Ali Yüksel hocam Konya Yeniden Refah benim bilmediğimde de teşkilatlarda bölge başkanı olan isimler var galiba.

ALİ YÜKSEL:  Şu anda benim hatırıma gelmiyor ama bu kişiler milli görüş teşkilatlarında özellikle genel sekreterlik yapmış bak 3 tane genel sekreterlik yapmış onların ilki benim Ali Yüksel, ikincisi Mustafa Yeneroğlu, Üçüncüsü Oğuz Üçüncü. Onlara da ayrıca başarılar diliyorum.

POLİTİK ADAM:  Tebrik ederim

ALİ YÜKSEL:  Elbette yani şimdi öbürü gelecek parti de deyip tutup onu da dışlamaya kötülemeye gerek yok. Siyasi bir tercihidir, ben bu siyasi meselelerde karşı tarafları çok fazla eleştirmenin ve eleştirmede ileri gitmenin çok fazla doğru olmadığı kanaatindeyim. İnsanların siyasi tercihlerine saygılı olmamız lazım ve onların söylediklerine kulak vermemiz lazım. Yani doğrudan doğruya karalama şeyine gitmeyip bunlar ne söylüyor, neden böyle söylüyor. Bunlara kulak vermemiz lazım. Böyle bir siyasi geleneği oluşturmamız lazım. Biz 2011 de Ak Parti’den Antalya’dan aday adayıydım. Tabi orada delegelerden oy toplamak için geziler yapıyorduk ve konuşmalar yapıyorduk. Bana dediler ki sen meclise gelirsen diğer hani vekillerden farklı olarak ne yapacaksın, ben de dedim ki Meclis’e barışı getireceğim dedim. Şimdi bu konu da bir parantez açmak istiyorum ben Avrupa’ya gittiğim vakit orada değil sağ-sol kavgaları Türkiye’de ki sağ-sol kavgalarının oraya yansıması değil. Bizzat sağın arasında hatta Müslüman kuruluşlarının arasın da büyük kavgalar vardı. Birbirlerinin konferanslarını basıyor, kavga çıkarıyor birbirlerini dövüp dağıtıyorlardı ve bu beni çok üzmüştü bunun üzerine

POLİTİK ADAM: Camiileri bile ayırmışlardı hocam.

ALİ YÜKSEL: Evet birbirlerine gelip gitmiyorlardı. Bu benim çok zoruma gitmişti ve Allah’a dua ettim. Ya Rabbim biz müminiz, Müslümanız. Görüşlerimiz, tarikatlarımız, meşreplerimiz bizim dinimiz değil. Dinimiz İslam bu insanlarda İslam’a hizmet verdiklerini söylüyorlar. Niye bunlar böyle paramparça yarabbi bana format ver bunların arasında ki uhuvveti, muhabbeti arttırayım. Arttırıcı faaliyetler göstereyim diyordum, Allah da bana fırsat verdi biraz önce belirttiğim gibi.

POLİTİK ADAM:  Bu Almanya şeyhülislamlığı bunun bir neticesi mi?

ALİ YÜKSEL:  Meyvesi olabilir.

Şeyh-ül İslam Meclis’e Girdi

POLİTİK ADAM:  Değerli yönetmenim o resmi bir daha verelim. Bir o konuyu da açalım. Değerli izleyiciler bana şimdi kulağımdan geliyor soruyor şimdi Meclis’de bir Şeyhülislam mı var? Hani şimdi halifeliğin kaldırıldığı, saltanatın kaldırıldı ve halifeliğin Türkiye büyük millet meclisi manevi şahsiyetinde mündemiç olduğuna ilişkin madde varken şimdi diyorlar ki Almanya Şeyhülislam meclis de şimdi biz bundan ne anlamalıyız?

ALİ YÜKSEL:  Evet şimdi zaman değişiyor her şey değişiyor. Anlayışlar da değişecek ve bizim daha önceden düşünemediğimiz akıl edemediğimiz nice nice fırsatlar Allah bize verecek. Biraz önce siz çok güzel ifade ettiniz yani halifelik kaldırılmış değil bizzat Atatürk zamanında yapılmış kanunlarda ne diyor Halife büyük millet meclisinin şahsiyeti maneviyatında mündemiçtir diyor. Hilafet kalkmamıştır diyor. Hilafet, hilafetin temsilcisi Büyük Millet Meclisi’dir.

POLİTİK ADAM:  Millet Meclisi’dir.

ALİ YÜKSEL:  Büyük millet meclisinin meclis başkanı aslında o şahsiyeti maneviyeyi temsil etmektedir. Fakat bunun üzerine gidilmediği, hatırlatılmadığı için unutulup girmiştir. İnşallah bakarsınız Almanya Şeyhülislamı’nın da Meclis’e girmesiyle bu işler yeniden hani hız kazanır ve işin gerçeği ortaya koyulur. Her nokta da tutup Mustafa Kemal’i Atatürkçülük deyip, Kemalizm deyip ileri atılan insanlar da şöyle bir Atatürk’ün bu noktadaki şeyine bakarlar.

POLİTİK ADAM: Duruşuna, stratejisine bakarlar.

ALİ YÜKSEL:  Duruşuna bakarlar ve ona da önem verirler ve bizim için hakikaten İslam aleminde bizim hilafeti meclisimiz olarak temsil ediyor olması ne kadar büyük bir avantajdır.

ALİ YÜKSEL:  Bunu en fazla hatırlatmak istemeyen, unutturmak isteyen ve buna karşı insanları şartlandıran bizim yerli insanlarımız değil hilafetin kendileri aleyhine büyük bir güç olacağını düşünen düşmanlarımızdır.

POLİTİK ADAM: Ben de burada soruyorum. Türk devletler teşkilatı kuruldu. Abdülhamit’i anlatırken herkes İslam’dan Müslümanların Halife’si olarak anlatır. Ben bir yazımda Abdülhamit aynı zamanda Hakan’ı Türk’tü demiştim. Şimdi bunun teşkilatı açıldı. Halifelik İslam ülkesi açısından şu bulunduğumuz dönem de stratejik bir makam ve gerçekten de dünya Müslümanları açısından ileri noktası o.

ALİ YÜKSEL:  Evet yani şimdi bunu kaldıran güçleri hesap edelim. Lozan’ı hesap edelim. Lozan da İngilizlerin tutup hani Lozan antlaşmasını imzalamayıp Türkiye de hilafetin işte hani işgal edilmiş gibi gösterilmesi veyahut yürürlükten kaldırılması gibi şeyleri arkasından tutup da Lozan antlaşmasını imzalamasını diye düşünmemiz lazım yani Türkiye’nin aklı eren tarihçisi ile sosyoloğu ile ve diğer aklı başındaki tüm insanların bunu düşünüp değerlendirmesi lazım bu böyle güçlü bir argüman iken niye bunu tutup da unutturuluyor. Bunu unutturmak isteyenler şüphesiz ülkemizin ve bütün Müslümanların düşmanıdır.

POLİTİK ADAM:  Hocam zaten kadın İstanbul sözleşmesine durumu ile ilgili ailenin korunmasına ilişkin anayasa maddesi kanunlara ilişkin Yeniden Refah’ın defansını bu konuda üzerine basa basa anlatımını kamuoyun da tartışırlarken zatıalinizin bu açıklamasını Yeniden Refah partisi Konya Milletvekili Sayın Ali Yüksel hilafet istedi diye yorumlamasınlar.

ALİ YÜKSEL:  Valla şimdi herkesin yorumlama serbestliği vardır. Elbette hürriyeti vardır. Her şeyde özgürlük diye bas bas bağıranlar bu konularda da özgürlüğü herhâlde insanlara insanlara vermeli ve hoş görmelidir değil mi? Bu hilafet bir argümandır ve aynı zamanda bir enstrümandır bunu insanlığımız ve Müslümanlarımızın ve Türk aleminin lehine kanunlarda yazdığı şekliyle göre yani orada ne diyor hilafet Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyeti maneviyatında mündemiçtir diyor ne demek mündemiçtir? Bir Osmanlıca lügata baksınlar anlamayanlar ondan sonra da vay istedi istemedi diye kıyamet kopartsınlar. Eğer birazcık akılları varsa biraz birazcık kültürleri varsa bunu değerlendirirler ama ama bunların bunların konuşulma zamanı mıdır değil midir ona bakmak lazım bence şu anda önümüzde Türkiye’de bir pahalılık var.

POLİTİK ADAM:  Şimdi o konuya gelecektim. Yeniden Refah Ali Yüksel’in öncelikleri ne?

ALİ YÜKSEL:  Ekonomik pahalılık var dediniz şimdi rahmetlik Erbakan hocamız önce ahlak ve maneviyat diyordu. Arkasından da o kendi yaşadığı zamanda ki insanların düşünmediği ve öne çıkarmadığı ağır sanayiyi ondan sonra şahsiyetli dış politikayı ayrıca hani Müslümanlar.

POLİTİK ADAM:  Milli harp sanayi, savunma sanayinde geldiğimiz noktayı gördük.

ALİ YÜKSEL:  O CHP ile olan kısa koalisyonu esnasında bir temeller atması bunların bazılarını tutup bazı kişilerin söküp getirmeleri aslında o söküp getiren insanlar hayatta ise şimdi utançlarından sağa sola bakamamaları lazım.

POLİTİK ADAM:  Ben CHP’nin bu deprem bölgesinde atılan temele yönelik yaptıkları işi görünce aklıma o geldi.

ALİ YÜKSEL:  Şimdi Erbakan hocanın 300’e yakın atmış olduğu temellerden 200 küsürü açılmış ve üretime geçmiştir. Şimdi önce ahlak ve maneviyat diyen bir lider aynı zamanda teknoloji ise üretim de başı çekiyor. Bu ne demektir çift kanatlı olmak demektir. Ne sadece tutup da ahlak ve maneviyatı düşünüp dünyayı ihmal edeceksin ne de sadece dünyevi ilerlemeyi önceleyen öbürünü ihmal edeceksin. Bu ikisi olursa biz sağlıklı bir gelişme yapabiliriz. Toplumumuz dağlıkla olur huzur bulur ondan sonra insanlar arasında barış olur kavga gürültü olmaz ya en duruma getirdik toplumu. Toplum şu anda cinnet geçiriyor. Park yeri kavgasından adam öldürülüyor. Bir hani yol verip vermeme noktasında kavga çıkıyor adam öldürülüyor. Azıcık bir borcunu ödemedi diye insanlar birbirini öldürüyor. Bu toplumun cinnet getirmesi neden ahlak ve maneviyatın yok oluşundan veyahut da azalmasından diyebiliriz.

Yeniden Refah’ın Önceliği Hizmet

POLİTİK ADAM: Peki sizin bu anlamda önceliğiniz nedir? Yeniden Refah partisi olarak?

ALİ YÜKSEL:  Önceliğimiz hepsini beraber yönetmek bak bizim şimdi Ar-Ge çalışmalarımız var. Çok değerli bir bilim adamı Profesör Doğan Aydal kardeşimiz Ar-Geden sorumlu genel başkan yardımcısıdır. 8 tane kitap çıkardı bunlardan iki tanesi birisi 150 milyarlık liralık milli kaynak paketi birisi 50 milyar liralık milli kaynak paketi. Ayrıca 81 ile 680 küsur fabrika şeyleri. Bunların hepsi öyle lafla değil, sadece satır başları ile değil. Bütün plan ve projeleriyle beraber ortaya konulmuş Ar-Ge çalışması olarak hatta diğer parti başkanlarına da gönderildi bunlar ve bunların çoğu parti başkanları teşekkür ettiler. Bunları kullanabilir miyiz dediler. Değerli genel başkan yardımcımız da dedi ki biz bunu ortak insanlarımıza hizmet için ortak bir değer olarak sunduk. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz önemli olan bu işi gerçekleştirmektir. Kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin dedi. Biz bu kadar da bencil değiliz yani bencillikten uzağız. Yeter ki memleketimize, milletimize insanlarımıza hizmet olsun.

Saadetlilerin HDP’ye Yapmadığı Karşıtlığı Erdoğan’a mı Yapıyor?

POLİTİK ADAM:  Şimdi hocam şöyle zatıaliniz bir şey ifade etti. Biz milli görüş geleneği olarak hayra motor şerre freniz dedi. Şimdi sayın genel Başkan Fatih Erbakan’ının genç bir lider olarak mecliste olması ve mecliste bulunan siyasi partilerden çok azının genel başkanda olması kendine inanmaz bir öncelik katıyor. Şimdi bunun bir altını çizelim ama temsil noktasında milli görüş geleneği diyor değerli izleyiciler zatıalinize bir soru yağmuruna tutuyor kulağıma geliyor. İster istemez seçim sattı halinde de Yeniden Refah partisi Fatih Erbakan’a belki sizin seçim bölgeniz Konya’da da belki aynı köken gelenekten gelmenize rağmen şimdi farklı ittifaklarda yer alan saadet partisi ile ciddi bir siyasi rakip durumuna düştünüz ama ben eleştirilerine bakmıyorum hocam Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığını yani ben CHP’liler de görmedim. İnanılmaz size karşı karşıtlıklarını kendi içinde ittifak yaptıkları siyasi partiye hatta HDP’yi bile yapmazken size yapan Saadet yöneticilerine partileri demeçleri sosyal medya hesaplarını görün. Bu nedir savrulma hocam milli görüş zamanındaki?

ALİ YÜKSEL:  Şimdi ben hiçbir zaman için genel başkanımızın o kardeşlerimiz ile ilgili kötü bir sözünü duymadım. Hatta bize tembihi vardır. Bu kardeşlerimizin halkında hiçbir şey söylemeyin. Lehte aleyhte bir şey söylemeyin tabi bu arada ama onlar bizim için şöyle söylüyor böyle söylüyor dedikleri vakitte olsun söylesinler zaman içerisinde bunların hepsi atlatılır, bize yakışmaz başkasının aleyhinde konuşmak, kendi yapacaklarımızı anlatalım demiştir. Bizde hakikaten sahada yani meydanda hiçbir zaman içinde onların aleyhinde konuşmadık. Şimdi de konuşmak istemeyiz. O kardeşlerimiz değerli insanlardır ama bazı mülahazalarla yanılmış, şaşmış ve savrulmuş olabilirler. Yani görüşler, partiler bizim dinimiz değildir. Bizim dinimiz İslam’dır. İslam kardeşliği vardır. Yüce Peygamberimiz buyuruyor ki nefsin kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız diyor. Ben o kardeşlerimi imaları sebebiyle sevmek durumundayım ve aleyhlerinde konuşmam konuşulmasını da istemem doğru bulmam. Hatta bulunduğum yerde aleyhlerinde konuşulduğu zaman susturulmuşumdur. Kardeşlerim bunlar gelip geçici hallerdir bunlarla oyalanmayın biz ne yapacağız ne yapabiliriz buna bakalım demişimdir.

POLİTİK ADAM:  Sadece seçim dönemine has bir üslup değil devamlı bir üsluptur sayın genel başkan söyledi.

ALİ YÜKSEL: Tabii tabii devamlı söyleyeceğiz taviz bak biz ne dedik doğruyu kim yaparsa yapsın tebrik edeceğiz, teşvik edeceğiz ve yardımcı olacağız.

10 Milletvekili CHP Listelerinden Meclise Girdi

POLİTİK ADAM:  O zaman şimdi dolaylı yoldan hocaların hocası ile konuşurken dikkatli olmak zorundayım. Dolaylı yoldan söyleyeyim. Millî görüş geleneğinden gelen bir siyasi partinin CHP listelerinden meclise 10 milletvekili sokması size göre nasıl olacak?

ALİ YÜKSEL:  Çok enteresandır yani hesap uzmanını yanıltmışlar ve bu başarıyı göstermişlerdir. Tebrik ederim yani tutup fazla bir oy kazandıramamışlardır. Biliyorsunuz bizim saadette ki tabandaki kardeşlerimiz de o altı okun altına evet mührünü vurmaya vicdanları müsaade etmemiştir bize vermişlerdir. Bundan dolayı böyle olmasına rağmen onların 10 tane milletvekili çıkartmaları ki o kardeşlerimizin hepsi pırıl pırıl insanlardır, fevkalade başarıdır.

POLİTİK ADAM:  Çoğuyla hukukumuz var ama ben şöyle bir yazı yazdım. Hatta bu haftaki makalem de bunun üzerine. Şimdi her ne kadar şöyle dense de bu seçim de evet seçimi belirleyen gelenekler var Türk siyasi hayatında milliyetçi oyların belirginliği var ama asıl göz ardı edilen milli görüş geleneğine bağlı oylar. Bu insanlar Ak parti de var. Zaten Yeniden Refah partisi bunun ev sahibi Saadet partisi milli görüş geleneğinden olduğunu ilan ediyor. Gelecek partisinde birçok milletvekili var Deva da var hatta en büyük parti Ak Parti’de bile milli görüş geleneğinden gelen insanlar var.

ALİ YÜKSEL: Hem de çok

POLİTİK ADAM:  Kapısı var yani eğer sayısal çoğunluğa bakarsanız hani CHP’de ki milli görüşçüleri tasfiye etti geleneğinden gelenleri Sayın Kılıçdaroğlu onlarda dursaydı CHP’nin içinde CHP’nin has evladı olarak milli görüş geleneği hani normal milli görüşün sol kanadı olarak hitap edebileceğimiz insanlarda vardı. Şu anda meclisin en güçlü zannederim siyasi geleneği milli görüş.

ALİ YÜKSEL:  Evet aynen öyledir. Erbakan hocamızın yetiştirdikleri bugün siyasette büyük roller almışlardır. Bazı noktalarda birbirine rakip gibi olmuş olsa da bu toplumun dönüşmesinde belirli bir ağırlık kazanacak ve gelecekte ülkemizi inşallah milli görüş yönetecektir, zaten yönetiyor diyebiliriz.

POLİTİK ADAM:  Hocam hiç şunu düşündünüz mü Sayın Kılıçdaroğlu helalleşme ile ilgili bir süreç başlattı. Hani başörtüsü ve dini hassasiyetler konusunda çok rijit olan hani hala partilerinde böyle unsurlar var yok ama helalleşme babında başı verdiği açıklamalar bağrında yani geçmişte rahmetli Necmettin Erbakan’ın söyleyip de diline getirmediği birçok noktayı Kılıçdaroğlu Meclis kürsüsünden açıkça kuşdili konuşmadan ifade etti. Hani ben bunun bile bazı cümleleri Ak partiler geliyor büroma ziyarete onlara bile diyorum ki bu Erbakan hocanın tasarrufudur hiç şaşırma bu üslup önemli.

ALİ YÜKSEL: Evet şimdi ben Kılıçdaroğlu’nun öyle söylemelerini değerli buluyorum. Yalnız bunu tam söylemde bırakmayıp samimi bir şekilde devam yitirmiş olsaydı toplumda da makas (32:32) bulunacağını düşünüyordum ama bazı tavırlarla bazı içinde ki insanların beyanatlarıyla bu işin çok samimi ve içten ve ısrarlı bir şey olmadığı görüldüğü için ben öyledir demiyorum ama toplum böyle algıladığı için buna şey bulamadı. Fakat böyle söylemlerin yani insanlar arasındaki kırılmaları, kamplaşmaları, zıtlaşmaları biraz yumuşatıcı bir tavır olarak görüyorum ve değerlendiriyorum. Yani şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin de tabanında ki yüzlerce binlerce insanlar bu memleketin evlatları oraya oy vermiş olmalarına rağmen ülkemizin için kötülüğü istemezler. Bu bakımdan ileri de geçmiş olan dönemdeki haller durumlar oy durumları CHP ve CHP’nin idarecileri ve CHP’nin içerisinde ki diğer aklı başındaki insanları düşündürecek ve inşallah Teala ülkemiz insanların çoğu Müslüman olduğuna göre İslami değerlere toplumun değerlerine daha saygılı daha önem veren bir konuma geleceklerdir diye düşünüyorum ve bu bizim ülkemize barış getirecektir. Şimdi bazıları çıkıyor dışarıdan pompalanan bazı şeylerle özgürlük istiyoruz. Ya bu şu anda ki toplumdan daha özgür, nasıl bir özgürlük istiyorlar bunlar Allah aşkına. Benim özgürlüğüm bir başkasının özgürlüğünün sınırıyla sınırlıdır değil mi? Tutup da alabildiğine özgür bir şey olur mu?  Buna affedersiniz hani eskiler eşek hürriyeti diyorlardı. Yularını boşaltmış eşek onun tarlası bunun tarlası şu bu hepsine saldırır. Şimdi bu insan yahu, insana Allah akıl vermiş fikir vermiş tutup bir başkasının da hürriyetine saygı duyacaksın onun hakkını yemeyeceksin. Harama helale dikkat edeceksin. Bunların yaptığımız, bunları yapmak şartıyla ha haklı bir duyguyu ve düşünceyi söylemeye mâni bir durum varsa orada buna özgürlük ver deriz ama tutup da insanların bütün kutsallarını yerle bir eden laflara hareketlere efendim fikirlere buna özgürlük denmez ki?

İstanbul Sözleşmesi Kadın Cinayetlerini Azaltmadı

POLİTİK ADAM:  Şimdi ben milli görüşü geleneği söylerken HÜDA-PAR’ı söylememişim bir izleyici diyormuş ki Fehmi Bey HÜDA-PAR’ı söylemedi. Zekeriya Yapıcıoğlu milli Türk talebe birliği geleneğinden Erbakan hocanın talebelerinden bir isim. HÜDA-PAR’ı da milli görüşçü partilere saymak lazım şimdi izleyiciler diyor ki seçimden önce İstanbul sözleşmesi o kadar ailenin korunmasına ilişkin nokta da hatta Yeniden Refah partisinin bu tutumu Ak parti çevreleri tarafından da bazı kadın feminist tarafından da tehdit olarak algılandı, cevap verdi bir polemik oldu. Yeniden Refahın bu ilkelerinden vazgeçmesi bu konuda noksanlık gördü ve acilen düzeltmek istediği noktalardan feragat etmesi gibi bir şey söz konusu değil galiba.

ALİ YÜKSEL:  Hayır söz konusu olamaz yani gerçek olan bir şeyden feragat etmek olur mu? Biz bir gerçeği savunuyoruz şimdi İstanbul Sözleşmesi’nin aile ve topluma fayda olan yönlerini kaldıralım demiyoruz veyahut ta 6284 ve 6251 de bulunan aileyi koruyan, kadını koruyan bölümleri biz kaldıralım demiyoruz ki bak orada bunlara ayıklanması diyoruz yani mesela kadının beyanı esastır diyor. Bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Ben Almanya da yaşıyorum yıllardır orda da böyle bir şey var ama ispat etmek şartıyla kadının beyanına göre hareket ediliyor. Efendim kadın böyle söyledi hiç araştırmadan ver hükmü, ya bu dünyanın neresinde görüşmüş bir şey bu ayrıca kadını korumuyor. Kadına erkeklerin çok kırılıp tahammül edemeyecekleri bir neticelere götürüyor. Mesela kadın kafası bulmuş kocası için bir şey söylüyor. Uzaklaştırıyor gidiyor başka bir erkekle kalmaya başlıyor, hiçbir şey yapamıyor erkek ya benim namusumu çiğniyor bunlar diyor öldürüyor ve bu kanunlar çıktıktan sonra kadın cinayetleri daha fazla artmış bunu istatistiklerle gösteriyor.

POLİTİK ADAM: Yani İstanbul Sözleşmesi’ne rağmen artmış değil mi?

ALİ YÜKSEL: Tabii İstanbul sözleşmesine.

POLİTİK ADAM: O korumamış kadın cinayetlerine karşı kadını.

ALİ YÜKSEL: Tam tersine. İşte biz bunları ayıklayalım diyoruz. Tutup bazı çevrelerin yani ülkemizde aileyi bozarak Türk toplumunu, Müslüman toplumu mahvetmek isteyen çevrelerin oyunlarına gelmemek lazım. Böyle bir şey olur mu?

LGBT, Meclisteki Yeniden Refah’tan Rahatsız

POLİTİK ADAM:  Yani LGBT Yeniden Refahın Cumhur ittifakına katılması bu beyanlarında çok rahatsız olan bir kesim.

ALİ YÜKSEL:  Tabii onlar bunu şey yaptı ve etkisi de kalan ben yine kimsenin aleyhine konuşmak benim adetim değildir ama doğruyu da söylemek vazifemizdir diye söylüyorum. Bu kırmızı çizgimizde diyenlerin bazı yanlış çevrelerin yanlış fikirlerin etkisinde kaldığına inanıyorum yine de kötü niyetlidir diyemem ama biz bu konuda kararlıyız. Gözümüz göre göre aileyi bozduramayız. Kadının haklarını koruyoruz diye kadına en büyük kötülüğü yaptıramayız. Bu arada misal olarak bak tutup bu kanunlar neticesinde küçük yaştaki gençlerin bile zina yapmasına kimse bir şey demiyor, efendim karşılıklı rıza var diyor ama 18 yaşından aşağıda evlenmiş diye 15 bin üzerinde erkek şimdi hapiste yatıyor. Ya kadınları gidiyor, karıları gidiyor onlar diyorlar ki biz de bunu rızamızla evlendik diyorlar.

POLİTİK ADAM: Beyan veriyorlar.

ALİ YÜKSEL: Beyan da veriyorlar kimse kanun maddesi var atarız içeri diyorlar, böyle saçmalık olur mu böyle kanun olur mu?

POLİTİK ADAM:  Yani şöyle arz edeyim zatıalinizi Yeniden Refah partisi meclise girdi yani biraz diyorum geleneksel siyaset ezberleri unutun yani çok farklı bir siyasi şey gelecek bir izleyicimiz şöyle soruyor ne zaman Saadet partisini ziyaret eden veya Saadet partisinin Yeniden Refah partisini ziyaret ettiği bir fotoğrafı göreceğiz?

Değişim Diyanette de Olacak

ALİ YÜKSEL:  En kısa zamanda inşallah yani onlar gelmez ise biz gideriz. Çünkü peygamberimiz aleyhisselatu vesselam hani ben şu şeylerle emrolundum diyor gelmeyene gitmek vermeyene vermek gibi sıralanan bir şey varsa biz bunları seve seve yaparız. Biz dinimize bağlıyız elhamdülillah Allah ve Resul’ünün izinde gideceğiz bu millet Müslümandır ayrıca laiklik konusunda da birçokları yanlış şeyler biliyorlar. Ben Avrupa’dayım laikliğin içerisindeyim. Almanya da ve diğer ülkelerde hiçbir zaman için laiklik ve din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır ama devletin tutup da dine tahakküm etmedi değildir. Almanya da hiçbir kanun kilisenin, kilisenin karşı çıkmasına rağmen çıkmaz, katiyetle. Kilisenin görüşü alınır ve ona uygun şekilde çıkarılır. Türkiye de diyaneti hesaba katıyorlar mı yoksa diyaneti kendi emirleri altında istedikleri gibi oynatıyorlar mı? Ben diyanette de çalıştım.

POLİTİK ADAM: Oraya da bir neşter atacaksınız?

ALİ YÜKSEL: Atacağız Allah’ın izniyle neşter atılması gereken her şeye neşter atacağız.

POLİTİK ADAM:  Bu dediğiniz konu ne kadar önemli, 15 Temmuz da gördük değil mi? Dini bir cemaatin Türkiye’nin bekası ile milli güvenliğiyle din üzerinden yetiştirdiği insanlarla neler yaptığını,

ALİ YÜKSEL: Yapmak istediğini

POLİTİK ADAM: Gördük.

ALİ YÜKSEL: Gördük.

POLİTİK ADAM: Halen bu tehlikeyi geçmiş değil onun gibi birçok örgütlenmenin de olduğunu söylüyoruz, hocam programımızın sonuna geldik. Katıldığınız için çok teşekkür ederiz size doyum olmadı inşallah yakın zamanda konuk etmek arzu ederiz.

ALİ YÜKSEL: Bende size teşekkür ediyorum. Bu arada değerli dinleyicilerimizden biz insanız yanlış bir sözümüz olmuş olabilir bir kastımız yok. Onları hiç kimseyi de incitmek istemedik. Çünkü hani yunus diyor ya hani hepsinden iyice hani var ben kere hacca hepsinden iyice bir gönüle girmektir diyor. Biz gönül kırmanın ne kadar kötü olduğunu ve rabbimizin razı olduğunu biliyoruz

POLİTİK ADAM: Çok sağ olun

ALİ YÜKSEL: Kimsenin kalbini gönlünü kırmak istemedik ama gerçeklerin de söylenmesi haykırılmak gerekiyor. Onu da haykırmaya çalıştık lütfen bizi anlasınlar.

POLİTİK ADAM: Yolunuz açık olsun hocam çok teşekkür ederim.

 

Bakmadan Geçme