Soylu Görüşme İçin İlk Defa Konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Soylu, 'Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan sanki bu detayları anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürüvermesi, sorumlunun sayın Cumhurbaşkanımızı olduğunu söylemesi PKK'yı aklamaktan, üstünden yük almaktan, bu acı olayı bir siyaset malzemesi haline dönüştürmekten başka bir şey değildir' ifadesini kullandı. 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra yapılan grup toplantısındaki açıklamalarını değerlendiren İçişleri Bakanı Soylu, Kılıçdaroğlu’nu “PKK’yı aklamakla suçladı”

İçişleri Bakanı Süleyman  Soylu "Lafa geldi mi dil pabuç, bizim itiraz ettiğimiz konu şudur. Terör örgütü olduğu açık, suç açık.. Terörist olmak suçtur. Ama kabahatli biziz. Mış gibi yapılacak, söylenmeyecek, siyasi nezaketi beklenecek, yok efendim devlet adabı beklenecek. Kimse kusura bakmasın enayilik bir devlet adabı değildir. hele bu devletin adabı hiç değildir" dedi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da 107. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı'nda konuştu. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Soylu, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan sanki bu detayları anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürüvermesi, sorumlunun sayın Cumhurbaşkanımızı olduğunu söylemesi PKK'yı aklamaktan, üstünden yük almaktan, bu acı olayı bir siyaset malzemesi haline dönüştürmekten başka bir şey değildir" ifadesini kullandı. 

Soylu, şunları söyledi:
"Çok üzüldüğümüzü, yaralandığımızı, anlattıktan sonra metnin bir parçasının bile değişmemiş olduğunu dinlerken üzülerek müşahade ettik. Yaşın büyük olması hata yapılmayacağı anlamını taşımaz. Gelmişiz, anlatmışız, ne kadar sorunuz varsa buyurun cevaplamaya hazırız demişiz. Ondan sonra sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak PKK'yı aklamaktır.

'Yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarımdan biriydi'
PKK'nın karşısında hep birlikte bir cephe olabilmek fırsatını kaçırdık. Bu tarihi bir fırsattı. Bu kalleşliğe hep birlikte fatura ödettirebilmek fırsatını kaçırdık. Böyle yapılmamalıydı. O grup toplantısını dinlediğim an yaşadığım hayal kırıklığı hayatımda yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarımdan biriydi. Üzüntülüyüm, sadece söyleyeceğim bu. Terör örgütünün yapmak istediği açıktır. 6021 sivil insanı niçin katletti. Bunun cevabı var mı? Var.
'Ya benimsin ya kara toprağın.' 'Ya bana tabi olursun ya sana canınla bedelini ödetirim.' Burada yıllarca bu politikayı güttüler. Korkutma, ürkütme, hayatıyla korkutma ve kendine tabi etme. Dönem dönem yaptıkları katlin sebebi de budur." 

 "1984'ten bugüne 6021 sivil vatandaşı katletti PKK. Birileri rahatsız olsun, bunu her yerde söyleyeceğim" dedi.
"1987'de yine 3 koldan saldırdıkları 30 sivil vatandaşımızı katlettikleri Pınarcık Köyü katliamı var. Bu nasıl vahşet diye kendi kendimize dövünüp dururduk. Bunu bir insan yapmış olamaz. bunu yapanlar hayvanlardan aşağı mahluklardır" ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
"Böyle bir şey söz konusu olamaz. Aşağılık mahluklardır. Hep bu acılarla, dertlerle, fotoğraflarla büyüdük. Peçenek köyü katliamı sonrasında köye baş sağlığına gelenleri taşıyan minibüsü havaya uçurdular, 3 sivil vatandaşımız şehit oldu.
1990'da Elazığ'ın Kovancılar beldesinde 9 mühendisimizi kurşuna dizerek katlettiler. Şehitlerimizden birinin evladı hala Bakanlığımızda görevlidir. 1993'te Erzincan'da Başbağlar köyünün etrafını 100 kişilik terörist grubu sardı, 20'si köye girdi, toplam 32 kişiyi katlettiler. Aynı yıl Van'da yine kurşuna dizmek suretiyle 14'ü çocuk, 8'si kadın 26 vatandaşımızı katlettiler.

'Bu cenazeleri biz kaldırdık'
Bu liste çok uzun. Lütfen okuyun... Bitlis'te 93'te Yasemin öğretmenin nasıl katledildiğini... Alelade bir terör örgütüyle karşı karşıya değiliz. Bunu çiçek böcek görenlere tavsiyem şu katliam listesinin bir parçasını alıp okusunlar. Sonra da dişlerimizi sıktık diye bizi devlet adabı konusunda eleştirenler düşüncelerini tekrar ortaya koysun. Kulp'ta sadece para kazanmak için ormana giden işçiler acımazsızca katledildi. Bu cenazeleri biz kaldırdık."
Ardından "HDP'den bu katliamların hiçbiri için kınama hatırlayan var mı?" diye soran Soylu, şunları kaydetti:

"Ödleri patladı. PKK'nın insanlık, namus yoksunuz vahşi katli elebaşlarından sadece bir söz işiteceklerdi. Kalpleri mini minnacıktır onların. Ürkerler ve korkarlar. Bu milletin ayakta kalmasının bir nedeni var, ürkmemek, korkmamak. Geçen yıl 28 sivil insanımızı katlettiler, aralarında işçiler, köylüler, esnaf vardı. Hangisi tepki verdi, hangisi utandı, hangisi üzüldü. Gündemlerine bile almadılar.

'Bu kadar olay oluyor birinin kılı kıpırdamıyor'
Kızılay'da bir polis kimlik sorduğunda en ufak eksikliği, kötü niyeti olmasa bile kötü niyetliler tarafından TBMM dahil oralara iletilen meseleler karşısında bu kadar oluyor, bu kadar olay oluyor birinin kılı kıpırdamıyor. Soruşturma yapalım, komisyon kuralım demiyorlar. Daha doğrusu diyemiyorlar. Kimisi ortaklıklarından korkuyor, 2023 seçiminde acaba bir tane oy kaybederim, Kandil'i küstürürüm de.

Geçen hafta Gara'da 13 masum insanın kafasına kurşun sıktılar. 6 yıldır ellerinde işkence ettiler. Birilerinin dediği gibi misafir etmediler. doğrudan işkence ettiler, sonunda da öldürdüler. Üniversitelerde slogan atan devrim devrim diye kafa ütüleyen bayatlamış sol örgütlerden bir tane kınama var mı? yoktur. Olmaz da olamayacak da."

'O temsil ettiğin insandan bazıları 537 gündür kapında bekliyor'
Soylu, teröriste 'terörist' dedikleri için eleştirildiklerini söyledi. "Öcalan için özgürlük yapan, eylem yapan insana biz ne diyelim?" ifadesini kullanan Soylu, "Geçenlerde sırf yalakalık olsun diye yine vekiller sözde tecrit kalksın özgürlük gelsin diye açıklama yapmaya kalktılar. Yapabilirler mi? Yaptırır mıyız? Buna müsaade eder miyiz? O siyasi partiye tepki verdiğimizde bunu diyemezsiniz, 6 milyon insanı temsil ediyor diyorlar. O temsil ettiğin insandan bazıları 537 gündür kapında bekliyor. Hakaret edeceğinize ilgilenseydiniz" diye konuştu.

Soylu, şöyle devam etti:
"Biz olayın hemen ardından sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla iki sayın genel başkana gittik. Olayı tüm çerçevesiyle kendimize ait hususları tüm samimiyetimizle, tüm olan bitenin ayrıntısıyla kaçırıldıkları andan katledildikleri ana kadar olan süreci namusumuzla, onurumuzla, devlet adabıyla ifade ettik.

Ortak kaderde, tasada, kıvançta birlikte olduğunu düşündüğümüz insanlara karşı ortaya koyduğumuz bir sorumluluktur. Bu sorunluluk hakikaten olayların çerçevesi içerisinde. Ne kadar nezaket ortaya koymuşsak beklediğimiz de odur. biz bu dönemin gereklerini yerine getiriyor değiliz, geleceğimize miras bırakıyoruz. Doğru alışkanlıklar, doğru gelenekler.
Bu tip dönemlerde polemikleri bir tarafa bırakıp yarına ait bizden sonra geleceklere doğru davranış anlayışını emanet etmek. Hepimiz insanız. Sözümüzde, lafımızda muhakkak eksiğimiz vardır."
 

Bakmadan Geçme