- Haberler
- Politik Muhit
- Emir Kuşdemir, 40 yıllık Suskunluğunu Politik Adam'a Bozdu
Emir Kuşdemir, 40 yıllık Suskunluğunu Politik Adam'a Bozdu
Ülkücü camianın önde gelen isimlerinden 12 Eylül mağduru Emir Kuşdemir, Mustafa Pehlivanoğlu'nun idamından, Mamak'taki işkencelere ülkücülerin misyonuna kadar değişik konularda ilk defa genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'a anlattı. İşte Emir Kuşdemir ile yapılan tarihi röportaj...
Politik Adam: BBN Türk ekranlarındasınız. Politik adam programında ben Fehmi Çalmuk. Değerli izleyiciler yani televizyonlara hiç çıkmayan bir ismi konul ediyorum ülkücü camia ile ilgili 12 Eylülün mağduru ile ilgili efsanevi bir isim lütfetti 2 ameliyattan sonra bugün konuğumuz oldu sevgili Emir Kuşdemir, hoş geldiniz sefa geldiniz.
Emir Kuşdemir: Hoş bulduk Fehmi hocam
Politik Adam: Şimdi Emir Kuşdemir Bey, iki ameliyat geçirdi dedik 7 Ekim 12 Eylül de değerli yönetmenim o fotoğrafları paylaşır. 12 Eylül cuntasının idam ettiği sağdan ve soldan idam ettiği 2 isimden biri Allah rahmet eylesin. Şimdi o Mustafa Pehlivanoğlu’nun arkadaşı, dostu hatta onu daha önce onu cezaevinden kaçırma konusunda da yargılanmış savcılara ifade vermiş. 12 Eylülde de Allah gani gani rahmet eylesin Muhsin Yazıcıoğlu ile reis ile kopuşta bir yatmış cezaevinde metresi Yusufiye’de çile çekmiş değerli bir isim tekrar hoşgeldin sefa geldin diyorum. Hani bir merhumun arkasından konuşacağız, 12 Eylülü konuşacağız. 12 Eylülün ülkücü mağdurları başlığı ile konuşacağız.
Emir Kuşdemir: Evet
12 EYLÜL EMPERYALİSTLERİN 100 YILLIK PLANI
Politik Adam: Aradan bu kadar gün geçti halen acısı, zulmü taze zannedersem
Emir Kuşdemir: Öyle tabi ki şimdi 12 Eylül sadece bir yolun aldı değil yani Türkiye’nin üzerinde belki bundan sonrasının 100 yılının planının emperyalist güçlerle, güçlerce yapılan bir olayın adıdır bence. 80’de başlayan bu uygulamanın halen devam ettiğini inanıyorum ben ve benim gibi dostlarımızın da aynı şekilde olduğuna inanıyorum. 12 Eylül nasip olmadı konuşmak o gün ama her zaman konuluruz ülkücü hareketin her ay her hafta her gün konuşulacak acıları vardır yani geçmişten kalan bizim için bu ayın önemi Mustafa Pehlivanoğlu ile..
Politik Adam: Hürriyet gazetesi yazmış 2 terörist idam edildi. Mustafa Pehlivanoğlu öbürü de sol cenahtan
Emir Kuşdemir: Necdet Adalı. Aynı koğuşta yatmadık ama aynı dönem de yattık cezaevlerinde
Politik Adam: Şimdi ekranda dursun sözünüz yarım kaldım
Emir Kuşdemir: Estağfurullah
Politik Adam: 12 Eylül bir yılın adı değil
Emir Kuşdemir: Tabii ki de
Politik Adam: Şimdi ben inanılmaz telefon alıyorum. Güzellik uzmanlarından Kevser Gülcan Topçu selam söylüyor Avrupa’da ki ülkücüler selam söylüyor
Emir Kuşdemir: Aleykümselam
Politik Adam: Şimdi siz diyorsunuz ki 12 Eylül bir tarih değil. Tarih sayfasında 12 Eylül 1980 bir yılın adı değil bir dönemin adı
Emir Kuşdemir: Tabi ki
Politik Adam: Neden yani bir dönemin adı
MUSTAFA PEHLİVANOĞLU ADİL YARGILANMADI
Emir Kuşdemir: Çünkü ülkenin geleceğinin başkalarınca planlandığı bir tarih yani o gün itibariyle mesela şu laf çok kıymetli. Ne yaptık biz adaleti sağlamak için bir sağdan bir soldan astık. Yani adaletli davrandık değil, adaletle karar verdik değil adalet kendilerinin adaletince bir sağdan bir soldan. Mustafa Pehlivanoğlu’nun yargılandığı olay adaletli yargılansa Mustafa zaten idam cezası almazdı
Politik Adam: izleyicilerimiz bu olayı hatırlamıyor bit çoğu belki
Emir Kuşdemir: Balgat’ta da bir kahvehane taranması olay 1978 yılında
Politik Adam: Evet biraz önceki konuğumuzun yaşadığı yer Balgat
Emir Kuşdemir: Evet Mehmet bey ile de tanıştık sohbet ettik. Bu olayda Mustafa’nın asli fail olarak bir alakası yok ama O günün şartlarında adil yargılama söz konusu bile değildi yani asgari mahkemelerde hep yargılanırdı. Sivil mahkemelerde çok yargılanılmadı. İdam cezası aldı. Ben 78 de Ulucanlar cezaevinde başladı bizim dostluğumuz. Ben cezaevindeydim o geldiğinde yakalandığında rahmetli İsa Harman ile beraber işe gelmişlerdi, diğer arkadaşlarda vardı. Biz cezaevinde çok samimiydik. 3 arkadaş şuan Alanya’da yaşayan Şahin Gürhan, rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu ve ben. Gerçekten yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Saatlerce sohbetler ederdik. Şöyle tabi hep böyle şey konuşmayalım diye bir araya bir kaç tatlı olayı da katalım
GÖRÜŞ GÜNÜNDE GELEN EVLİLİK
Politik Adam: Neden Girdiniz Cezaevine ?
Emir Kuşdemir: Abidin paşadaki bir olaydan girdim. 1,5 sene yattım, tahliye oldum. Sonra ihtilalden sonra bir daha girdim 10,5 sene yattım toplam 12 sene yattım 91 yılında ki af ile çıktım. Biz cezaevinde Ulucanlar da görüş yerine çıktınız da ben bilseydim o resimlerden getirirdim. Hiç aklıma gelmedi yani orda görüş yerinde bazen nöbetçi olunuyor düzen sağlamak için orda 12-13 yaşında bir kız çocuğu ile tanışıyor Şahin Gürhan. Leyla isimli onun da eniştesi yatıyormuş cezaevinde ablası ile geliyor. Ablası eniştesi ile konuşurken oda boş bir görüş kabininde oturuyor. Şahin görünce tanışıyor bizde geldik 3müz tanıştık. Mustafa Pehlivanoğlu, ben, Şahin Gürhan. Çok samimi olduk kız çocuğuyla bize mektuplar yazıyor biz ona mektuplar yazıyoruz, rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu’na yazdığı mektuplardan birisi Ulucanlar cezaevinin 2. Koğuşunda sergilenmekte şuan da Leyla kardeşimizin. Aradan yıllar geçiyor Şahin Gürhan bizden önce tahliye oluyor, dışarı çıkıyor dışarı çıkıyor yıllar geçiyor Şahin kardeşimiz ile Leyla kardeşimiz evleniyorlar. Yani bizim için tatlı bir anı benim de çok yakın aile dostlarım hem Şahin hem Leyla kardeşim hem çocukları. Şahin’i de anmış olalım bu vesile ile. Mustafa Pehlivanoğlu ile 79’de ben çıktığımda onlar yatıyordu. Ben bir Almanya macerası yaşadım bir 6 ay, 80 yılı ocağında döndüm. Mustafa Pehlivanoğlu ile İsa Armağan 80’nin Temmuz ayının başı olsa gerek tam tarihini hatırlayamadım, firara ediyor cezaevinden. Ben o zaman Abidinpaşa Ülkü ocakları başkanı. Çıktıktan sonra ayrılıyorlar ikisi şeyin Askeriye’nin dışında. Helalleşiyorlar ayrılıyorlar İsa abi ile Mustafa. Mustafa Balgat’a gidiyor nişanlısını görüyor oradan Abidinpaşa’ya geliyor, Ramazan ayıydı.
PEHLİVANOĞLU FİRAR EDİP BENİM YANIMA GELDİ
Politik Adam: Senin yanına
Emir Kuşdemir: Evet biz çünkü çok samimiydik. Öyle ki ayakkabı boyatıyorum caddenin kıyısında tam karşıma geldi şapkalı. Çok da sıcak bir hava temmuz ayı, orucuz da. Karşıdan biri el sallıyor ama
Politik Adam: Kim olduğunu
Emir Kuşdemir: Benzetiyorum ama
Politik Adam: Konduramıyorsun
Emir Kuşdemir: Konduramıyorum da tabi böyle. Sonra ayakkabı boyacısı da pala dayı diye meşhur biriydi Abidin paşada. Onunla böyle polis ajanı mit ajanı diye çok konuşulurdu. Haber veriyor diye sağa sola olayları diye
Politik Adam: O Tanımasın onu
Emir Kuşdemir: Biz işte tanımasın diye hemen onu biraz meşgul ettim ben terlikler vardı onları gittim veya terlikler vardı o an da. Hemen gittim koluna girdim orda hemen o ocağın yanında Esma teyzemiz vardı Kayserili. Onunda 2 oğlu cezaevinde yatıyordu. Hemen onun evine götürdüm ondan sonra tabi Esma teyzeye söylemedik. Bu cezaevinden tellerden firar ederken asker ‘nereye gidiyorsun0’ diye sorunca asker ile konuşmak zorunda kalıyorlar sigara ikram ediyor askere. Hani sohbet edeyim de çıkayım diye orucu da bozuyor. Zaruretten bozuyor ondan sonra işte Esma teyze yemek hazırladı falan biz sonra ayarladık. Eskişehir, Kütahya, Eskişehir de Allah rahmet eylesin vefat etti. Satılmış Kara vardı yine Abisinpaşa’dan bizim abilerimizden ona emanet ettik, biz döndük. Sonra Kütahya’ya gitmiş ve orda yakalanmış. Biz tabi yakalandığını bir şekilde o zaman herkes gibi biz..
İŞKENCELER 12 EYLÜL’DEN ÖNCE BAŞLADI
Politik Adam: Yardım ve yataklık da
Emir Kuşdemir: Ben ihtilalden sonra yargılandık biz yani o zamanki Ocak başkanları, Ocak genel başkanı, hukuk işler sorumlusu 3 tane asker o zamanki cezaevinin ilçe Emniyet amiri hiç alakası olmadığı halde yüz başı Hasan Mesci vardı. Mustafa yakalandı. Büyük işlemceler gördü. 12 Eylülden önce başladı Mamak cezaevinde ki işkenceler yani
Politik Adam: 12 Eylül ile beraber değil
Emir Kuşdemir: 12 Eylül, 12 Eylül şöyle 12 Eylül Ağustos ayında Mamak cezaevine geldi yani ilk uygulamaları orda başlattılar 12 Eylülden 15-20 gün önce falan. Zaten karar vermişler o şartların olgunlaşmasını bekliyoruz diye Konya Ordu komutanı Bedrettin Demirel bir anılarını yazmıştı. Bir yıl önce karar almışlar
KELLE KOLTUKTA SAVAŞIYORDUK
Politik Adam: Ya başkanım hiç mi farketmediniz hani bunlar darbe yapacak edecek ve Türkiye’nin bağımsızlığını, bölünmez bütünlüğünü savunuyor, Komünizm tehlikesine karşı can veriyorsun, ölüyorsun, kalkıyorsun devleti korumadığına geliyor ama devletin güvenlik gücü Türk silahları kuvvetleri ceza evinde işkence yapıyor bu ağır bir şey değil mi?
Emir Kuşdemir: Çok gençtik, çok sıcak ortam vardı yani böyle herkes kelle koltukta savaşıyorduk yani öyle bir ortamda çok sağlıklı, arkana yaslan düşün şimdi bugün gelmeden önce 2 gündür ben arkadaşlara yakın dostlara attım. Böyle böyle ya yemine diyorum yazmak istemedim hiçbir şey gönlümden ne geçiyor ise onu söyleyeceğim dedim yani şey yapmayacağım.
Politik Adam: Hani biz bugün bir siyaset konuşmayacağız biz
Emir Kuşdemir: Yok yok arkama yaslandım düşünüyorum ama o zaman arkamıza yaslanıp düşünme şansımız hiç yoktu.
TÜRKEŞ, 12 EYLÜL’ÜN GELECEĞİNİ GÖRMÜŞ OLABİR
Politik Adam: Rahmetli Başbuğ asker kökenli idi stratejik bir zekası vardı. Oda mı böyle bir tehlikeyi görmedi size göre?
Emir Kuşdemir: Görmüş olabilir o ben onunla ilgili ben görmediği düşünmüyorum sanmıyorum. Biliyorsunuz ihtilal olduğunda Demirel başbakandı, Ecevit ana muhalefet lideriydi. Erbakan hoca, Başbuğ vardı dördü. 3’ünü gözaltına aldılar, Başbuğ yoktu biliyorsunuz 3 gün sonra
Politik Adam: Oda yurt dışından geldi.
Emir Kuşdemir: Yok yurt dışında değil Türkiye’deymiş. 3 gün sonra teslim oldu. Demek ki bir haberi varmış en azından öyle görüyoruz. Bizim şöyle bir şey oldu 12 Eylül günü, 11 Eylül günü. Ankara’da enterasan bir şey yaşandı o zaman. 9 Eylül veya 10 Eylül tam bilmiyorum 2-3 gün önce Ankara’nın yüze yakın yerine TİP tarafından bombalı pankartlar asıldı.
Politik Adam: TİP, Türkiye İşçi Partisi
Emir Kuşdemir: Evet ama o zamana kadar öncü gençlik miydi ne öyle bir gençlik kuruluşu vardı. Yüzlerce yere bombalı pankart asıldı ama o zamana kadar TİP’in veya öncü gençliğin böyle bir sokak faaliyeti, militan bir tavrı ben hiç görmemiştim mesela. Bütün Ankara halkı bu ne ya işte bu nereye kadar böyle gidecek diye halkın konuştuğuna şahit oldum. Bu zaten 12 Eylülün gelişini kolaylaştırmak için yapılmış bir hareketti. Bizim bunlar o zamanın şartlarında şahsen anlamamız veya farketmemiz çok zordu. Bir yüzbaşı vardı Mamak’ta görevli o bize söyledi yani 11 Eylül günü şey olacak diye arama olacak diye
Politik Adam: Siz 12 Eylül’de cezaevinde miydiniz?
Emir Kuşdemir: Hayır ben dışardaydım.
Politik Adam: Dışardaydınız.
13 EYLÜL’DEN SONRA HEMEN SALDIRAYA GEÇMEDİLER
Emir Kuşdemir: Tabi ben dışardaydım, 12 Eylül oldu hatta biz o gün arama olacak diye benim evim Keçiören’deydi gittik, 2 arkadaşımla beraber bizim evde yattık. Ablam o zaman Adalet Bakanlığı’nda çalışıyordu bir büyük ablam o sabah işe çıkıyor işe gitmek için asker çeviriyor. Bizim de öyle haberimiz oldu yani televizyon açtık hemen. Mustafa Pehlivanoğlu 7 Ekim’i 8 Ekim’e bağlayan gece idam edildi. O zaman da dışardaydım daha yakalanmamıştım.
Politik Adam: Hemen ihtilal oldu, ihtilalciler cunta bir gücünü gösterecek.
Emir Kuşdemir: Tabi şöyle bir de direk ülkücülere bir saldıraya geçmediler o zaman bir rahatlattılar yani ülkücüleri biz ben tabi bunu sonradan biz bunu değerlendiriyoruz. Şöyle mesela MHP genel merkezinde 7’ye yakın tabanca falan bir şeyler bulundu silah mühimmat neyse orda gözaltına alınanların hepsini serbest bıraktılar. Bunların hep sistematik olduğunu sonradan biz
Politik Adam: Bir güvencemi verdiler?
Emir Kuşdemir: Evet şöyle bir rahatlama kaç zaten illegal bir yapılanma değildi bizimkisi sokaktaydık. Herkesin bildiği insanlardık biz.
Politik Adam: Yerin altında da
Emir Kuşdemir: Değildik yerin üstündeydik yani biz resmî zeminde kavga da ediyorduk sokakta ediyorduk ama Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi biz o zaman daha yakalanmamıştık yine arkadaşlarımızla önce mezarlığına gittik 3-4 gün sonra
Politik Adam: Duydun, idam edileceğini radyodan mı duydun?
Emir Kuşdemir: Yok biz sabahleyin kalkınca
Politik Adam: Gazeteler
Emir Kuşdemir: Herhalde radyo, gazete veya bir fısıltı
PEHLİVANOĞLU İDAM EDİLDİ, ÜÇ GÜN SONRA MEZARINA İMAM GÖTÜRÜP KUR’AN OKUTTUK
Politik Adam: Nedir, nasıl bir duygudur?
Emir Kuşdemir: Çok korkunç bir şey, biz inanamadık yine acaba bir numaramı milleti ortalığı yatıştırmak, korkutmak için sindirmek için bu bir şey olabilir diye düşündük. Ailesine de haber vermemişler çünkü Zeynep teyze ile Necmi amca babası ve annesi bizim de çok yakın dostlarımızda babamın annemin çok yakın cezaevi kapısının arkadaşları bunlar. Biz 3-4 gün sonra gittik imamı bulduk, Karşıyaka mezarlığının imamını o bize gösterdi rahmetli Mustafa’nın mezarlığını daha o zaman sadece bir tahta dikiliydi. Gittik dua ettik oradan evlerine gittik. Bizde ki de çok büyük cesaret o zaman yani işte gençliğin verdiği
Politik Adam: 12 Eylül cuntası idam ettiği bir kişinin mezarına gidiyorsun ondan sonra evine gidiyorsun resmen..
Emir Kuşdemir: Tabi, meydan okumak gibi
Politik Adam: Meydan okuyorsun
Emir Kuşdemir: Yani evine gittik hatta annesi ile ablası bize kızdı, rahmetliler. ‘Siz ne yapıyorsunuz?’ bi zde kalabalık gittik.
Politik Adam: Çocuklarına yandılar da sizi de bir koruma içgüdüsü
Emir Kuşdemir: Artık çocuk gitmiş diyorlar ağlıyorlar bir yandan bizi görünce mutlu oldular bir yandan korkuyorlar fazla oturmayın gidin diyorlar böyle bir enteresan yaklaşım sergilendi. Yani ki Mustafa’dan sonra da 8 arkadaşımız daha idam edildi toplam 9 arkadaşımız şehit edildi bunlardan üçü cezaevi arkadaşımızdı burada Ankara da idam edilenler. Mustafa Pehlivanoğlu, Ali Bülent Orkan, Fikri Arıkan. 3’ü de benim de ceza evi arkadaşımdı 3’ü ile de yattım.
SOKAKTA Kİ ÇATIŞMALARDA ÖLEN ÜLKÜCÜLERLE ŞEHİT OLANLARLA İDAM EDİLENLER FARKLI ACILAR VERDİ
Politik Adam: Yani ne diyeyim abi şimdi, can evinden her şeyini paylaştığın arkadaşlar. Belki sokakta çatışmada arkanı kollayan insanlar bakıyorsun ki idam edilmiş.
Emir Kuşdemir: sokakta ki çatışmalarda ölen ülkücülerle şehit olanlarla idam edilenler farklı acılar verdi bize yani o zamanın hani bizim neydi yıkılsın düzen yaşasın devlet, bizim en büyük sloganlarımızdan biriydi 80 öncesi yani kanımız aksa da zafer İstanbul bunlar en önemli bir kaç sloganımızdan biriydi. Yani o zaman solcularla bir düşmanlığımız vardı onların öldürdüğü insanlar kavga ediyorsun oda ölüyor sende ölüyorsun bu kadar insanı yıpratmıyordu ama asılma bizim ülkücü harekette belki o gün için çok şeye yol açmadı ama insanların gönlünde büyük kırıklıklara yol açtı
Politik Adam: Neye karşı kırıklık?
Emir Kuşdemir: Devlete karşı, yönetime karşı sorgulamalar başladı. Sesli olmasa da
ÜLKÜCÜLER KENDİLERİ ÖLMÜŞTÜR AMA POLİS ASKERE DEVLETE MEYDAN OKUMAMIŞLARDIR
Politik Adam: Sorgulamadan kastınız?
Emir Kuşdemir: Yani niye devlet, sen devlete karşı savaşmamışsın ki, devletin askerini silah sıkmamışsın, polisine silah sıkmamışsın, devlete başkaldırmamışsın yani polis asker öldürmekten yargılanan bir tane ülkücü yoktur böyle bir olay yoktur yani. Ülkücüler kendileri ölmüştür ama polis askere devlete meydan okumamışlardır yani şimdi sen devlet baba gördüğün o zaman şartlarında sen 12 Eylül’ü bizim çocuklar yaptı diyenlerden haberin yok ki yani onu bilme şansında yok.
Politik Adam: Başkanım affına sığınırım bir kandırılma
Emir Kuşdemir: Yok ben öyle düşünmüyorum bizim için söz konusu değil başkalarını bilmem sorumlu mevkilerde
Politik Adam: Şu fotoğraf bir dursun değerli yönetmenim biraz önceki cezaevi
Emir Kuşdemir: Bursa cezaevi, Bursa’da ki cezaevi
Politik Adam: Şimdi oraya geleceğiz,
Emir Kuşdemir: En son Mamak’tan sonra Eskişehir, Eskişehir’den sonra da Bursa’ya gittik. 3 sene 3,5 sene Bursa’da kaldık.
Politik Adam: Şimdi o Bursa cezaevi fotoğrafı var tek başına Emir Kuşdemir. 12 Eylül oldu, siz diyorsunuz ki biz 12 Eylül de bir kandırılmıştık duygusu içinde değildik ama bir yorgunluk var mı veya ortada kalmış var mı? Merhum Muhsin Yazıcıoğlu beyin cezaevindeyken sosyal güvenlik vakfı hakkında bir örgütlenmesi var. Necati Bey diye bir Milliyetçi Çalışma Partisi var hatta bizim imam hatip de bir hocamız var. Yaşıyorsa Allah sağlık versin vefat ettiyse Allah rahmet eylesin. Alagöz soyadlı orada MÇP’de
Emir Kuşdemir: Vedat Tarla
Politik Adam: Olabilir Bahattin Ergezen’de bizim imam hatip de hocamızda Allah rahmet eylesin.
Emir Kuşdemir: Amin, Allah rahmet eylesin
Politik Adam: Onların örgütlenmesi var duyuyoruz efsaneleri var şimdi bu Bursa 12 Eylülden sonra girdi.
Emir Kuşdemir: 89
12 EYLÜL’DEN 1 GÜN EVDE YATTIM YAKALANDIM
Politik Adam: 89’da burası siz darbe oldu işte Mustafa Pehlivanoğlu’nun annesi babası dedi ki aman çocuklar ortada durmayın.
Emir Kuşdemir: Biz yine kaçmadık.
Politik Adam: Evinizde misiniz?
Emir Kuşdemir: Evde olmasak ta ben evde yakalandım ama bir kere yattım yakalandım o gün yakalandım yani bir kere yattım.
Politik Adam: Darbeden kaç gün sonra?
Emir Kuşdemir: 40 gün falan sonra
Politik Adam: 40 gün sonra 40 gün hep böyle yakalanma korkusu mu var?
Emir Kuşdemir: Tedbir alıyorduk güya kendimizce yani halamın çocukları vardı, onlarda kalıyordum. Amcamın çocuğu vardı onlarda kalıyordum.
SOLCULAR SİYASİ ŞUBEYE GİDERKEN BENİ DİRKT MAMAK’A GÖTÜRDÜLER
Politik Adam: Aldılar sizi cezaevine Mamak mı?
Emir Kuşdemir: Mamak yani şöyle Keçiören’den çıktık gözümüz bağlı o zaman…O zaman Fatih köprüsü, yok yok minibüs ile minibüsün içinde yere yatırdılar. Keçiören dümdüz bir yol çıkınca emniyete gitmemiz için direk sağa doğru gitmemiz lazım biz sola doğru gittik.
Politik Adam: Anladın yani
Emir Kuşdemir: Anladım tabi dimdirek bir yol Keçiören aynı yol
Politik Adam: Minibüste başka arkadaşınız var mıydı?
Emir Kuşdemir: yok tektim ben varsa da bilmiyorum başka kimse beni yakalatan biri olabilir araba da yani evi gösteren biri olabilir ama bilmiyorum şimdi
Politik Adam: Seste duymadın?
Emir Kuşdemir: Yok götürdüler orda C5 diye bir yer yapmışlar bir baraka etrafını çevirmişler mesela bu da 12 Eylül’ün bizim kafamızda ki en büyük soru işaretlerinin başlamasına yol açanlardan biridir. Bir işkence ana yapmışlar dev bir yer, askerler çevrili içi, içerde tamamen 80 döneminden önce emniyette aşırı solcu olarak bilinen Zeki Kaman, Dürüst Oktay aklıma gelenler yani bu isimlerin başını çekti esas ekip başı ikisiydi. Bütün solcu polisler oraya görevlendirilmişler, bütün ülkücülere işkence eden bunları geçiriyor. 12 Eylülden sonra yakalanan her ülkücü burdan geçti. Bizi hiç bir ülkücüye minnete götürmediler Ankara’dan bahsediyorum.
Politik Adam: Şimdi askeriye ihtilal yaptı ama polisleri kullanıyor?
Emir Kuşdemir: Ama polis solcuları yakalıyor emniyete götürüyor, ülkücüyü yakalıyor Mamak’a götürüyor. Bir de psikolojisini düşünün şöyle asker vurun diyor kaçanı vurun diyor yakalayanı vurun diyor orda ki genç insanlara yapılan işkenceleri düşünün.Peşine getiriyorlar annesini..
Politik Adam: İşkence deyince tatsız bir konu ise affınıza sığınırım ama Pehlivanoğlu’nun ölüm yıldönümünde bunun anlatılması bakımından öyle çok televizyonlara çıkan, konuşma niyetli biri değilsiniz sağ olun beni kırmadığınız için
Emir Kuşdemir: Estağfurullah
Politik Adam: Himmet ettin
Emir Kuşdemir: Estağfurullah Fehmi hocam sen bizim için değerli bir dostsunuz yani
BENİ HEMEN İŞKENCEYE ALDILAR
Politik Adam: Erenlerin himmeti başım gözüm üstüne şimdi işkence dediniz gireniz kapalı gözleriniz o Emir Kuşdemir gelmiş.
Emir Kuşdemir: Beni şöyle aldı eve geldiklerinde beni evde bulacaklarını ummadan geldiler. Beni bulunca beni aldıkları gibi götürdüler evde arama bile yapmadılar yani beni aldıkları gibi götürdüler tamam mı? Götürdüler işkenceye aldılar. Bizim eve 1 gün sonra arama yapmışlar düşünün, bakmışlar ki tutanak yok hani nerde yakalandı.
Politik Adam: Ne telaş var?
Emir Kuşdemir: Abidin Paşa Ocak başkanını yakaladık. Abidin Paşa’da olayların çok olduğu bir semt
Politik Adam: Şimdi işkence dediğimiz zaman hani böyle bir bazı 12 Eylül filmleri oldu bilmem nede herkes bunu mizansen falan zannediyorsa
Emir Kuşdemir: Yok
BEN MAMAK’IN VEYA C5 LERİN BÖYLE TAM BİR FİLM VEYA ROMAN OLDUĞUNU GÖRMEDİM
Politik Adam: Affına sığınarak
Emir Kuşdemir: Bence onların hiç biri tam ifade etmiyor bizim
Politik Adam: Çok mu ağır?
Emir Kuşdemir: Ben Mamak’ın veya C5 lerin böyle tam bir film veya roman olduğunu görmedim Ben de yazdım 1-2 sayfa kadar sonra orda kaldı ondan sonra bir daha
Politik Adam: Çok mu ağır?
Emir Kuşdemir: Bence çok ağırdı yani psikolojisi de ağırdı, 20 yaşındayız,21 yaşında, 16 yaşında,17 yaşında mesela biz ile beraber bakın şöyle bir olay oldu onu anlatmazsam,
BEKİR BAĞ ORTADA YOKTU ÖLDÜĞÜNÜ GÖRÜŞ GÜNÜ ÖĞRENDİM
Politik Adam: Buyurun
Emir Kuşdemir: Çok eksik kalacak. Biz 13-14 kişi yakalandık Abidin Paşadan biz, bizimle beraber aranan Bekir Bağ vardı. Bekir Bağ daha sonra yakalanmış ama biz o 13-14 kişi savcılığa beraber gittik. Mahkemeye beraber çıktık. Nöbetçi mahkemeye de, cezaevine de beraber gittik. Sadece Bekir Bağ aynı olaylardan yargılanmamız lazım ben onunla ilgili olaydan dolayı müebbet hapis aldım. Onun yargılandığı olaylardan. Bekir’in yaşı da 17 yani 18’in de altında Bekir biz işe beraber gelmedi. Tutanakların hepsinde ismi var mesela bizi sevkediyorlar ya o konuya bir inesim var, Bekir Bağ var ama ortada Bekir Bağ yok.
Politik Adam: Nerede?
Emir Kuşdemir: Nerede olduğunu biz bilmiyoruz bakıyoruz yok Bekir, savcılığa gidiyoruz Bekir yok, mahkemeye gidiyoruz, bizi tutukladılar cezaevine gönderdiler.
Politik Adam: Yine yok.
Emir Kuşdemir: Yine yok aradan 1 ay geçti annem, rahmetli annem
Politik Adam: Allah rahmet eylesin
Emir Kuşdemir: Görüşte dedi ki ya Bekir ölmüş çok üzüldük dedi. Ben anlayamadım. Ne Bekir’i anne dedim. Cezaevinde de görüşte bunu konuşmak
Politik Adam: Yasak
Emir Kuşdemir: Yasak ötesi yasak çok büyük
Politik Adam: Nasıl duyuyorlar?
Emir Kuşdemir: Tam arkanda bir adım arkanda nerdeyse seninle yapışık asker duruyor. Ziyaretçinin arkasında da asker duruyor. Herhangi bir cezaevi, mahkeme, herhangi bir kötü muamele bahsetmenin kesinlikle yasak olduğu bir yer ama asker tam anlamadı zaten 3 dk falandı görüşme konuştuğumuzu da anlamazdık yani
Politik Adam: Hasret gideriyorsunuz?
Emir Kuşdemir: sadece görüyorduk onlara gelmeyen dememize rağmen yine geliyorlardı ve Bekir Bağ’ın intihar ettiğini söylediler, duyuldu ve böyle kapatıldı bu dosya.
Politik Adam: Halen İnanmıyorsunuz intihar ettiğine
Emir Kuşdemir: Kesinlikle mümkün değil yani neden 13 kişi bir götürüyorlar da onu seninle getirmiyorlar, mahkemeye aynı olaydan yargılanıyorsun.
BAŞBUĞ İLE MUHSİN BAŞKAN İLE AYNI MAHKEME DE YARGILANIRDIK
Politik Adam: Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu sizle beraber miydi Mamak’ta?
Emir Kuşdemir: Mamak’ta beraberdi. Ben Muhsin başkan ile aynı koğuşta yatmadım aynı mahkeme de beraberdik bizim mahkemelerimiz şöyle idi Başbuğ ile Muhsin başkan ile aynı mahkeme de yargılanırdık mesela
Politik Adam: Sizin ünlü bir şeyiniz var görüntünüz, bazı kanal istiklal mi?
Emir Kuşdemir: İstiklal tabi
İHTİLALE EN GÜÇEL CEVABI İSTİKLAL MARŞI OKUYARAK VERDİK
Politik Adam: İlk den o enteresan onu bir anlatsana başkanım
Emir Kuşdemir: Şöyle, onu Muhsin başkan organize etti o zaman. Bizi mahkeme salonuna aldılar 500 Küsur sanıktık, 570 mi sayıları karıştırabilirim. Başbuğ gelmedi, Başbuğ ve o zamana ki milletvekilleri şeyde kalıyorlardı. Kirazlıdere de kalıyorlardı. Onlar geldiğinde salona girdiği an İstiklal Marşı söylenecek diye orda bir fısıltı ile
Politik Adam: Mahkeme salonunda
Emir Kuşdemir: Tabi tabi salondayız şimdi öyle güzel bir şey oldu ki aslında tarihin belki de en güzel anlarından biri belki ihtilale verilecek en büyük cevaplardan biriydi aslında ülkücü hareketin ruhunda ki asaletin, asilliğin, asiliğin bir işaretiydi o şimdi Başbuğ ve milletvekilleri yan kapıdan içeri giriyorlar. Heyette merdivenlerden şeye çıkıyor
Politik Adam: Kürsüye
Emir Kuşdemir: Kürsüye çıkıyordu tam o an da Başbuğ ve diğerleri girerken de istiklal marşı başladı. Ben hayatımda okuduğum en güzel İstiklal Marşı’ydı. 63 yaşındayım ondan daha güzel İstiklal Marşı okumadım. Heyette esas duruşa geçti yani mecbur kaldılar ne yapacak oturacak hali yok. İstiklal marşımızı
Politik Adam: Askerlerde hazır durmuşlar.
Emir Kuşdemir: Herkes herkes
MÜTHİŞ BİR ŞEYDİ YANİ BEN ŞİMDİ BİLE TÜYLERİM DİKEN DİKEN
Politik Adam: Bir defa ki söylediniz
Emir Kuşdemir: Bir kere bir tane bir kere İstiklal Marşı okuduk ama düşünsene kapalı bir spor salonu gibi düşün küçük 500kişi bunu okuyor. Müthiş bir şeydi yani ben şimdi bile tüylerim diken diken
‘NİYE İSTİKLAL MARŞI OKUDUNUZ, KİM TALİMAT VERDİ’ DİYE BÜTÜN ARKADAŞLARIMIZI DAYAKTAN GEÇİRDİLER.
Politik Adam: Ama Muhsin Yazıcıoğlu bir rahmetli stratejik bir zekasına..
Emir Kuşdemir: Tabi canım yani başka ne olabilir. Sen bir kere orda tavrını ortaya koyuyorsun getireyim ilk günün de ben Türküm diyorsun, ben Türk milletine mensubum diyorsun, benim anayasam İstiklal Marşı diyorsun ben buyum diyorsun. Sen beni yargılıyorsun ama ben zaten buyum diyorsun ve o gün akşam cezaevine döndüğümüz de bizden savunma aldılar niye istiklal marşı okudunuz, kim talimat verdi, bütün arkadaşlarımızı dayaktan geçirdiler.
Politik Adam: Dayakta böyle bir şamar falan mı?
Emir Kuşdemir: Yok canım coplarla tek tek alıyorlar, copluyorlar ama o dayak bile en güzel dayaklardan birisiydi ben öyle düşünüyorum şimdi bugün bile gülerek tebessüm ederek anıyorum. Çünkü insanların hayatlarında unutamayacağı şeyler vardır. Benim için en güzel anılardan birisi
Politik Adam: Başkanım yaraları kavlatma veya kanatma
Emir Kuşdemir: Yok canım
Politik Adam: Söylemi birçok arkadaşın idam etmiş yargılanmış birçok arkadaşın vefat etmiş hatta bizi izleyen birçok arkadaşınız mesaj atıyor yani isimler sayamayacağım kadar. Şimdi ülkücü camia bir imtihandan geçti 12 Eylülün dehlizlerinde ben rahmetli Muhsin abinin birinci büyük birlik kongresin de diriliş üfleyen adam diye bir yazı yazmıştım güneşte yazıyordum. Muhsin abi geldi oğlum sen ne zaman bizim orda yaşadın da bunları yazdın dedi. Ben mesela Hollanda’ya gittiğim de Amsterdam’da Nizami Alem Ocakları’nda kulağı çınlasın Zülfü Canpolat’ın
Emir Kuşdemir: İyi dostumdur.
BüTÜN ÜLKÜCÜLER KARDEŞİMDİR BENİM
Politik Adam: Nizami Alem’in duvarına benim yazıyı koskocaman yaptırdığımı görünce ağladı. Şimdi geldiniz çile çektiniz şimdi buradan 63 yaşındasın, 20 yaşında bir delikanlı 40 yıl önceye gittiğin zaman şimdi birçok yerde hayata tutunmuş tutunamamış siyasetin sağında solunda olmuş ülkeyi camiadan birçok insan var. Ve karşınızda yine bir kutuplaşma gibi bir tartışma var ne zaman Türkiye de terör ile ilgili sorun olsun karşısında muhakkak bir cezaevini görmüş ülkücüleri koymak istiyorlar. Böyle bir iş var şimdi bu kadar tecrübeden sonra Emir Kuşdemir burada bu kutuplaşma tartışmalarına ilişkin ne yorum yapar?
SİYASETİN BENİM HAYATIMIN BİR PARÇASI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM AMA ÜLKÜCÜLÜK ÖLENE KADAR BENİM HAYATIMIN BİR, BENİMLE BERABER YAŞAYAN BİR PARÇASI.
Emir Kuşdemir: Ben ülkücü, ülkücünün kardeşidir diyorum. Hiç bir ülkücü siyasetine göre sevmiyorum ya da düşman değilim gün birine. Bütün ülkücüler kardeşimdir benim. Ben kendimi siyasetin şey bir parçası olarak görmüyorum tamam siyasetin biraz ucundan kıyısından içindeyim ama ben siyasetin benim hayatımın bir parçası olduğunu düşünmüyorum ama ülkücülük ölene kadar benim hayatımın bir, benimle beraber yaşayan bir parçası. Ben ülkeler sıkıntılı zamanlar yaşarlar bizim gibi ülkeler, bizde yaşıyoruz uzun yıllardır yani 60-71-80 bu bir seridir yani planlı bir olaydır bu 28şubatından hepsi planlıdır diye düşünüyorum. Ülkücülerde bu kadar büyük liderinden sokakta yazı yazana kadar hatta bazı arkadaşlarımızın anneleri eşlerine kadar işkence görmüş bırak teşkilat mensup. Tepeden tırnağa zulme uğramış. Binlerce insanı, on binlerce insanı cezaevlerinde 65 insanı şehit olmuş yurt dışına yüzlerce insan kaçmış. Firar kalmış bakım bugün Avusturya’da yaşıyor, Viyana’da Cezayir Baysal, 42 sene olmuş Türkiye’ye dönememiş hala annesi babası yakınları ölmüş cenazelerine katılamamış. Etem kız 2 sene önce Frankfurt’ta vefat etti. Ethem abi bizimse gençlik dönemimizden abimizdir. Cenazesi Almanya da defnedildi. Üzeyir Bayraklı rahmetli Abidin paşa’dan bizim ülkücü olmamızda çok rolü olan bir abimiz. Almanya’da Pkklılar tarafından vuruldu.
Politik Adam: Şimdi değerli başkanım ülkücülük nerede varsa nerede yaşatılıyorsa siz dediniz mi bütün partilerde ki ülkücüler kardeş
Emir Kuşdemir: Ben parti olarak görmem benim her ülkücü kardeşim beni kabul eder etmez, benim için öyle ben hiç bir ülkücüye düşmanlık yapmam. Hiç bir ülkücü ile ilgili kötü şey konuşmamaya çalışırım.
Politik Adam: Ben bu ruh halini sormak istiyorum. Bunlardan halen bunu dinamik nasıl tutuyorsunuz?
Emir Kuşdemir: Çünkü ben gençliğimi verdim, 12 sene yattım, şimdi bana bir şey sordular senin belki soruna tam,
DERLER Kİ HİÇ CEZAEVİNDE YATTIN PİŞMAN OLDUN MU VALLAHİ OLMADIM BİRGÜN BİLE, BUGÜN BİLE OLMADIM
Politik Adam: Bizim Ocak dergisinin kapağını bir koyar mısınız?
Emir Kuşdemir: Senin sorun aslında başka bir şey derler ki hiç cezaevinde yattın pişman oldun mu vallahi olmadım birgün bile, bugün bile olmadım. Ben arkadaşlarımı yüzde 99’unu da böyle görüyorum. Ha çıktıktan sonra bazı şeylerden pişman olmuş olursun bende yaptım bazı yaptıklarımızdan ama cezaevinden hiç olmadım.
DEVLETE HİÇ KÜFÜR ETMEDİM, KÜSMEDİM DE
Politik Adam: Bir şey ekleyebilir miyim devlete de hiç küsmediniz?
Emir Kuşdemir: Nasıl?
Politik Adam: Devlete de hiç küsmediniz mi?
Emir Kuşdemir: Hiç küfür etmedim, küsmedim de
Politik Adam: Hayır, küsmediniz mi?
Emir Kuşdemir: Yok canım AB İnsan Hakları Mahkemesi geldi koğuşlardan insanlar çıktı. İlk Muhsin başkanı çıkardılar. Biz o zaman ki halimiz ne kadar işkence görürsek görelim biz devletimizi Avrupa’ya şikayet etmeyiz dedik ve bugün de olsa şikayet etmem. Ben çok samimiyetle bir şey söyleyeceğim. 4 tane çocuğum var benim,
ÇOCUKLARIM DEVLETE, ASKERE, POLİSE DÜŞMAN OLMASIN DİYE İŞKENCELERİ ANLATMADIM
Politik Adam: Allah bağışlasın
Emir Kuşdemir: Amin. Bir avukat kızım var, bir öğretmen kızım var, bir bilgisayar mühendisi olacak oğlum var son sınıfta, birde 7. Sınıfa giden bir oğlum var. Ben çocuklarıma hiç işkence anlatmadım niye, sen sor niye diye?
Politik Adam: Niye?
Emir Kuşdemir: Çünkü çocuklarım devlete, askere, polise düşman olmasın diye. Yani asker bana şöyle işkence yaptı desem çocuğum askere karşı soğuk olur ülkesine, polis desem bugün iyi ki anlatmamışım diyorum.
Politik Adam: Başbuğ böyle..
Emir Kuşdemir: İlk defa burada böyle anlattım inanın yani.
Politik Adam: Rahmetli Başbuğ Muhsin abinin böyle bir tembihatı olmuş mudur yoksa bu felsefenizden mi kaynaklanıyor
Emir Kuşdemir: Biz yaşadıkça hep şeyle sıcak ortamda yaşadık bunları biz mektepli değil de ben 2 tane üniversite de yarım kaldım düşünsene şimdi benimle aynı okulda okuyan, okuldayken hiç bir olaya karışmayan bazı insanlar nerelere geldi neler oldu?
18-19-20-21-22 YAŞINDA İNSANLAR DARAĞACINA GİDERKEN ALLAH’IM TÜRK İSLAM DAVASINI MUZAFFER EYLE DEMİŞTİR
Politik Adam: Profesör emekli oldular?
Emir Kuşdemir: Torunları evlendi. Torunları biz daha 7.sınıfa giden çocuğumuz var. Ben biz derken ben bütün arkadaşlarımı kastediyorum ülkücüler çile çekmişlerdir, bu ülke için çekmişlerdir, bu ülke için bütün gençliklerini vermişlerdir. Bizim hiç önemli değil 18-19-20-21-22 yaşında insanlar darağacına giderken Allah’ım Türk İslam davasını muzaffer eyle demiştir. Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubu, düşünebiliyor musunuz 22 yaşında bir adam 1 dk sonra asılacak orda mektup yazıyor. Allahım ülkemizi korusun davamızı muzaffer etsin bir Mustafa ölür binlerce Mustafa doğar diyor. Bu ruh halini hiç bir şekilde bugün..
Politik Adam: Değerli izleyiciler yine politik adam programının sonuna…