Erdoğan: Benden başka bir şey beklemeyin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında faiz eleştirilerine yanıt vererek, 'Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin' dedi. Erdoğan ayrıca TÜSİAD'ın ekonomi ile ilgili açıklamasına sert tepki göstererek, 'Ey TÜSİAD ve yavruları sizlere sesleniyorum. Sizin tek göreviniz var yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bu konuda ne yapıyorsunuz? Kalkıp hükümete saldırmanın farklı versiyonlarını aramayın. Bizimle mücadele edemezsiniz' ifadelerini kullandı.

Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen ödül törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanvekili ve Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay, Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Oktay, İlim Yayma Vakfı Akademik Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İdris Sarısoy, Demirören Medya Grubu TV Grup Başkanı Murat Yancı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, İTO Başkanı Şekip Avdagiç katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Tarihi ilim ve irfan cehdiyle dolu cemiyetimizin mücadelesi 1961 yılında başladı. Vakıf statüsüyle de yarım asra yaklaşan bir geçmişe ait. Tek amacı insan yetiştirmek olan cemiyetimizin, milletimizin milli ve manevi değerlerini güçlendirmek için bu çatı altında verdikleri hizmetler saymakla bitmez. Cemiyetten hizmetini almış bir kardeşinizim. Ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından biri de Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim.

BÜYÜK ÖDÜL ZEKAYİ ŞEN'E

Bugün de cemiyetimizin öğrenci yurtlarıyla, ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir yola sahip. Büyük ödülü Zekayi Şen hocamızın almasından da mutluyum. Büyükşehirdeyken İSKİ'de Zekayi Hocamızdan büyük destek almıştık. İstanbul'umuza temiz suyu sağlamışlardı, kendilerinden Allah razı olsun. İlim Yayma Ödülleri'nin akademi dünyasında gördüğü ilgi, cemiyetimizin bu alanda sağlam bir temele sahip olduğunu gösteriyor. Kuruluşundan bugüne kadar, İlim Yayma Cemiyeti'mizin hizmetlerine, malıyla mülküyle, kalbiyle katkısı olan herkesten Allah razı olsun. İlme irfana karşı döndüğümüz, üretmek yerine birbirimizle uğraşmaya başladığımız dönemde medeniyetimiz irtifa kaybetmiştir. İlk emri ikra, "oku" olan bir dinin mensupları olarak eğitim-öğretimi hayatımızın merkezine yerleştirmemiz şarttır. Gönül coğrafyamızın gözü her konuda olduğu gibi gözü bize dönüktür.

"MÜCADELE SANCAĞINI YERE DÜŞÜRMEDİK"

İki gün önce bu kubbenin altında Türkiye Afrika liderleri zirvesinin kapanışını yaptık. İstiyorduk ki bu buluşma birliktelik dayanışma, nasıl ki buradan farklı bir şekilde kıtama erdi yine buradan ayağa kaldıralım. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa zalimlerin pervasız saldırıları da o kadar canımızı yakıyor. İnsanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerin viran olması kaçınılmazdır. Bugün o kifayetsiz muhterislerin ismini kimse hatırlamıyor. Günümüz zalimlerin sonu da farklı olmayacaktır. Bizim de tek gayemiz bu süreci, yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirmektir. Bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. İstanbul'un fethiyle çağ açıp, çağ kapayacak bu hikaye, Yavuz'un hilafeti devralmasıyla farklı bir seviyeye ulaştırdı. Çok çile çektik, çok bedel ödedik. Ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Son 2 asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışla geçti. Kudüs davasından nihayete erdirdiğimiz Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi konundan pek çok örneğini sayabiliriz. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, değerlerime sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme erdiğimiz mücadele, hakkı, hukuku üstün tutma insanlığımızı koruma mücadelesiydi.

"BENDEN BAŞKA BİR ŞEY BEKLEMEYİN"

Türkiye'nin son 19 yılı Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim mücadelesinde yeni bir safhaya geçişin mücadelesidir. Biz ülkemizde asırlık özlemleri de dindirdik. Ülkemizden eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, her alanda kurduğumuz güçlü altyapıyla milletimizin hak ettiği hayat standartları kavuşturduk. FETÖ ihanet çetesinin, 15 Temmuz'a kadar başlattığı darbe girişimlerinde ekonomimizi kıskaca almalarını hatırlayın. Uluslararası alanda ekonomimize kur ve kumpasları hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle, istihdamımızla ihracatımızla tüm göstergeler, ülkemiz bakımından küresel çapta başarıyı işaret ederken, kurda yaşanan dalgalanmaları bu çerçevede değerlendirmek lazım. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak Nas'lar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz oranlarıyla enflasyon 10 katı bulmuşken bizim yaptığımız faiz indirimleri bu tablonun gerekçesi olamaz. ABD'ye Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum felaket.

Son 19 yıldır attığımız her adımda, önümüzü çıkartılan engellerin arkasındaki saik neyse bugünde karşımıza çıkartılanların aynısı odur. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz enflasyon bu değil miydi. Biz göreve geldikten sonra faizi, hatta 6 sıfır attığımızda bize karşı çıkanlar ile "Taksim meydanına çıkıp anırırım" diyen yazarlar çıkıp anırdılar mı? Çünkü 'Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar' hükmü bize sıradan gelen bir hüküm değildir. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle büyümesiyle sanayisiyle, teknolojisiyle, altyapısıyla dışarı bağlı kalmasını isteyenler var güçleriyle direniyor. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Allah'ın emriyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımıza ben şüphe duymuyorum.

TÜSİAD'A SERT TEPKİ: BİZİMLE MÜCADELE EDEMEZSİNİZ

Fiyat artışlarının insanlarımızın günlük hayatları üzerinde açtığı sıkıntıyı elbette biliyoruz. Ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere nasıl direndiysek bunlara karşı da direneceğiz. Ey TÜSİAD ve yavruları sizlere sesleniyorum. Sizin tek göreviniz var yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bu konuda ne yapıyorsunuz? Kalkıp hükümete saldırmanın farklı versiyonlarını aramayın. Bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibiliyetinizi de iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka, bizimki bambaşka. Bu millet bu fırsatı size vermeyecek. Dün millet olarak kendi canımız pahasına istikbalimizi korumuştuk, bugün de aynısını yapacağız.

"ÜLKEYİ 1 DOLARA SATANLARIN ELLERİNE BIRAKMADIK"

Salgında bu kuruluşlar ne kadar milletin yanında oldular? Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatandaşlarını satanların ellerine bırakmadık, bırakmayacağız. Bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden değiştirmek isteyenlerin eline teslim etmeyeceğiz. Türkiye'nin ekonomide OHAL değerlendirmesi, akıl karışıklığının ötesinde büyük bir yanlıştır. Ülkemizin ekonomi planlaması belirlediğimiz doğrultuda ilerlemektedir. Ekonomide bir kural vardır; Dere yatağında akar. Ve bizim de takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almalarını istiyorum.

"BUNU ANCAK İHANET İÇİNDE OLANLAR SÖYLER"

Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. 'Pazartesi'den itibaren finans piyasalarında sorunlar yaşanacakmış' bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. Bunlar, aynı zamanda keramet ehli herhalde. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil. Biz dimdik ayaktayız. Göreve geldiğimizde unutmayın, Türkiye'nin IMF'ye borcu 23 milyar dolardı. MB'nin döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı. Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyarın üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha da yukarı çıkacak. Nasıl 27,5 milyardan buralara getirdiysek, şimdi yine aynı şekilde yukarılara çıkaracağız, çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun döviz kurunu tutmak da bizim elimizdedir. Her birimiz üzerimize düşen görevi yaparsak, birkaç ay içinde daha güçlü bir Türkiye'nin önüne kapıların açıldığını göreceğiz.

Bakmadan Geçme