Politik Adam Sordu, Prof. Dr. Anıl Çeçen Baş Döndüren Bir Dünya Analizi Yaptı

Politik Adam genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk sordu, Hocaların Hocası Prof. Dr. Anıl Çeçen adım adım Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi, Türkiye Cumhuriyet'inin elindeki fırsatları teker teker anlattı. Eğer bu röportajı okumadıysanız etrafımızda olup bitenlerin bir tesadüf olmadığını fark edemezsiniz.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Politik Adam Sordu, Prof. Dr. Anıl Çeçen Baş Döndüren Bir Dünya Analizi Yaptı

ORTA DOĞU’DA HEM DOĞU AVRUPA’DA YENİ YAPILANMALAR GÜNDEME GELECEK

POLİTİK ADAM: Bu sizf tarihi Büyük Asya Projesi ne demektir ona geçeceğiz. Macaristan’da bir seçim oldu. Türkiye’ye benzetildi. Muhalefette olan 6 parti, iktidarda olan Cumhurbaşkanına karşı bir İttifak oluşturdu fakat o ittifak kaybetti. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı da bu modeli söyleyerek Millet İttifakına atıfta bulundu. Ama özellikle hocamız siyasetten ayrı tutmak isteyerek söylüyorum. Macaristan’ın bu deneyimi Türkiye için bir model olabilir mi hocam?

Anıl Çeçen: Macaristan’ın konumu ile Türkiye’nin konumu farklı. Devletlerin izlediği siyasi yollar genellikle jeopolitik konumlarına göre belirlenir. Biliyorsunuz, büyük komutan Napolyon’un bu konuda dediği, bir ülkenin jeopolitiği kaderidir, geleceğidir. Biz şimdi dünyanın jeopolitik merkezinde bir kader yaşıyoruz ki ben ilk Budapeşte’ye gittiğimde, beni Budapeşte radyosu Türkçe yayınlar şefi bir hafta boyunca ağırladı. O dönemde komünizm vardı. Ve epey tartışırdık beni gezdiren radyocuyla, iyi Türkçe biliyordu, hatta Türk asıllıydı. O hep şunu söylemiştir. Siz Türkler için Türkiye’nin jeopolitik konumu çok geniş, her türlü alternatife yatkın, o doğrultuda Türkiye alternatiflerini kullanabiliyor ama Macaristan benzer bir durumda değil, Macaristan Tuna nehri kıyısına sıkışmış, Orta Avrupa’da kalmış, Doğu Avrupa’ya tam olarak açılamamış, o nedenle gelişmesi de Türkiye gibi olamamış. Şimdi bunu Macaristan’ın yavaş yavaş doğuya doğru kaymasıyla bakın Orta Asya’da Türk Devletleri Teşkilatının toplantısı yapıldı. Oraya bir Avrupa Birliği üyesi ülkenin temsilcisi olarak Macaristan Başbakan Viktor Orban gitti. Her Ağustos ayında Macaristan’da Türk şenlikleri yapılır. Türkiye’de yapılmıyor, Macaristan’da yapılıyor. Orta Asya’da da benzeri yapılıyor ama Macarlar çok ciddi boyutlarda köklerine dönmeye başladılar. Hatta Avrupa’dan vazgeçme noktasına geldiler. Macaristan’ın bu tavrını Polonya desteklemeye başladı. Çünkü Polonya’da Çek cumhuriyeti, Letonya, Litvanya, Estonya, Finlandiya, Bulgaristan bunların hepsi Hazar sonrası, Hazar döneminin uzantısı olarak göçlerle Doğu Avrupa’ya yayılan topluluklar. Şimdi çok ciddi bir aynen Osmanlı yıkıldıktan sonra Orta Doğu’da nasıl başladıysa yeni bir gelecek düzeni şimdi Doğu Avrupa’da yeni bir gelecek düzeni aranıyor. İşte bu düzen Doğu Avrupa’da biçimlenirken Amerika ile Rusya arasındaki gelişmeler ortaya bir Ukrayna savaşı çıkarttı ve savaş bitmeyecek, uzun sürecek ve o süreç içerisinde de hem Macaristan hem Orta Doğu’da hem Doğu Avrupa’da yeni yapılanmalar gündeme gelecek. 


TÜRK ASILLILARIN YERİ BELİRLENİRKEN BURADA Kİ BOYLARINDA TÜRK DÜNYASININ BİR PARÇASI OLDUĞUNU GÖREREK HAREKET ETMEMİZ LAZIMDIR

 POLİTİK ADAM: Aman hocam savaş uzun sürerse bizim durumumuz?
Anıl Çeçen: Dediğiniz doğru, savaşın uzun sürmemesi lazım ama bu savaşı çıkartanlar savaşmak için değil hem yeni silahları deniyorlar hem de savaşı kullanarak uluslararası konjonktürde kendi istedikleri yeni yapılanmaların önünü açıyorlar.

POLİTİK ADAM: Şimdi, konu oraya geldi. Şimdi hocam bu seçim kanunu ile ilgili tartışmaları bir kenara bırakayım da şimdi diyorsunuz ki Büyük Asya Projesi var. Büyük Orta Doğu Projesini rafa kaldırdı, Büyük Asya Projesi var, doğru mu?

Anıl Çeçen: Doğru, şimdi Büyük Asya Projesini gündeme getiren ülke Japonya’dır. Japonlar Pan-Asyacıdır. Dünyada bakın Pan-Türkizm, Pan-Slavizm var.

 POLİTİK ADAM: Asya değerleri tartışması da orada mı başlıyor?

Anıl Çeçen: Tabi, Japonlarla ben zaman zaman görüştüm Ankara’ya gelen diplomatlarla, japonya’dan gelen Türkiye’de bilimsel çalışma yapanlarla görüştüm. Biliyorsunuz Japonlarda Ural-Altay kökenli bir halktır, tıpkı Koreliler gibi yani Ural-Altay kökeninden gelen bir beraberlik olduğu noktada b beraberlik…

ŞİMDİ, PAKİSTAN, İRAN VE TÜRKİYE ÜÇGENİNDE AMERİKA İSLAM ÜLKELERİNİ BİR ARADA TUTARAK, KULLANARAK BU COĞRAFYADA RUSYA’NIN, HİNDİSTAN’IN VE ÇİN’İN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYOR.

POLİTİK ADAM: Hocam ne bereketli topraklarmış ora?

Anıl Çeçen: Evet, ama Türklerde oradan çıktılar. Oradan çıkan en önemli yapılanma olarak Türkleri görmek lazım, bu çerçevede hareket edersek daha gerçekçi ve doğru değerlendirmeler yapabiliriz. Sizin Macaristan ile ilgili sorduğunuz sorunuza vereceğim son cevap şudur. Macaristan artık yavaş yavaş direksiyonu kırıyor ve o kargaşa içinde olan Avrupa Birliğinin dışında yeni bir umut kapısı olarak gündeme gelen Türk Devletleri Teşkilatında yerini almaya, önce temsilci olarak daha sonrada gelecekte dünya değişirse Rusya’daki 10 civarındaki Türk Devleti bağımsız olursa, şuan 7 devlet var bağımsız. Bu devletlerle birlikte bir araya gelme noktasında bugün Macaristan yarın Polonya öbür gün Finlandiya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan bunların hepsi eski Hazar uzantılı boyların bugünkü Rus yapıları olduğu içindir ki önümüzdeki dönemde yeni yapılanmada bu bölgede Rus asıllılar, Hıristiyan asıllılar, Şii Asıllılar, Sünni Asıllılar, gibi yeni yapılanmalara gidilirse Türk asıllıların yeri belirlenirken burada ki boylarında Türk dünyasının bir parçası olduğunu görerek hareket etmemiz lazımdır.

POLİTİK ADAM: Şimdi hocam bu proje, BOP Türkiye’de çok tartışıldı. Hatta mevcut iktidardaki siyasi dönemim Başbakanı, Cumhurbaşkanı Eş Başkanı diye çok eleştirildi. Emperyalist oyunun içinde, proje adamı falan diye suçlandı. Şimdi Amerika bu projeden vazgeçti, Büyük Asya Projesi diye bir proje öngörüyor. Bunun ilk uzantılarına Afganistan’dan çekilme, Pakistan’a yönelik bir seçime götürme işiyle görebilir miyiz?

Anıl Çeçen: Şimdi Pakistan’daki son gelişmeler, Pakistan tarihini yeniden gündeme getirdi. Hatırlayalım, Pakistan ile Amerika arasındaki ilişkiler tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Sovyetler Birliği döneminde hep askeri darbeler üzerinden yapılan gelişmelerdi. Yani hem Amerika’nın Türkiye ile ilişkilerinde hem Pakistan’la ilişkilerinde askeri darbeler dönüm noktası olmuştur. Bu çerçevede askeri darbeler üzerinden Amerika bu iki ülkeyi yönlendirerek birinde Orta Doğuyu, öbüründe Orta Asya’yı yönlendirmek için hazırlıklarını yürütmüştür. Bakın mesela Zülfikar Ali Butto İngiltere’de okumuştur. Dünyanın en iyi eğitim görmüş siyasi lideridir, Londra’da özel okullarda okudu ama daha sonra Amerika ile ters düştüğü noktada biliyorsunuz idam edildi. Daha sonra aynı süreç içerisinde kızı gündeme geldi. 

POLİTİK ADAM: Benazir Botto’da suikaste kurban gitti. 

Anıl Çeçen: Maalesef o da bir mitingde öldürüldü. Ziya Ülhak mesela çok dikkatli bir adamdı, asker olduğu için hiçbir zaman uçağa binmezdi başına bir şey geleceğinden çekindiği için, Amerikalılar sırf Ziya Ülhak’ı yok etmek üzere kendi elçilerinden de vazgeçtiler. Kendi elçilerinin bindiği bir uçak kazasında kurban gitti. Şimdi bunlar yaşandı, biliniyor artık, görülüyor, Türkiye’de biliyor bakın bunları Türkiye’nin başkenti Ankara’da tartışıyoruz. Demek ki gerektiği noktada Amerikan hegemonya programında dünya egemenliğini korumak ya da geliştirmek söz konusu olduğu zaman Amerikalılar bazen demokrasiyi kullanıyorlar bazen otoriter rejimleri kullanıyorlar. Şimdi de böyle bir arayış içerisine girdiklerini söyleyebiliriz.

POLİTİK ADAM: Pakistan merkezli bu Orta Asya projesinin pergelinin ucu nereye batırılacak hocam? Yani bu projeyi yapacak ta merkez üstü neresi? 

Anıl Çeçen: Şimdi, Pakistan, İran ve Türkiye üçgeninde Amerika İslam ülkelerini bir arada tutarak, kullanarak bu coğrafyada Rusya’nın, Hindistan’ın ve Çin’in önünü kesmek istiyor. Bu çok açık, tabi bir 4.büyük var, İran ve Asya’da baya büyük ülkeler var. İşte Japonya yani bunları atlamamak lazım, bunlar dünya politikasında varlar. Özellikle unutmayalım yani Rusya’yı yıkan gücün Japon ordusu olduğunu hatırlamamız lazım. Japonları 1905 yılında Amerikalılar silah vererek, arkadan destekleyerek Viladi Vostok üzerinden Asya’ya soktuklarında arkadan giren Japon ordusu Rusya’yı içerden çökertmiştir. Rusya ancak bu şekilde yenilebilir. Önden saldırınca Rusya’nın yenilmesi mümkün değildir. İşte Rusya’nın batıya yönelen harekatını görüyorsunuz, dev bir ordu gümbür gümbür çiğneyerek geliyor. Ne Almanya ne Fransa, Rusya’yla baş edememiştir. Ama Amerika Japonlarla anlaştığı noktada Rusya’yı arkadan göçerterek Sovyet Devrimine giden yolu açmıştır ki Sovyet Devrimi sayesinde Orta Doğu’da Osmanlı kalkmıştır, İsrail’in önü açılmıştır, Türkiye aradaki boşlukta bir ulus devlet olarak ortaya çıkmıştır. Bunlar hepsi birbirine bağlı gelişmeler. Bugünde yaşadığımız süreçte böyle bir tablo ile karşı karşıyayız.

AMERİKA VE RUSYA ARASINDA ÇOK CİDDİ BİR PASLAŞMA OLDUĞU KANAATİNDEYİM

POLİTİK ADAM: Şimdi yine Rusya’yı arkadan vurma gibi bir operasyon olur mu?
Anıl Çeçen: Dengeler değişirse olabilir. Bakın Türkiye’yi yok etmek isteyenler ne diyorlar, Şükrü Elekdağ emekli bir büyükelçi, kaç defa yazdı, Türkiye ancak 2 buçuk savaşla yıkılır. 1-Egede bir savaş, 2-Doğuda bir savaş, 3-İç savaş, Türkiye ancak iç savaşla çökertilir, hem doğuda hem batıda savaşa sürüklenirse çöker diyor. 

POLİTİK ADAM: Yani bu Dedeağaç’taki Amerikan yığınağı gerçekten bir tehdit mi yani?
Anıl Çeçen: Çok büyük bir tehdit, şöyle bakın 6 ay önce Amerikalılar gelip oraya Askeri yapılanmada gerekli olan bütün malzemeleri getirip yığdılar, yani fiilen Yunanistan’ı Amerika işgal etti. Burada da Yunanistan’ın Nato üyesi olmaktan gelen statüsünden yararlandı. Bakın jeopolitik bilimi şunu söyler, ilgililer için söylüyorum, dünya jeopolitiğinin merkezi Orta Doğu’dur. Burada dünyanın merkezinin geleceği üzerinden dünya düzeni kurulurken Orta Doğu üzerinden hareket edilir der kitaplar ama 1. Ve 2. Dünya savaşı Orta Doğu’da değil, Avrupa’da, Doğu Avrupa’da çıkmıştır. Bununda ortaya koyduğu bir gerçek vardır. Balkanlara egemen olan güç Orta Doğuyu yönetir. Şimdi Orta Doğu’da İsrail çok uğraştı yeni bir düzen kurmak için olmadı, Amerika şimdi yavaş yavaş alternatiflere oynayacak, o nedenle doğuya açılıyor. Jeopolitik biliminin esasına Amerika uyuyor, gelip önce Balkanları işgal ediyor. 1.ve 2. Savaş balkanlarda olmuş ve Orta Doğuya girmemiştir. Buradan bir tez daha söylemek isterim, eğer Hitler Türkiye’ye girseydi, Türkiye savaşa girseydi, İsrail kurulamazdı. İsrail’in kurulması için Orta Doğuyu savaşa sokmamışlar ama Orta Doğu üzerinden savaşı Hazar bölgesine taşımak istemişlerdir ki zaten savaş isteyen kesimlerin içerisinde Hazar lobileri çok etkindir. Hitler sayesinde bu bölgelere girmişler ve Rus ordularıyla savaşmışlardır. Sonuç alabildiler mi, alamadılar ama onların yarım bıraktığı, onlara bir sinyal verdiler geleceğe dönük, o yarım bıraktıklarının bugün tamamlanması söz konusu, bunu ya Rusya- Amerika paslaşması ki ben Amerika ve Rusya arasında çok ciddi bir paslaşma olduğu kanaatindeyim.

POLİTİK ADAM: Bu Ukrayna savaşı da dahil mi hocam?
Anıl Çeçen: Dahil, 7 tane sosyalist ülkede bulundum, toplantılar vesilesi ile ya da devlet görevlisi olarak katıldığımız bazı toplantılarda gördüm bu ülkeleri, hiç birisinde Amerikan düşmanlığı yoktu. Özellikle Habeşistan’a gittim Sosyalist İhtilalden sonra İsrail elçiliği ile Rus elçiliği iç içeydi. Şimdi bunları görebiliyorsunuz yani dünyayı dolaştığınız zaman, demek ki gerçekten hiçbir şey göründüğü gibi değil, jeopolitik biliminin verilerine göre hareket ettiğiniz zaman ortaya çıkan tablo bir başka boyut kazanıyor. Şimdi işte bakın Trump döneminde Amerika’da mahkemelerde ne tartışıldı hatırlayın, davalar açıldı, çoluğu çocuğu, sülalesi mahkemelere verildi, sebebi Rusya ile paslaşması için, Putin’in Trump’ın gelmesi için destek vermesi. Şimdi böyle bir süreç içerisinde Rusya ile Amerika arasındaki İttifak, geçmişten gelen boyutuyla ki Sovyetler Birliği döneminde de bu böyleydi. Hatta Sovyet Devrimini yapan güç te Ruslar değildi, Bolşeviklerdi, Bolşevinizmin arkasında 25 kişi vardır. Bunun 22’si Hazar Musevi’sidir, Amerika desteklidir.

 POLİTİK ADAM: Ukrayna saldırısına da İsrail’den sert bir eleştiri gelmedi.
Anıl Çeçen: İsrail’in işine geliyor, İsrail’in bu Ukrayna meselesi ile ilgilendiği kanaatindeyim. İsrail’in meselesi Ukrayna değil, ana meselesi Kırım’dır. Önümüzdeki dönemde ben Kırım’da önemli gelişmeler olabileceği kanaatindeyim.

 POLİTİK ADAM: Değerli izleyiciler, Anıl Çeçen hocamın Kırımla ilgili, Rusya – Ukrayna savaşı ile ilgili yaptığı açıklamaların tam röportajını Politik Adam’da hem röportajını hem de metin olarak okuyabilirsiniz. Şimdi hocam şöyle bir şey söylediniz, Rusya’nın Ukrayna saldırısı ile başlayan savaş, uzun sürede sürecek. Bu yeni Büyük Asya Projesinin ilk adımlarından biri olabilir, Rusya ile Amerika’nın bir paslaşmasını görüyoruz. Şimdi burada ülkelere verilen roller olmalı, Rusya saldıracak, Ukrayna yardım çığlığı atacak, Avrupa Birliği göstermelik bazı yardımlar yapacak, sizin deyiminizle bazı askeri silahları kullanmak için zemin hazırlayacak, e ondan sonra hocam?
Anıl Çeçen: Ondan sonra yola devam edilecek yani 

POLİTİK ADAM: Yani bölünmüş bir Ukrayna mı göreceğiz? 

Anıl Çeçen: Ukrayna bölünecek, ben Doğusunun Ruslar tarafından Rusya’ya dahil edileceğini batısı için de Nato değil, Nato’ya karşı çıkış noktasında dünya kamuoyunda bir şey oluştu ama Avrupa Birliği, Ukrayna’yı Rusya’ya bırakmayacak, ben Avrupa Birliğinin zaten bütün hazırlıkları yaptığına, her an Ukrayna’yı içine alabileceğine ama bunun için elverişli bir ortam bekledikleri kanaatindeyim. Ukrayna böyle tek başına ortada kalarak bir yere gidemez. Önceden Sovyetler Birliği döneminde biliyorsunuz Sovyet Sisteminin merkezi sanayi ülkesiydi. Ukrayna’da çok önemli sanayi tesisleri kuruldu ve Ukrayna ile Rusya’yı bütünleştirmek istediği için Sovyet yönetimi önemli sanayi yatırımlarını Ukrayna’da yaptılar ve Ukrayna bugüne bu şekilde geldi. Şimdi önümüzdeki dönemde bu bölgedeki gelişmelere baktığımız zaman Ukrayna’yı iki tane sonuç bekliyor. Ya bölünecek ya da Rusya tamamen işgal edecek. Bir 3. alternatif olabilir mi, olabilir, şimdi işte o 3. alternatifi konuşmak için burada sizinle beraberiz.

POLİTİK ADAM: Nedir hocam üçüncü?

Anıl Çeçen: Son aylarda yayınladığım ve bundan 5-6 ay önce yayınlamış olduğum bir makalede ve biliyorsunuz internette benim anılcecen.org’da yayınladığım haftalık makalelerim var, Ankara Kalesi adıyla yayınlıyorum. Orada ortaya koyduğum bir yapı vardı. Özellikle önümüzdeki dönemdeki gelişmelerde Ukrayna’nın da içinde yer aldığı bir Doğu Avrupa birliğinin kurulabilmesi meselesi, eskiden bakın şimdi Avrupa’nın doğusuna bakın, Avrupa’nın doğusunda 700 yıl Osmanlı İmparatorluğu vardı. Osmanlı çöküyor yerine daha Türkiye devleti kurulmadan Sovyet İhtilali yapılıyor ve bir sosyalist dünya getiriliyor. Yani Varşova Paktı hatırlayın bütün Doğu Avrupa ülkeleri sosyalist sistem içinde yer almıştır. Doğu Avrupa Vatikan’ın kontrolüne Osmanlı döneminde de girmemiştir, sosyalist dönemde de girmemiştir.

POLİTİK ADAM: Şimdi de girmeyecek mi?

Anıl Çeçen: Şimdi benim gördüğüm şu, bunu açıkça konuşalım tabi Türkiye’deki uzmanlar ne düşünür ne der onu bilemem ama şu bir gerçek önümüzdeki günlerde Doğu Avrupa’daki devletlerin bir araya gelmesi daha da hızlanacak nitekim Macaristan ile ilgili anlattıklarımız bu oluşumun bir parçasıdır. Önümüzdeki günlerde benzeri gelişmelerin Ukrayna’ya sahip çıkan Polonya’da, yavaş yavaş askeri bir güç haline gelmekte olan Bulgaristan’da yani Doğu Avrupa ülkelerinde bu gelişmeler olacak. 
AMERİKAN PLANI DA BİR BALTIK BİRLİĞİ OLUŞTURMAK

POLİTİK ADAM: Gelişme derken bir saldırı, savaş gibi mi?
Anıl Çeçen: Eğer Rusya Ukrayna üzerinden Doğu Avrupa’ya saldırmaya yönelirse Doğu Avrupa ülkelerinin birbirine yardım edeceğini, dayanışma içerisine gireceğini bu noktada yeni bir Varşova Paktının gündeme gelebileceğini, Nato’nun istenmediği bir noktada farklı bazı askeri oluşumların ortaya çıkabileceğini görmek lazım, bunlar bütünüyle dünya dengelerine ve dünyadaki gelişmelerin bu bölgeye yansımasına bağlı 

 POLİTİK ADAM: NATO zaten bir koruma kalkanı oluşturamadı, Avrupa Birliği ve NATO arasında bir makas son Ukrayna saldırısıyla giderek açıldı. NATO’ya aday ülkelerinde bu korkusunun nedeni bu savaşta daha iyi anlaşıldı. Şimdi sizden anladığım kadarıyla bir Batı Avrupa devletler topluluğu gibi bir yapı oluşacak. 

Anıl Çeçen: Doğu Avrupa oluyor ve bunun ilk kurucusu ki Budapeşte bunun merkezi olabilir bu sefer, Macaristan çok ön plana geçti. Yani Polonya, Çek Cumhuriyeti, 

POLİTİK ADAM: Ve Baltık ülkeleri,

Anıl Çeçen: Romanya, Bulgaristan, Finlandiya, Letonya, Estonya, Litvanya böyle bir Doğu Avrupa Birliği olabilir. Ama Amerika burada böyle bir oluşuma karşı çıkarsa Amerikan planı da bir Baltık Birliği oluşturmak, Rusya’nın önünü kesmek üzere. Yani Doğu Avrupa Birliğini İsrail’e bağlı Yahudi lobileri düşünüyorlar, Doğu Avrupa’daki ülkeleri dayanışma içine sokma noktasında ama Amerikan planı NATO üzerinden bölgeye daha hakim olmak noktasında bir Doğu Avrupa Birliği değil ama İsveç’in merkezinde yer alacağı, Stockholm’ün merkezi olabileceği bir Baltık Birliğini Amerikalılar alternatif olarak düşünüyorlar.

 AVRUPA BİRLİĞİNİ DE BU SEFER İSRAİL VE YAHUDİ LOBİLERİ BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR,

POLİTİK ADAM: Yani siyasi anlamda bir birlik kurabilirler ama savunma anlamında bu birlik ne kadar Rusya saldırılarına karşı onları koruyacak?

Anıl Çeçen: Tabi bu gelişmelere bağlı bakın bugün Amerika ile Rusya karşı karşıya gibi görünüyor ama şuan Rusya’nın yaptıkları savaş evet Ukraynalıların kaybına neden oluyor birkaç milyon insan gidiyor ama Rusya’nın yaptığı bir başka olay var. Avrupa Birliğinin önünü kesiyor. Amerika’nın dünya hakimiyeti için iki vazgeçilmez esası vardır. 1.si Avrupa’nın kontrol altında tutulması, bunu Avrupa ve Amerika kavga etmek istemediği için Rusya’ya havale ediyorlar ve işte Ukrayna üzerinden Avrupa Birliğinin önü kesiliyor ama Avrupa Birliğini de bu sefer İsrail ve Yahudi lobileri bölmeye çalışıyorlar, Doğu Avrupa birliği kurarak. Şimdi burada bir dünya çekişmesi, dünya kavgası var. Geldiğimiz noktada bunu görmemiz lazım

 POLİTİK ADAM: Yani Amerika biraz Avrupa Birliği ülkelerini Rusya’yla mı terbiye ediyor hocam?

Anıl Çeçen: Bakın demin ne dedim, Amerika’nın dünya hakimiyeti için 2 önemli esas, 1- Avrupa’nın kontrol altına alınması, bunu yapabildiği kadar NATO üzerinden kendi yapıyor, yapamadığı noktada Rusya’yı öne sürdüğü zaman Rusya ile Avrupa’yı karşı karşıya getiriyor. Ama 2. Bir olay var, Çin’in önünün kesilmesi, bu noktada da Amerika’nın en acil konusu Pakistan’a ağırlıklı bir şekilde girmektir. Pakistan biliyorsunuz Asya dengelerinde Çin’in ortağıdır. Yıllarca Çin desteklemiştir hatta burada battık, gidiyoruz, ekonomi zor durumda diyenlere ben Pakistan’ı incelemelerini örnek veririm çünkü Pakistan’da tıpkı bizim gibi 500 milyar dolar dış borcu vardı, o dış borcu Çin devreye girdi, bir kalemde sildiler. Nasıl Fransa’nın nasıl Yunanistan’ın dış borçlarını bankacılık sistemi üzerinden ödeyerek sıfırladılarsa aynı şeyi bir doğu ülkesi olan Pakistan’da ama Çin’le beraber Rusya ve Hindistan’a karşı Çin’le ortak hareket eden Pakistan’ın konumunu Çin Rusya’ya sürüklenmesin diye ya da Amerika bu ülkede güç kazanmasın diye dış borçlarının tamamını sildiler. Şimdi bakın burada önce Türkiye için alternatif yoktu biz artık IMF Dünya Bankası ne derse onu yapıyorduk, Amerika, İngiltere ne isterse onu yapıyorduk, alternatifimiz yoktu ama şimdi var. Yani nasıl Pakistan’ın dış borçlarını Çin ödüyorsa Asya ülkeleri ya da Rusya’da, Hindistan’da devreye girerek büyük ülkeler, bizim gibi orta boy ülkelerin dış borçlarını ödeme noktasında,

 POLİTİK ADAM: Neye karşılık hocam?

Anıl Çeçen: İşte bu karşılık meselesi, uluslararası meselelerdeki dengelere bağlı

POLİTİK ADAM: Ne vereceğiz hocam da bunu yapacaklar bize?

Anıl Çeçen: Şimdi bunun hesabını iyi yapmak lazım, bunun tartışmasına da girmeden önce iyi değerlendirmek lazım önceden İngiliz sömürgelerinde İngilizler köşeye sıkıştırıyorlardı, istediklerini alıyorlardı. Bakın şimdi Fransa bütün sömürgelerden kovuluyor. Fransa’nın Afrika’da 15-16 tane eski sömürgesi var. Hala oralardan büyük para transferi yapıyor ve bugün Fransa’nın hala güçlü ve zengin olmasının sebebi Afrika ülkelerinden aldığı maddi destek ve yardımdır. Şimdi Fransa ve İngiltere deneylerinin ortaya koyduğu bir gerçek var. Orta boy devletler, küçük devletler emperyal devletlerin kontrolüne girdi mi ekonomik olarak onlara teslim oluyorlar ve o doğrultuda yönlendiriliyorlar. Şimdi bugün bir tarafta Türkiye, batıya borçluyuz ama bakın hiçbir batı ülkesi bizim borcumuzu ödemiyor. Ama Pakistan Orta Asya’da bir Müslüman devlet olarak Asya dengelerinde Çin’e yakın durduğu için Avrupa’da Fransa’nın, Yunanistan’ın dış borçlarını ödenmesi gibi Pakistan’ın da dış borçlarını Çin ödüyor. Burada bir emsal oluşuyor. Bu dünya ülkeleri açısından üzerinde durulması gereken bir konu, aynı şeyi Latin Amerika ülkelerinde, Brezilya ve Arjantin ile ilişkiler konusunda Rusya devreye girdi, Çin devreye girdi ve o ülkeleri Amerika’ya bırakmadılar.

 

ÇİN’LE DE YAKINLAŞMAMIZIN FATURASINI, RUSYA’DA OLDUĞU GİBİ AĞIR BEDELLE ÖDER MİYİZ, BUNDAN AVANTAJ MI SAĞLARIZ 

POLİTİK ADAM: Yani Venezuela’ya Amerikan heyeti ziyarete gitti. 

Anıl Çeçen: Ama Venezuela yolundan Chavez’in askerleri ve kadroları hala Venezuela’yı emperyalizme direnen bir çizgide yönlendiriyorlar.

 POLİTİK ADAM: Şimdi şöyle bir şey söyleyeceğim hocam, az önce belirttiniz, Türkiye mesela S400’leri aldı, başta Türkiye’deki iç politik dinamiklerde, dış politikada Amerika’da Türkiye’yi cezalandırmak için her yolu yaptı. Biz ne zaman Ruslarla yakınlaşmaya başlasak, bildiğiniz gibi 60’ların sonunda, 70 darbesinin en önemli nedeni Rus kredilerinde yapılan çok önemli hamleler, arsalar fabrikalar diye belirtilir. Biz ne zaman Rusya ile yakınlaşsak, Amerika’nın yörüngesinden çıkıp inisiyatif kullansak bu dönemde bunu çok aktif olarak sergiliyoruz, tavır olarak duruyoruz. Şimdi Çin’le de yakınlaşmamızın faturasını, Rusya’da olduğu gibi ağır bedelle öder miyiz, bundan avantaj mı sağlarız?

Anıl Çeçen: Şimdi burada dünyayı yönetenlerin ne durumda olduğuna bakmak lazım yani artık Amerika tek başına karar verme noktasında değil. İngiltere ile kavga ediyorlardı biliyorsunuz ama İngiltere ve Amerika arasında yavaş yavaş yeni bir diyalog gelişmeye başladığını görüyoruz. Ayrıca Fransa’ya Amerika destek olmaya başladı. Bir yönüyle Avrupa’yı Rusya ile korkutuyorlar ama öbür yönüyle de Avrupa ile karşı karşıya gelmemeye çalışıyorlar. Ama Anglosakson gücü şuan Avustralya’yı için içine katarak Uzakdoğu Asya’da bir deniz birliği kurdular. İngiltere, Amerika ve Avustralya, AUKUS diye, bu hazırlık tamamen Çin’i çevreleme harekatı olarak gelişti. Ben önümüzdeki bu dönemde Amerika’daki seçimlerde bir Başkan Yardımcısı hanımefendi, Hint asıllı bir diplomatın olması önemli, Hindistan’ı devreye sokmak üzere, bakın Çin’i kontrol etmek üzere AUKUS üçlüsünü kurdular. Ama şimdi yeni katılım olarak Japonyalar ile Hintlileri devreye sokmaya çalışıyorlar. Hindistan’ın eski bir İngiliz sömürgesi olarak ve yeni dönemde Amerika ile ortak hareket ederek Çin’in kontrolüne girmesinin engellenmesi noktasında Hindistan’ın devreye sokulacağı kanaatindeyim. Ama esas Amerika’yı dünya hakimi olarak tutacak olay Japonların Asya’ya geri dönmesidir. Japon tarihini incelerseniz, Japonlar adalara Ural-Altay bölgesinden gitmiştir aynen Koreliler gibi, şimdi Koreliler ve Japonlar Ural-Altay’da Türk dünyasıyla birlikteyse o zaman bunlar Ruslar ve Çinlilerle bütünleşmezler. Amerika işte Türklerin akrabalığı olan bu iki ülkeyle, Hindistan’la da ortaklığımız var biliyorsunuz, Babür krallığından geliyor ki bugün Pakistan Babür krallığının uzantısı olan o bölgedeki Müslüman ve Türk asıllı toplulukların birleştiği bir devlet yapısıdır. 

İSTANBUL, SERMAYE İLİŞKİLERİNİN, ALT KİMLİK İLİŞKİLERİNİN VE ULUSLARARASI İLİŞKİLERİN ÇOK YOĞUN YAPIDA Kİ YAVAŞ YAVAŞ ANKARA’DAN UZAKLAŞIYOR

POLİTİK ADAM: Şimdi, jeopolitik bir analiz yaptınız, stratejik ama tarih bilgisi ile bütünleşen bir de reel politikle örtüşen bir analiz yaptınız. Belki sizin analizlerinizi dinlemeden önce dinleyicilere şöyle bir şey demek lazım, İsmet Özel’in şiir okuma kılavuzu diye bir kitapçığı var. Bu analizleri dinleme ve yorumlama kılavuzu diye bir şey oluşturmak lazım, şimdi bizim izleyicilerden ara sıra mesajlar geliyor, diyorlar ki hocamın kurduğu denkleme yetişemiyoruz. Tabii ki bu bilgiler, bilgi birikimi üzerine dizayn edilmiş birikimler değil mi hocam?

Anıl Çeçen: Tabii ki, ben Ankara’da yetiştim bakın Amerika’da, Avrupa’da yetişsem oradan bakardım dünyaya, ben Ankara’dan bakıyorum. Hep yıllarca televizyon programlarında söyledim, İstanbul’dan bakmıyorum. Çünkü İstanbul, sermaye ilişkilerinin, alt kimlik ilişkilerinin ve uluslararası ilişkilerin çok yoğun yapıda ki yavaş yavaş Ankara’dan uzaklaşıyor, yavaş yavaş dış ilişkilerle Türkiye’nin ve bölgenin merkezi konumuna geliyor ve Cumhuriyetin kurucusu olan Ankara’nın merkezi konumunu sarsan bir gelişme var.

 KANAL İSTANBUL’U GELİŞTİRENLERİ Kİ İNGİLİZ YANİ BATI KAPİTALİZMİNİN TEMELİNDEKİ ÜLKE İNGİLTERE’DİR

POLİTİK ADAM: Hatta şöyle mi diyeceksiniz, Büyük Asya Projesinin ana merkezi İstanbul olacak yani?
Anıl Çeçen: İstanbul’u merkez yapmak isteyen iki büyük ülke var. Birincisi Ruslardır, her zaman son 300 yıldır Osmanlı döneminde savaşları Ruslar kazanmış ve her defasında da bir Yeşilköy’ün önüne gelmişlerdir. Boğazları Ruslar kimseye bırakmazlar ama batılılarda Karadeniz’i Ruslara bırakmazlar. Böyle bir kavganın tam ortasındayız. Esas dengede Türkiye olarak varız.

POLİTİK ADAM: Kanal İstanbul bu projenin neresinde hocam?

Anıl Çeçen: Tam ortasında, ben Kanal İstanbul’u geliştirenleri ki İngiliz yani batı kapitalizminin temelindeki ülke İngiltere’dir biliyorsunuz şuan New York’a bakın, New York dünya kapitalizminin merkezidir. Dünya merkezi New York, Amerika’nın merkezi Washington’dur. Şimdi böyle baktığımız zaman New York üzerinden bir dünya hakimiyeti devam ederken ben İstanbul’u 2. New York olarak hazırladıkları kanaatindeyim. Buna karşı çıkan Siyonistler Çin’le yakınlaşan, ortaklık kuran Siyonistlerin de İstanbul’un İngiltere tarafından ele geçirilmesine alternatif olacak bir şekilde Şanghay örgütünü kurdular. Ve Şanghay üzerinden, yan, New York’un şuan ki konumuna 1. eğilim İngilizler İstanbul üzerinden alternatif koyuyorlar, 2.eğilimde İsrail’e bağlı kalan Amerikan sermayesi, Amerika’daki Siyonist sermayede İstanbul’u İngilizlerin elinden alamadıkları için önümüzdeki dönemde bir yeni yapılanma sürecinde 

 

İNGİLTERE DÜNYA DEVLETİNİ LONDRA’DAN İSTANBUL’A TAŞIMAK İSTİYOR.

POLİTİK ADAM: Baharat, İpekyolu’na çok ciddi alternatif Süveyş Kanalı olmuştu, İngilizlerin o icadının, o dünya pazarında ne kadar katma değer sağladığını görüyoruz, Kızıl Deniz’den Akdeniz’e uzanan, Kanal İstanbul’da böyle stratejik hamle mi?

Anıl Çeçen: Şimdi Kanal İstanbul’u şuna bağlı, bakın ben Edirne’ye gittiğimde dediler ki bana her ay düzenli olarak Brüksel’den AB temsilcileri geliyor, gelenler burada toplantı yapıyorlar Trakya Üniversitesinde ve o toplantılarda şunu söylüyorlar. Şşş konuşmayın burası Avrupa, Trakya’yı Avrupa görüyor, sizi Avrupa Birliğine Trakya Cumhuriyeti olarak alacağız ama Türkiye’yi almayacağız. Anadolu’yu almayacağız diyorlar. Bunun konuşulduğu yer Edirne’dir. Şimdi Avrupa böyle bakıyor. Öbür taraftan Rusya İstanbul’a inip ele geçirmek istiyor. İngiltere dünya devletini Londra’dan İstanbul’a taşımak istiyor.

 POLİTİK ADAM: İngilizler İmamoğlu’na acayip destek veriyor.

Anıl Çeçen: İngilizler İmamoğlu’nu seçtiler, kendi temsilcileri olarak gündeme getirmek istiyorlar ama ben Türk halkının böyle yabancıların belirlediği kişilerin arkasından gitmeyeceği kanaatindeyim. 

İSTANBUL MERKEZLİ YAKIN DOĞU KONFEDERASYONU OLACAKLAR.

 POLİTİK ADAM: İngilizler Türkiye’ye ilişkin bir değişiklik mi yaptılar?

Anıl Çeçen: İngilizlerin 1852 yılında bir başbakanı var, çok aktif bir adam bu Benjamin Disraeli, bu adam 1852 yılında bir dünya programı hazırlıyor. Bu programın adı Osmanlı Sonrası Merkezi Coğrafya, yani Orta Doğu, ne olacak Orta Doğu işte Balkanlarda küçük devletler, Anadolu’da küçük devletler, Kafkasya’da küçük devletlerden oluşan bölgesel bir yapılanma, Balkan Federasyonu, Kafkas Federasyonu, Anadolu Federasyonu, Orta Doğu Federasyonu, 4 tane federasyon olacak. Bu federasyonlar bir araya gelecekler, İstanbul merkezli Yakın Doğu Konfederasyonu olacaklar. İngilizlerin Osmanlı sonrası için planları bu, bu planı Amerika’yı kullanan ve Siyonizm’i getiren İsrail bozuyor. İşte Orta Doğu’daki karışıklıkların ana sebeplerinden birisi bu. 

POLİTİK ADAM: Bir İsrail Devlet Başkanının şöyle bir şeyi var. Ankara bizim 2.başkentimizdir diyor. İsrail’in Türkiye’ye verdiği önemi mi anlatıyor?

Anıl Çeçen: Şimdi yayınlanan birçok kitap var. İsrail Cumhurbaşkanı Danışmanı David Passig 2050 diye bir kitap yayınladı. O kitapta diyor ki İsrail küçük bir ülkedir, gücü yetmez, Orta Doğu’da istediği düzeni kuramaz. Ama Türkiye orta boy bir ülkedir, onun gücü yeter, Türkiye isterse Orta Doğu’ya yeni bir biçim verebilir diyor. 

POLİTİK ADAM: Mısır’a büyükelçi atadık bu arada.

Anıl Çeçen: İşte Mısır, İsrail hattı BAE hattı kuruldu. Bunlar baya ciddi boyutlarda çalışıyorlar. Önceden 60 sene sürdü Arap-İsrail savaşı biliyorsunuz, şimdi Araplarla İsrail kol kola ama yetmiyor. 

POLİTİK ADAM: Bir lider ülke konumu lazım.

Anıl Çeçen: Şimdi büyüklerin önünün kesilmesi lazım yani burada Avrupa Birliğinin bütünleşmesini önlemek lazım, Rusya’nın güneye inmesini önlemek lazım, Rusya’yı Orta Doğu savaşına kim soktu, Amerika soktu. Çünkü Amerika İngiltere’yle de anlaşamıyordu, İsrail’le de anlaşamıyordu. İsrail’in önünü kesmek için, İsrail’i kontrol edemediği için Amerika açıkça Rusya’ya çağrıda bulundu ve Rusya geldi, Suriye’ye girdi ve askeri üs kurdu. Orada yetinmedi gitti Güney Kıbrıs’ta askeri üs kurdu. E hani nerede Osmanlı’dan gelme durum, Osmanlı’da yaşanan süreçlere, Rusya’nın sıcak denizlere inmesini önlemek için Osmanlı Devleti büyük bir devlet olarak ayakta kalmalı, Türk Devleti daha sonra büyük bir devlet olarak kurularak Rusya’nın bu emperyalizmini engellemeli. Böyle bir plan vardı ama bu planı gerçekleştiremediler. 


PUTİN FAKTÖRÜ İLE RUSYA’NIN ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KARADENİZ’DE ETKİNLİĞİNİ ARTTIRDIĞI GİBİ AKDENİZ’DE DE ESKİSİ GİBİ AMERİKA İLE PASLAŞARAK, İSRAİL’LE PASLAŞARAK RUSYA’NIN BU COĞRAFYADAKİ ETKİSİNİ ARTTIRARAK İNGİLTERE’NİN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞACAĞI KANAATİNDEYİM
 

POLİTİK ADAM: Bu arada Pakistan İslamabad Büyükelçiliğine Mehmet Paçacı atandı. Temel Karamollaoğlu’nun damadı, onu da bir not olarak söyleyelim. Hocam, bu 2023 seçimlerinin sonucu bu Büyük Asya Projesi için ne kadar önemli? 

Anıl Çeçen: Şimdi 2023’e daha bir sene var. Geldiğimiz noktada bakın İngilizlerin bakış açısı bellidir. Bu Benjamin israeli’nin Osmanlı sonrası ile ilgili proje yürürlüktedir. Amerika’nın planı ise hem İngilizlerin bu planı ile paralel gitmekte aynı zamanda da İsrail’e sahip çıkarak, İsrail’in büyümesini sağlayacak bir Büyük İsrail Projesine destek olmaktadırlar. Ama gelinen noktada Rusya ve Ukrayna savaşı devam ederken Putin faktörü öne çıkmıştır. Ben Putin faktörü ile Rusya’nın önümüzdeki dönemde Karadeniz’de etkinliğini arttırdığı gibi Akdeniz’de de eskisi gibi Amerika ile paslaşarak, İsrail’le paslaşarak Rusya’nın bu coğrafyadaki etkisini arttırarak İngiltere’nin önünü kesmeye çalışacağı kanaatindeyim. Yalnız bir şey kalıyor geri, işte Çin’in Yeni İpekyolu Projesi devam edecek mi etmeyecek mi, ederse buna göre etmezse farklı alternatiflere göre bir merkezi coğrafya değerlendirmesini yapmak gerekiyor.

 POLİTİK ADAM: Hocam, ağzınıza sağlık. Değerli izleyiciler Türkiye’de Türkçülük Anıl Çeçen hocamın yeni kitabı bunu Astana Yayınlarından temin edebilirsiniz.


 

Bakmadan Geçme