Prof. Dr. Anıl Çeçen'den Şok İddia: Kırım'da Yahudi Devleti Kurulacak

Prof. Dr. Anıl Çeçen, Genel Yayın Yönetmeniz Fehmi Çalmuk'un Sunduğu Politik Adam programında tarihi önemli analizler yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İngiliz Büyükelçisiyle yemekte başlayan görüşme trafiğine ilişkin Çeçen ' Türkiye'yi parçalayan tek proje yok. Bazıları eyalet projesidir. 20 eyalet, 25 eyalet, bunlar Bizans döneminde de var ama bazıları da şehirleri bağımsız kılma çabasında, O yüzden İngilizler Ekrem İmamoğlu'nu destekliyorlar galiba çünkü gerçekten İmamoğlu geldiği gün açıkça ne dedi, açıkça söylediği için bende burada açıkça tekrar edeyim. İstanbul, Ankara'dan yönetilemez dedi. Ya bir dakika kardeşim, bu ülkede kan akmış, savaş kazanılmış, ulus devlet kurulmuş, bunun Anayasası var, bunun hukuk devleti var, bunun başkenti Ankara, sen kalkıp İstanbul'u ayırmaya kalkıyorsun' diye konuştu.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Prof. Dr. Anıl Çeçen'den Şok İddia: Kırım'da Yahudi Devleti Kurulacak

Genel Yayın Yönetmeniz Fehmi Çalmuk'un BBNTÜRK tv'de sunduğu Politik Adam programına katılan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Anıl Çeçen, dünya Yahudilerinin İsrail'den sonra Kırım'da bir Yahudi devleti kuracaklarını öne sürdü. Çeçen "İsrail 2 defa yıkılmış, 3 defa da yıkılabilir. Yıkıldığı zaman 8-10 milyon yahudinin yaşadığı bir İsrail devleti, Orta Doğuda yaşayamıyorsa nereye gidecek bunlar? Alternatif bulmaları gerekir. İşte burada bir numaralı ülke Kırım’dır. O nedenle Putin gidip orayı işgal etmiştir" diye konuştu.

Fehmi Çalmuk sordu hocaların hocası Prof.Dr. Anıl Çeçen cevapladı. İşte tarihi anelizler:

POLİTİK ADAM: Hocaların hocası Prof. Dr. Anıl Çeçen ile Rusya-Ukrayna savaşının magazinsel anlatım boyutunun ötesinde gerçek perde arkasını dinleyeceksiniz. Hiçbir televizyonda söylenmeyen bir nokta Anıl Çeçen hocam halen Ankara Hukuk Fakültesinde Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı. Şimdi hocam gelirken bize tam da konuşacağımız konu ile ilgili Türkiye ve Avrasya üzerine bir nokta koydu. Şimdi bizim ilk başlığımız değerli izleyiciler Rusya-Ukrayna savaşını nasıl görmeli? Hocam 77 yıl sonra yeniden bir Yalta konferansını mı göreceğiz?

YALTA MI  MALTA MI?

ANIL ÇEÇEN: Yalta’dan sonra biliyorsunuz bir de Malta var. Yalta ile 2. Dünya savaşı sonrasında, dünyaya yeni bir biçim verildi. Biliyorsunuz o dönem Roosevelt, Churchill ve Stalin bir araya geldiler. 2. Dünya savaşı sonrasındaki dünya düzenini yenilediler. Ama bu Gorbaçov ve Reagan görüşmesine kadar devam etti. Gorbaçov ve Reagan görüşmeleri başladığı noktada da bir de baktık ki bir gün ikisi lider ve Akdeniz’in ortasında bir adaya gitmişler, Malta adası orada görüşüyorlar. Şimdi 2. Dünya savaşı sonrasında, dünya yeniden yapılanırken, Yalta’da bir araya gelenler, orada dünyanın bölüşümüne karar verenler, daha sonra soğuk savaşın sonlarına doğru da işte küreselleşmenin yolunu açan, Sovyetler Birliğinin dağılmasına giden yolda bir Malta adası toplantısı yaptılar. Böylece Yalta’dan Malta’ya giden 2. Dünya savaşı sonrası süreç devam etti. Ama şimdi Malta’dan sonrasında bir netlik yok ama bir değişim süreci başladı. Tekrar eski Sovyetler Birliğine geri dönmek istiyor Putin, biliyorsunuz.

PERDENİN ARKASINDA OYUN KURANLAR VAR

POLİTİK ADAM: Bu bir iddia mı, bir algı yönetimi mi, gerçek mi?

ANIL ÇEÇEN: Bu kendini dünya haritasında merkeze koyma tavrı yani biliyorsunuz büyük liderler, büyük imparatorlukların başına gelenler, kendilerini ülkelerinin merkezine koyarlar, haritanın ortasına koyarlar ve kendi merkezli bir dünya çizmeye çalışırlar ki Putin bunu yapmaya çalışıyor. Putin zamanında biliyorsunuz 15 tane devlet ayrıldı Sovyetler Birliğinden, dağıldı. Biliyorsunuz Yugoslavya 7 ye bölündü, 7 tane ayrı devlet çıktı. Ve ondan sonra ortaya çıkan bu yeni devletlerle bunlara koptukları sistem yani Sosyalist sistem çökünce, Sovyetler Birliği ortadan kalkınca bir de Varşova Paktı vardı. Şimdi onu da kaldırdılar. Varşova Paktının ortadan kalktığı bir noktada, ona karşı, Varşova Paktına karşı kurulmuş olan NATO’nun da ortadan kalkması gerekirdi. Şimdi Varşova paktını ortadan kaldırıyorlar ama NATO’yu ortadan kaldırmıyorlar, şimdi Amerika, İsrail ikilisi, İngiltere ile de zaman zaman beraberler. Ama İngiltere ile ters düştüklerini biliyoruz. Amerikan derin devletinin içinde de bir yanıyla Anglosaksonlar, bir yanıyla da Siyonistlerin olduğunu biliyoruz. Yani bunlar artık bütün dünya tarafından bilinen, önceden biz bunları fiskos ederek anlatıyorduk ama sonradan baktık ki hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hepsinin arkasında, perdenin arkasında çeşitli oyunlar var ve bu oyunları kuranlar var. Onların alt kimlikleri var, o alt kimliklerin kimi etnik grup kimi dini grup kimi siyasi grup kimi ekonomik grup olmak üzere o gruplaşmalarla ardı arkasında dünyayı yönetmek ve kendi çıkarları doğrultusunda yeni bir dünya düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Şimdi tabi dikkatinizi çekmek isterim buradan Türk kamuoyuna da şu göndermeyi iletmek isterim. Bugün biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet var. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasının sebebi Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasıdır. Osmanlı İmparatorluğu ile beraber Rus çarlığının da dağıldığını unutmayalım. Her iki imparatorluk 1. Dünya savaşı sonrasında imparatorluklar çökerken dağılmıştır. Ve onun yerine yeni kurulan süreçte işte bugünkü Rusya federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti var. O nedenle Rusya bizi ilgilendirmez, Ukrayna’da ne yaparsa yapsın, bize ne gibi bir yaklaşım söz konusu değil. Türkiye Cumhuriyetinin böyle bir devlete, böyle bir devlet modeline sahip olmasının ana nedeni evet Sovyetler Birliği sonrası dünyanın iki kutuplu yapıya dönüşmesidir. Dünyanın merkezi coğrafyasında, ortaya çıkan yeni tabloda da Türkiye Cumhuriyeti diye bir devletin, Osmanlının merkez topraklarında kurulması ve burada çok önemli bir şey iletmek istiyorum kamuoyuna, bir tarafta Sovyetler Birliği kurulurken ki 1917 devrimi ile başlamıştır. Biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti 1923 de ilan edilmiştir. Ama bu sürecin bir devamı da var o da 1948 yılında İsrail’in kurulması. Şimdi bugün geldiğimiz noktada Sovyetleri konuşuyoruz, Rusya’yı konuşuyoruz, Ukrayna’yı konuşuyoruz. İsrail’i konuşmuyoruz ya da Amerika’daki İsrail lobisi ne yapıyor bunu konuşmuyoruz. Ya da Avrupa’dakiler ne yapıyor bunu konuşmuyoruz. 
POLİTİK ADAM: İsrail’in Cumhurbaşkanı bu ayda Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacak. Hayra alamet midir?

ANIL ÇEÇEN: Şöyle, İsrail önce kurulmak için çok büyük mücadele verdi, bunu bir bilim adamı olarak vurgulamak istiyorum. Kesinlikle etnik, ırki bir bakış açısından yana değilim her zaman buna karşı çıktım ama bir olgu olarak İsrail’in dünya sahnesinde var olması tarihin ilk dönemlerinden beri milattan önce başlayan bir süreçtir. Orta Doğu’da biliyorsunuz İsrail 3 defa kurulmuştur. Bu günkü İsrail 3. İsrail’dir. Daha önce milat sonrasında Romalıların yıktığı bir İsrail devleti var. Ondan önce Mezopotamya’dan gelenlerin yılmış olduğu bir İsrail devleti var. 3 kez kurulmuş ama dünya dengeleri değişince o süreç içerisinde işte birinde yıkılmış, Mezopotamya’ya taşınmışlar. Öbüründe yıkılmış Akdeniz’e dağılmışlar. İşte o Akdeniz’e dağılmayla beraber başlayan süreç içerisinde bugün Ukrayna’da yaşananlara ya da bugün Rusya ile karşı karşıya gelenlerin içinde bulundukları yaşam sürecine bakarak hareket ettiğimiz noktada tarihten gelen bu birikimin bugün hala devam ettiğini, bugünkü olayları yönlendirdiğini görebiliriz. Varsa somut sorularınız soru soru gidelim.

POLİTİK ADAM :Kafkasya’da yeni bir Yahudi devleti kurma ihtimali var mı? Çok toprak alındı Makedonya ile beraber, Kırım bölgesinde de.

ANIL ÇEÇEN :Şimdi efendim, yani şimdi burada bizi dinleyenler bize kızmasınlar. Biliyorsunuz ben aykırı kaynakları da okuyan, diğer yayınları da takip eden bir bilim adamıyım. Öyle okuduklarımız düşünmek, düşündüklerimizden sonuç çıkarmak…

İSRAİL’İN ALTERNATİFİ KRIMDA DEVLET KURMAKTIR

POLİTİK ADAM: Analiz kabiliyeti çok yüksek olan bir bilim adamısınız.

ANIL ÇEÇEN: Sağ olun çok teşekkür ederim. Bu konuda 32 tane kitap yayımladım ve bunlarda olabildiğince sağduyulu davranarak, tarihten gelen o etnik kavgayı, dini kavgayı, devler arası, emperyalist güçler arasındaki kavgayı görerek hareket ettik ve bunları olabildiğince dengeli bir şekilde kamuoyuna yansıtmaya çalıştık. Şimdi evet geçmişten gelen süreç içerisinde özellikle Yahudi devleti olarak bugün İsrail varken neden Kırım’daki olaylar yaşandı, neden Ukrayna’ya sıçradı, ben bunun cevabını ararken, jeopolitik bilimiyle ilgili bir bilim adamı olarak, ararken şunu gördüm. Tabi şimdi İsrail 2 defa yıkılmış, 3 defa da yıkılabilir. Yıkıldığı zaman 8-10 milyon yahudinin yaşadığı bir İsrail devleti, Orta Doğuda yaşayamıyorsa nereye gidecek bunlar? Alternatif bulmaları gerekir. İşte burada bir numaralı ülke Kırım’dır. 

POLİTİK ADAM: Çok tarihi bir tespit hocam.

ANIL ÇEÇEN: O nedenle Putin gidip orayı işgal etmiştir, çünkü bakın Kırım eskiden beri bir sürecin uzantısıdır. Yani bugünkü Rusya devleti, bugünkü Ukrayna’nın başkentinde kurulmuştur. Kiev’de. Tarihe baktığınız zaman Kiev’de çok ciddi bir yapılanma olduğunu görürsünüz. Oradaki o yapılanma Rus Kınez diyorlar, Kınez’de kuruluyor, o kınezlik daha sonra yayılıyor,

POLİTİK ADAM: İstanbul’a kadar gelmişlerdi.

ANIL ÇEÇEN: Tabi, Ayastefanos üzerine Rus orduları 2 defa geldi. Şimdi Rusların yayılması çok önemli.  

POLİTİK ADAM: Aynı soru Makedonya, Balkanlarda da var değil mi?

ANIL ÇEÇEN: Var, şimdi efendim bakın, İsrail devleti kurulması için çalışmalar sürdürülürken o dönemde dünyayı yöneten iki büyük imparatorluk var. Bir İngiliz imparatorluğu diğer Fransız imparatorluğu, ama bakın şimdi bunlar, dünya beşten büyüktür esprisi içinde yer alan beş büyük devletten ikisi ama Fransa bugün kaybetti. Eskisi kadar güçlü değil. Ama mesela o beş devletin içerisinde Hindistan yok, Almanya yok, bunlar olmadan bir dengeyi, bir dünya dengesi.

.  KAFKASYA’DA BİR 3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKARTMA ÇABASI VAR.

POLİTİK ADAM: Çin değil de niye Hindistan, Putin’i Asya’da en büyük destekleyen Hindistan devlet başkanı, onun iradesi batıdan yana olsaydı, Putin bu kadar rahat hareket edemezdi. 

ANIL ÇEÇEN: Dünya tarihine baktığımız zaman özellikle 15. Yüzyıl sonrası modern dünya tarihine baktığımız zaman gerçekten geçmişten gelen bir süreç içerisinde bu devletlerin oluştuğunu görüyoruz. Bugün harita üzerinde yer alan büyük devletler de dahil buna mesela, İran büyük bir devlettir. Hindistan büyük bir devlettir. Hindistan eski bir İngiliz sömürgesidir. İran ise Rusya ile İngilizler karşı karşıya geldiği bir noktada ortaya çıkan bir devlettir. Ama tarihten gelen boyuta bakarsanız bugünkü İran’da iki defa Türk hanedanının yönettiği büyük imparatorluklar kurulduğunu görüyoruz ki İran için Anadolu Türkleri derler, Anadolu, Osmanlı Türkleri için de batı Türkleri derler. Dünyanın merkezinde, ortasında yer alan İran Türkleri ile Anadolu Türkleri sırtlarını birbirlerine dönmüşler ama bir gün bir araya gelip ortak bir devlet kuramıyorlar, engelliyorlar. Emperyalist güçler buna izin vermemiş ama yani burada demin ki sorunuzun cevabı, Kafkasya’da ne oluyor diye sordunuz bende söyleyeyim.  Kafkasya’da bir 3. Dünya savaşı çıkartma çabası var. Ve bunun arkasında yatan süreçte de bu coğrafyadan kalkıp göç etmiş Avrupa’ya ya da Amerika’ya göç etmiş olan güçlerin tekrar geri dönme planları var. Nasıl Yahudiler 2000 yıl sonra geri dönüp İsrail’i kurdularsa, şimdi aynı şeyi Ermeni lobileri yapıyorlar, geri dönmeye çalışıyorlar. 

POLİTİK ADAM: Hatta Theodor Herzl, Filistin topraklarına gitti, Almanlar için satın aldı iş adamları, öyle İsrail ayakta kaldı.

ANIL ÇEÇEN: Ama şimdi büyük Ermenistan projesi var. Bizim Doğu Anadolu’yu, bugünkü Ermenistan ile birleştirerek büyük Ermenistan yaratma çabası var. Özellikle Atatürk döneminde, Kurtuluş savaşı sırasında çizilmiş ama bugün bu haritaları bozmak isteyenler, yeniden harita kurmak isteyenler var.  

POLİTİK ADAM: Yeni haritalar gündeme gelir mi arkadaşlar yeni başlığımız bu.

ANIL ÇEÇEN: E geldi efendim, bugün Condoleezza Rice, Amerikan dışişleri bakanı, bir papazın kızı, Amerika’da dışişleri bakanı oldu, zenci asıllı, ve açıkça ne dedi biliyor musunuz, 22 ülkenin sınırları değişecek dedi. 

POLİTİK ADAM: Ülkeler belli mi hocam?

ANIL ÇEÇEN: Belli tabi, İslam ülkeleri, çünkü İslam ülkelerini belirli çizgilerde ayırıyorlar. Bunun içinde Türkiye’de var, İran’da var, Irak, Suriye var. Bakıyoruz yavaş yavaş Suudi Arabistan devreye giriyor, yani bütün Müslüman ülkelerin ciddi boyutlarda parçalanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi de eğer Müslüman ülkeleri kendi haline bırakırsanız, artan milliyetçilik duyguları ve tırmanması noktasında Türk devletleri bir araya gelir. İşte biliyorsunuz geçen ay içerisinde Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Çünkü 100 yıl önce kurulması gereken bir örgüttü bu ama 100 ertelendi şimdi 100 yıl önce bunu erteleyenler bugüne taşıyanlar diyorlar ki, Türkiye Cumhuriyeti 100 yıllık bir parantezdir, kapatılması gerekir. E şimdi bunu da bizim kabul etmemiz mümkün değil. 

POLİTİK ADAM:2023’de 100. Yılımızı kutlayacağız hocam.

ANIL ÇEÇEN: Mutlaka tabi bunları düşünmemiz gerekiyor fakat dünya nereden nereye gidiyor ve dikkat ederseniz dünyadaki büyük güç merkezleri ne yapmak istiyor, bunu görmek lazım. İşte Yahudilerin 2000 yıl sonra Orta Doğuya gelip haritaları değiştirmeye kalkması, haritalar değişecek, sınırlar değişecek diyorlar. Öbür tarafta şehirleri devletleşme çabası başladı Avrupa üzerinden, orta çağda biliyorsunuz şehir devletleri vardır. Bu ulus devletlerinin merkezinin dağılması ile beraber Avrupa Özerlik şartları çerçevesinde şehirleri, bugün İstanbul’u, İzmir’i ,  Antalya’yı, Adana’yı,

POLİTİK ADAM:20 eyalete bölme çabası 

İNGİLİZLER İMAMOĞLU’NU DESTEKLİYŞOR

ANIL ÇEÇEN: Tek proje yok, Türkiye’yi parçalayan tek proje yok. Bazıları eyalet projesidir. 20 eyalet, 25 eyalet, bunlar Bizans döneminde de var ama bazıları da şehirleri bağımsız kılma çabasında, 

POLİTİK ADAM: Hayır sizi aktif bir politikaya sokmak için söylemiyorum affınıza sığınırım ama İstanbul Anayasası çalışması vardı, Ekrem İmamoğlu’nun, bayrak çalışması.

ANIL ÇEÇEN: O yüzden İngilizler Ekrem İmamoğlu’nu destekliyorlar galiba çünkü gerçekten İmamoğlu geldiği gün açıkça ne dedi, açıkça söylediği için bende burada açıkça tekrar edeyim. İstanbul, Ankara’dan yönetilemez dedi. Ya bir dakika kardeşim, bu ülkede kan akmış, savaş kazanılmış, ulus devlet kurulmuş, bunun Anayasası var, bunun hukuk devleti var, bunun başkenti Ankara, sen kalkıp İstanbul’u ayırmaya kalkıyorsun. 

YUNANİSTAN BÖLÜNECEKSE TEDBİR ALMAMIZ LAZIM

POLİTİK ADAM: Kurucu iradeye, kurucu meclise…

ANIL ÇEÇEN: Karşı çıkma var çünkü İstanbul Ankara’dan yönetilemez demek aslında yeni Bizans’ın önünü açmak demektir. E zaten şimdi bana kızmayın, daha Türk milletine sorulmadı, Ankara’daki Türk devleti İstanbul’a taşınsın mı, taşınmasın mı diye. Ama şimdi görüyoruz ki devlet bankaları gidiyor, Londra üzerinden bir bağlantı kuruluyor İstanbul’a ve bu bağlantı çerçevesinde de İstanbul olayı giderek Bizans döneminde olduğu gibi Türklükten ve Türkiye’den uzaklaştırılmak isteniyor. Böyle bir çaba var ve bu çaba giderek te birbirini izleyen atılımlarla devam ediyor. Şimdi bizim bunu kabul etmemiz mümkün olabilir mi, olamaz. Ama şimdi bakın bir taraftan İstanbul’u Ankara’dan uzaklaştırma olayı var bir taraftan işte biliyorsunuz Makedonya’nın adı değişti. Kuzey Makedonya dediler, yavaş yavaş Güney Makedonya gündeme gelecek, Güney Makedonya’nın başkenti Selanik’tir. Ve Makedonya’nın eski başkenti Selanik’tir ve böyle bir süreç içerisinde Makedonya’nın kuzeyi ile güneyinin birleşeceğini yani Yunanistan’ın parçalanacağını açıkça görmek lazım. Şimdi Yunanistan parçalanıyorsa o zaman bir tedbir almak lazım. İşte Amerika bu yüzden askeri birliklerini, ordularını falan getirdi, Yunanistan’ın ortasına koydu. Şimdi bu aşamadan sonra artık Avrupa birliği üyesi gibi Yunanistan hareket edebilir mi, çok zor. Almanya’nın patron olduğu Avrupa Birliğinde Orta Doğu’ya bunların yansımadığını görüyoruz.

POLİTİK ADAM: Bizim orada Osmanlı bakiyesi hem soydaşlarımız var biz de hak iddia etmeyecek miyiz yani?

ANIL ÇEÇEN: Kesinlikle efendim zaten biliyorsunuz Avrupa tarihine baktığınız zaman, biliyorsunuz Türk devleti Anadolu’da kurulmuştur, 2. Aşamada Balkanlara yönelmiştir ama Balkanlara yönelmek zorunda kalmıştır. Eğer Balkanlara yönelmeseydi, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti, bugünkü Yunanistan devleti olamazdı. Başka senaryolar, başka planlar başka oluşumlar gündeme gelebilirdi.
 
POLİTİK ADAM: Şimdi hocam bir beyin fırtınasına tekrar Rusya’ya gelelim. Hocam Putin gibi KGB’nin içinde yetişmiş, operasyon beyinsel gücü olan bir kişi, Ukrayna saldırısı ile bile bile lades mi yaptı? Yani bu siz dediniz ki eski dönemine dönme hayali var, kendini merkeze koyuyor da. Yani Rusya gibi askeri gücü de güçlü olan iş, kamuoyunda bugün burayı vuruyor, buraya giriyor, bugün Kiev’e gidiyor yarın 2. müzakere görüşmeleri var sınırlarda, böyle bir süreç hocam.

ANIL ÇEÇEN: Şimdi bakın, Kırım eskiden Ruslarındı biliyorsunuz Kırım savaşı sırasında İngilizler ve Fransızlar Rusya’nın önünü kesmek üzere Osmanlı’ya para vermişler, Osmanlıya verdikleri para ile Osmanlıyı Ruslara karşı savaştırmışlardır. Ve Kırım savaşı sonucunda da ortaya çıkan tabloda Kırımdan çıkan çok büyük bir göç Amerika’ya olmuştur. Daha önce biliyorsunuz Hazar bölgesinden göçler, doğu Avrupa’ya olmuştur, bugünkü Doğu Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğu Hazar boyları tarafından oluşmuştur. Bunlar, bu gerçekler artık tarih kaynaklarında da dile getiriliyor ve söyleniyor da, biliniyor da. Yani Anadolu’daki Müslüman Türkler ile Doğu Avrupa’daki Hıristiyan Avrupalılar arasında geçmişten gelen bir birliktelik var, Hazar devleti döneminden.

POLİTİK ADAM: Bize de var, Anadolu toprağı da ciddi bir göç aldı.

ANIL ÇEÇEN: Tabi var, bunları tarih okudukça öğreniyoruz ve bize tarihin eksik okutulduğunu görüyoruz. Burada ben bir kırılma noktasından söz etmek istiyorum. Ve tarihçilere burada çağrıda bulunmak istiyorum. Şimdi Türk tarihi deyince biz okullarda öğrencilerimize Cumhuriyet tarihini anlatıyoruz, ondan önce Osmanlı vardı diyoruz onu anlatıyoruz, ondan önce Selçuklu vardı diyoruz, onu anlatıyoruz ama Selçuklunun arkasına gitmiyoruz.

POLİTİK ADAM: Şimdi Cumhurbaşkanlığında 17 devlet var. 

ANIL ÇEÇEN: Şimdi ona geleceğim, halbuki esas kırılma noktası, Selçuklu öncesi dönemde Hazar bölgesinde yaşanılanlardır. O dönemlerde Hazar devleti diye büyük bir devlet var, bu Hazar devleti bir tarafta Kiev’den gelen Rusların Hıristiyan baskısı ile karşı karşıya kalıyorlar. Bir taraftan Kafkasya’dan gelen Abbasilerin ataklarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Ve işte 2 tek tanrılı din arasında kalan Hazarlar ki, hazarların büyük çoğunluğu da Asya kökenli şaman dininden gelen insanlar ama o şamanizmin tek tanrılı dinlere karşı yeterli olamayacağını gördükleri noktada kral Bulan zamanında, Filistin’den bir din adamı çağırıyorlar. Ve ondan sonra o Musevi din adamının öncülüğünde düzenlenen törenle önce kral daha sonrada üst yönetim Museviliği kabul ediyor. İşte o noktadan sonra biliyorsunuz Türklerin 5 tane dini vardı. Türkler evet Anadolu’da Müslümandır, evet Müslüman devletlerde Türk boyları vardır ama Hıristiyan Türkler de vardır. Biliyorsunuz Romanya’nın kuzeyinde var olan bir yapıdır. Ve o çerçevede Türklerin, Müslümanların, Hıristiyanların beraber oldukları o süreç içerisinde Museviler yavaş yavaş Hazar’ın üst yönetimi tarafından Musevilik din olarak benimsendiği için güçlülük kazanıyor ve daha sonra göçler başlıyor. O göçler ile biliyorsunuz Avrupa’nın ortasında, Tuna nehrinin kenarında Macarlar gelip bir Türk imparatorluğu kuruyorlar. Daha sonra Polonyalılar bir devlet kuruyor, daha sonra diğer göçlerle birlikte bugünkü doğu Avrupa’daki topluluklar Hazar göçleriyle önce doğu Avrupa’ya geliyorlar, daha sonraki süreçte 1. Dünya savaşı var. 

POLİTİK ADAM: Hocam, yaptığınız bu tarihsel analiz bizi dinleyen izleyiciler için, genç izleyiciler için ne anlama gelir? Hani siz diyorsunuz ki bir alandan bakın vizyonu genişletme olaya çok derinliğine bakma olayını mı gündeme getiriyor?

ANIL ÇEÇEN: Ben onu getirmek istiyorum çünkü derinlikli bakmazsak, detayları fark etmezsek birbirimizi yeriz. Zaten bakın dikkat edin bunlar sonrası için kaos diyen, küresel sermayenin öncüleri, küresel emparyalizmi savunan güçler, hem devletlerinin içinde iç savaşları hem de devletler arası bölgesel savaşları, çatışma senaryolarıyla tırmandırmaya çalışıyorlar. Şimdi bunun önlenmesi lazım. Bunun önlenmesi için, din kavgasının önlenmesi için, tarikat kavgasının önlenmesi için dinler tarihinin mutlaka iyi bilinmesi gerekiyor. Aynı şekilde devletlerarası ya da etnik gruplar arası kavgaların önlenebilmesi için geçmişte ne gibi olaylar yaşanmış onlar görülüyor. Ve ne kadar anlamsız, ne kadar küçük meseleler yüzünden çok büyük olaylar çıktığı, büyük olaylar yüzünden insanlığın çok zor anlardan geçtiği ve maalesef işte 2. Dünya savaşı sürecinde ortaya çıkan cinayet ve katliamların yaşandığını biliyoruz. Ki, bunların önlenmesi yani etnik kavganın önlenmesi, dini kavganın önlenmesi, dünyanın bir barış düzenine doğru yönlendirilmesi ki eğer bunu başarabilirsek, Putin gibi savaştan yana olan liderlerin ya da devlet yöneticilerinin ülkelerin başına gelmesi önlenebilir. Ve o zamanda bu barış arayışı çözüme gider.

33

UKRAYNA BÜYÜK DEVLET AMA ORADA MİLLET YOK

POLİTİK ADAM: İki Ortodoks ülkenin, halkı büyük çoğunlukla Ortodoks olan iki ülke savaşmıyor mu şuanda? Yani Ukrayna kiliseleri Rusya’ya karşı gelmedi ama.

ANIL ÇEÇEN: Bir şey söylemek istiyorum bakın, Rusya diye bir devlet var, Rus milleti diye de bir millet var. Yani Rusya’da hem bir imparatorluk var hem bir millet var. Çine’ bakın hem bir imparatorluk var hem millet var. Hindistan’da hem bir imparatorluk var hem bir millet var. Ama her yerde öyle değil mesela Ukrayna kocaman bir ülke. Devlet var ama millet yok.  Suriye’de devlet var ama millet yok. 

RUSYA DÜNYANIN 3. MERKEZİ OLMAK İSTİYOR

POLİTİK ADAM: Yaşayan vatandaşlar ne oluyor millet olarak? İzleyicilerimiz aydınlansın diye.

ANIL ÇEÇEN: Şimdi burada bilimsel bir tasnif içerisine girdiğimiz zaman burada şunu söylemek isterim o da şudur. Yani evet dünya haritasında yer alan devletin toprakları vardır. O toprakların üzerinde yaşayan insanlar vardır. Zaman içerisinde o insanların, yaşamı ile beraber oluşturdukları ortak değerler, ortak tarih, ortak dil, ortak Pazar, ortak ekonomi, ortak güvenlik, bütün bu ortaklıklar eğer belirli bir süre birlikte devam ederse ki Avrupa’daki ulus devletlerin uluslaşma süreçlerinin 300 yıl olduğunu görüyoruz. Yani Fransız devrimine kadar süreçte, geçmişten gelen süreci birleştirdiğinizde tam 300 yıllık bir oluşumla ulusların ortaya çıktıklarını görüyoruz. Birden pat diye olmuyor, o zaman her ülkede ulus var mı? Her ülkede ulus yok. Ne var, insan toplulukları var. O zaman o insan toplulukları zaman içerisinde ortak bir dil, kültür, ortak bir gelecek üzerinde birleşirse oradan çıkacak olan bir milli yapıdır ki milli devletin tabanı o zaman daha sağlam olur. Ama eğer öyle bir şey olmaz farklılıklar, bakın bugün Ukrayna’da millet yok dedim. Ukrayna derme çatma bir ülke, evet geniş bir ülke, dünyanın en verimli toprakları var. Eğer Hitler çernevu yu ele geçirseydi yani dünyanın en değerli toprakları, tarım alanında ki topraklar Ukrayna’dadır. Ukrayna’yı ele geçirseydi, Hitler’in başarı şansı yüksek olacaktı. Ama Hitler Ukrayna’yı ele geçiremediği için gerileme noktasında kaldı. Şimdi Ukrayna tarihten bu yana baktığımızda Rus ülkesinin bir parçası olarak görünüyor, o süreç içerisinde bakın bugün Ukrayna ile Rus dilini karşılaştırın çok ortaklıklar var. Kardeş diller, kardeş kültürler gibi, birlikte yaşamışlar ama bugün birbirlerini yiyorlar. Çünkü bir tanesi dünya hegemonyasına soyunmuş vaziyette, hatta bugün toprak ihtiyacı yok. Dünyanın en geniş topraklarına sahip olan Rus imparatorluğu bugün Rus Federasyonu, toprak problemi yok. Bugünkü savaşın haksızlığı şurada çıkıyor, dünyanın en büyük topraklarına sahip olan ülke Rusya’dır ve sanki toprak sorunu yokmuş gibi gidip yanındaki bir ülkeyi işgal etmeye kalkıyor. Bu bir haksızlıktır bu bir emperyal oyundur, bu dünyanın geleceğine yönelik senaryolarda Rusya’nın bir 3. Merkez olma senaryosunun, eylemsel, fiili bir duruma geçirilmesidir.

POLİTİK ADAM: 3. merkez? 1. Amerika.

ANIL ÇEÇEN: 2. Çin’dir. Şimdi artık Çin.
POLİTİK ADAM: Hocam Çin’in esamesi okunmuyor ama Rusya, Çin, Hindistan eklendi. Yani Avrupa değerlerine karşı Asya değerleri olan 3 ülke.

ANIL ÇEÇEN: Şimdi efendim İngiltere geçmişten gelen büyük bir yapıya sahip ama bakın Amerika ile bile anlaşamıyor çünkü artık İngiltere’nin sözlerini Amerika dinlemiyor. Şimdi Amerika 1 numara, 2 numara bunun karşısında düne kadar Sovyetler Birliğiydi ama bugün Çin’in onun yerini aldığını görüyoruz.

POLİTİK ADAM: Hocam baharat savaşlarını aldığı zaman bu Çin ekonomisinin ardında derin bir İngiliz aklı yok mu?

ANIL ÇEÇEN: Bugünkü Çin’in yeni rotası da yani o Pekin-Londra hattı üzerindeki kurulmuş olan sizin söylediğiniz Baharat yolu ya da İpek Yolu, bir anlamda gerçeği ortaya koymaktadır. Bugün Mao Zedung’un yetiştirilerek Çin’in başına geçmesini sağlayan güç İngiltere’dir. Çin sosyalizmini örgütleyen, Rusya’daki sosyalizme karşı çıkan İngiltere’dir. Rusya’daki sosyalizmi örgütleyen Bolşevik hareketi ise Amerika merkezli bir yapılanmadır. Bakın burada sosyalist dönemde 2 tür sosyalizm vardı, biri Sovyetler Birliği sosyalizmi, orada Amerika’daki lobilerin etkisi vardır, tekrar söylüyorum Bolşevikler Rus değildi. Rus devrimini Ruslar yapmadı. Amerikan destekli Bolşevik hareketi yaptı. Ve sonra dünyaya yeni bir biçim vermeye çalıştılar. Şimdi bugün geldiğimiz noktada baktığımızda bunun uzantılarını görüyoruz. Bu çerçevede baktığımızda Amerika 1 numaradır, Çin şu aşamada 2 numara olmuş, 3 numaraya Rusya Savaşarak oturmuştur. Ve önümüzdeki dönemde gördüğüm kadarıyla Ukrayna’yı parçalayacaklar. Ukrayna’nın doğusunu içine alacak Rusya.

POLİTİK ADAM: Kiev’i de alacak mı?

ANIL ÇEÇEN: Şimdi o zaman söyleyeyim, Rusya’nın kurulduğu şehir olan Kiev’i önümüzdeki aylarda Rusya’nın işgal edeceği söyleniyor. Rusya, Ukrayna’nın ortasına kadar girecek ve Ukrayna’yı içine alacak. Putin yapmış olduğu konuşmalarda şunu söylemişti, Demiştir ki, Rusya önümüzdeki dönemde, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra önümüzdeki dönemde Kuzey Kazakistan, bakın orada biliyorsunuz uzaya gitme merkezleri var. Kuzey Kazakistan ve Doğu Ukrayna’yı içimize alarak yeni bir Rus federasyonu kurabiliriz demişti. O zaman şimdi bu Doğu Ukrayna’yı içine alıyor dikkat edin, 

EMPERYALİSTLER ESKİ SÖMLÜRGELERİNE DÖNÜYOR

POLİTİK ADAM: Kazakistan, Gürcistan’da var.

ANIL ÇEÇEN: Tabi Gürcistan büyük bir problem onu söyleyeyim, Gürcistan’ı yabana atmayın. Gürcistan gibi küçük bir ülkenin içinde Rusya var hem Amerika var hem de Türkiye var. Türkiye’de de güçlü bir Gürcü lobisi var bunu bilmemiz gerektiği kanaatindeyim.  Evet, bunları bilerek hareket ettiğimiz zaman sizin itirazınızı söyleyeyim, 1 Amerika, 2 Çin, 3 numaraya Rusya baskı ile gelip oturmuştur. Böylece Avrupa Birliği dışlanmıştır. Böylece belirli bir noktada Hindistan’ın önü açılmıştır. Ben önümüzdeki dönemde Hindistan’ın bugünkü nüfusuyla dünyanın en büyük 5 devletinden birisi olacağını görüyorum. İngiltere bunu kaybetme noktasında, İngiltere artık adalarda bu büyük ülkelerle uğraşamıyor. O nedenle İstanbul’a geliyorlar İngilizler haberiniz olsun. Artı önümüzdeki dönemde İngilizlerle beraber Fransızlar da aynı politikayı izleyerek eski sömürgelerini canlandırmaya çalışıyorlar. Ama büyük devletler yani Çin’in ve Hindistan’ın ve Amerika’nın buna izin vermeyeceğini görüyoruz. 

İNGİLTERE DÜNYA YÖNETİMİNDEN VAZGEÇMEDİ

POLİTİK ADAM: Hocam muazzam analizler, 

ANIL ÇEÇEN: Trump’ın Avrupa’da, Berlin Güvenlik Konseyinde, konferansında Merkel’e söylediği bir söz var onu unutmayalım. Trump diyor ki Merkel’e sen benim düşmanımsın, dikkatinizi çekerim, söylediği Alman Başbakanı ve NATO’da da Amerika’nın yanındaki en büyük ülkelerden birisi, şimdi iş bu noktaya geldiyse, hep ben Amerika’nın bir stratejisi olduğu kanaatindeyim. Bakın bugünkü olay başladığı noktada ben Amerika’nın burada buna zemin hazırladığını, burada vurgulamak istiyorum. Yani Rusya ile Amerika paslaşıyorlar, Ukrayna savaşı süreci içerisinde Rusya’nın önü açılıyor. Rusya öne çıkıyor, kime karşı, Çin’e karşı. Amerika’nın 1. Önceliği Çin’in önünü kesmek, 2. Önceliği de Avrupa’yı kontrol altında tutmak. Avrupa’yı şimdiye kadar NATO ile kontrol etti, şimdi edemiyor, Avrupa Birliği dağılıyor ve bu noktada Avrupa’yı devre dışı bırakmak istiyor Amerika. 

POLİTİK ADAM: Yerine ne koyacak hocam?

ANIL ÇEÇEN: Yerine ne koyacağı bu büyük güçler arasındaki çekişmelere bağlı. Bakın ilk kez bir kadın savcıyı Amerika başkan yardımcısı seçti Hint asıllı. Hindistan faktörüne önem verdiğini ortaya koyuyor ama Hindistan’ın eski bir İngiliz sömürgesi olduğunu da unutmayalım. İngiltere dünya yönetiminden vazgeçmedi, güç kaybetti, adalardaki konumunu kaybetti, 

POLİTİK ADAM: Türkiye’de hala güçlü, derin İngiliz lobisi, son vaktimizi şuna ayırmak istiyorum. Türkiye ve Avrasya diye bir kitap getirdiniz, bunu anlatacağız ama Türkiye’nin rolü bu işte, Türkiye’nin ne Ukrayna ne Rusya demesi, tarafsız kalması, dengeyi gözetmesi, doğru mu, yanlış mı size göre?

ANIL ÇEÇEN: Şimdi efendim öyle bir noktaya geldik ki bütün bu olayların çözümünde anahtar ülke, kilit ülke Türkiye’dir. Unutmayın, Bill Clinton Ankara’ya gelip, mecliste konuşurken ilk cümlesi şuydu. Turkey the key. Türkiye anahtardır. Biz değişen koşullara göre dünyanın ortasında merkez ülke konumundayız. Şuan bu büyük ülkelerin hiç birisi merkez ülke konumunda değil. Biz geçmişten gelen yapımızla bu merkez ülke konumundayız. Şimdi bunu iyi kullanabilirsek, iyi bir stratejiye dönüştürebilirsek, bundan yana olan güçleri bir araya getirebilirsek, merkezi güçlendirerek bütün ülkeyi kucaklayabilirsek, 

POLİTİK ADAM: Kullanabiliyor muyuz?

ANIL ÇEÇEN: Yavaş yavaş kullanıyoruz. Yani bana önceden küfredenlerin yavaş yavaş hak vermeye başladıkları…

İNGİLTERE DÜNYA YÖNETİMİNDEN VAZGEÇMEDİ

POLİTİK ADAM: Şimdi bir matruşka biz buraya koyduk, sizin için bunu buraya getirmiştim ama AKP Grup Başkanvekili,  6 tane parti deyince, bir tane de 7 var dedi. 7 matruşka Rusların, kendi içlerinde planları var. Şimdi burada Türkiye ve Avrasya derken, Türkiye’de bir dönem Avrasya kelimesine inanılmaz alerji vardı. Ne oldu, şimdi Avrasya’ya doğru dünya gidiyor mu hocam. 

ANIL ÇEÇEN: Avrasya kelimesini Ruslar kullanıyordu. Rusların parlamentosunda bir Avrasya heyeti vardı. Ruslar devlet olarak Avrasya politikası uygularlar. Biliyorsunuz Alexandar Dugin’in Avrasya ile ilgili yazdığı kitapta 2 ülkeyi karşılaştırır, biri Rusya öbürü Türkiye. Rusya neden Avrasya’da hakim konumdadır. Çünkü bugünkü Rusya’nın doğu sınırlarına bakın Asya’nın doğusunu içerir. Batı sınırlarına bakın Avrupa’nın doğusunu içerir. Böylesine geniş bir coğrafyaya yayılmış bir ülke. Türkiye’ye bakın. Türkiye bugün dünyanın ortasında 3 kıtanın kesişme noktasında bir Türk ülkesidir, ama Türk dünyası Orta Asya’dadır. Kuzey Asya’dadır, biz değişik bakıyoruz, hep Orta Asya diyoruz. Yalnız Orta Asya değil, bakın Hazar imparatorluğunu ele alacaksak Kuzey Asya’ya bakmak, bugünkü Rusya’nın geçmişine bakmak zorundayız.

POLİTİK ADAM: AK Parti’nin sözcüsü Ömer Çelik söyledi. Buradan bakarsanız Asya’yız, Orta Doğuyuz, buradan bakarsanız Avrupa’yız. 

ANIL ÇEÇEN: Ben bunları yıllarca yazdım. 

TÜRKİYE’DE YAZILMIŞ OLAN İLK AVRASYA STRATEJİ KİTABIDIR. 

POLİTİK ADAM: Onu bildiğim için söylüyorum, Nasrettin hocanın hesabı gibi, bağlamanın telinden tuttunuz, yıllarca aynı şeyleri çaldınız. Yani insanlar sizin tuttuğunuz yere yeni geldi hocam. 

ANIL ÇEÇEN: Bir bilim adamı olarak bu benim için büyük bir mutluluk. İnşallah önümüzdeki dönemde bu düşünceleri daha fazla konuşur, tartışırız ve anlaşırız. Anlaşmazsak olmaz, önümüzdeki dönemde Türkiye toparlanmalı, merkezi gücünü arttırmalı, bölgedeki savaş ve sıcak senaryolara karşı mutlaka Türkiye daha geniş bir güvenlik şemsiyesini oluşturmalı. Tablo budur. 

POLİTİK ADAM: Hocam izleyiciler diyor ki, Anıl Çeçen hocam şimdiye kadar neredeydi, Fehmi bey Anıl hocamı, izleyiciler söz veriyorum, eğer hocam da lütfederse,  bir dahaki daha geniş konu bütünlüğüyle analizde sizden gelecek sorularla yapalım. Hocam son cümlenizi alalım. Bu kitapta aynı zamanda hocam, Doğu Kütüphanesi jeopolitik yayınlarından yayınlanmış. 

ANIL ÇEÇEN: Türkiye’de yazılmış olan ilk Avrasya Strateji kitabıdır. 

POLİTİK ADAM: Bugünlerde çok ihtiyacımız var bu kaynaklara. 

ANIL ÇEÇEN: Ruslara bir cevap, Avrasya Rusların değildir. Türklerin de Avrasya’da şeyi var. Son cümlemi söyleyeyim efendim ben bir bilim adamı olarak, bir hoca olarak yıllarca bu konularda çalıştım. 90’lı yıllarda ilk kez başlamış olan televizyon yayınları da, 2000 yılına kadar tüm bunları jeopolitik, stratejik olarak Türk kamuoyuna anlattım. 4-5 kanalda birden program yaptım 90’lı yıllarda. Bunlar belgelidir ve kayıtlarda vardır. Şimdi bakın o dönemde söylediklerim ile bu dönemde olan gelişmelere bakarsanız bunların hepsinin o dönemden geleceğini söylemişim. Şimdi geldiğimiz noktada madem olaylar bizi doğruladı, bu gerçekçi tavrımızı sürdürerek, sizin gibi bizi anlayan ve bizimle paylaşan değerli medya mensupları ile işbirliği yaparak bu gerçekleri Türk kamuoyuna taşıyacağız ve dünya kamuoyuna karşı da Türkiye’nin savunmasında silah değil kalem kullanacağız 
 

Bakmadan Geçme