Süper Güçlerin Paralı Askerleri veya ABD'nin Gizli Ordusu

Asimetrik boyutu ile ön plana çıkan post-modern savaşlarda düzenli ordular yerini yabancı savaşçılara, paralı askerlere ve özel askerî şirketlere bıraktı. Yabancı savaşçı kartına son başvuran ülke ise Ukrayna oldu. İşte bu adım çok ciddi riskleri de ortaya çıkardı

Maduro’ya karşı yapılan suikast girişiminin ikincisi bu. ABD ya da Pentogon ya da CİA’yi suçlamak mümkün değil, çünkü bu bir özel şirket ve suç işlemiş olsa da ABD toprakları dışında bu suçu işlediği için yaptırımı yok. İşkenceleriyle ünlenen Ebu Garip’te Irak’lı kadın ve erkek yüzlerce masum insana işkence eden, insanlık dışı muameleye tabi tutan ve tecavüz eden 34  askerin 27’si de Blackwather şirketine ait paralı askerlerdi ve bunları suçlayacak bir makam da yoktu.

Afganistan, Irak, Venezuela, Bosna, Libya hatta Türkiye de görev yapan binlerce paralı profesyonel asker olduğu biliniyor. Bunların çoğu da görev yaptığı ülkelerden ya da başka ülkelerden devşirilen askerler. Bunlar, suçlu olduğunu düşündükleri her insanı, bulunduğu ülkeden (ABD, İngiltere, Fransa, Irak, Türkiye, Mısır, Libya ya da İtalya) bir gece ansızın alıp, sorgu uçakları ya da gemileriyle aylarca uluslararası sularda sorgulamakta ya da kendilerine ait özel ada hapishanelerinde sorgu adı altında işkenceye tabi tutabiliyorlar. Bir dönem Türkiye’de moda halinde seri yazılar yazılmış; gizli uçaklar, adam kaçırmalar, sorgu adaları ya da hapishaneleri ve işkenceler gündeme gelmişti. Bir süredir bu yazıların medyada yer almaması da dikkat çekiyor.

ABD, artık kendi ordusu ve askeriyle askeriyle savaşmak yerine, savaşı da özelleştirmiş durumda.  Bu sürecin 2011 sonrası yaşanması dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu da bir bakıma Friedman’in istediği gibi bir kapitalizm ve demokrasi havariliğinin özeti durumunda İster istemez insanın aklına şu soru geliyor:

ABD FONLUYOR BLAKWATER VURUYOR

Türkiye’de 15 Temmuz akşamı denenen kalkışmanın arkasında da özel şirketler, paralı profesyonel askerler ve devşirme askerler var mı? Eskiden bizim çocuklar yapıyordu, gerçi kimdi bu “bizim çocuklar”, bilen yok ancak, şimdi her şey  “bizim şirketler yapıyor sözlerine” evrildi. Bir habere dikkat çekmek gerekli: “2001 Afganistan ve 2003 Irak operasyonlarından başlayarak, son 17 yılda harcanan operasyon gideri 8 trilyon dolar.” (Kerem Alkin, Sabah, 26 Aralık 2018) “Habere göre, ‘daha önce Irak'ta kullanılan Blackwater benzeri bir şirket olan Castle International'a ait sosyal medya hesaplarında şirkete bağlı ağır silahlarla donatılmış komandoların YPG'lilerle yan yana savaştığı ve eğitim verdiği görüldüğü' öne sürülüyor. Şirketin Instagram hesabında ise ABD hükümeti ve bağlı birimlere çözüm hizmetleri verdikleri söyleniyor.

Dünyanın en büyük özel güvenlik şirketlerinden biri olan Blackwater, ABD Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve CIA'in yüz milyonlarca dolar değerindeki ihalelerini alarak Afganistan ve Irak başta olmak üzere Amerikan ordusunun operasyonlarına destek kuvveti sağlıyor. 1997'de kurulan ve bünyesinde binlerce paralı asker bulunan şirket, 2006'dan beri Amerikalı diplomatlara da koruma sağlıyor. 2007'de Bağdat'ta Blackwater için çalışan bir grup korumanın pusuya uğradıklarını sanarak ateş açması sonucu 17 sivil hayatını kaybetti. Nisur Meydanı Olayı olarak bilinen bu olay dışında haklarında bir çok işkence, kötü muamele, cinayet iddiası ve davası bulunuyor. PKK'da ele geçirilen ABD üretimi silahları örgüte verdiği iddia edilen şirket, kötü ününü gizlemek için 2009 yılında adını önce Xe Services, 2011'de ise Academi olarak değiştirdi. Mr. Stark, burada verdiği bilgilerde ABD Özel Harekat Komutanlığı'na (SOCOM) bağlı dünya çapında hızlı bir şekilde konuşlandırılabilen 4-6 kişilik muharebe arama ve kurtarma (CSAR) timlerine aktif olarak liderlik yaparak destek verdiğini söylüyor. CSAR timlerinin temel görevleri muharebe alanında arama-kurtarma yapmak, yani düşman bölgesinde kalmış ya da esarete düşmüş personeli bölgeye sızarak alıp geri getirmek olarak biliniyor. CSAR timlerİ sadece arama kurtarma değil özel kuvvetler operasyonlarında da kullanılıyor.” (https://tr.sputniknews.com/abd/201809171035231350-abd-suriye-asker-ozel/ )

PKK’YA DESTEK VERDİKTEN SONRA İSMİ DEĞİŞTİRDİ

“Dünyanın en büyük özel güvenlik şirketlerinden biri olan Blackwater ABD Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve CIA’nın yüz milyonlarca dolar değerindeki ihalelerini alarak Afganistan, Irak başta olmak üzere ABD ordusunun operasyonlarına destek sağlıyor. 1997’de kurulan ve bünyesinde binlerce paralı asker bulunan şirket, 2006 yılından beri ABD’li diplomatlara koruma sağlıyor.

ABD üretimi silahları PKK’ya verdiği iddia edilen şirket kötü ürünü gizlemek için ismini 2009’da değiştirdi. Önce exe services 2011’de ise Academi olarak değiştirdi. Şirket zaman zaman fotoğraflar yayınlıyor. Şirketin yayınladığı fotoğraflara bakınca AFRİKA ve Ortadoğu’nun başka bölgelerinde de Pentagon’un güdümünde çalıştıkları anlaşılıyor. İngiltere’de de güvenlik şirketleri sayısı son birkaç yılda yüzlerce sayıya ulaştı. Yasal boşluklardan yararlanan bu şirketler yeterince denetlenemiyor. İngiltere’de güvenlik şirketlerinin büyümesindeki en önemli etken Irak’ta yatırım yapan petrol ve doğalgaz şirketleri koruma için paralı askerleri talep ediyor olmaları Castle İnternational adlı özel güvenlik şirketinin paralı askerliğide ABD tarafından Suriye ve Irak’ta kullanılmaktadır. Afrika’da enerji kaynaklarına sahip ülkeler ve 2011 yılında Kaddafi’nin devrilmesinin ardından enerji kaynakları yabancı ülkeler tarafından yağmalanan Libya paralı askerlerin en çok kullanıldığı ülkeler arasında, ayrıca Nijerya’da BAKO Haram’a karşı savaşta Güney Afrikalı paralı askerlerin, Yemen de ise Sudi öncülüğündeki koalisyonun Husilerle savaşında ise ABD merkezli Blakwater şirketini (şimdiki adıyla Academi) kullanıyor. Şirket burada Kolombiyalı kiralık savaşçıları kullanıyor.” (Mithat IŞIK 08 Kasım 2018 10:03 SDE) “11 Eylül sonrasında ABD’nin “terörizm”e ve “serseri devletler”e açtığı savaş, özel askeri şirketler (private military companies) için de bir dönüm noktası oldu. BM’nin gücünü yitirdiği ve uluslararası hukukun geçersizleştiği bir dönemde, hukuksal boşluğun bulunduğu bir alanda varlıklarını sürdüren ve tamamen “kâr” amacı ile çalışan özel askeri şirketler geniş bir hareket alanı buldular.

ASKERİ ŞİRKETLER YENİ BİR İŞ KOLU

Özel askeri şirketler, global piyasada oluşan özel bir iş türünü yerine getiriyorlar. Bunlar, kâr amaçlı kuruluşlar ve savaşla ilgili konularda profesyonel hizmet sunuyorlar. Lojistik destek, taktik saldırı operasyonları, stratejik planlama, gizli istihbarat edinme ve analiz etme, operasyonel destek, çatışma bölgelerinde savaşma ve savunma, askeri eğitim ve askeri teknik yardım gibi askeri becerilerin tedarik edilmesi yerine getirdikleri “hizmetler”. ICIJ’in (International Consortium of Investigate Journalists) yaklaşık olarak iki yıllık bir araştırma sonucu elde ettiği verilere göre, dünyada 90’a yakın özel askeri şirket bulunuyor ve bunlar 110 ülkede faaliyet gösteriyorlar. Bu şirketlerin içinde yer aldığı yıllık 100 milyar dolarlık bir endüstriden söz ediliyor. Özel askeri şirketlerin kurulduğu ülkeler genellikle Amerika, İngiltere ve Güney Afrika. Çalıştıkları yerlerin başında ise, Afrika, Güney Amerika ve Asya geliyor (ICIJ, 2002: 2). Savaş sırasında olduğu gibi savaş sonrasında da Irak, özel askeri şirketler için bir “altın madeni” haline gelmiş durumda. The Guardian’ın yapmış olduğu bir araştırmaya göre, Irak’ta Pentagon’dan sonraki en büyük gücü bu özel şirketler oluşturuyor. Resmi koalisyon kayıtlarına göre, İngiltere’nin askeri gücü 9.900 birlik civarındayken, özel askeri güçlerin toplamı 10.000’i buluyor ya da 10 ABD askerine karşılık 1 özel personel kullanılıyor. Birinci Körfez Savaşı ile kıyaslama yapıldığında, ateş hattında bulunan özel askeri personelin sayısının on kat artmış olduğu görülüyor (Traynor, 10 Aralık 2003, The Guardian). Yine Kosova ve Belgrad arasındaki düşmanlığın sona erdirilmesinde, diğer bir özel şirket olan DynCorp önemli bir rol oynadı. Uluslararası barış gözlemcilerinin Kosova’daki varlığı ve buna ABD’nin yaptığı katkı daha sonra gerçekleşti. DynCorp hakkında en fazla konuşulan ve tartışılan şirketlerden birisidir. Kuzey Virjinya’da kurulmuş olan bu şirketin hizmetleri bilgi teknolojisinden özel askeri hizmetlere kadar uzanmaktadır. Bosna dışında, Somali, Angola, Haiti, Kolombiya; Kosova ve Kuveyt’te varlık göstermiştir. Gelirinin yüzde 95’ini ABD hükümeti ile yaptığı sözleşmelerle sağlamaktadır (http://www.wikipedia.org/wiki/DynCorp). DynCorp’la Balkanlar’da birçok hizmeti yerine getirecek şekilde sözleşmeler imzalanmıştır. Bu hizmetler arasında Bosna polis gücünü eğitmek ve bölgedeki ABD ordusuna onarım hizmetlerini sağlamak bulunuyordu. DynCorp çalışanları hem Kosova hem de Bosno operasyonlarında kadın ticaretine bulaşmışlardır.

Ayrıca yasa dışı silah ticaretine adları karışmıştır. Söz konusu kişilerin işine son verilmekle birlikte haklarında bir soruşturma açılamamıştır. Bu olay şirketlerin ve çalışanlarının yasal sorumluluğu ve hesap verebilirliği sorusunu gündeme getirmiştir. Özel askeri şirketler genellikle “çökmüş” bir devletin sınırları içinde çalıştıkları için sorumlu tutulacakları bir yerel hukuk bulunmamaktadır. DynCorp olayında açığa çıktığı gibi, şirket çalışanları ABD yasalarına göre sorumlu tutulamamaktadırlar; çünkü, olay ABD sınırları içinde meydana gelmemiştir. Ayrıca, ABD askeri yasaları da devreye girmemektedir. Çünkü şirket çalışanları, ABD ordusunun bir üyesi değillerdir (Singer, 2004: 6-7) DynCorp, bu olaylar nedeniyle adı kötüye çıkmış şirketlerden biri olduğu halde, Irak polis gücünün eğitilmesi için ABD yine bu şirketle sözleşme yapmıştır. 1994 yılından itibaren ABD Savunma Bölümü (Defence Department) 24 ABD merkezli özel askeri kuruluşun 12’siyle 3.061 sözleşme imzalamıştır. Pentagon’un kayıtlarına göre, bu sözleşmelerin maliyeti 300 milyon dolardan fazladır. Söz konusu sözleşmelerin 2.700 tanesi iki şirketle yapılmıştır: Kellogg Brown and Root ve Booz Allen Hamilton. Ancak, Pentagon çok sınırlı bilgi verdiği için, sözleşmelerin ne tür hizmetler için yapıldığı bilinmemektedir.

TÜRKİYE’DEKİ ÜSTLER DE GÖREV YAPIYORLAR

Vinnell’in Suudi Arabistan’daki bürosunun bombalanmasından sonra, şirketin Türkiye’deki varlığı da gündeme geldi. Vinnell’in, Brown and Root şirketiyle ortaklık kurmasıyla oluşan VinnellBrown and Root (VBR), Amerika’nın Türkiye'deki üslerinin bakım ve onarımından sorumlu olan bir şirket. U.S. Air Force Europe ve bu şirket arasındaki sözleşme 1991 yılında imzalanmış ve hizmetleri karşılığı 118 milyon dolar ödenmesi kararlaştırılmış. Şirket ABD’nin İncirlik, Ankara ve İzmir’deki üslerinin, bakım, onarım ve korunmasında destek hizmet sağlıyor. Vinnell’in başkan yardımcısı ve genel müdürü olan Thomas Fintel, Türkiye’deki bu hizmetleri 1988’den beri sağladıklarını belirtiyor. (Vinnell, Brown & Root”,www.disinfopedia.org) Irak’ta devreye giren özel güvenlik şirketlerinin güvenlik muhafızı ya da paralı asker devşirme yöntemleri ise, dünyada bu alanda ne derece geniş ağlar oluştuğunu aydınlatır nitelikte. Eylül ayı içinde patlak veren skandallardan biri de, Fiji hükümetinin, kendi ordusunun askerlerinin paralı askerler olarak Irak’ta hizmet yapmalarına izin vermiş olmasıydı. Aslında bu Fiji ordusu için yeni bir olay değildi. Ordunun yaklaşık 450 personeli, Londra’da kurulmuş olan özel bir şirkette güvenlik muhafızı olarak çalışmak için kiralanmışlardı. Bu askerlerin çoğunluğu Lübnan’da, BM arabulucuları olarak çalışmışlardı. Irak’ta çalışacak olan ve uzmanlıklarını olası terörist hedefleri ve petrol alanlarını korumak için kullanan 500 Fiji’li askerlerin ise, bir İngiliz güvenlik şirketi olan Global Risk8 International tarafından kiralandıkları, daha sonra Geçici Koalisyon yönetiminin emrine girecekleri belirtiliyor. Global Risk International aynı zamanda Paul Bremer’in koruyuculuğunu üstlenmiştir. (Traynor, 10 Aralık 2003; www.abc.net.au/, 11.09.2003)

BLACKWATER’İN SİCİLİ KABARIK

Blackwater, Irak’ta ne yapıyordu? Felluca şehrinde öldürülen dört Blackwater personelinin orada ne aradığı sorusuna yanıt verilemediği gibi, Blackwater’in Irak’taki “misyonu”ile ilgili de Pentagon dahil kimse açık bir şey söylemedi. Bazı görevliler, bu şirketin yiyecek konvoylarına eskortluk yaptığından söz ediyor. Kimileri ise, bu şirketin özellikle savaş bölgelerinde, askeri eğitime yönelik çalıştığını söylüyor (Duffy, 2004). Blackwater şirketinin “sır” dolu konumu bir yana, bu olay Irak’taki özel güvenlik şirketleri hakkında dudak uçuklatan rakamların basına yansımasını sağladı. Irak’ta şu an dünyanın birçok bölgesinden 35 özel askeri şirketin istihdam ettiği yaklaşık 15 bin özel güvenlik görevlisi bulunuyor (Rubin ve Schrade, 2004; Singer, 2004). Koalisyonun ve ABD’li askeri yetkililerin belirttiklerine göre, sözleşme yapılan şirketler, ordulara göre daha esnekler ve bazı işleri daha çabuk olarak yerine getiriyorlar. Ancak, özel güvenlik şirketlerinin insan hakları ihlalleriyle dolu, kanlı bir geçmişinin olduğu pek hatırlanmak istenmiyor.9 Irak’ta Ebu Garib hapishanesindeki işkence skandalı, özel şirket görevlilerinin insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulamadıklarını ve “hesap verme” durumunda olmadıklarını bir kez daha gösterdi.

Hapishanede sorgulamayı üstlenen 37 kişiden 27’si ABD ordusuna mensub değil. Bu kişiler, bir ABD şirketi olan, Virjinya’da kurulmuş CACI International’ın çalışanları. Sorgulama sırasında onlara yardım eden 22 çevirmen ise merkezi Californiya’da olan Titan Corp. tarafından istihdam edilmiştir. Bu görevlilerden üçü Iraklı tutuklulara işkence ve tecavüzden dolayı suçlanmaktadır (Leigh, 17 Mayıs 2004, The Guardian; Conachy, 3 Mayıs 2004). Ancak, “sivil” oldukları için, ne askeri yasalara ne de Cenevre Anlaşması’na tabi değillerdir. Bu nedenle, yargılanmaları söz konusu olamamaktadır.” (https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni_savaslarin_gizli_yuzu_ozel_askeri_sirketler_d3ad2e36-9fa4-4222-a919-a4d2177e86c3.pdf) “blackwater gavenlik personelinin 16 Eylul 2007'de Irak'ta girilen bir catiŞmada öldrürdükleri 11 kişinin sivil olduğunun ortaya çıkması üzerine patlak veren skandal. Retuers'e göre 2005'ten beri Blackwater elemanları 195 tane adam vurma olayına karışmış ve bunların 163'ünde ilk ateş eden kendileri olmuş”

Bakmadan Geçme