Fehmi Çalmuk

Saadet Partisi Vites Büyüttü

Fehmi Çalmuk

Yarım asırlık siyasi hayatının belli dönemlerinde Inisiyatif alarak öne çıkan stratejik siyasi hamleleri, taktiksel demeçleri ve daima ileri gözeten bir mefkure ile yoluna devam eden Milli Görüş hareketi; yeni bir döneme giriyor. Eskilerin deyimiyle ‘her şey aslına rücu eder’ sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir. Bugün bu sözün vehametini, kuşatıcılığını son yapılan ziyaret ile daha iyi anlıyoruz. Küçükken duyduğum bir tekerleme vardı:

Üzülme gülüm, kavun karpuz oluruz

Bahçıvan bizi ayırsa da, manavda buluşuruz

 

Kavun oldular, karpuz oldular şimdi bir Cumhur İttifakının içinde buluşuyor, buluşmuyorlar mı?

Aslında slogan: “Kandığımız yerden değil kaldığımız yerden yola devam ediyoruz” olmalı. Bunu söylerken yakında olmanın beraber olmaya yetmediği gibi uzakta olmanın da ayrılığa neden olmadığını iyi bilmek gerekir. Merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının ardından Türkiye'deki siyasi hayata ilişkin analiz yapanların “Milli Görüş hareketi için “bitti, tükendi” dercesine kapısına kilit vurmak istemeleri bugün daha iyi anlaşılıyor ki bu yorumlar Ali Cengiz oyunundan başka bir şey değildir.

Kurtulmuş’tan Neden Ses Yok ?

Son 20 yılda Milli Görüş hareketi iki kez bölündü. Gerek Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kuruluşu gerekse Halkın Sesi Partisi’nin kuruluşu Milli Görüş hareketinin bölünmesine rağmen yoluna devam etmesine engel olamadı. Erdoğan 2001’de Erbakan’ın arazisine de onun evine talip olma, evi ele geçirme yerine yeni bir arazide ev kurmuş, Kurtulmuş ise Erbakan’ın arazisi üzerine kurduğu evinin tapusunu istemiş, ev halkını dışarı çıkartmıştı. Peki hangisi Erbakan için daha yıpratıcı oldu? Elbette ikinci bölünme… Bu süreç cennetmekan Erbakan’ı çok sarsmış “Mücahid cihatta ölür” diyerek yeniden zırhını giymesine neden olmuştu. (AK Parti Genel Başkanvekili olarak Numan Bey’in süreci destekleyen net bir açıklamasını da duymadığımı belirtmeliyim)

Onlar gibi bir dönem Ak Parti adına konuşup “Ali kıran baş kesen” gibi Milli Görüşçü avına çıkan kalemşörlerin ‘zinhar’deyişlerini duyuyor; ‘İntihar ederlermiş”, “batan gemiyi binmemeliymişler” sözlerini okuyorum da duyuyorum cennetmekan Erbakan Hocam gibi “Hadi oradan” diyorum Hadi Oradan…

Saadet cenahının; “yıllardır yaşananların, uygulananların günah galerisini saysak, muhterem Cumhurbaşkanının bildiğine, duyduğuna kesinlikle yetişemeyiz” sözlerini duyduğumda aklıma merhum Alpaslan Türkeş’in AP ve MSP ve Milli Mücadeleciler için 1972 yılında söylediği “Sağ ile mücadele solu davet eder” sözü aklıma geldi.

“Solun ihanetleri karşısında sağ ile mücadelemizi askıya aldık”

Herkes seçim ittifakına kilitlendi. 2023’de Saadet Partisi Cumhur ittifakını destekleyecek mi?

Asiltürk noktayı koydu: Seçime bir hafta kala buna karar verilir

HDP Neden İlk SP’ye Geldi?

Peki ya şimdi?

SP’nin desteğine gelmeden HDP’nin ilk ziyaretini SP’ye yapmasına dikkat çekmek isterim. MHP Lideri Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nın genişlemesine yönelik memnuniyet veren açıklamasını torpillemek SP’ye tavır almasına hatta sert eleştiri getirmesini sağlamaya yönelik mayın döşeme operasyonudur.

Parti kapatmalardan çok çekmiş bir siyasi hareketin partileri kapanma noktasına gelmiş bir siyasi harekete nasihat vermesi elbette beklenebilir. Ancak en son Ak Parti’nin kapatılma davasında “Laikliğe karşı eylemlerin odağı olan” Milli Görüş geleneği o dönem yöneten elite karşı bölücüydü. Milli Nizam’ın kuruluşundan buyana sandık demokrasisine inanan ve sandığın bir ucundan tutarak adım adım iktidara gelmeye gayret eden merhum Necmettin Erbakan silahlı mücadeleyi baştan ret etmiş, bu unsurları partisinde de yöresinde bile bulundurmamıştır. İşe bakın ki aksiyon diyerek gerekirse silahlı mücadele diyen kadroların bir dönem Ak Parti’de şimdi de yeni kurulan partilerde yönetimde bulunmaları bir hayli ilginç değil mi?

Görüşmenin özeti şu:

Silahla, örgütle arana mesafe koy, yoksa kapatırlar…

Gelelim Saadet Partisi ittifakına…İttifak ile ilgili iki başlık var:


Asiltürk, Muhalefeti Nasıl Susturacak?

Biri seçimlere yönelik: Ülke barajı mutlaka düşürülmeli.

Kendi amblemimizle Cumhur ittifakı bloğu içinde seçimlere gireriz. Başka bir parti çatısı ve listesiyle seçime girmeyiz. Millet İttifakı bloğu içinde yer aldık. Son seçimde CHP’den listeye giren isimler parti kararı değildir.

Ak Parti ile ilişkilerin güçlenmesine ve işbirliği adımlarına yönelik parti içinden gelen tepkiler var. Bunun başını Mustafa Kamalak çekiyor.15 Temmuz öncesi ve sonrası FETÖ diye adlandırılan paralel yapıya ilişkin demeçleri kendisinin başını yakmış, bizzat Oğuzhan Asiltürk tarafından görevden el çektirilmişti. Şimdi bu söylemine devam ederse Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu üyeliğini de kaybedeceğe benziyor. Oğuzhan Asiltürk’ün bu konuda tavizi olmayacaktır.

Kurul Oğuzhan Asiltürk, Recai Kutan, Yasin Hatipoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Mustafa Kamalak’tan oluşuyor.

Diğer bir taraftan ise Saadet yönetiminde Oğuzhan Asiltürk karşıtı isimler de var. Bunu açıkça deklare ettiler. İsimlerini yazmamayım. Ancak geçmişte bu isimlerden biri olan merhum Necmettin Erbakan’ın özel kalem müdürlüğünü yapmış Mehmet Karaman’ın artık Oğuzhan Asiltürk ile birlikte hareket ettiği biliniyor.

Bir de parti içindeki güneydoğu ağırlığı… Bu ağırlığın birazdan yazacağım konuyla ilgili olarak önemli bir ivme kazandıracağı öngörülüyor. 

Sandıktan Önce Yönetimde Koalisyon

Ya diğeri ? Dananın kuyruğu burada kopuyor. Seçimlerden önce Cumhur ittifakının içinde nasıl yer alınacak? Yani Ak Parti, MHP ve Saadet Partisi… Asıl pratik olan bu.

AK Parti Büyük kongresini 2021 yılı Mart ayının son haftasına aldı. Erdoğan yönetimini, kurmaylarını değiştiriyor. 2023 vitrinini oluşturacak.

Bu süreçte iddia edildiği gibi MHP ağırlık güvenlikçi politika görüntüsüne, 28 Şubat’ı hatırlatan Doğu Perinçek görüntüsüne karşı SP’nin yer alması anlamlı olacaktır.

Şu destek ‘bakan düzeyinde mi bürokraside de rol dağılımına mı göre olacak’ şu anda belli değil. Bazı bakanlıkların bölünmesiyle kabinenin büyümesi karşısında böyle bir dağılıma gidebileceği tartışılıyor.

Ülke yönetiminde ittifaktan öte koalisyon oluşturarak seçimlere gitme önerisi tartışılıyor, konuşuluyor.

Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu sürpriz bir şekilde genişliyor. Duyumlarıma göre istifasını sunan Arınç’tan sonra kurul üyeliği için birkaç yeni isme öneri götürülecek.

Daha çok eski TBMM Başkanlarının yer aldığı kurulda sol’un “Hikmet ağbisi” Hikmet Çetin daveti nezaketle geri çevirdi. Kabul etmedi. Ancak eski Başbakanlardan Tansu Çiller’e bu konuda nasıl bir teklif yapılacak bunu bilmiyorum.

Benim baştan beri en büyük adayım Recai Kutan… Tecrübesi, saygınlığı ve Cumhur ittifakının genişlemesinde oynayacağı rol önemli… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti için ön görüşmeler yapıldı. Randevu sağlandı. Erdoğan, bu hafta içinde Kutan’ı başkanı olduğu kısa adı ESAM olan Ekonomik Sosyal Araştırmalar Merkezi’nde ziyaret edecek.

Zaten yakın zamana kadar sık sık telefonda görüştüğü Recai Kutan’a “Recai Ağbi Ben Geldim” diyerek başlayan görüşmede vites büyütülerek “ Recai Ağbi bundan sonra ne yapacağız?” diyecek.

Bakalım ne olacak?

Yazarın Diğer Yazıları