Ak Parti İle İlişkilerde Çok Agresif Davrandık

Milli Görüş dediğimizde, aslında yıllarını vermiş, gençliğinden beri Milli Görüş teşkilatlarının içinde aktif rol almış, Saadet Partisi'nin Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Sevim genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'un sunduğu Politik Adam programında konuk oldu.

Youtube Kanalı
Abone Ol

Politik Adam – Sevgili izleyiciler, Politik Adam programı devam ediyor. Programımızın bu bölümünde özellikle

BİZ ERBAKAN HOCAMIZIN TABİRİYLE HOROZ DÖVÜŞÜYLE MEŞGULÜZ.

Abdullah Sevim -Hayırlı akşamlar Fehmi Bey, sağ olun.

Politik Adam -Abdullah Bey şimdi Saadet Partisi'nin içindesin, Saadet partisi baştan bu yana, 2018 seçiminde de bir yol haritasını benimsemiş ve halende 6'lı masanın içinde. Şimdi, muhakkak ki Genel İdare Kurulu Üyesi olarak, Saadet Partisi'nin gündemlerine hakimsiniz. Bir zaman geçim ittifakı denmişti, bugün Saadet Partisi'nin gündemi toplumsal olarak, ekonomi olarak hangi başlığı öne sürüyor?

Abdullah Sevim -Valla işin doğrusunu konuşmak gerekirse, şu anda Türkiye'de partiler milletin derdiyle ilgilenmiyorlar. Yani bu bizim parti içinde geçerli, Türkiye'deki diğer iktidardaki ve muhalefetteki partilerin tamamı içinde geçerli. Şu anda halkımızın gündemi hayat pahalılığı ve işsizlik, en temel gündem bu ikisi ama maalesef partiler şu anda Cumhur İttifakı mı seçimi kazanacak, Millet İttifakı mı seçimi kazanacak bunun hesabını yapıyorlar. Biz bu milletin derdini nasıl çözeriz, hayatı nasıl yaşanır hale getiririz, nasıl ucuzlatırız, insanlar rahatlıkla pazardan çantalarını, filelerini doldurarak evlerine dönerler, insanların yüzlerini nasıl güldürürüz, maalesef böyle bir dert yok. Tamamen iki kutuplu bir siyasi mücadele şu anda Türkiye'ye egemen kılınmış ve bütün mücadele yani, tencere dibin kara, senin ki benden daha kara, mücadelesinden başka bir şey değil. Bunun neticesi olarak ta ülkenin geldiği durum ortada. Enerjideki bu kadar fahiş fiyat artışları ki halen devam ediyor. Bununla paralel olarak ki doğaldır bu noktada, ahlaki çöküntü, asıl konuşulması gerekenler bunlar. Gençlerimize sorulduğu zaman Türkiye'de mi yaşamak istersiniz, herhangi bir Avrupa ülkesinde mi, gözlerini kırpmadan, Avrupa'da bir ülkede yaşamak istiyoruz, diyorlar. Türkiye'de mi okumak istersiniz, dünyanın herhangi bir yerinde mi diye sorulduğunda, dünyanın herhangi bir yerinde okumayı isteriz diyorlar. Bütün bunlar esasında çok önemli, gelecekle ilgili, Türkiye'nin geleceği, ülkemizin geleceği ile ilgili tehlike sinyalleri ama bunlar görülmüyor, bunlar konuşulmuyor. Biz Erbakan hocamızın tabiriyle horoz dövüşüyle meşgulüz.

SAĞDUYULU İNSANLARIMIZIN GÖNÜL RAHATLIĞI İÇİNDE OY VEREBİLECEĞİ BİR PARTİ BEN GÖREMİYORUM.

Politik Adam -Abdullah Bey peki, geçim sıkıntısı çeken, mutfakta yangın olan vatandaş, onun tercihinde bir sistem değişikliği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gitsin veya Recep Tayyip Erdoğan gitsin, kim gelirse gelsin mi var, evimi nasıl geçindireceğim, tenceremi nasıl kaynatacağım düşüncesi mi var?

Abdullah Sevim - Valla bence ikincisi var esasında ama ortada da şöyle bir şey var, netice itibariyle 1950 yılından çok partili hayata geçilmiş, en azından iki partinin seçim kazanma mücadelesi ile seçimler yapılıyor, ya o kazanacak, ya o kazanacak, ya o yönetecek, ya öteki yönetecek. Yani ölümlerden ölüm beğenmekle, insanımız 1950 yılından beri karşı karşıya bırakılmış durumda. Ben bugün de 2023 yılında yapılacak seçimlerde de aynı çıkmazla insanımızın karşı karşıya bırakıldığını düşünüyorum. Şu anda sağduyulu insanlarımızın yani particilik yapmayan insanlarımızın, herhangi bir partiye sadece oy veren ama o partiyi olmazsa olmaz görmeyen, sağduyulu insanlarımızın gönül rahatlığı içinde oy verebileceği bir parti ben göremiyorum.

Politik Adam -Çok ilginç, şimdi Abdullah Bey, bu parti meselesine gireceğiz ama şöyle bir nokta var. Sizin son zamanlarda çok sert gösterdiğiniz hatta diyorsunuz ki, kanıma dokundu, 15 yıl sonra İsrail ile yakınlaşmaya sert tepkiniz var. Bu konuda neler söylersiniz?

Abdullah Sevim - Bu gayet doğal değil mi, yaradılışımızın gereği, ben bir Müslüman olarak, inanan bir insan olarak, Allah bizim için o ülkelerle nasıl mücadele etmemiz gerektiğini, onlara karşı tavrımızın nasıl olması gerektiğini belirlemiş. Ve bize Cenabı Allah 1400 yıl önce Kuranı Kerim'de bildirmiş ki, siz onların dinine girmedikçe asla onlar sizden razı olmazlar. Yani bunu bilen bir insan olarak, inanan bir insan olarak, bir defa Müslümanların dışındaki diğer inanç gruplarını …. ele almak zorundayız. Bu, şu demek değil, yani illa Müslüman olmayanlarla kavga edeceğiz, onlarla bir araya gelmeyeceğiz, onlardan alışveriş etmeyeceğiz, onlarla diyalog kurmayacağız anlamına gelmiyor. Ama son tahlilde, Cenabı Allah, onları dost edinmeyin diye uyararak yani bu dost edinmeyin deki maksatta, stratejik ortak edinmeyin yani onlarla sırlarınızı, projelerinizi paylaşmayın diyor.

İSRAİL CUMHURBAŞKANI'NI, BİR İSLAM ÜLKESİNİN BAŞKANINI KARŞILAR GİBİ KARŞILAYAMAYIZ BİZ

Politik Adam -Abdullah Bey, sizin sosyal medyada bir paylaşımınız var. İsrail Başkanı'nın Türkiye ziyaretinde, külliyedeki karşılama törenine ilişkin bir fotoğraf var ve fotoğrafta Muhafız Alayı'nın İsrail bayrağını taşımasına sert tepki gösteriyorsunuz.

Abdullah Sevim -Yani bu son derece doğal bir şey, yani bir defa bizim inancımıza göre izzet, şeref, üstünlük Allah'ın resullerine ve müminlere aittir. Yani biz bunu daima, her alanda korumak zorundayız. Yani gerek aynı ülkede birlikte yaşadığımız Müslüman olmayan insanlarla olan ilişkilerimizde gerekse devletlerarası ilişkilerimizde bunu korumak zorundayız. İsrail Cumhurbaşkanı'nı, bir İslam ülkesinin başkanını karşılar gibi karşılayamayız biz, karşılamamamız gerekir. Bu onlarla kavga edelim ya da savaşalım anlamına gelmiyor, savaşmamız gerekirse tabii ki savaşırız.

Politik Adam -Hassasiyetlerimiz olmalı diyorsunuz yani?

Abdullah Sevim -Evet, tabii ki

Politik Adam -Mesela bir Filistin resmi var, Filistin'de, İsrail'in baskıcı ve işgal politikalarına karşı mücadele eden bir Filistinlinin elindeki Türk bayrağı, zaten orada Türk bayrağı inanılmaz bir sembol olmuştur. Yani kendi bayraklarından önce Türk bayrağını sallıyorlar. Bu fotoğrafı da göstermek istedim.

Şimdi şöyle, bugün Milli Görüş geleneğinde bir tartışma var. Zatıaliniz diyor ki Abdullah Bey, tabanımız CHP ve HDP ile birlikte algılanmaktan rahatsız. Neden?

BİZİM BUGÜN CHP VE HDP İLE YAKINLAŞMAMIZ, BUGÜNDE BİZE OY VERECEK OLAN KİTLELERİN BİZE ŞÜPHE İLE BAKMASINA VE NETİCESİNDE OY VERME KONUSUNDA TEREDDÜDE DÜŞMESİNE SEBEP OLUYOR

Abdullah Sevim -Doğru, rahatsızız. Türkiye 1. Dünya Savaşı'ndan sonra işgal edildi, ardından milli mücadele verildi. Arkasından da Türkiye Devleti Cumhuriyeti, Lozan Antlaşması sonrasında kuruldu. Yeni bir paylaşımla karşılaştım ben, iyi tetkik edemedim, araştıramadım ama Celal Bayar'la ilgili. Biz diyor İngilizlere söz verdik, Türkiye'de Müslümanlığın gün ve gün daha fazla gündemden düşürülmesi ve unutturulması için. Dolayısıyla maalesef benim CHP ve HDP ile ilgili rezervimin sebebi bu, yani maalesef gerek CHP zihniyeti olsun gerek HDP zihniyeti olsun, Müslümanlıkla ilgili konularda ciddi rezervleri var. Bizse tam tersine Müslümanlığın bizim için olmazsa olmaz olduğunu, vermekte olduğumuz mücadelenin, inandığımız gibi yaşamak mücadelesi olduğunu, daima hocamızda ifade etmiş bizde ifade ediyoruz. Ben bir tarafta inandığım gibi yaşamak yani Müslümanca yaşamak istiyorum, öbür tarafta da hayır sen Türkiye'de böyle Müslümanlığın bazı ritüellerini yerine getirebilirsin ama tam olarak Müslümanlığı yaşamak istersen asla biz buna razı olmayacağız diyen bir zihniyet var karşımızda. Biz şimdi bize oy verecek insanlar, bu ülkede ben Müslümanca yaşamak istiyorum diyen insanlar, buna karşı olan bir zihniyetle siz yan yana durursanız, size oy verecek insanların, size oy vermesine engel olmaz mısınız? Geçmişte bu ülkede çok ciddi işler yapmış, oylar almış partiler var, mesela bir ANAP gerçeği var geçmişte ama bugün ANAP diye bir parti yok. Yarın muhtemelen Ak Parti diye bir parti de olmayacak. Ak Parti siyaset sahnesinden gittiği zaman, Ak Parti'ye geçmişte oy vermiş insanların gönül rahatlığıyla oy verecekleri bir partiye ihtiyaç var. Bu partinin Saadet Partisi olması lazım, bizim bugün CHP ve HDP ile yakınlaşmamız, bugünde bize oy verecek olan kitlelerin bize şüphe ile bakmasına ve neticesinde oy verme konusunda tereddüde düşmesine sebep oluyor. Biz bu ülkenin, Milli Görüş zihniyetiyle yönetildiği zaman, gerek ekonomik gerek sosyal gerek kültürel gerek ahlaki ihlallerinin çözüleceğine inanıyorum. Eninde sonunda bu ülke mutlaka ve mutlaka bir bağımsızlık mücadelesi vermek zorunda kalacaktır. Bağımsızlık mücadelesini yapacak görüş ve temsil eden parti, ancak Milli Görüş zihniyetine sahip bir parti olabilir bu da Saadet Partisi'nden başkası olmayacaktır. Ve Saadet Parti'mizin bu özelliğini yitirmemesi lazım, insanların Saadet Parti'si ile ilgili umutsuzluğa düşürülmemesi lazım ama biz bugün maalesef insanlarımızı belli bir karamsarlığa itmek durumunda kalıyoruz.

SİZ CHP'NİN ÇIKARINI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK YAPILAN BİR HAMLEYİ, SANKİ ÜLKENİN MENFAATİ VE ÇIKARI İÇİN YAPILMIŞ GİBİ ALGILAYARAK BAKARSANIZ, BEN BUNUN DOĞRU BİR BAKIŞ AÇISI OLDUĞUNA İNANMIYORUM

Politik Adam -Abdullah Bey bir şey sormak istiyorum zatıalinize, şimdi Sayın Genel Başkanınız Temel Karamollaoğlu, Sayın Kılıçdaroğlu'nun helalleşme çağrısına, bir babayiğit ve devrimci diyerek cevap verdi ve CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu ile bir paydaş durumuna geldi. Siz bu helalleşme çıkışını da samimi görmüyor musunuz ki CHP'ye ilişkin rezerviniz var?

Abdullah Sevim -Yani, CHP bu ülkede iktidar olmak istiyorsa sağ seçmenden oy almak zorunda, yani sol seçmen ne kadar zorlarsa zorlasın bugünkü şartlarda %25'lerin üstünde oy alması ve doğrudan söz sahibi olması mümkün değil. Yani CHP'nin sağ seçmenin oylarına ihtiyacı var. Dolayısıyla politik olarak CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesinin, kendi açılarından doğru bir hamle olduğunu düşünüyorum.

Politik Adam -Yani karşılığı var mı sağ cenahta bunun?

Abdullah Sevim -Yani bizden oy alacaksa, sağ seçmenden oy alacaksa, onlara bir şey söylemesi lazım. Bu son derece doğal yani bir parti çıkarı göz önünde bulundurularak yapılan bir hamledir bu. Siz CHP'nin çıkarını göz önünde bulundurarak yapılan bir hamleyi, sanki ülkenin menfaati ve çıkarı için yapılmış gibi algılayarak bakarsanız, ben bunun doğru bir bakış açısı olduğuna inanmıyorum. Onun için ben bu konuda Sayın Genel Başkan'ımız gibi düşünmüyorum.

BENİM TEKLİFİM BU İŞİN (İTTİFAKIN) ETRAFLICA, DETAYLICA KONUŞULMASIYDI

Politik Adam -Şimdi Abdullah Bey diyorsunuz ki, ittifaklarla ilgili konunun istişare edilmesi, benim birçok teklifime rağmen Genel İdare Kurulu'nda yapılmadı.

Abdullah Sevim -Doğru, gündemde olarak bu konu konuşulmadı. Ancak diyelim ki ben arada sırada yani gündem olarak, söz olarak çıktım konuştum. Benim teklifim bu işin etraflıca, detaylıca konuşulmasıydı. Yani ben şunu teklif ettim. Bir kamp yapalım, bu kampta Milli Görüş'ün dününü konuşalım, Milli Görüş'ün bugününü konuşalım, Milli Görüş'ün geleceğini konuşalım. Ben sadece Saadet Parti'sinin dününü, bugününü, geleceğini konuşmak istiyorum. Çünkü Saadet Partisi = Milli Görüş demek değil ki tamamen, 50 yıllık bir mücadele var. Bu mücadele önce Bağımsızlar Hareketi ile başlamış, Arkasından Milli Nizam olmuş, o kapatılmış ardından Milli Selamet olmuş, o kapatılmış ardından Refah olmuş, o kapatılmış arkasından Fazilet olmuş, o kapatılmış ardından Saadet olmuş. Yani biz, dün ortaya çıkmış, Saadet Partisi ile ortaya çıkmış bir hareket değiliz. Biz, sadece sıradan bir parti hareketi de değiliz.

MİLLİ GÖRÜŞ'Ü KABULLENMİŞ, BENİMSEMİŞ OLAN HAREKET, ERBAKAN HOCAMIZIN BAŞLATMIŞ OLDUĞU HAREKET VE VEFATINDA DA İÇİNDE BULUNDUĞU, GENEL BAŞKAN OLDUĞU SAADET PARTİSİ'NE YAKIŞIR.

Politik Adam -Milli Görüş geleneği içinde Sayın recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan'ı olduğu Ak Parti'yi saymadınız. Biraz önce burada misafir ettiğim Nedim Yamalı, akımcılardan gelme ve Refah'ta, Fazilet'te görev yaptı ve şu anda Gelecek Partisi'nde. Aynı zamanda Yeniden Refah Partisi, Milli Görüş'ün bir partisi olarak devam ediyor. Deva Partisi'nde de Milli Görüş'ten gelenler var. Milli Görüş'te bir savrulmamı var, bu 50 yıllık gelenek içinde?

Abdullah Sevim -Yani bizim dışımızdaki diğer partilerde Milli Görüş'le geçmişte bir bağı, bir irtibatı olmuş insanlar var, yani bu insanların olması demek bu hareketin Milli Görüş Hareketi olması anlamına gelmez. Milli Görüş bir medeniyet projesidir. Milli Görüşün bazı çözümlerine evet deyip bazılarına reddederek siz gerçek anlamda bir Milli Görüş hareketi olamazsınız. Dolayısıyla bir bütün olarak Milli Görüş'ü kabullenmiş, benimsemiş olan hareket, Erbakan hocamızın başlatmış olduğu hareket ve vefatında da içinde bulunduğu, genel başkan olduğu Saadet Partisi'ne yakışır.

Politik Adam -Bireysel olarak Milli Görüş olabilir ama parti olarak sadece Saadet Partisi olur diyorsunuz?

Abdullah Sevim -Evet, hocamızın da ifadesiydi bu, yani herhangi bir kimse kalkar da, bizde Milli Görüşçüyüz derse, o palyaçoluk yapmış olur diye ifade etmişti, vefatından kısa bir süre önce. Dolayısıyla ben şunu isterim, ben Türkiye'deki bütün partiler Milli Görüşçü olsun ve biz hayırda yarışalım. Buna itirazım yok.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SEBEBİYLE ÇIKARILAN 6284 SAYILI YASA KALDIRILMADIĞI VEYA DEĞİŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE SADECE BİZ İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ KALDIRMIŞ OLUYORUZ.

Politik Adam -Yani Ak Parti'nin yerine getirdiği bazı politikalar var, Rahmetli, Cennet Mekan Erbakan'ın hayalini kurduğu, mesela Ayasofya'nın açılması, Milli Harp Sanayi gibi, hamleleri var. Mesela bunu yapma, bu irade beyanını yapma, onun müktesebatında Milli Görüş geleneğinin olmasından kaynaklanmaz mı size göre?

Abdullah Sevim -Olabilir, yani bugün savunma sanayindeki gelişmeler olsun, işte başörtüsü ile ilgili verilen mücadele ve gelinen nokta olsun, Ayasofya'nın açılması olsun, bunların hepsi bizi sevindiriyor. Ama olaya bir bütün olarak baktığımızda, fotoğrafın tamamını göremiyoruz. Bunun yanında bir İstanbul sözleşmesi var, bu İstanbul Sözleşmesine bağlı olarak çıkarılmış olan 6284 sayılı bir yasa var. Bu yasa muhalefeti nedeniyle mağdur edilmiş binlerce, belki on binlerce insan var. Zinanın suç olmaktan çıkarılması var. Yani bazı arkadaşlar, bunları dile getiriyorsunuz, milletin böyle bir derdi mi var diyorlar, milletin derdi yok ama Allah'ın derdi var bu konuda. Fehmi Bey bunu görmemezlikten gelemeyiz. Allah bir yasak koymuş, siz kalkıyorsunuz siyasi irade olarak Allah'ın yasak ettiği bir şeyi serbest bırakıyorsunuz, normalleştiriyorsunuz. E bunu kabul edemeyiz ki biz.

Politik Adam -Mesela, Merhum Oğuzhan Asiltürk, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin itirazını yüksek sesle yapmıştı ve başardı. İstanbul Sözleşmesi iptal edildi.

Abdullah Sevim -O güzel, ona sevindik te, asıl İstanbul Sözleşmesi sebebiyle çıkarılan 6284 sayılı yasa kaldırılmadığı veya değiştirilmediği sürece sadece biz İstanbul Sözleşmesini kaldırmış oluyoruz. Ama onun geçmişte varlığı sebebiyle bu kanunun çıkarılması ailelerin bölünmesine, kadınların öldürülmesine, katledilmesine, insanların iftiralara maruz kalmasına sebep oluyor. Düşünebiliyor musunuz bugün okullarda, üniversitelerde hocalar kız öğrencilerden korkar hale geldiler. Niye, kız öğrenciler hocalarına, beni taciz ettiğini söylerim diyebiliyor.

Politik Adam -Abdullah Bey, hiç mi Ak Parti ile bir seçim ittifakı yapma ihtimali yok?

Abdullah Sevim -Bunu Genel Başkanı'mıza da sordular. O da dedi ki, neden olmasın, biz her parti ile seçim ittifakı yapabiliriz dedi.

Politik Adam -Hani siz Cumhurbaşkanı'nı çok yakinen tanıyorsunuz, beraber bulundunuz, ben,29 Mayıs fetih günlerinde, sizin o muazzam hatipliğinizle on binlerce gence konuşmanızı, Recep Tayyip Erdoğan Bey'in konuşmasını çok iyi hatırlıyorum. Hani çok yakınlığınız da var, tanışıklığınız da var. Hani bu aradaki buzların erimesi konusunda devreye girilir mi? Rahmetli Oğuzhan Asiltürk vefat ettikten sonra bu iş tamamen durdu gibi.

Abdullah Sevim -Valla bu konuda esasında Genel Başkan'ımız da bir takım şartlar ileri sürdü, yani biz bu şartlar kabul edildiği takdirde Ak Parti'yle de seçim ittifakı yapabiliriz diye ifade etmişti. Bu konular, ülkenin içinde bulunduğu şartları doğru tahlil edebilen insanların doğru karar verebileceği konular, az önce konuşmamın başında da ifade ettiğim gibi, bir takım şahsi hesaplar, bir takım duygusal davranışlarla adımlar atıldığı zaman, aradaki sıkıntıların kaldırılması zorlaşıyor. İki taraftan da adım atılması lazım, bir araya gelinmesi lazım, konuşulabilmesi lazımdı. Ama en son bu kurulmuş olan 6'lı masadan dolayı, tabi bu biraz daha zorlaştı. Ama Türkiye'de 2023'e kadar olan süreçteki gelişmeler çok şeyi değiştirebilir benim kanaatimce. Yani siyasette 24 saat çok uzun bir zamandır diye bir şey vardır.

Politik Adam -Şimdi o konuya gireceğim, zatıaliniz diyor ki, Saadet Partisi bir ittifak içerisinde yer alacaksa, bu 3. ittifak olmalı. Hani bu 3.ittifaka neden gerek gördünüz? 3.ittifaktaki ana karakteriniz, parametreleriniz nelerdir Abdullah Bey?

Abdullah Sevim -Ben orada şunu ifade ediyorum. İlla olacaksa diyorum, olmazsa olmaz diye düşünülüyorsa böyle bir yola başvurulmalı ama asıl olarak bana sorarsanız, en baştan itibaren bizim durmamız gereken yer ne Millet İttifakı ne de Cumhur İttifakı. Biz ortada durmalıyız, ülkemizin problemlerini doğru bir şekilde tespit etmeliyiz. Bu problemlerle ilgili çözüm önerilerimizi, halkımızın anlayacağı bir dille halkımıza ifade etmeliyiz ve ilk turu beklemeliyiz, gözlemeliyiz. Yani bu iki türlü olacak, 1.turda bugünkü şartlarda normalde herhangi bir ittifakın %51 oy alarak seçim kazanması ve Cumhurbaşkanı olması pek mümkün görünmüyor. Yani 1.turda biz kendi kimliğimizle seçimlere girer ve halkımızı bu konuda doğru bilgilendirirsek, 2.turdaki şartlara göre, ülkenin o günkü şartları göz önünde bulundurularak ne yapılması gerekiyorsa o yapılır. Bu bize bir pazarlık gücü kazandırır. Yani siz bugün Cumhur İttifakından rahatsız olduğunuz konularla ilgili şu, şu şartlar yerine getirilirse biz sizi destekleyebiliriz diyebilirsiniz veya karşı tarafta Millet İttifakına da aynı şeyi söyleyebilirsiniz. Yani şunları, şunları sağlayacaksak, yapabileceksek biz sizi destekleriz deme şansımız olur. Bizim istediğimiz şartlar da, Saadet Partisi'nin biraz daha fazla oy almasıyla ilgili değil, birinci derecede ülkemizin bugün içinde bulunduğu bu sıkıntılardan başka türlü kurtulamayacağını bildiğimiz gerçekten çok önemli tespitlerimiz var. Yapılmaması gerekenler var ve mutlaka yapılması gerekenler var. Yani benim kanaatim bu yönde, yoksa illa 3.ittifaksa bizim öncülüğümüzde, Saadet Partisi öncülüğünde, bizimle beraber hareket edebilecek olan, Gelecek Partisi, Deva Partisi, bana sorarsanız Yeniden Refah Partisi.

Politik Adam -Fatih Bey, Saadet Partisi ile 3.ittifak denemesine girer mi?

Abdullah Sevim - Denemek lazım, baştan olmaz dememek lazım.

Politik Adam -Yani kitleler birbirine çok küskün değil mi?

Abdullah Sevim -Biliyorsunuz bu istikamette bazı açıklamaları oldu Fatih Bey'in, şu, şu partiler bir araya gelelim. Benim tabanım Millet İttifakına da, Cumhur İttifakına da olumlu bakmıyor diye defalarca ifade etti. Niye olmasın yani?

BUGÜN İÇİN BİRAZ ZORLAŞTI İŞİMİZ. GEÇEBİLİRDİK AMA GEÇMİŞTE YAPTIĞIMIZ BİR TAKIM HAMLELER, MAALESEF BU NOKTADA BİZİ ZAYIFLATTI.

Politik Adam -Şimdi Abdullah Bey, bu ittifaka devam edeceğim de şöyle bir sorum var. Kabul buyurursanız, Dr. Abdullah Sevim, 1.turda veya 2.turda 6'lı masa, Saadet Partisi, Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığını destekleme kararı aldı. Yani ortak aday o çıktı. Kemal Bey'e oy verir misiniz?

Abdullah Sevim -Zor bir soru, bunu günü gelince düşünmek lazım, kimseyi kırmamak lazım.

Politik Adam -Şimdi niye söyledim, arz edeyim. Cennet Mekan Necmettin Erbakan hoca, Muhterem Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül seçildiği seçim sonrası, İzmir'de yemekli bir toplantıda konuşurken şu ifadeyi kullanmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesi, Milli Görüş'ün bir zaferidir dedi. Ben bunu çok iyi hatırlıyorum, bunun üzerine makaleler de yazdım ve konuştum. Hani bu ikilemde, bu mantıkta soruyorum. Şimdi siz 3.ittifaka Gelecek Partisi, Deva Partisi, Yeniden Refah Partisi'ni alıyorsunuz. Peki, Saadet partisi hiçbir ittifaka girmeden, bu kadar dinamik gençlik teşkilatı olan çok az siyasi parti var. Saadet Partisi bu yapıyla ülke barajını geçebilecek güçte midir? Saadet Partisi illa bir ittifaka girmek zorunda mıdır, Abdullah Bey?

Abdullah Sevim -Yani biz doğru bir politika ortaya koyduğumuz zaman ülke ittifakını da geçebilirdik. Bugün için söylemiyorum, bugün için biraz zorlaştı işimiz. Geçebilirdik ama geçmişte yaptığımız bir takım hamleler, maalesef bu noktada bizi zayıflattı.

BUGÜN ÜLKE BARAJINI GEÇMEK İÇİN, ESASINDA İLLA GEÇECEĞİM DİYORSANIZ BİR İTTİFAKA İHTİYAÇ VAR. YANİ 3.BİR İTTİFAKA İHTİYAÇ VAR.

Politik Adam -Bu hamlelerden kastınız nedir?

Abdullah Sevim -Yani işte bu içinde bulunduğumuz ittifaklar, bir takım gelişmelere karşı ortaya koyduğumuz tepkiler, maalesef bizim hakkımızda kamuoyunda, bizi desteklemesi gereken insanlar nezdinde tereddütlere sebep oldu. Dolayısıyla bugün ülke barajını geçmek için, esasında illa geçeceğim diyorsanız bir ittifaka ihtiyaç var. Yani 3.bir ittifaka ihtiyaç var.

Politik Adam -Yani ben şöyle görüyorum, Milli Gazete abonesi olan, Anadolu Gençlik Derneği'ne aidat ödeyen birçok insan tanıyorum ama oyunu Ak Parti'ye veriyor, Saadet'e vermiyor ama hala müktesebatı Milli Görüş geleneğinde devam ediyor.

Abdullah Sevim -Doğru,

SAADET PARTİSİ OLARAK, AK PARTİ İLE OLAN İLİŞKİLERİMİZDE, YANİ PSİKOLOJİK SEBEPLERLE OLABİLİR, ÇOK AGRESİF DAVRANDIK

Politik Adam -Bunu nasıl izah etmeliyiz, yani dışarıdan baktığı zaman herkes duvarın bir parçası olarak görüyor sizi, bazen Recep Tayyip Erdoğan'a, Recep Tayyip Erbakan diyenler oluyor. Bunu yazanlardan biri benim, çünkü Rahmetli Necmettin Erbakan hocanın birçok politikasını öngördüğü için, yapamadıklarını eleştirme rezervlerimiz saklı kalmak kaydıyla söylüyorum.

Abdullah Sevim - Yani burada bir defa, 2002'de başlayan süreç, Ak Parti'nin kurulmasına ve seçimi kazanmasına endeksli hale geldi. Yani 28 Şubat Ak Parti'yi doğurdu, 12 Eylül'ün ANAP'ı doğurduğu gibi. Bir defa işin bu tarafı var. Yani orada başlayan bir süreç var. Fazilet Partisi kapatılmış, Saadet partisi kurulmuş, sıkıntılı bir süreç, başındaki kişiye yasaklar gelmiş. Böyle bir süreçte yapılan seçimlerde tabii ki insanlar 28 Şubat'taki baskılara da tepki olarak, koştular gidip Ak Parti'yi desteklediler. Zaman içerisinde biz Saadet Partisi olarak, Ak Parti ile olan ilişkilerimizde, yani psikolojik sebeplerle olabilir, çok agresif davrandık.

Politik Adam -Bunun nedenlerinden biri, Rahmetli Necmettin Erbakan hocaya verilen hapis cezası olabilir mi? Bu konuda Ak Parti'den, Tayyip Erdoğan'dan bir helalleşme hakkınız yok mu?

Abdullah Sevim - Onlar olabilir, tabii ki esas sebeplerden birisinin öyle olduğu düşünülebilir ama yani şöyle bir şey var. Yıllarca beraber mücadele ettiğiniz, milli beraberliğin inancımızın gereği olduğuna inandığımız ve bunun için yıllarca birlikte yol yürüdüğünüz, ben asla bir bölen olmayacağım diye tekrar tekrar ifade eden birisi kalkıyor, parti kuruyor ve sizi bölüyor. Nihayetinde siyasi partiyseniz, siyasi bir mücadele yürütüyorsanız, bu siyasi mücadelede hedef ülkeyi yönetmek olur. Birisi geliyor, sizin elinizden ülkeyi yönetme hakkını alıyor.

Politik Adam -Tabirimi mazur görün, arkadan hançerleme, ihanete uğrama gibi bir deyimi kullanma hakkınız var mı burada?

Abdullah Sevim -Ben böyle bir şey kullanmam.

Politik Adam -Ben şöyle bir yorum yapıyorum Abdullah Bey, ben 28 Şubat'ı, Türkiye'deki İslami hareketi, Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dan alıp, terörist başı Fethullah Gülen'e teslim etme operasyonu olarak yorumladım, yazdım ve bunu konuşmaya devam ediyorum.

Abdullah Sevim -Ama bu Fethullah Gülen hareketinin İslami bir tarafı yoktu ki. Onlar sadece ritüeller bazında İslamiydiler. Esas itibariyle işin özüne indiğiniz zaman, onların böyle bir dertleri yoktu.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI BAZINDA BİR TAKIM HAMLELER VAR. BUNLAR ŞU ANDA SAADET PARTİSİ'NE FAYDA YERİNE ZARAR VERİYOR

Politik Adam -Size şunu sormak istiyorum. Sizin bu ittifaklar konusunda istişare yapılmadığına ilişkin eleştirileriniz, yorumlarınız var. Bunu zaten kamuoyuyla paylaşıyorsunuz ama partinizde bir sessiz çığlık var. Ben bazı Genel Başkan Yardımcılarınızın görevden affını istediğini duyuyorum. Bazı Genel İdare Kurulu üyeleri ve başkanlarının sessiz kalarak aktiflikten pasifleşmeye gittiğini görüyorum. Saadet Partisi içinde sessiz bir çığlık mı var? Hani bunu yönetim, Sayın Karamollaoğlu görmüyor mu, Abdullah Bey?

Abdullah Sevim -Saadet Partisi'nde ben bizzat kendi iç toplantılarımızda da ifade ettim. Yönetme noktasında bir takım taktik hataları var. Ben insanların niyetlerini bilemem, Allah bilir. Ama yapılan bir takım hamleler var, genel merkez bazında bilhassa Genel Başkan Yardımcıları bazında bir takım hamleler var. Bunlar şu anda Saadet Partisi'ne fayda yerine zarar veriyor. Saadet Partisi bütünlüğünü tartışılır hale getiriyor. Mesela bir Adana süreci yaşadık biz, Adana'da genel merkezin değil, Adana teşkilatının adayı, kongrede seçimleri kazandı. Genel merkez seçimleri kazanmak ve Adana teşkilatının adayının seçimleri kaybetmesi için elinden gelen bütün gayreti ortaya koymasına rağmen, Adana'da, hayatını Milli Görüş davasına vermiş olan Adanalı kardeşlerimizin gösterdiği aday kongreyi kazandı. Sonrasında Genel Merkez'den bu arkadaşlara ricada bulunuldu, bu Genel Başkan'ın prestijini de zedeliyor. Siz bundan vazgeçin dediler ve bir orta yol bulunmaya çalışıldı. Bence bu yanlış bir uygulama, yanlış bir taktik. Yani sizin kendi elinizle partinin birliğini ve bütünlüğünü tartışma haline getirmeye hakkınız yok.

Politik Adam -Abdullah Bey, bu kadar sıkıntılı bir dönemde nezaket buyurdunuz, programımıza dahil oldunuz, çok teşekkür ederim.

Abdullah Sevim - Bende teşekkür ederim.

Bakmadan Geçme