Doç. Dr. Halil Özşavlı Açıkladı: Yalnız İsveç Değil Avrupa'nın Birçok Ülkesi PKK'nın Siyasi Üssü
Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Tarihçi, Doç. Dr. Halil Özşavlı genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'un sunduğu Politik Adam Programında tarihi açıklamalarda bulundu. Dünyada ilk kez CIA belgesini ortaya koyarak İsveç'in eski Başbakanı Olof Palme'nin bölücü terör örgütü PKK tarafından öldürüldüğünü ortaya koydu.
Politik Adam – Tarihçi, Doç. Dr. Halil Özşavlı hocamız, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin üyesi ve sanırım yaklaşık bir aydır Avrupa'daydı. Sıcağı sıcağına hocamla, hem bu NATO'nun genişleme işini, Avrupa Konseyi'nin Türkiye'ye bakışını, ama ondan daha sonra da çok tarihi bazı konuları konuşacağız. 114 yıl önce Abdülhamid'e karşı atılan bir sloganın, İYİ Parti Genel Başkan'ı Sayın Meral Akşener tarafından atılmasının ne anlama geldiğini, belgeleriyle anlatacağız. Ama bir konu daha var, İsveç'te Olof Palme cinayetinde, bölücü terör örgütü PKK'nın izlerini araştıran hocamızın çok ilginç belgeleri var. Hocam Hoş geldiniz, sefa getirdiniz.
Aleyhimize karşı müthiş bir negatif hava var
Halil Özşavlı –Hoş bulduk Fehmi Bey,
Politik Adam –Hocam şöyle yapalım, Avrupa Konseyine gidip, geliyorsunuz ve Türkiye, NATO'ya üye olmak isteyen iki Avrupa Birliği ülkesini veto edeceğini belirtiyor, müzakereler var, bugün de geldiler, gidiyorlar. Amerika destekliyor, Türkiye üzerinde yeniden bir baskı kurmaya çalışıyor. Siz Avrupa Konseyi'ne gidiyorsunuz, milletvekilleri ile görüşüyorsunuz. Türkiye'nin bu veto kararını nasıl değerlendiriyorlar hocam?
Halil Özşavlı – 3 haftadır, Paris, Strazburg akabinde Roma ve akabinde Paris'e geçtik. En son oradan Berlin'e geçip, buraya gelebildik. Avrupa Konseyi'nin genel Kurul toplantıları Strazburg'da olur. Alt komisyon toplantıları, çevre ülkelerdeki başkentlerde olur. Öncelikle şunu fark ediyorum. Biz dış siyasette bağımsız adımlar attığımız ölçüde, Avrupa'daki bazı devletler rahatsız oluyor ve bize karşı negatif bir hava oluşturmaya çalışıyor. Özellikle Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekatlarından sonra, Kuzey Suriye'de bir terör koridorunu engelledikten sonra, aleyhimize karşı müthiş bir negatif hava var, bu bir gerçek. Son dönemde Cumhurbaşkanımızın izlediği etkin liderlik diplomasisi, hem Ukrayna hem Rusya ile konuşabilen, iletişim kurabilen tek lider olması, iki devlet temsilcilerinin burada görüşmeleri, barışa yönelik adımlar, büyük bir popülarite arttırdı. Fakat tekrardan bu soğudu, tekrar bize karşı adınlar atılmaya başlandı. Şimdi son olarak İsveç ve Finlandiya meselesi, bazı milletvekilleri ile konuştuğumuz zaman, bizi bir kere daha dinleseler ikna edebiliyoruz. Diyoruz ki, NATO bir güvenlik teşkilatıdır ve bu güvenlik teşkilatında benim müttefikim olacak ülkenin, benim güvenliğimi düşünmesi lazım. Diyoruz ki, bu PKK 1960'lardan beri İsveç'te örgütlenmeye başlamış, 30-40'a yakın derneği var, finans kaynakları var, defalarca bizim oradaki birimlerimize saldırılar olmuş ve aleni bir şekilde YPG'ye, PKK'ya, PYD'ye destek var diyoruz. Artı, 2019'dan beri bize silah ambargosu uyguluyor.
Politik Adam –İsveç'in bu bölgeye ilişkin hassasiyeti nereden kaynaklanıyor?
Halil Özşavlı -Hassasiyeti yok aslında, bir tür uzlaşmacı tavır içine girmiş PKK ile beraber, kendi başbakanını suikast ile öldüren örgütle, anlaşma yoluna gitmiş. Toplasanız 10 milyon nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz.
Sadece İsveç değil, Avrupa'da birçok devlet PKK'nın siyasi üssü haline gelmiştir.
Politik Adam –Silah mı satıyor oradaki teröristlere?
Halil Özşavlı -Her anlamda, hem oradaki derneklere maddi yardımda bulunuyor, dil, kültür görünümlü vakıflara, derneklere, PKK derneklerine, bir yandan da oradan onlara silah satıyor ve kendi istediği şekilde onları kullanmaya çalışıyor diyebiliriz. Yani biz yabancı milletvekilleriyle bir süre konuştuktan sonra onları ikna edebiliyoruz. Çünkü bu bir güvenlik teşkilatıdır diyoruz fakat bu iş bu kadar kolay biteceğe benzemiyor. Onlar geri adım atmazlarsa, bununla birlikte Biden üzerinden, Amerika üzerinden bize baskı kurmaya çalışırlarsa ve içeriden birileri tam da bu günlerde, çok manidar bir şekilde Cumhurbaşkanımıza kaçacak şeklinde iftiralarda bulunması, ben sizden ve seyircilerden hep birlikte, bir arada değerlendirmenizi istiyorum, bunu yorumlayalım.
Politik Adam –Şimdi hocam bunu yorumlayacağız da, İsveç işine bir devam edelim. Şimdi İsveç belki Türkiye'den de giden, birçok kişinin uğrak yeri. Şimdi bunun beynelmilel bir hedefi mi var, bu bölgeye ilişkin bir hassasiyeti mi var? Terör örgütlerine her bakımdan kol kanat geriyor, bunu bir ülkenin tetikçisi olarak mı yapıyor İsveç? Mesela bir Amerika'nın tetikçisi olarak mı yapıyor? Bunu merak ediyorum, sizin tecrübenizle, işte sorum da şu, İsveç PKK'nın siyasi üssü mü?
Halil Özşavlı -Sadece İsveç değil, Avrupa'da birçok devlet PKK'nın siyasi üssü haline gelmiştir. Avrupa genelinde PKK'ya ait 250'den fazla dernek, vakıf ve alt kolları vardır. Sadece İsveç'te belli şemsiyeler altında İsveç Kürt Konseyi, İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi, İsveç Kürt Kültür Derneği, Kürdistan Özgür Yaşam Partisi, PYD'nin İsveç kolu, Özgür Gençlik Hareketi, Rojava Komitesi adı altında yaklaşık 8-9 çatı şeklinde, şemsiye kuruluş altında, bir de bunun altında 15-20 tane farklı farklı yardımcı dernekler var. Hesap edin, nerdeyse 40-50 dernek var.
83'te İsveç, Türkleri ayrı bir etnik grup, Kürtleri ayrı bir etnik grup olarak tanımlamış kendine göre.
Politik Adam -Fransa'yı biliyoruz da, Kürt Enstitüsü var, bugüne kadar Türkiye hayrına tek kelime etmiş bir kurum değil.
Halil Özşavlı -Tabii ki, şimdi PKK İsveç'ten şu şekilde faydalanmıştı, 60'larda işçi olarak gitmeye başlayanlardan bir nüfus söz konusu, 70-80 dönemindeki darbe girişimi ve darbeden sonra sığınmacı olarak giden bir kitle var. 83'te İsveç, Türkleri ayrı bir etnik grup, Kürtleri ayrı bir etnik grup olarak tanımlamış kendine göre. Ve 90'lardan itibaren PKK'ya müzahir dernek ve vakıflara maddi yardım yapmaya da başlamış. Özellikle DEAŞ'ın ortaya çıktığı dönemlerde, hatırlarsanız PYD, DEAŞ'la mücadele eden bir örgüt görünümüyle dünyaya kendini pazarlıyordu, reklamını yapıyordu. İşte o dönemde PKK terör örgütü listesinde olduğu için PYD adı altında, PYD'ye bağlı kuruluşlar şeklinde orada çok daha zeminini, tabanını genişletme fırsatı bulmuş, televizyon kanalları kurmuş, medya organları kurmuş ve oradan hem militan devşirmiş hem de PKK'ya maddi anlamda finans sağlamıştır.
Politik Adam -Şimdi siz biraz önce dediniz ki, İsveç Başbakanı Olof Palme, değerli yönetmenimden istiyorum, Olof Palme çok değişik bir adamdı, renkli bir adamdı.
Halil Özşavlı -Barış güvercini diye geçiyor o yıllarda.
1980'lerde PKK, Şam'daki merkezini İsveç'e taşıma kararı alıyor
Politik Adam -Evet, Fidel Castro ile fotoğraflarından hatırlarız. Şimdi onun öldürülme işini PKK'mı yaptı, bir hesaplaşma unsuru olarak?
Halil Özşavlı -Şöyle, biraz başından anlatmam lazım, 1980'lerde PKK, Şam'daki merkezini İsveç'e taşıma kararı alıyor. İlk olarak Abdullah Öcalan'ın eşi Kesire Öcalan, İsveç'te oturma izni almak için gereken makamlara başvuruda bulunuyor. İlk başvurusu reddediliyor. Daha sonra ASALA militanları devreye giriyor, bunu CIA belgeleri söylüyor. CIA belgesi, ASALA devreye girdi diyor, Kesire Öcalan'a oturma izni aldılar. PKK'nın planı şuydu ki, Kesire Öcalan üzerinden Abdullah Öcalan'a oturma izni, İsveç'e giriş izni alacaklardı. Fakat İsveç makamları ona bu izni vermediler.
PKK, Abdullah Öcalan'ın emri ile Olof Palme'yi öldürme kararı alıyor
Politik Adam -Gerekçeleri?
Halil Özşavlı -Türkiye'nin baskısı, terör listesinde olması, yani onu almaya çekiniyorlar. Almadığı için araları bozulmaya başlıyor. Aynı günlerde, Olof Palme'nin suikaste uğradığı tarihlerde, iki tane PKK'lı ama daha sonra PKK'dan ayrılmış iki önemli isim var. Enver Ata ve Çetin Güngör, bunlar da Stockholm ve Uppsala'da PKK'dan ayrıldıkları için infaz ediliyor. Bu tür eylemlerden ötürü artık İsviçre, İsveç makamları, PKK'yı zararlı örgütler, tehlikeli örgütler listesine alıp onu hedef almaya başlıyor. CIA belgesinde İfade edildiğine göre PKK, Abdullah Öcalan'ın emri ile Olof Palme'yi öldürme kararı alıyor, intikam almak için.
Politik Adam -Bana gönderdiğiniz belgede var değil mi?
Halil Özşavlı -Evet, var. Şu belge, bu çok önemli bir belge,
Şemdin Sakık 98'de dedi ki, bu operasyon emrini Abdullah Öcalan vermiştir diye itiraf etti.
Politik Adam -Ne diyor CIA belgesinde?
Halil Özşavlı -Aynen bu anlattıklarımı söylüyor, cinayetleri anlatıyor ve intikam almak için diyor, PKK Olof Palme'yi öldürme kararı almıştır, diyor. !998'de Şemdin Sakık bunu itiraf ediyor. Yıllar boyunca PPK bunu inkar etti. Fakat Şemdin Sakık 98'de dedi ki, bu operasyon emrini Abdullah Öcalan vermiştir diye itiraf etti.
Politik Adam -İsveç ondan sonra ne yaptı?
Halil Özşavlı -Hürriyet gazetesinin o dönemki manşetini gösterdiniz. O zamanda bizim basına yansımış. Hasan Hayri Güler'in bu eylemi gerçekleştirdiğini söylüyor. Doğru tahmin etmişler, aynı isim CIA belgesinde de geçiyor.
Politik Adam -Bulabildiler mi onu?
Halil Özşavlı -Hiçbir zaman bulamadılar.
Politik Adam -Başka bir kimlikte, başka bir yerde,
Halil Özşavlı -Muhtemelen, farklı bir şey daha var. PKK'dan ayrılan PKK'lıların da infaz edildiğini görüyoruz. İşte, Enver Ata, Çetin Güngör gibi, onların failleri belli, tutuklanıyorlar, ömür boyu müebbet hapis cezası alıyorlar.
Çok büyük bir finans işi var.
Politik Adam -Bu işlerin biraz finans konusunda, finansal çatışmadan dolayı kaynaklandığına ilişkin tartışma vardı. Daha sonra Fransa'da, öldürülen 3 PKK'lı kadın militanla ilgili de bu çıktı. Yani biz hep terör unsuru olarak görüyoruz ama orada ciddi bir finans işi dönüyor. Orada paylaşımda bir sıkıntı var.
Halil Özşavlı -Çok büyük bir finans işi var. Devletten alınan gelirleri, kültür derneklerine aktarılan paralar, televizyon kanalları üzerinden elde edilen paralar ve en önemlisi zorla, haraç toplanarak, oradaki Kürt esnaftan alınan paralarla oluşturulan bir bütçe var ve bir de gönüllü bağışlar. Terör örgütlerinin zihniyeti hep aynıdır, aynı şeyi biz Ermeni terör örgütlerinde de görüyoruz. Finans kaynakları uyuşturucu ticaretidir, zorla para toplamadır, oradaki varlıklı ailelerden,
Politik Adam -Gayrimeşru bütün işleri yapıyorlar.
Halil Özşavlı -Muhtemelen, diğer öldürülen o 3 PKK'lı da olduğu gibi, 1984'de öldürülen, infaz edilen Çetin Güngör ve Enver Ata'da bu yüzden katledildiler diye düşünüyorum.
PKK örgütlenebildiği her yerde örgütlenmeye çalışıyor, rantına bakıyor, militan devşirmeye bakıyor. Ne kadar militan devşirebilirim, bu da 3 yöntemle oluyor.
Politik Adam – Hocam, bir şey soracağım, şimdi Kürt Enstitüsü'nün Fransa'da olması ilginç değil mi? Hani Suriye'ye bakıyoruz Fransız işgali var, Irak'ta İngilizler var da, Londra'da olması gereken bir Kürt Enstitüsü neden Fransa'dadır. Bir dönem Fransa'da Mitterrand, eşi neredeyse o bölgenin hamisi gibi davrandı.
Halil Özşavlı -45'e kadar Fransız mandası var zaten,
Politik Adam -Irak'ı söylüyorum, hani Kürt Enstitüsü olması hasebiyle söylüyorum yani İngiltere'de olması daha pratik değil miydi de Fransa'da oldu? Hani bu görev dağılımı var Avrupa ülkelerinde, onu anlama için söylüyorum.
Halil Özşavlı -Tarihi bir bağlantıdan dolayı orada Irak'ta İngilizler uzun yıllar kaldı, orada bağlantı olabilirdi diyorsunuz. Fakat PKK buna bakmıyor, PKK örgütlenebildiği her yerde örgütlenmeye çalışıyor, rantına bakıyor, militan devşirmeye bakıyor. Ne kadar militan devşirebilirim, bu da 3 yöntemle oluyor. Orada doğan Kürtlerden, Kürt gençlerden devşirmeye çalışıyor, Türkiye'den oraya göç edenlerden ve oradaki marjinal sol gruplardan da eleman temin edip, götürüp onları Suriye'de savaştırıyordu.
Avrupae Milletvekillerine 'Türkiye'nin, Osmanlı devletini tekrardan kurup, Avrupa'yı işgal edeceğini mi düşünüyorsunuz/' diye sordum. Yarısı 'Evet' dedi
Politik Adam -Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Güvenlik güçlerinin, teröre boyun eğdirmeyen, teröre karşı yaptığı mücadele, işte 5 şehidimiz var, Allah'tan rahmet diliyorum. İnanılmaz bir şekilde Cumhuriyet tarihinin en etkin mücadelesi yapılıyor. Şimdi bu Avrupa'da nasıl yankılanıyor? Siz dediniz ya, oraya göçenleri baskıyla devşirerek, nasıl bir psikolojide, gençleri dağa çekmek için bir şey yapıyorlar?
Halil Özşavlı -Şöyle ki, Avrupa'daki bazı aşırı gruplarda, aşırı sağ partilere mensup milletvekilleri ile oturup konuştuğumuz zaman, bazen yemek programları oluyor, hep beraber gidiyoruz ve karışık oturuyoruz. O esnada sohbet etme imkanı oluyor. Geçen bir toplantıda 5-6 vekil vardı, işte İrlanda'dan, İspanya'dan, İngiltere'den, Polonya'dan dedim ki, nedir sizin bu Cumhurbaşkanımız Erdoğan'la ilgili takıntınız, Türkiye ile takıntınız nedir? Yani siz gerçekten Türkiye'nin, Osmanlı devletini tekrardan kurup, Avrupa'yı işgal edeceğini mi düşünüyorsunuz, dedim. İnanın bana yarısı evet dedi. Böyle bir korku var. Peki dedim, bunun mümkün olmadığını, bizim böyle bir şey istemediğimizi size izah edersem, beni dinler misiniz? Tamam, dediler. Dedim ki, bakınız bundan 500 sene önce ülke kralları için, padişahlar için, yeni ülkeler, yeni coğrafyalar fethetmek mantıklı bir şeydi. Yeni topraklarla ülken büyüyor, yeni toprak yeni nüfus demek, yeni nüfus yeni vergi demek, ya dedim biz bugün, bu saatten sonra bu yüzyılda, bu teknolojinin olduğu günlerde, Türk'ün olmadığı Atina'yı alsak ne yapacağız, almasak ne yapacağız? Sadece baş ağrısı dedim. Bu saatten sonra başka bir şehri, başka bir ülkenin toprağını alıp, oradaki nüfusu sürmek, ne kadar sürdürülebilir dedim. Girdiniz oraya, orada kalamazsınız, orada kalmanızı destekleyen bir nüfus yok, hiçbir ülke orada kalamaz. Bizim böyle bir derdimiz yok dedim. Sadece kendi bölgemizde etkin, bölgesel politikaları saptayabilen, kendi hak ve menfaatlerini savunabilen bir devlet ülke olmak istiyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok.
Müthiş bir Türkiye karşıtı lobi faaliyeti ile karşı karşıyayız.
Politik Adam -Türkiye'nin, Belçika'yı bölmek gibi bir sorunu yok ama Belçikalı milletvekillerinin Türkiye'nin bölünmesini desteklediğini biliyoruz.
Halil Özşavlı -Her türlü aleyhindeki faaliyete destek veriyorsunuz dedim. Hakikaten bazılarında bir Türkiye karşıtlığı var fakat gözü kapalı, önyargılı bir Türkiye karşıtlığı söz konusu. İşte bunun nedeni, orada PKK, PKK'ya müzahir diğer dernek vakıflarının Türkiye'ye karşı yürüttüğü olumsuz propaganda, bir de buna son zamanlarda zaten ASALA ve Ermeniler vardı, bir de buna FETÖ'yü ekleyin. Müthiş bir Türkiye karşıtı lobi faaliyeti ile karşı karşıyayız.
Politik Adam -Değerli izleyiciler, bu bölge Türk medyasında, Halil hocam tarafından ekranlara getirilen bir belge, bunun peşinde olan gazetecilere de duyurulur. Hocam tarihi bir belge açıklıyor burada yani İsveçliler bu belgeyi çok iyi görmeli.
Halil Özşavlı -Şurada sitem ediyor, belgenin fotoğrafını gösteriyor İsveç gizli polisi, istihbarat servisi SAPO diye geçiyor. CIA diyor ki, cinayetten 2 yıl önce İsveç gizli servisi hükümete demiş ki, PKK büyük bir eylem planlıyor. Hatta büyük bir siyasi figüre, lidere suikast yapmayı planlıyor, diyor. Bildirdiği halde, İsveç makamları, güvenlik birimleri gereken tedbirleri almadı diyor. Böyle başlıyor cümleye, ondan sonra ayrıntıları tek tek veriyor. Şurada görülüyor, Kesire Öcalan'ın ismi, Kesire Öcalan'a oturma izni verilmedi, daha sonra ASALA devreye girdi, Kesire Öcalan'a oturma izni alındı diye söylüyor. Akabinde, Enver Ata ve Çetin Güngör cinayeti ile ilgili ayrıntılar veriyor. 20 Haziran 1984'de Enver Ata, Uppsala'da, Zülküf Kılıç tarafından öldürülüyor. 2 Kasım 1985'de Çetin Güngör, Stockholm'de Nuri Candemir tarafından vuruluyor, diyor ki bu 2 figür PKK'nın önde gelen isimlerindendi. Daha sonra PKK'nın şiddet politikasını onaylamadıklarını söylediler, PKK'dan ayrıldılar, PKK bunları infaz etti.
Politik Adam -Kemal Burkay yıllarca şiddeti onaylamadı, o işi biraz kurtardı.
Halil Özşavlı -Hüseyin Yıldırım 1985'in Aralık ayında resmen tehdit ediliyor. Diyor ki, bizim artık sabrımız kalmamıştır, İsveç bizi artık terör örgütü olarak görmesin, terör listesinden çıkarsın, üzerimizdeki terör etiketini kaldırsın diyor. O dönem PKK'nın İsveç'teki sözcüsü.
Palme. sinema çıkışında ensesinden vurularak infaz ediliyor. Ve bunu yapanda PKK'dır.
Politik Adam -Ama tam tersi oldu.
Halil Özşavlı -Tehdit ettiği halde gereken önlemler alınmıyor, Olof Palme eşiyle korumasız sinemaya gidiyor. 26 Şubat 1986 tarihinde, korumasız, çok enteresan, sinema çıkışında ensesinden vurularak infaz ediliyor. Ve bunu yapanda PKK'dır.
Politik Adam -Ama şimdi bu olay, İsveç hükümetini PKK konusunda daha bir şemsiye olan role getiriyor. Çünkü daha yeni, güvenlik güçlerimiz bir mağaraya operasyon yaptı. İsveç kaynaklı birçok mühimmata, belgeye, bayrağa ulaştı.
Halil Özşavlı -Aynen, şimdi işte burada anlamakta zorlandığım şey şu, o ülkeyi hedef alan, o ülkenin Başbakanı'nı suikast ile öldüren, katleden terör örgütüne, aynı ülke nasıl destek verir.
Politik Adam -Mantığını çözebildiniz mi hocam?
Halil Özşavlı -Mantığı yok, normalde onu düşman ilan edip, onu bitirmeye çalışması lazım.
Politik Adam -İsveç devlet yetkilileri buna bir gerekçe gösterebiliyorlar mı?
Halil Özşavlı -Hiçbir gerekçe gösteremiyorlar. PKK'lı Hasan Hayri Güler, suikasti yapan kişi.
İsveç'te 20'ye yakın, Finlandiya'da 12'ye yakın suçlu var, terörist lideri var, terörist var, onların iadesini istiyoruz.
Politik Adam -Tabi şimdi geldiler, bugünde görüştüler, Cumhurbaşkanı sözcümüz onların yaptığı açıklamayı, aşağı yukarı kamuoyu da dinledi. Şimdi de Türkiye'ye diyorlar ki, biz güvenlik endişelerinizi anlıyoruz, bizi NATO'ya alın.
Halil Özşavlı -Anlamak yetmez, her birinden bizim geri istediğimiz İsveç'te 20'ye yakın, Finlandiya'da 12'ye yakın suçlu var, terörist lideri var, terörist var, onların iadesini istiyoruz. Desteğin kesilmesini istiyoruz. Yani 1980'lerde, Kenan Evran döneminde, darbeden sonra büyük bir hata yapılmış, 74 harekatından ötürü NATO'ya kızıp, NATO'nun askeri kanadından ayrılan Yunanistan'a geri gelme izni verilmiş, hiçbir şey almadan.
Politik Adam –Şimdi Yunanistan'ın başımıza neler açtığını görüyoruz.
Halil Özşavlı -Yunanistan'ın 10 milyon nüfusu var,
Politik Adam – Bu yazılı belgeyi verseler, Türkiye'yi korur mu, çünkü en büyük korkuları yukarıdaki Kuzey Denizi'ne Rusya'nın gelmesi fikri, Finlandiya komşu, Finlandiya'dan ayrılan bir eyaleti var Fransa'nın içinde, federasyonu var. Finlandiya çok korkuyor, İsveç ondan dolayı korkuyor.
Halil Özşavlı -Finlandiya'nın 1000 km sınırı var biliyorsunuz. Şöyle ki tarihi bir imkan ve fırsatla karşı karşıyayız. Ülkemizin hak ve menfaatlerini, ülkemizin güvenliğini daha da güçlendirme anlamında söylüyorum. Bir taraftan Rusya'yla da görüşmeler yapılabilir, sen eğer bunu reddetmemi çok istiyorsan, Suriye'de, benim hak ve menfaatlerimi ilgilendiren konularda destek vereceksin kardeşim. Bunlar çok istiyorlarsa NATO'ya girmeyi, iadesini istediğimiz teröristleri vereceksin, her türlü finansman desteğini, siyasi desteği keseceksin, 3 tane TV kanalı var şuan, onlar kapatılacak, bir sürü dernek, vakıf adı altında eleman devşirilen, militan devşiren vakıflar var, onların kapatılması söz konusu olabilir. Bakalım İsveç bu adımı atabilecek mi?
NATO'nun içerisinde en güçlü devletlerden bazılarının teminat vermeleri istenebilir
Politik Adam –Peki, hocam uluslararası diplomaside tecrübeniz olduğu için söylüyorum, bu müzakere tekniği, diplomatik dilde karşılığı olan bir teknik midir?
Halil Özşavlı -Diplomatik dilden kastınız?
Politik Adam –Şöyle, Türkiye diyor ki yazılı bir güvence, hani bunun emsalleri Avrupa tarihinde var mıdır, bunun ne kadar karşılığı olabilir? Türkiye bunu diğer Avrupa ülkelerinde de şamil edebilir, Avrupa Konseyi'nde de şamil edebilir. Çünkü çok bir durumdalar ki Türkiye'nin kararını dört gözle bekliyorlar.
Halil Özşavlı -Türkiye NATO'nun askeri anlamda ikinci büyük gücü, NATO, İsveç olmadan, Finlandiya olmadan yapar ama Türkiye olmadan yapamaz kanaatimce. Onun dışında eğer bir sözleşme, bir taahhütname olacaksa, mutlaka bunun bir de garantör devletleri olur. Yani şahit anlamında, tarafların herhangi bir ihlali söz konusu olduğunda, buna da NATO'nun içerisinde en güçlü devletlerden bazılarının teminat vermeleri istenebilir. Fakat benim burada aklıma gelen şey şu, İsveç şu hatayı yapıp, bugünlerde olduğu gibi Amerika üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmaya kalkarsa, Türkiye'ye baskı yapmaya kalkarsa, işte Biden geçenlerde hemen onları kabul etti biliyorsunuz ve İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımını tam güçle destekliyoruz dedi. Halbuki İsveç 2019'dan beri halen bize ambargo uyguluyor, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı harekatından dolayı. Önce bunların değişmesi lazım, sen benim müttefikim ve ortağım olmak istiyorsun hem de güvenlik kanalında, o zaman benim güvenliğimi ilgilendiren konularda bana garanti vereceksin, gereken şartları sağlaman gerekiyor. İşte ne acıdır ki, bugünde, dün akşamdan beri çok ilginç şeyler oluyor muhalefet kanalında, tam Cumhurbaşkanı'mız Suriye'ye bir operasyon planı vermişken, NATO konusunda İsveç ve Finlandiya'ya biz bazı konularda diz çöktürmüşken, taleplerimiz varken, birdenbire, hiçbir şekilde mantığı, izanı olmayan iddialarla Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı'mızı hedef alması çok manidar bence. Daha önce biz bunları biliyoruz Man adası iddialarından, kağıt paçavralarıyla bunlar dekont dekont diye salladığını hatırlıyorsunuz.
Politik Adam – Mahkum olduğunu da kamuoyu da biliyor.
Halil Özşavlı -Evet, şimdi de başka iddialarla, kaçacak, daha önce bunu 2014'de Samanyolu TV'de söylemişti, Sudan'a kaçacak demişti, hatırlıyorsunuz değil mi? FETÖ'cülerin kanalında bu iddiada bulunmuştu. Çok şükür ki bugüne kadar kim Erdoğan'a kaçacak dediyse, hep kendisi kaçtı, kaçmak zorunda kaldı.
Finlandiya'ya, İsveç'e yaptırım uygulayabileceğimiz bu günlerde Cumhurbaşkanı'mızı hedef almaması gerekiyor
Politik Adam –Ama o kadar enteresan ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde milletvekili olmuş, siyasi parti Genel Başkanı olmuş, milli bir refleksi olan, kendisi dışarıda Cumhuriyeti kuran bir parti olduğunu, Kuvayı Milliye anlayışı olduğunu, ulusal bir duruşu olduğunu belirten bir liderin, böyle bir ulusal konu da, özellikle NATO'culara karşı mücadele ettiklerini söyleyen bir liderin böyle bir açıklama yapması çok manidar. Çünkü herkes biliyor ki 68'de Taksim olaylarında, Kanlı Pazar olaylarında, NATO gemilerine karşı eylem yapmış insanlar var Cumhuriyet Halk Parti'sinin içinde.
Halil Özşavlı -Şimdi birazdan Abdülhamid meselesine gelince bağdaştıracağız. Fakat şöyle bir şey, ikbal uğruna, kendi ikbali uğruna ülkenin ulusal güvenlik konularındaki hak ve menfaatlerini tehlikeye atması, hakikaten son derece üzücü, ben başka kelime bulamıyorum. Ağır konuşmak istemiyorum çünkü Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu gölgede bırakacağım, ben daha fazla ön plana çıkacağım, benim Cumhurbaşkanı adaylığım desteklensin diye aylardan beri gündem olmak için, basmadığı kurum kalmadı, etmediği iftira kalmadı. Tehdit etmediği kamu görevlisi, meslek erbabı kalmadı. Bunların hepsini sırf birileri ona bir sufle vermiş, ya sen artık taktiğini değiştir, gündeme gelmen gerekir demiş, gündem olmak için bu tür şeylere kalkışıyor ve her seferinde de kendisi mahcup oluyor. Fakat bu başka bir şey, bu ulusal güvenlik meselesi, NATO ile ilişkilerin görüşüldüğü günlerde, Finlandiya'ya, İsveç'e yaptırım uygulayabileceğimiz bu günlerde Cumhurbaşkanı'mızı hedef almaması gerekiyor.
Politik Adam –Türkiye'nin değil de, İsveç ve Finlandiya'nın tezini savunuyor olmak şık bir şey değil.
Halil Özşavlı -Ben şunu bekliyorum, yarın öbür gün şunu diyebilir. İsveç ile Finlandiya haklı diyebilir. Çünkü 2 sene önce şunu dedi, biz YPG'yi terör örgütü olarak görmüyoruz dedi, demedi mi? Dedi bu adam, her şey beklenebilir. Yakın kurmayları dedi ki, Türkiye cihatçıları alıp, Karabağ'da Ermenilere karşı savaştırıyor. Avrupa'nın her türlü tezini burada söylediler, sözcülüğünü yaptılar.
İstisnasız HDP her konuda karşıdadır. Belçika'nın, Danimarka'nın, İsveç'in iftiralarını dillendirir, %95 oranında da CHP yine birçok konuda onların tezlerini dile getirir
Politik Adam –Ne yazık ki böyle bir durum oldu.
Halil Özşavlı -HDP sözde soykırım tezlerini gündeme getiriyor, bakıyoruz HDP ve CHP kol kola. Yani, Ulusalcı, Cumhuriyetçi, Atatürkçü olduğunu iddia eden biri nasıl söyler bunu?
Politik Adam –Bu siyasi bakış açısı, Avrupa Konseyi'ne gittiğinizde, o milletvekilleri size soruyor mu? Hani, Halil Bey siz böyle diyorsunuz ama muhalefet lideri bunları söylüyor?
Halil Özşavlı -Sadece onların muhalefeti değil, bizimle gelen milletvekilleri de karşıya geçiyor.
Politik Adam –Çok enteresan, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi adına gidiyor,
Halil Özşavlı -İstisnasız HDP her konuda karşıdadır. Belçika'nın, Danimarka'nın, İsveç'in iftiralarını dillendirir, %95 oranında da CHP yine birçok konuda onların tezlerini dile getirir. İki hafta önce biz oradayken, Kavala davası açıklandı, Avrupalıların dedikleri her şeyi, onlarla beraber CHP ve HDP milletvekilleri de söylediler.
Bu adam Avrupa vatandaşı bile değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Politik Adam –Ya bu Osman Kavala'nın Avrupa için önemi neymiş, biz mi tanımıyormuşuz,
Halil Özşavlı -Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Tiny Kox'a bunu sordum. Dedim ki, Osman Kavala, sizin için niye bu kadar önemli, ömrünüzde bu adamı hiç gördünüz mü, ne olduğunu biliyor musunuz, kim olduğunu biliyor musunuz? Nedir bu Osman Kavala sevgisi? Kem, küm net bir cevap yok. Dedim ki, bizim için bu adam, 15 Temmuz'u yapanların ve akabinde Gezi olaylarını yapanların, finanse edenlerin topladığı parayı, Türkiye'de bunlara dağıtan adam, bu adam bu işlerin organizatörü dedik. Artı, mahkeme süreci devam ediyor, bitmiş değil fakat sizin bu şekilde, bu kadar Türkiye'nin içişlerine karışacak kadar, sürekli Türkiye'nin aleyhine karar almaya çalışmanız neden? Sizi ne ilgilendirir, bu adam Avrupa vatandaşı bile değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
AİHM'nin Batı Trakya'daki azınlıklar ile ilgili, onların haklarıyla ilgili vermiş olduğu birçok karar var, Yunanistan uygulamıyor.
Politik Adam –Yükledikleri anlam nedir?
Halil Özşavlı -Net bir şey yok, sadece Türkiye'yi sıkıştırabilmek için bir enstrüman, herhangi bir başka anlam yok. Türkiye AİHM'nin kararlarını uygulamak zorunda. Tamam, ama aynı kararları uygulamayan birçok Avrupa devleti var, Yunanistan var. AİHM'nin Batı Trakya'daki azınlıklar ile ilgili, onların haklarıyla ilgili vermiş olduğu birçok karar var, Yunanistan uygulamıyor. Yunanistan'ın bu tutumunu gündeme getirmiyorsunuz, Yunanistan'a yaptırım uygulamayı aklınıza getirmiyorsunuz da niye henüz daha süreci tamamlanmamış bir konuda, Türkiye'ye yaptırım yapmaya çalışıyorsunuz, aceleniz ne? Çok daha önce olmuş meseleler var. İşte burada Avrupa'nın yıllardan beri devam eden ikircikli tavrını tekrardan görüyoruz.
Bu bir terör, yani insanın yaşam hakkını elden alan ve hürriyetini kısıtlayan bir terör örgütü, Allah onların da başına verir belki.
Politik Adam –Mesela, Selahattin Demirtaş konusunda da aynı durum var.
Halil Özşavlı -Aynı, onda da aynı mevzu var. Ya zaten bunlar gerçekten adil, tarafsız, herhangi bir ahlaki değerlere sahip, etik değerlere sahip ülkeler olsalardı, PKK Avrupa'da bu kadar yapılanamazdı.
Politik Adam –Ya, biz Türkiye tezi olarak, hani balina kurtarma operasyonu çok meşhurdur. Bunun için gözyaşı döken, Avrupa değerlerine sahip, Avrupa'da birçok insan var. Ama kundaktaki bebeği öldüren PKK terörüne karşı, bir insana karşı hassasiyetlerini göstermemeleri ilginç, yani Suriyeli sığınmacılar konusunda da insafsız, insani anlamda da. Bu bir terör, yani insanın yaşam hakkını elden alan ve hürriyetini kısıtlayan bir terör örgütü, Allah onların da başına verir belki.
Halil Özşavlı -Hiç bilmiyorlar biliyor musunuz, PKK'nın 90'larda 89-90-91-92'de doğudaki köy baskınlarını, her baskında 30-40 Kürt sivili katlettiğini fotoğraflarıyla gösterdiğim zaman inanamıyor. Okumamış, dinlememiş, sadece PKK propagandasından Türkiye'yi görmüş. İşte orada bizim yaptığımız işlerden biri de budur, gerçekleri onlara anlatmak. Fotoğraflarla biz onlara diyoruz ki, PKK en fazla Kürtlerin düşmanıdır. En çok Kürt'leri katletmiştir, özellikle sivil kadınları, çocukları katletmiştir. İşte buyurun size belgeleri diyoruz. PKK, HDP Kürtlerin temsilcisi olamaz diyoruz. Orada kendilerine anlatmaya çalışıyoruz.
Politik Adam –Şimdi aşağı yukarı Türkiye'ye ilişkin bu Avrupa Konseyi gündemi, NATO bir tarafta, Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin denge politikasını, Avrupa Konseyi milletvekilleri nasıl görüyor?
Halil Özşavlı -Tüm Avrupa'da, tüm Konsey'de çok çok beğenildi. Çok çok alkışlandı. Cumhurbaşkanı'mızın etkin liderlik diplomasisi, Türkiye'nin barış için attığı adınlar, barış için sarf ettiği çabalar, hakikaten takdir edildi. Dediler ki, şuan dünya üzerinden belki hem Zelenski ile hem Putin'le aynı anda görüşebilen tek lider, Recep Tayyip Erdoğan. Yetmezmiş gibi önce çeşitli komisyonlar geldi Türkiye'de görüştü, gerek Antalya'da gerek İstanbul'da, sonra Dışişleri Bakanları geldi, görüştü biliyorsunuz. Yani hakikaten o dönemde Türkiye'nin kıymetinin farkına vardılar.
Politik Adam –ben bu süreçte, Zelenski ile Sayın Putin'in de beraber bir görüşmeye gelebileceğini düşünüyorum, tam NATO zamanı.
Halil Özşavlı -Süper olur, bunu Cumhurbaşkanı'mız yapabilir.
Politik Adam –Hani bu Avrupalılar için bir tedirginlik nedeni mi yoksa bir güvence gibi mi?
Halil Özşavlı -Güvence, çünkü savaşı sonlandırarak, barışı tesis ederek, savaşın Ukrayna'dan taşıp diğer Avrupa ülkelerine geçme ihtimalini engelliyor, zayıflatıyor Sayın Cumhurbaşkanı'mız.
Ambargoyu delmek isteyen bazı Avrupa ülkeleri, yine de Türkiye üzerinden ambargoyu delebiliyorlar.
Politik Adam –Ekonomik olarak ta artık ceplerinden gitmeye başladı.
Halil Özşavlı -Perişan oldular, şöyle ki biliyorsunuz Avrupa doğalgazının büyük orandaki bir kısmını Rusya'dan sağlıyor. Ve Putin şu anda onlara diz çöktürdü, eğer ruble üzerinden alacaksanız alın yoksa vermiyorum dedi ve birçoğu şu anda buna razı oldu, doğalgazı ruble üzerinden alacaklar.
Politik Adam –Bu çok tarihi bir hamledir, kendi para birimi bakımından petrol ihraç etmek istedi Saddam Hüseyin, başına geleni, Kaddafi'nin başına geleni biliyoruz. Türkiye'yle de hala mutabakat zaptı imzalanamadı bir türlü, karşılıklı ticari anlaşmaların kendi para biriminden olmasına ilişkin bir süreç oldu ama ben ekonomik olarak Rusya ve Ukrayna savaşının, Türkiye ekonomisine inanılmaz bir katkı sağladığını da görüyorum. Bu mekik diplomasisi, ekonomik anlamda da iki ülkenin en azından çıkış kapısı Türkiye olarak görülüyor.
Halil Özşavlı -Sizin insansız hava uçaklarınız, Rus tanklarını perişan edecek Ukrayna tarafında ama öte taraftan da Rusya'yla ilişkileriniz devam edecek. Avrupa devletleri gibi Rusya'ya herhangi bir ambargo uygulamayacaksınız. Ambargoyu delmek isteyen bazı Avrupa ülkeleri, yine de Türkiye üzerinden ambargoyu delebiliyorlar. Yani görünürde, sözde ambargo uyguluyorlar, bazı malları ihraç etmiyorlar Ukrayna'ya karşı fakat yine başka yollardan, o ülkelere bunları ulaştırabiliyorlar.
Politik Adam –Savaşta İran'a da aynı ambargo modelini yaptılar hocam.
Halil Özşavlı -Görünürde ambargo vardı ama aslında ambargo uygulamadılar.
Politik Adam –Avrupalı paradan vazgeçmez.