Eski TİP Başkanı'ndan Tarihi Yüzleşme

1969 yılında bir dönem Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) liderliğini yapan sosyalist Kürt aydını ve avukat Mehmet Ali Aslan, Rûdaw televizyonunda Pencemor programında ilginç açıklamalarda bulundu.

Avukat Mehmet Ali Aslan, Cumhuriyet tarihine ilişkin önemli iddiaları açıklık getirdi. Aslan'a göre Cumhuriyet kurulurken Kürtleri Türkler değil Kürtler kendi kendilerini kandırdılar" Şeyh Sait isyanına ilişkin önemli açıklamalarda da bulunan Aslan Nurculuk hareketinin kurucusu Kürt Sait ile lakaplı Said Nursi'nin Şeyh Sait'in başlattığı Devrim hareketine karşı çıktığını Bunun nedenini ise "Bir Müslümanın diğer bir müslümana karşı Kılıç çekemeyeceğine inanması" olduğunu belirtti.

Aslan'a göre Şeyh Sait kürtçülüğü değil dini tarafı muhafaza ettiğini savundu.

Aslan'ın röportajında dikkat çeken diğer bir husus ise zözde Ermeni soykırım iddialarına karşıydı. " Atalarım Hamidiye alaylarının reisleri arasındaydı" diyen aslan Doğu Anadolu'da Ermenilerin soykırıma uğramadığını ancak Ermenistan'a doğru göç eden Ermeni Taşnak Partisinin üyelerinin yollarına çıkan birçok müslüman Kürt ve Türk insanını öldürdüğünü açıkladı

Avukat Mehmet Ali Aslan röportajının bazı bölümleri.

KÜRTLER KENDİ KENDİLERİNİ KANDIRDILAR

Rûdaw: Türk devletinin kuruluşunun başlangıcında ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Atatürk ve çevresinin Kürtleri aldattığına dair çok fazla söylem var…

Mehmet Ali Aslan: Onlar Kürtleri kandırmadılar. Kürtler kendi kendilerini kandırdılar. Osmanlı'nın çöküşünden sonra Atatürk modern bir devlet kurmak istedi. Lenin Atatürk'e destek olmasaydı başarılı olmazdı.

Rûdaw: Lenin Atatürk'ü destekledi mi?

Mehmet Ali Aslan: Elbette çok fazla destek oldular ve yardım ettiler. Çünkü aşağıdan İngilizler ve Fransızlar ilerleme kaydettiler bu nedenle Lenin Türkiye'ye, İran'a, Afganistan'a ve Çin'e yardım etti. Lenin milliyetçi burjuvaziye yardım etti ama en büyük yardımı Atatürk'e yaptı. 1920'deki Bakü Konferansı'na iki yüzden fazla Türk delege katıldı.

Rûdaw: Bakü Konferansında Kürt temsilciler de var mıydı?

Mehmet Ali Aslan: Hayır, tek bir temsilcisi dahi yoktu.

Rûdaw: Neden?

Mehmet Ali Aslan: Neden? Ermenistan'daki tüm Kürt ağa ve begleri devrimin başlamasından önce Osmanlı İmparatorluğu'na katıldılar. Halkı cehalet içinde bıraktılar. O dönemde okullar yoktu. O zamanın tüm Kürt liderleri devrime karşıydı.

Rûdaw: Yalnız hocam siz Kürtlerin kendilerini aldattığını söylüyorsunuz, halbuki Kürtlerin Türkiye Meclisi'nde temsilcileri vardı. Kürtlüklerini savunuyorlar mıydı Kürt haklarını talep ediyorlar mıydı, tam olarak görevleri neydi?

Mehmet Ali Aslan: Hayır, kimse Kürtlerin haklarını istemiyordu. Lozan Konferansı'nda yeni Türkiye'yi kabul ettiklerinde İngiliz heyeti şunları söyledi: “Burada Türk temsilciler var ama Türkiye'de sadece Türkler yaşamıyor. Orada Kürtler de var ama burdan hiç temsilcileri yok?” Bunun üzerine İsmet Paşa, Mustafa Paşa'ya bir mektup yazarak Kürt temsilcilerini bir araya getirmesini ve onlara bir telgraf yazmalarını talep etti. Telgrafta şunu yazmaları istendi; “Türk temsilciler aynı zamanda bizim de temsilcilerimizdir. Türk temsilcileri bizim de taleplerimizi yerine getirecekler” bu telgraf çekildikten sonra bir daha Kürtlerden bahsedilmedi. Şunu da ifade etmek gerekiyor, Mustafa Kemal'in istedikleri milletvekili oluyordu.

Rûdaw: Hasan Hayri hakkında çok fazla söylenti var. Bazı tarihçiler onun bir hain olduğunu söylüyor.

Mehmet Ali Aslan: Bu doğru değil. Çok sayıda Kürt milletvekili vardı, bu nedenle eğer Hasan Hayri hainse, o dönem milletvekillik yapanların hepsi haindir. Hasan Hayri hainse o zaman AK Parti içindeki bütün Kürt milletvekilleri de haindir. Dolayısyla ihanet suçlaması o kadar da kolay değil.

Rûdaw: Hasan Hayri'yi neden idam ettiler?

Mehmet Ali Aslan: Kürt olduğu için idam ettiler. Türkiye Anayasası 1920'de yeniden yazıldı, 1924'te değiştirildi. Önceki dönemlerde seçilen milletvekillerinin hiçbiri bir daha seçilmedi. Hasan Hayri de onlardan biriydi.

SÖZDE ERMENİ İDDİALARI

Rûdaw: İttihat ve Terakki neden Ermenilere karşı katliam yapılmasına karar verdi? Tam olarak ne istiyorlardı?

Mehmet Ali Aslan: İttihat ve Terakki milliyetçi ve ırkçıydı. Türkiye'de, özellikle İstanbul'da çok sayıda Ermeni vardı, bu nedenle Ermenilere karşı bir hareket örgütlediler. Bir çoğu sürgün ve uzaklaştırıldıkları zaman hayatlarını kaybetti. Birçoğu Suriye'ye oradan da Fransa'ya gitmek zorunda kaldı.

Rûdaw: Kaç Ermeni katledildi? Yarım milyondan bir milyona kadar Ermeni'nin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Mehmet Ali Aslan: Elimizde makul bir veri yok ama yüzbinlerce insan öldürüldü. Bazıları bir milyon insandan bahsediyor ama siz buna 50 bin deyin. Bu rakam bile çok büyük bir suç ve ihanet.

Rûdaw: Tarih için, Kürt aşiret ve derebeg reislerinin, özellikle de Hamidiye Alayları olarak adlandırılan birliklerin Ermenilerin katledilmesindeki rolü neydi?

Mehmet Ali Aslan: Atalarım Hamidiye Alayları'nın reisleri arasındaydı. Aslında Kuzey Kürdistan'da Ermeniler soykırıma uğramadı ama Ermeni soykırımından sonra Ermeni Taşnak Partisi'nin bazı üyeleri Ermenistan'a gittiği sırada yollarına çıkanları öldürdüler. Çok sayıda Kürt ve Türk Müslümanı katlettiler. Kürt veya Türk olmaları onları için önemli değildi. Özellikle Iğdır ve Kars'ta çok büyük savaşlar yaşandı.

SAİD NURSİ, ŞEYH SAİDE KARŞIYDI

Rûdaw: Sizin Şeyh Said devrimi hakkındaki görüşünüzü merak ediyorum? Bu ulusal mı yoksa dini bir devrim miydi?

Mehmet Ali Aslan: Esasen devrim fikri Halid Bey Cibri'ye aitti. Osmanlı ordusunda rütbeli subaydı. Atatürk ve diğerleriyle birlikte Harp Okulu'nda okumuştu. Milli bir görüşe sahipti. Yeni Türkiye döneminde faaliyetlerinden haberdar oldukları için sade bir vazife vererek Erzurum'a nakledildi. Daha sonra 1924'te Bitlis'e gönderdiler ve orada idam ettiler. Halid Bey'in, Yusuf Ziyabeg adında bir milletvekili arkadaşı vardı. Ziyabeg Şeyh Said ile konuşmuş ve onu devrime katılmaya ikna etmişti. Halid bey ve Yusuf Ziyabeg ulusal inanca sahiplerdi. Şeyh Said büyük bir dini şahsiyetti, muhafazakar bir adamdı. Başarılı dahi olsaydı ne yapacağını bilmezdi. Birçok aşiret reisi ile konuşmuş az sayıda aşiret reisi devrime katılma söz vermişlerdi. Çoğu böyle bir işe katılmayacaklarını açıklamışlardı. Bunun uygulanamayacağı açıktı ama o dönemde Mustafa Kemal ve İsmet Paşa'nın başı dertteydi. Terakkiperver Hak Fırkasını oluşturarak cumhuriyete karşı çok sayıda gazete ve dergi çıkarmaya başladılar. Bu nedenle Atatürk ile İsmet Paşa örf hükümlerini uygulayarak gazete ve dergileri kapatmaya çalıştılar. İsmet Paşa örf hükmünün meclisten onay alması için girişimde bulundu ancak bu konu mecliste reddedildi. Meclisin bu yasa taslağını onaylaması için en iyi bahaneleri Kürt meselesiydi, güya cumhuriyetin akıbeti tehlikede. Böyle bir bahaneye ihtiyaçları vardı. Böylece bir plan kurdular, o sırada Şeyh Said birkaç kişiyle birlilkte Piran'daydı. Kardeşinin evini ziyaret etmişti. Bir subay ve yanında 15 askerle birlikte Şeyh Said'in adamlarını tutuklamak için Piran'a gönderdiler. Şeyh Said adamlarını bırakmalarını yarın buradan gideceğini söyledi. Ancak devlet esasen Şeyh Said'in adamlarını tutuklamak istemiyordu, planlarının başarılı olması için jandarmalar güç kullanmaya başladılar.

Rûdaw: Jandarma güç kullanmasaydı devrim olmazdı mı demek istiyorsunuz?

Mehmet Ali Aslan: Hayır devrim başlamazdı. Sonuçta Şeyh Said devrim yoluyla hiçbir şey başaramayacağına inanmıştı. Öte yandan Said Nursi, Şeyh Said'e karşıydı.

Rûdaw: Şeyh Said'in kendisine mi yoksa devrimine mi karşıydı?

Mehmet Ali Aslan: Devrimine karşıydı. Bir Müslümanın, diğer bir Müslümana karşı kılıç çekmeyeceğine inanıyordu.

Rûdaw: Türklerin provokasyonla silahlı girişimde bulunmalarının amacı neydi?

Mehmet Ali Aslan: Daha sonra İsmet Paşa meclisten olağanüstü yönetim kararı alınmasını istedi. Biri Ankara'da, diğeri Diyarbakır'da olmak üzere Kürdistan'ın tamamı için, Ankara ise Türkiye'nin geri kalanı için olmak üzere iki idari mahkeme kurdular. Sonrasında yüzlerce kişi hakkında idam kararı çıkardılar daha sonra çoğunu idam ettiler. Dergi ve gazeteleri kapattılar, siyasi partileri yasakladılar. Kendileri de bunu itiraf ediyorlar.

Rûdaw: Ama Şeyh Said'in devrimi yayıldı ve Diyarbakır'a kadar uzandı ama başarısız oldu. Devrimin başarısız olmasının nedeni neydi?

Mehmet Ali Aslan: Diyarbakır'a kadar gittiği doğrudur, şehrin etrafını da kuşattılar ama şehirdeki Kürt muhafızlar orduya katılarak onlara yardım etti. Mesela, Fransızların kontrolünde olan bir demiryolu hattı vardı, Şeyh Said'in güçlerinin kuşatmasını kırmaları için Türk ordusunun o bölgeye taşınmasına yol vermişlerdi.

Rûdaw: Böylece Fransızlar Türkiye'yi desteklediler?

Mehmet Ali Aslan: Evet.

Rûdaw: Şeyh Said ve arkadaşları nasıl yargılandı? Kendisini ve isyanını iyice savunduğunu düşünüyor musunuz?

Mehmet Ali Aslan: Şeyh Said mahkemede, “Devrimi ben başlatmadım” dedi. Dini açıdan konuşuyor, ben falanca subaydan şunu talep ettim ama beni dinlemediler istediklerini yaptılar. Ne yaşandıysa yaşandı ancak Şeyh Said'e karşı yapılanlar suçtu.

Rûdaw: Direndi mi, Kürtlüğünü savundu mu?

Mehmet Ali Aslan: Daha çok dini tarafını muhafaza ediyordu.

Rûdaw: Neden Şeyh Said'i idam etmeye karar verdiler?

Mehmet Ali Aslan: Dini meselesiyle ilgiliydi.

Rûdaw: Şeyh Said ile Atatürk birbirlerini görmüşler miydi?

Mehmet Ali Aslan: Hayır, ikisi de birbirine karşıydı.

Bakmadan Geçme