Meclis'te bütçe görüşmeleri tartışmalarla sona erdi
TBMM Genel Kurulu'nda 8 Aralık'ta başlayan bütçe görüşmeleri tamamlandı. Bütçe teklifi, 249 ret oyuna karşılık 317 oy ile kabul edilerek kanunlaştı.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
2025 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde yürütme adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuştu. 17 Ekim'de TBMM'ye sunulmasının ardından genel kurulda 12 gün süren bütçe görüşmelerinde sona gelindiğini belirten Yılmaz, bu süreçte mesai harcayan ve katkı sağlayan tüm isimlere teşekkür etti.
'BAŞARISIZ BİR HÜKÜMET ART ARDA 23 BÜTÇE SUNAMAZ'
AK Parti hükümetlerinin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 7'nci bütçesini sunduklarını söyleyen Yılmaz, 'Muhalefetten arkadaşlarımız hükümete dönük çok ciddi, kapsamlı, ayrıntılı birçok hususu dile getirdiler, eleştiriler yönelttiler ve bu hükümetin başarısız bir hükümet olduğunu göstermeye, kamuoyunu buna ikna etmeye çalıştılar. Başarısız bir hükümet art arda 23 bütçe sunamaz. Başarının, başarısızlığın nihai karar vericisi milletin kendisidir. Bunu da demokratik bir ortamda, sandıklarda yapar. Aziz milletimizin hükümetimize dönük değerlendirmelerine sonuna kadar saygı duyuyoruz ve defalarca sınanmış bir hükümet olarak bu kadar uzun süre bütçe sunma imkanı sunduğu için bizlere, aziz milletimize tekrar tekrar teşekkür ediyoruz' dedi.
'MAZLUMLARIN UMUDU, ÜLKEMİZİN TECRÜBELİ VE DİRAYETLİ LİDERİ...'
'2025 yılı bütçesini milletimizin takdirine sunarken gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik' diyen Yılmaz, 'Bizim nazarımızda, bütçemiz bir istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını hedefleyen sağlam politikaların bütçesidir. Eğitimden sağlığa, kalkınmanın en kilit unsuru olan beşeri sermayeyi güçlendirmeyi hedefleyen bir bütçedir. Tarımdan sanayiye hizmet sektörlerine uzanan bir şekilde üreten Türkiye'nin bütçesidir. Daha huzurlu ve güven içinde bir ülkenin bütçesidir. Bölgesinde ve küresel düzeyde çok daha aktif, etkili bir güç olan devletimizin bütçesidir. Büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesidir. Mazlumların umudu, ülkemizin tecrübeli ve dirayetli lideri, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazi Meclisimizin takdirlerine sunduğu bütçedir' ifadelerini kullandı.
Seçimsiz bir döneme girildiğini dile getiren Yılmaz, 'Türkiye çok kıymetli bir dönemden geçiyor. Seçimlerini yapmış, gelecek seçimlerine belli bir vade olan seçimsiz bir dönemden geçiyor. İşte bu dönem bizim için altın kıymetinde bir dönemdir. Ülkemizin hedefleri için, milletimizin beklentileri için bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıyız. Siyasi güven ve istikrar dışında ikinci bir husus da öngörülebilirliktir. Bunu da neyle yaptık? Orta Vadeli Programımızla, 12. Kalkınma Planımızla, yıllık programlarımızla ve nihayet bütçemizle yapıyoruz' diye konuştu.
'KUR KORUMALI MEVDUATTAN HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇIKIŞ SAĞLIYORUZ'
Merkez Bankası rezervlerinin arttığını ve kur korumalı mevduattan çıkışın hızlandığını söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:
'Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz programdan sonra uluslararası sermaye girişi hızlanmış, rezervlerimiz güçlenmiş, kur oynaklığı azalmış ve finansman koşulları iyileşmiştir. Ekonomideki dengelenme Türk Lirası'nı desteklerken TL varlıklara artan ilgi, rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri enflasyonla mücadelemizi de destekleyici mahiyette olmuştur. Merkez Bankamızın brüt rezervleri bunun için güzel bir örnek. Geçen yıl mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır. Yine, belli bir konjonktürde geçici bir uygulama olarak ortaya koyduğumuz kur korumalı mevduattan hızlı bir şekilde çıkış sağlıyoruz ve bunu yaparken de finansal piyasaları sarsmadan, olumsuz bir etki meydana getirmeden başarıyoruz. Bakın, kur korumalı mevduat geçen sene ağustos itibariyle 3 trilyon 408 milyar lira seviyesine kadar yükselmişti, 13 Aralık itibariyle 1 trilyon 170 milyar liraya kadar geriledi. Dolar bazında bakarsanız, işte, 30 milyar dolarlara giderek yaklaşan bir seviyesi var, ciddi bir şekilde bir gerileme ve dolayısıyla kur risklerinde azalma söz konusu.'
'ÜLKEMİZ GRİ LİSTEDEN ÇIKTI'
Türkiye'nin, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından, 'kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede yetersiz kalan' ülkelerin yer aldığı gri listeden çıkarıldığını hatırlatan Cevdet Yılmaz, 'Uyguladığımız politikalarla aynı zamanda ülkemizin kredi risk priminin de ciddi bir şekilde düştüğünü görüyoruz. Geldiğimiz noktada 250 baz puan civarında bir seviyedeyiz, geçen yılın ortalarında bu 700'leri aşan bir seviyedeydi. Dolayısıyla şu anda finansal anlamda da riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktadayız. Ülkemiz gri listeden çıkmış ve yine, dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırımı yaptığı bir ülke konumundayız. Bu tür birçok finansal gösterge itibarıyla gelişmekte olan ülkelerden pozitif bir şekilde ayrıştığımızı rahatlıkla ifade edilebilirim' dedi.
Türkiye'nin pandemi sürecini en iyi yöneten ülkelerden biri olduğunu savunan Yılmaz, 'Bu da rakamlarla ortada: 2020-23 döneminde -pandeminin daha etkili olduğu bir dönem, dört yıllık bir süreç, 2020-23 dönemi- dünya ekonomisi, bu dönemde, kümülatif olarak yani birikimli olarak yüzde 11 büyüme kaydetmiş. 2019'da 100 ise 2023'te 111 olmuş dünyadaki ekonomik büyüklük. Türkiye, aynı dönemde yüzde 25,9 yani yaklaşık yüzde 26 büyüme kaydetmiş. Dünyanın yüzde 11 büyüdüğü bir dönemde Türkiye ekonomisi yüzde 26 büyümüş. Dünyanın bu şartlarını düşünmeden Türkiye'yi değerlendirmek herhlde haksızlık olur. Yıllık ortalamalara bakarsanız 2020-2023 döneminde dünya ekonomisi yıllık ortalama 2,6 büyürken Türkiye ekonomisi yıllık ortalama 5,9 büyümüş; bundan iyisi can sağlığı diyelim. Bu kadar büyük bir performans takdir edilmez de ne denir?' ifadelerini kullandı.
Yılmaz'ın 'Elbette ki büyüme her şey değil, elbette ki sosyal boyut, finansal boyut, başka boyutlar da tartışılmak durumunda ama en azından bu büyümedeki performansı takdir etmenizi beklerdik doğrusu, bunu sizin de takdir etmenizi beklerdik; bunu ifade etmediniz' sözlerine CHP milletvekili Gökhan Günaydın, 'Bölüşüm, bölüşüm, bölüşüm... Paylaşım değil mi Sayın Bakan? Bölüşüm değil mi? Bölüşüm konusunda bir cümle kurar mısın? Bölüşüm konusunda bir tek cümle kurar mısın?' diyerek itiraz etti.
Enflasyonla mücadeleye öncelik verdiklerini söyleyen Yılmaz, 'Enflasyonla mücadelede 2023 yılının Haziran ayından itibaren bir geçiş süreci ve dezenflasyon süreci başlamış durumda. Hep söyledik, geçen yıl da bu programı ilan ederken de söyledik, bir sürpriz yapmıyoruz bu anlamda. Başından itibaren programımız belli, çerçevesi belli. Üç dönem var dedik; birincisi geçiş dönemi, ikincisi dezenflasyon dönemi, üçüncüsü de tek haneli rakamlara ulaşacağımız kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Geçiş sürecini bu haziran ayı itibarıyla tamamladık. Hazirandan itibaren dezenflasyon süreci başladı yani enflasyon oranında düşüş süreci başladı. Bugüne kadar, kasım ayına kadar 28 puan enflasyon oranında bir düşüş var. İnşallah, gelecek sene bu zamanlar artık 20 küsurlu bir enflasyondan bahsediyor olacağız. Elbette, yine gündemimizde olacak ama bugünkü kadar artık enflasyonu konuşmayacağız, başka meseleleri konuşacağız. Daha sonraki yıllarda ise 2026-2027 perspektifinde ülkemizi yeniden tek haneli enflasyonlara kavuşturacağız, bunda kararlıyız, bunu adım adım hayata geçireceğiz' şeklinde konuştu.
CHP'li vekiller Murat Emir'in 'Bir de gelir dağılımı rakamı verir misin Sayın Bakan? Gelir dağılımı rakamı bekliyoruz sizden' ve Hasan Öztürkmen'in 'Sosyal yardım alıyor 5 milyon aile' itirazları üzerine Yılmaz, 'Gelir dağılımımız ne zaman düzelmiş? Siyasi istikrarın olduğu dönemlerde makroekonomik istikrarın olduğu dönemlerde. Dolayısıyla, enflasyonu düşürme ve fiyat istikrarını sağlama hedefimiz aynı zamanda sürdürülebilir büyümeye ve gelir dağılımını iyileştirmeye de hizmet ediyor' dedi.
Yılmaz'ın toplam istihdamın 33 milyona yaklaştığını söylemesi ve 'Gelir dağılımı diyorsunuz ya istihdamı artırmadan gelir dağılımını düzeltebilir misiniz? Büyümenin olmadığı, istihdamın olmadığı bir yerde ancak sefaleti paylaşırsınız' sözleri üzerine Gökhan Günaydın yeniden 'Gelir dağılımından hiç bahsetmeyecek misiniz? Bu bütün konuşmada bir tek gelir dağılımından bahsetmeyecek misiniz? Böyle mi bitireceksiniz bu konuşmayı? Bir tek gelir dağılımı istatistiği olmayacak, öyle mi yani?' sorusuyla itiraz etti.
Cevdet Yılmaz ise Bizim ekonomiye bakışımız şudur: Ekonomi insan içindir. Ekonomide sağladığınız başarı insanın hayatına değmiyorsa, sosyal refahı artırmıyorsa, sosyal koşulları iyileştirmiyorsa onun hiçbir anlamı yoktur. Neye göre ölçüyorlar insani gelişmişliği biliyor musunuz? Birincisi, satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelirinize bakıyorlar, nasıl geliştiğine bakıyorlar. İkincisi, eğitime bakıyorlar, örgün eğitimde nüfusunuzun geçirdiği süreye bakıyorlar. Üçüncüsü, ortalama yaşam süresine bakıyorlar. Türkiye her 3 alanda da çok ciddi ilerleme sağlayarak insani kalkınmada çok daha üst bir düzeye çıkmıştır, önümüzdeki dönemde bunu daha da artırmaya kararlıyız' diye konuştu.
YILMAZ-USTA TARTIŞMASI: 'İŞİNE GELMEYENİ ANLAMIYORSUN'
Cevdet Yılmaz'la İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta arasında deprem vergileriyle ilgili tartışma yaşandı. Yılmaz ve Usta şunları söyledi:
Cevdet Yılmaz: Geçen yıl tarihimizin en büyük afetini yaşadık. 11 ilimizi, 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi, bir ülke büyüklüğünde bir nüfus, bir coğrafya, dolayısıyla çok kolay bir iş değil. Erhan Usta eski mesai arkadaşım, o yüzden, inşallah, bu söylediklerimden alınmaz ama şunu ifade etmek isterim: Şöyle dedi: 'Deprem bütçemize katkı sundu'. Bu, bence literatüre geçecek bir ifade, akademik olarak hakikaten incelenmesi gereken bir ifade. 'Yol yapımıyla trafik azalır' demek gibi bir ifade yapmadan yani biliyorsunuz 'Ne kadar yol yaparsanız trafik artar' diyenler de var. 'Deprem olunca deprem için rehabilitasyon harcamalarınız bütçemize olumlu katkı yapar' gibi bir ifade kullanıldı. Bunu ben akademisyenlere bırakıyorum, başka söz söylemek istemiyorum. Tarihe geçecek bir fikir herhlde.
Erhan Usta: Yanlış anlamışsın, Erhan Usta öyle laf etmedi! Yanlış anlamışsın. Devletin vergi geliri, deprem nedeniyle koyduğunuz gelirler harcamaların 462 milyar lira üzerinde dedim. Depremi fırsata çevirdiniz. Depremi fırsata çevirdiniz, onu söylüyoruz. İşine gelmeyeni anlamıyorsun.
Cevdet Yılmaz: Değerli arkadaşlar, 104 milyar dolarlık bir harcamadan bahsediyoruz, 104 milyar dolarlık bir yükten bahsediyoruz. En gelişmiş dediğimiz, ekonomileri bile etkileyecek ölçekte bir maliyetten bahsediyoruz.
Erhan Usta: Rakamlar var ortada, rakamlar var.
Cevdet Yılmaz: Bu maliyeti bütçe disiplinine son 20 yılda uymasaydık sağlam bir zemin oluşturmasaydık bugün ne hlde olurduk, takdirinize bırakıyorum. O 'vergilerle ilgili' dediğiniz düzenlemeler makro politikalarımızın da bir parçasıdır.
Erhan Usta: Deprem vergisi koydunuz, deprem vergisi koydunuz.
Cevdet Yılmaz: Geçen yıl yaptığımız sadece 100 milyar TL'lik bir pakettir. Bugün yaptığımız harcamalar trilyonlarca liralık harcamalardır ve devam edecek harcamalardır.
Erhan Usta: Deprem vergisi... Hayır, olur mu öyle şey; KDV, ÖTV 1 trilyon lira deprem vergisi topluyorsunuz.
Cevdet Yılmaz: Dolayısıyla 'Deprem bütçemize olumlu katkı sundu.' demek bence hiçbir şekilde kabul edilecek bir ifade değildir.
Erhan Usta: 1 trilyon lira, uzmanlarınıza sorun, uzmanlarınıza.
Cevdet Yılmaz: Depremin yaralarını sarmak için bütün gayretimizi sarf ediyoruz, sarf etmeye devam edeceğiz. Ayrıca, bir de şunu söyledi Erhan Bey: 'Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının çalışanlara hiçbir faydası yok' dedi. Bu patronlarla ilgili bir şey, yanlış anlamadıysam, patronlarla ilgili, şirketlerle ilgili bir şey.
Erhan Usta: İşveren desteği dedim.
Cevdet Yılmaz: Eğer öyleyse teklif edin, tekrar artıralım, siz bir teklif getirin yani bu, hiç işçilere fayda sağlamıyorsa çalışanlara fayda sağlamıyorsa bu vergilerimiz. Böyle bir şey olabilir mi? Asgari ücrete kadar ücretleri vergi dışı tutmamız işçilere, çalışanlara muazzam bir destektir, çalışan başına 35 bin lira civarında bir katkıya karşılık gelmektedir.
Görüşmelerin ardından bütçe teklifi 249 ret oyuna karşılık 317 oy ile kabul edilerek kabul edildi.