Turan, Erdoğan Fırtınaların Kaptanı
AK Parti'nin 23. kuruluş yıldönümünde, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, partinin geçmişten günümüze olan gelişimini ve mevcut durumu Yeni Şafak Gazetesi'ndeki yazısında değerlendirdi. Turan, AK Parti'nin zaman içinde bazı reflekslerini kaybettiğini ve bu durumun parti içinde bazı hatalara yol açtığını belirtti.
Fırtınalı Yönetim ve Liderlik Analojisi:
Turan, Erdoğan'ın liderlik tarzını anlatmak için “Denizde İsyan” adlı eski bir filmden bahsediyor. Filmde, askeri bir geminin kaptanı sert ve soğuk bir mizaca sahiptir. Bir fırtınaya yakalandıklarında, kaptanın talimatlarına karşı çıkan ikinci kaptan ve ekibi kumandayı zorla ele alırlar. Ancak, fırtınadan kurtulduktan sonra, mahkeme bu eylemi sorgular. Mahkeme, isyan eden mürettebata şu kritik soruyu sorar: “Siz hiç fırtınada gemi yönettiniz mi? Oysa bu kaptan, bu donanmada yıllarca kaptanlık yaptı ve pek çok fırtına gördü.”
Erdoğan'ın Fırtınalı Dönemlerdeki Liderliği:
Bu örnekle Turan, Erdoğan'ın Türkiye'nin siyasi ve ekonomik fırtınalarına karşı sergilediği liderliği vurgulamak istiyor. Erdoğan'ın liderliğinde AK Parti, Türkiye'nin karşılaştığı birçok kriz ve zorlu durumla başa çıktı. Bu dönemde, Türkiye'nin karşılaştığı çeşitli iç ve dış sorunlara rağmen, Erdoğan ve AK Parti, ülkeyi yöneten bir kaptan gibi fırtınalı dönemleri atlatmayı başardı.
Erdoğan'ın Deneyimi ve Başarıları:
Turan'ın analizi, Erdoğan'ın liderlik tarzının, uzun yıllar süren deneyimin ve kriz yönetimi yeteneğinin bir sonucu olduğunu belirtiyor. Erdoğan'ın geçmişteki deneyimlerinin, AK Parti'yi ve Türkiye'yi zorlu dönemlerde yönlendirme kapasitesini artırdığını ifade ediyor. Bu deneyim, Erdoğan'ın yalnızca güncel siyasi mücadelelere değil, geçmişteki fırtınalı dönemlere karşı da birikim ve tecrübe kazandığını gösteriyor.
Geçmişe Dönüş ve Günümüzün Zorlukları:
Turan, AK Parti'nin 2002'den günümüze kadar yaşadığı değişimleri ve karşılaştığı zorlukları vurguluyor. 23 yıl boyunca partinin aynı seviyede tutum ve kapasitesini sürdürmesinin zor olduğunu, bu süreçte bazı tağşişlerin olabileceğini kabul ediyor. Hiçbir siyasi parti ya da kurumun mükemmel olmadığını, AK Parti'nin de zaman zaman bireysel ve kurumsal hatalar yapmış olabileceğini ifade ediyor.
Belediye ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Analizi:
Son belediye başkanlığı seçimlerinin, AK Parti'nin mevcut durumuyla ilgili önemli bir gösterge olduğunu belirten Turan, bu seçimin partinin performansına dair bir karne sunduğunu kaydediyor. Ancak, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın partiyi desteklemeye devam ettiğini, bu durumun partinin karşılaştığı sorunlarla yüzleşme ve düzeltme ihtiyacını da beraberinde getirdiğini belirtiyor.
Yeniden Yapılanma ve Aktif Siyaset:
Turan, AK Parti'nin, geçmişteki deneyim ve tecrübelerinden yararlanarak iç hesaplaşma yapması gerektiğini ifade ediyor. Parti üyelerinin ve yöneticilerinin aktif siyaset üretmeleri, daha yakın ve samimi bir iletişim kurmaları gerektiğini vurguluyor. Özellikle, mevcut görevlerin bir "sırça köşk" gibi algılanmadan, daha etkin ve halka yakın bir siyaset anlayışı geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
"Belediye seçimlerinde bir uyarı yaptı, düzeltmemiz gereken noktaları gösterdi. Hatalarla yüzleşmek, bunları düzelmek, hele hele bu kadar yüksek bir tecrübeye ve küresel bir lidere sahip bir parti için zor değil. AK Parti rozetini yakasında taşıyan herkesin burada yapması gereken bir muhasebe ve atması gereken adımlar var. Hepimiz topa girmeliyiz. Hepimiz konuşmalı, hepimiz yeniden “aktif siyaset” yapmalıyız. Özellikle, bilerek veya bilmeyerek bulundukları siyasi görevleri, bir sırça köşke veya bir genel müdürlüğe çevirenlerin acilen kendine gelmesi, adımlarını hesabi değil, hasbi atmaları, daha aktif ve sokağa daha yakın siyaset üretmeleri lazım. Aslında sorunu herkes biliyor ama çözüm için herkes başkasından adım bekliyor. Bütün yükü Recep Tayyip Erdoğan'ın omuzlarına yükleyerek sonuç bekleyemeyiz. Güçlü bir gençliğimiz ve tabanımız var, buradan yeni yüzler, yeni sesler devşirebilmeli ve oyuna sokabilmeliyiz."
Gençlik ve Yeni Yüzler:
Turan, AK Parti'nin güçlü bir gençlik ve tabana sahip olduğunu, bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Yeni yüzler ve seslerin partiye kazandırılması gerektiğini, bunun hem partinin hem de ülkenin geleceği için önemli olduğunu ifade ediyor.