Anıl Çeçen Hoca'dan Büyük İddia

Prof. Dr. Anıl Çeçen yine gündemi belirleyecek açıklamalar imza attı. Genel Yayın Yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'un sunduğu Politik Adam programında, Balkanlar'dan başlayarak ülkelerin parçalanması yeni şehir devletlerinin oluşmasını gündeme geleceğini söyledi. İngilizler'in İstanbul'u Avrasya Merkezli Projenin Başkenti yapmak istediklerini ileri sürdü. Politik Adam Programı'nın 2. bölümü

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Anıl Çeçen Hoca'dan Büyük İddia

ORTA DOĞU'YA EGEMEN OLMAK İÇİN BALKANLAR'A EGEMEN OLMAK GEREKİR O NEDENLE AMERİKA BALKANLAR'A ASKER GETİRDİ ŞİMDİ.

Politik Adam: Türkiye'nin Birlik Beraberlik Noktası BBN Türk ekranlarındasınız, Politik Adam programında bendeniz Fehmi Çalmuk reklamlardan sonra hocaların hocası Anıl Çeçen hoca ile dünya diplomasisinde beyin fırtınasına devam ediyoruz. Nerede kaldık, Japonya'yı anlattık, Japonya'yı anlatırken hocamız Almanya Hitler konusuna geldi ki reklam arasına gittik. Şimdi Japonya'yı anlatacağız Japonya Hindistan işbirliği ama kime karşı, Amerika kime karşı kullanacak, neyi, Japonya'nın geleneksel militarist gücünü, ordu silahlı gücünü Rusya ile beraber Amerika kime karşı kullanacak ama hocamın zannederim Rusya ile ilgili bir örneği var.

Anıl Çeçen: Var şimdi şunu söyleyeyim, bir Türk yazar Murat Belge bir kitap yayınladı, bundan 8-10 yıl önce Militarist Demokrasi adı ile yani orduları öne çıkaran demokrat rejimleri anlatırken burada üç tane ülkenin, dünyanın önde gelen olduğunu, bunlardan birincisinin Almanya, ikincisinin Japonya üçüncüsünün de Türkiye olduğunu söylüyordu. Ki bu gözleminde biraz haklılık payı var çünkü gerçekten Osmanlı'nın geçmişteki yaşamış olduğu sürece bakarsak, sürekli bu merkezi coğrafya şimdi de yeni Çin hattı oluştu İpekyolu konusunda, İpekyolu yapılanması çerçevesinde şimdi bu çerçevede gündeme gelen yeni aşamada militarist güç kavramı önem kazanmakta. Ve dünyaya egemen olmak için de şu söylenmektedir. Biliyorsun dünyanın merkezî Orta Doğu’dur. Orta Doğu'ya egemen olmak için Balkanlar'a egemen olmak gerekir o nedenle Amerika Balkanlar'a asker getirdi şimdi. Çünkü İngiltere ile batı ülkeleri ile İsrail ile anlaşamıyor. Şu an Batı Blokunu oluşturan eski blok yapısı ortadan kalktı. Başta İngiltere ve Amerika arasında ihtilaf var. İsrail ile İngiltere arasında çekişme var, devam ediyor. Şimdi tarihe baktığımız zaman böyle bir süreç içerisinde Amerika giderek Çin’i karşısına oturturken, Amerika giderek Rusya ile paslaşarak, Rusya'nın savaş sürecine Ukrayna üzerinden başlamasını desteklerken genel aşamada gerçekten yeni bir durum ortaya çıkıyor. İşte o çerçevede de olaylar birbiri ardı sıra öne çıkıyor, şimdi burada hiç ilgisi yokken Amerika Çin ile uğraşıyor.

NAPOLYON İLE HİTLER'İN YAPAMADIĞINI YANİ RUS ÇARLIĞININ, RUS İMPARATORLUĞUNUN YIKILMASINI AMERİKA JAPONLARI KULLANARAK GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.

Hindistan ile savaş birliği arıyor, aynı şeyi İngiltere yapıyor. Amerika’yı taklit ederek benzeri gelişmeler içerisinde hareket ediyor ama bir olay var o da nedir, Japon faktörü nereden çıkıyor bu işin içinde, işte şimdi bakın Japonya'nın eski başbakanı öldürülüyor ve üç gün sonra Japonya’da seçim var ve öldürülen Başbakan'ın partisi seçimi kazanıyor. Demek ki bu adam durduk yerde öldürülmedi, bu adam eski bir başbakan, iki dönem başbakanlık yapmış, toplam 10 sene ve Amerika ile yakın ilişkiler içerisinde olmuş. Ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya konulan silah yasağının kaldırılması için, Japonya'nın yeniden askeri güç olarak devreye girmesi için çalışmış ve bu noktada da Çin'e karşı durmuş, mesafeli durmuş ki Amerika'da biliyorsunuz Japonya ile Çin'i ayrı tutmak için elinden gelen çabayı tarih boyunca göstermiştir. Demin konuşmamızın başında dile getirmiştik şimdi söyleyelim gerçekten Amerika Japonya ile yakınlık kurduktan sonra Japon ordusuna Rusya'nın içine girmesini sağlamış ve Napolyon ile Hitler'in yapamadığını yani Rus Çarlığının, Rus İmparatorluğunun yıkılmasını Amerika Japonları kullanarak gerçekleştirmiştir. Yıl 1905, tarih kitaplarına baktığınız zaman bunu görürsünüz ki aynı tarihte Türkiye'de de biliyorsunuz ki meşrutiyet hareketleri başlamıştı. Böyle baktığınız zaman demek ki Japonya dünyanın arkasında değil dünyanın önünde Rusya'nın çökertilmesinde Amerikan destekli hareket ettiği zaman ortaya yeni bir tasvir çıkıyor.

AMERİKA BU COĞRAFYADA HEM ÇİN'İN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYOR HEM RUSYA İLE PASLAŞIYOR. AMA RUSYA'NIN DA ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYOR VE BU ÇERÇEVEDE TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNİ AMERİKA YENİ BİR AVRASYA SİYASETİNE OTURTMAYA ÇALIŞIYOR.

Politik Adam: Şimdi seyircilerimiz der ki Çin ne alaka, Japonya ile Çin'in bir rekabeti mi var veya bu suikastın arkasından kim çıktı?

Anıl Çeçen: Şimdi Fehmi Bey, geldiğimiz noktada şuna bakmak lazım, gerçekten dünyada artık bütün siyasi gelişmelerde kelebek etkisi var. Bu çerçevede bakmak lazım, durduk yerde birisini öldürmek, bakın uzun süredir yaklaşık bir iki senedir terör başlayacak diye yayınlar yapıyorlar. Sonra suikastler olacak diyorlardı, suikastlar olacak, işte İran'da bir komutanı bölgede bir takım, Orta Doğu’da bir gazeteci çeşitli bölgelerde suikast senaryoları gündeme geliyor ama hiç kimse böyle durduk yerde bir eski Japon başbakanın suikaste kurban gitmesini tahmin edemezken böyle bir olay gerçekleşiyor. O zaman böyle bir olayın arkasına baktığımız zaman geçmişteki yaşanan siyasi gelişmeler ile bir ortak noktaya yöneldiğimiz zaman Amerika bu coğrafyada hem Çin'in önünü kesmek istiyor hem Rusya ile paslaşıyor. Ama Rusya'nın da önünü kesmek istiyor ve bu çerçevede Türkiye ile ilişkilerini Amerika yeni bir Avrasya siyasetine oturtmaya çalışıyor. O süreç devam ederken de bir bakıyoruz ki efendim yavaş yavaş bir taraftan Hintli bir kadın Amerikan Başkan Yardımcısı olarak devreye giriyor. Müstakbel Amerika'nın Cumhurbaşkanı olacak gelecekte ve Amerika'nın başında bir Hintli kadın siyaset olduğu noktada da Hindistan ile Amerika iş birliği artacak böylece Amerika'nın ana hedefi var. Çin'i yalnız bırakmak, Çin'i çevredeki komşu ülkeler ile çevrelemek ve o doğrultuda Çin'in önünü kesmek, Amerika'nın ana noktası bu

Politik Adam: Şanghay Beşlisi bu anlamda dizayn edilmemiş miydi?

Anıl Çeçen: Şanghay olayı öyle göründüğü gibi değil, Şangay olayının arkasında başka bir olay var. Yani Şangay'ın arkasında biz incelediğimiz zaman devreye giren güçlere bakıyoruz, Şangay, Çin'in ekonomik merkezi değil mi?

Politik Adam: Evet

ATLANTİK OKYANUSU MERKEZİ NEW YORK İSE, PASİFİK OKYANUSUNUN MERKEZİ DE ŞANGAY. ŞANGAY'IN KURULMASINDA AMERİKAN DEVLETİ İLE KAVGA EDEN ŞİRKETLERİN ÖN PLANDA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR

Anıl Çeçen: Kim yapmış bu Şangay'ı kim kurmuş, Amerika'nın tekelci yapısını ortadan kaldırmak isteyen Amerikan şirketleri kurdu. Peki, bu Amerikan şirketleri neden Amerika'nın tekelci yapısına karşı çıkıyorlar. Çünkü Amerika tek merkezli bir dünya kurmak istiyordu. Buna bir lobi izin vermedi, o lobi de benim açıkça söylediğim gibi Yahudi lobisidir. Bugün New York merkezli bir Amerikan hâkimiyetine karşı bir alternatif arayışı gündeme geldiğinde evet Atlantik Okyanusu merkezi New York ise, Pasifik Okyanusunun merkezi de Şangay. Şangay'ın kurulmasında Amerikan Devleti ile kavga eden şirketlerin ön planda olduğunu söylüyor. Bakın Trump gelir gelmez Amerika'nın başkan seçildiği aşamada ne dedi bütün Amerikan şirketlerini uyardı, yurt dışına sermaye göndermeyeceksiniz dedi. Çünkü biliyorsunuz küreselleşme şirketlerin kontrolünde milli sermayeyi ortadan kaldırıp dünyaya yaymaktı. İşte bu dünyaya yayılma Amerika'nın önünde engel çıkardı, Amerika kendi şirketlerinin dünyaya yatırım yapmasını önledi. İşte o noktada da başta Netanyahu, uzun süre İsrail'in başında kaldı, gitti geldi, seçim kazanamadı, engellendi. İngiltere ile çekişirken Amerika ile kavga ederken bu arada şirketler üzerinde küreselleşme sürecinde bir yeni yapılanma ortaya konmaya çalışıldı, işte o da Şangay yapılanmasıdır.

AMERİKA'NIN RUSYA İLE PASLAŞARAK GİTMEK VE RUSYA'DAN DESTEK ALARAK AVRUPA'YI KONTROL ETMEK GİBİ BİR TERCİHİ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ

Politik Adam: Peki bu yapı Çin'i Rusya ile daha fazla yakınlaştırmaz mı?

Anıl Çeçen: Şimdi bakın şunu söyleyeyim üçüncü dünya savaşına doğru giden bir süreç içerisinde olduğumuz söyleniyor. Şimdi burada Amerika Rusya ile paslaşıyor. Amerika'nın iki ana hedefi var, birincisi eski dünya düzenini kuran ve yöneten Avrupa'yı kontrol etmek, işte bunu kontrol etmek için Rusya ile paslaşıyor ki Sovyetler Birliği’nin kurulmasını sağlayan güç de Rus halkı değildir. Rusya’da işçi sınıfı yok, işçi sınıfı olmayan yerde sosyalist rejim kuramazsınız, Amerika’dan gelen 25-30 kişilik bir grup geliyor.  Bolşevikler diyorlar adlarına, ondan sonra Amerika destekli olarak Rusya'da sosyalist devrimi örgütlüyorlar. Buna bakmak lazım, demek ki Amerika'nın Rusya'ya yakınlığı söz konusu soğuk savaş döneminde de böyle ve daha sonrası aşamada da bu noktaya geliniyor. Ama gelinen aşamada artık yeni bir dönem çıktığı için o noktada Amerika'nın Rusya ile paslaşarak gitmek ve Rusya'dan destek alarak Avrupa'yı kontrol etmek gibi bir tercihi olduğunu görüyoruz

AVUSTRALYA, İNGİLTERE, AMERİKA ARASINDA ÜÇLÜ BİR İTTİFAK OLDU AUKUS DİYORLAR BUNA, BİR DE QUADRO DİYE BİR DÖRTLÜ İTTİFAK KURDULAR, İŞTE ORADA QUADRO DENEN DÖRTLÜ İTTİFAK DA İNGİLTERE, AMERİKA VE JAPONYA İLE HİNDİSTAN ORTAK HAREKET EDİYORLAR, BÖYLE BİR YAPILANMA VAR.

Politik Adam: İngiltere oyunbozanlık yapmaz mı?

Anıl Çeçen: İşte zaten İngiltere bunu gördü.

Politik Adam: Çin ekonomisi dediğimiz zaman arkada görünmeyen bir durum var.

Anıl Çeçen: Ama Brexit diye bir şey yaşadık biz, İngiltere AB'den çıktı. AB'den şöyle çıktı, baktı ki AB kontrolü Almanya'nın kontrolüne giriyor, dünya devletini kurmuş olan İngiltere nasıl bir kıta devleti olan Alman hâkimiyetini kabul edebilir. İngilizler bunu kabul etmediler ve hemen ayrıldılar. Şimdi gelinen noktada başka bir durum ortaya çıktı. Bu Avrupa'nın konumundan yararlanmak isteyen Amerika, Rusya ile paslaşarak iyice kontrol altına alırken aynı aşamada kendisinin en büyük rakibi olarak gördüğü Çin'in önünü kesmek üzere hem orta Doğu'da ve Orta Asya'da görüşmeler örgütlediler. Hem de Kuzey Asya'da ve Doğu Asya'ya yönelik bir yapılanma çerçevesi içerisinde Çin'in önünü kesmesi aşamasında Amerika'nın geleceğe dönük İngiltere ile ortak, hem Avustralya'yı hem Japonya'yı hem de Hindistan'ı kendileri ile ortak hareket edecek bir şekilde yeni bir yapılanmaya doğru sürüklediğini görüyoruz. Burada bakın Avustralya, İngiltere, Amerika arasında üçlü bir ittifak oldu AUKUS diyorlar buna, bir de Quadro diye bir dörtlü ittifak kurdular, işte orada Quadro denen dörtlü ittifak da İngiltere, Amerika ve Japonya ile Hindistan ortak hareket ediyorlar, böyle bir yapılanma var.

Politik Adam: Şimdi ben Asya'dan işi Avrupa'ya getireyim, biraz önce buyurdunuz ki Amerika Avrupa'yı kontrol altına almak istiyor. Balkanlar'a asker yığdı, şimdi yani Balkanlar başlığına gireceğiz, niye acaba Balkanlar'a gireceğiz, ben şöyle diyorum yenidünyanın değişim anahtarı Balkanlar. Bunu nereden icap etti de söylüyorsun Fehmi, Anıl Çeçen hocamın daha önceki programdaki konuşmaları var değerli izleyiciler Politik Adam programında hocamın o röportajını ve videosunu Politik Adam TV’de dinleyebilirsiniz. Hocam Balkanlar'a ilişkin bir tane bir perspektif çizdi. Ama Balkanlar’ın kimin ve neden hedefinde olduğunu hocamla konuşacağız ama bu Balkanlar ile İstanbul'u sel götürürken İstanbul'a uğramayan, yani turist Ömer gibi de uğramayan İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Balkanlar projesinde ilginç bir rolü var, birazdan da ona geleceğiz, hocam peki Balkanlar kimin ve neden hedefinde?

DÜNYANIN MERKEZÎ ORTA DOĞU’DUR AMA ORTA DOĞU’YU YÖNETMEK İÇİN BALKANLAR'A EGEMEN OLMAK GEREKİR. EĞER BALKANLAR'A EGEMEN İSENİZ ORTA DOĞU'YU YÖNETEBİLİRSİNİZ.

Anıl Çeçen: Şimdi efendim demin bir söz söyledim bunu daha önce de söylemiştim her yerde de tekrar ediyorum tekrar söyleyeyim. Dünyanın merkezî Orta Doğu’dur ama Orta Doğu’yu yönetmek için Balkanlar'a egemen olmak gerekir. Eğer Balkanlar'a egemen iseniz Orta Doğu'yu yönetebilirsiniz.

YAVAŞ YAVAŞ RUSYA'NIN İLERLEMESİ KARADENİZ'E DOĞRU SAVAŞI GETİRİRKEN ÖBÜR TARAFTAN AMERİKA'NIN DA EGE ADALARI ÜZERİNDEN BİR AKDENİZ SAVAŞINI GÜNDEME GETİREREK BİR DENGE ARAYIŞI İÇERİSİNE GİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ.

Politik Adam: Balkanlar da para mı var?

Anıl Çeçen: Para yok efendim, şimdi bakın siz Balkanları ele geçirirseniz oradan Orta Doğu'ya hâkimiyet kurabiliyorsunuz. Orta Doğu'yu ele geçirirseniz o zaman beş kıtanın merkezinde yer alan bu bölgeden hareket ederek, bütün kıtalar üzerinde küresel politikalar yürütebiliyorsunuz, olay budur. Jeopolitik kitaplarında bunları çok açık bir şekilde yazarlar, buna bakmak lazım. Şimdi bu çerçevede baktığımız zaman bugün gelinen aşamada Balkanlar bakın, şimdi bir tarafta Rusya Ukrayna'ya doğru yürürken, daha Rusya Ukrayna'ya doğru harekete geçmeden, Amerika gümbür gümbür askerlerini, tanklarını, tüfeklerini, malzemelerini getirip Balkanların ortasına koydu. Şimdi şöyle bir durum var, ben bir hukukçu olarak burada başta Almanya ve Fransa'nın temsilcilerine sormak istiyorum. Yunanistan dediğiniz AB üyesi değil mi, aynı zamanda AB üyesi olmak ne demek, aynı ittifak içerisinde bütün Avrupa kıtasının üyelerinin ortak vatan olması demektir. Şimdi böyle bir noktada Amerika gelecek Yunanistan'ı işgal edecek, normal NATO tesislerinin yanı sıra yeni askeri üsler kuracak ve buradan hareket ederek geleceğe yönelik bir askeri seferberliği yönelecek. Şimdi bu Avrupa tarafından kabul edilebilir mi, Avrupa ülkelerinin hiç sesi çıkmıyor bakın ama Amerika buna devam ediyor ve dikkat ederseniz yavaş yavaş Rusya'nın ilerlemesi Karadeniz'e doğru savaşı getirirken öbür taraftan Amerika'nın da Ege adaları üzerinden bir Akdeniz savaşını gündeme getirerek bir denge arayışı içerisine girdiğini görüyoruz.

ORTA DOĞU DENEN BU BÖLGE YANİ OSMANLI HİNTERLANDININ ADINI İNGİLİZLER KARANLIKLAR COĞRAFYASI DEMİŞLER, FRANSIZLAR DA BU COĞRAFYAYA TEHLİKELER COĞRAFYASI DEMİŞLER.

Politik Adam: Akdeniz savaşı deyince bunun tarafı muhtemel Türkiye demeyin hocam.

Anıl Çeçen: Efendim şimdi biliyorsunuz, Türkiye her yönü ile Osmanlı'nın 700 yıllık tarihinde, Osmanlı ordusu bir İran'a gitmiş bir Balkanlar'a gitmiş, bir Mısır'a gitmiş, oradan Kırım'a gitmiş yani devamlı olarak Osmanlılar bu merkezi coğrafyanın güvenliği için sağdan sola yukardan aşağı devamlı olarak her bölgede savaşmak zorunda kalmışlar. İşte o yüzdendir ki bu devletin kurucusu Atatürk ‘yurtta sulh cihanda sulh’ diyerek Türkiye'den savaşı uzak tutmaya çalışmıştır. Ve bakın tarih kitaplarına baktığınız zamanda, bu Orta Doğu denen bu bölge yani Osmanlı hinterlandının adını İngilizler karanlıklar coğrafyası demişler, Fransızlar da bu coğrafyaya tehlikeler coğrafyası demişler. Yani nereden bakarsanız bakın çok ciddi boyutlarda bu coğrafya üzerinde tartışmalı ve geçmişte birçok handikaplar ile karşılaşan bir süreç yaşamıştır ki bugün de benzeri gelişmeler ile karşı karşıyayız.

Politik Adam: Şimdi değerli hocam şöyle bir şey söylediniz, bu Balkanlar dediniz Amerika'nın yığdığı ordu namluların önünde bir Akdeniz Savaşında ama burada değişimin merkezi olarak Makedonya gözüküyor. Makedonya hem Yunanistan'ı çok yakından ilgilendiriyor

Anıl Çeçen: Doğru

İSTANBUL MERKEZLİ BİR AVRASYA PROJESİNE YÖNELDİ İNGİLİZLER.

Politik Adam: TRT’de yeni bir Makedonya Üsküp ile ilgili bir aile dizisi başlattı. Türkiye’de çok yoğun vatandaşlarımız var oradan gelen, Makedonya merkezli bir değişim süreci başlıyor.

Anıl Çeçen: Şimdi bakın İngilizler İstanbul Belediye Başkanı ile çok yakınlaştılar, İstanbul merkezli bir Avrasya projesine yöneldi İngilizler.

MUSEVİLERİN YENİDEN BALKANLAR'A GERİ DÖNMESİNİ SAĞLAMAK ÜZERİNE BİR BÜYÜK MAKEDONYA PROJESİNİN ÖNE ALINDIĞINI GÖRÜYORUZ

 Politik Adam: Birazdan görüntülerde var.

Anıl Çeçen: Şimdi bakın, esas iki merkezli şehir daha var, biri Selanik merkezli Büyük Makedonya projesi var bu aşamada yani Amerika'daki Yahudi lobileri Orta Doğu'ya doğru yönlendirilirken, İsrail'in savaş içinde olması, güvenlik taşımaması nedeni ile Yahudi nüfusun önemli bir kesimi İsrail'e gelmemiştir. Ama şimdi İsrail'i bölgede yalnız bırakmamak üzere Balkanlar'dan Müslümanlar ile beraber kovulan Musevilerin yeniden Balkanlar'a geri dönmesini sağlamak üzerine bir büyük Makedonya projesinin öne alındığını görüyoruz. Nitekim bunun ilk adımı olarak Makedonya'nın ismi değişmiştir, Kuzey Makedonya yapılmıştır. Şimdi ikinci adımı gündeme geliyor, yavaş yavaş Amerika'daki lobilerin bu bölgeye gelmesi ile birlikte önümüzdeki dönemde bir yeni yapılanma süreci tamamlandığı noktada artık Makedonya'nın başkenti Üsküp değil,  şu an Üsküp, ama tarihte Selanik’tir biliyorsunuz, şimdi de tarihi düzeltmek isteyenler, Üsküp’ü, yanlış görenler bunu Selanik’e taşımaya çalışıyorlar.

BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA DA MAALESEF KIBRIS BİR TARAFTA İSRAİL’İN BAŞINI ÇEKTİĞİ YENİ ORTA DOĞU YAPILANMASI, ÖBÜR TARAFTA DA MAKEDONYA’YA GELMEKTE OLAN YAHUDİ LOBİSİNİN İKİNCİ BİR ADRES OLARAK DA KIBRIS’I KENDİNE YENİ BİR ÜLKE OLARAK TERCİH ETTİĞİNİ GÜNDEME KOYMAKTADIR.

Politik Adam: Yunanistan’dan toprak alınacak o zaman?

Anıl Çeçen: Tabi, şimdi Yunanistan’ın geleceği belirsiz, bakın özellikle Kıbrıs’ta da önemli gelişmeler olacağı iddiası var yani bugün Kıbrıs’ın geleceğine de baktığınız zaman bakın orada ne oldu, orada Yunanistan ile İsrail askerleri Güney Kıbrıs ile ittifak kurdular biliyorsunuz. Türkiye’ye karşı İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ittifak kurdular, daha sonra bu üçlü ittifak Güney Kıbrıs’a askeri harekât yaptı. Türk basını bunları yazmıyor söylemiyor ama şimdi Kıbrıs’ta askeri harekât yapılıyor ve o Türkiye’ye karşı yapılıyor. Ve biz buna seyirci kalıyoruz yani buna seyirci kalmak biraz zor ama Kıbrıs’ın geleceğinde gerek İsrail gerekse Yunanistan üzerinden Avrupa Birliği’nin ağırlık koyması önümüzdeki dönemde ciddi bir çekişme alanına dönüştürecektir. Bugün geldiğimiz noktada da maalesef Kıbrıs bir tarafta İsrail’in başını çektiği Yeni Orta Doğu yapılanması, öbür tarafta da Makedonya’ya gelmekte olan Yahudi lobisinin ikinci bir adres olarak da Kıbrıs’ı kendine yeni bir ülke olarak tercih ettiğini gündeme koymaktadır.

İSTANBUL, SELANİK VE ODESSA MERKEZ OLUYOR

Politik Adam: Hocam biz mübadelede Selanik’te yaşayan vatandaşlarımızı aldık, Anadolu'ya, Anadolu’da yaşayan vatandaşları o tarafa gönderdik. Selanik'i başkent yaparsa Türkiye'nin bu bölgedeki Batı Trakya coğrafyasında bir hak iddiası yok mu?

Anıl Çeçen: Şimdi bakın demin söylüyordum yarım kaldı, şimdi üç tane merkez söz konusu burada birincisi İstanbul'un Avrasya merkezi oldu, ikincisi Selanik'in Yeni Büyük Makedonya başkenti olması, üçüncüsü bu yeni yapılanma çerçevesinde özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı yeniden yapılanmaya doğru zorladığı aşamada Odessa diye bir şehir var, Odessa gündeme geliyor.

Anıl Çeçen: 1. Dünya Savaşı’nda da, 2. Dünya Savaşı'nda da Odesa çok kilit bir konumdadır. Yeni dönemde de Odessa'yı, bakın şimdi iki proje söyledik birisi Avrasya burada İngilizler devredeler, öbür tarafta Makedonya, burada da İsrail devrede ama bir üçüncü proje var o da Doğu Avrupa Birliği, Doğu Avrupa Birliği ne demek, eski komünist ülkelerin yeniden bir beraberliğe yönelmesi demek.

Politik Adam: Rusya'nın dışında?

Anıl Çeçen: Rusya'nın dışında tabi, şimdi önceden Rusya'nın kontrolü, neden Rusya'nın kontrolü geçmişte, bu ülkeler çok sahipsizdi, çok yeni idi ama sosyalist sistem bu bölgelere, bu ülkelere yeni ümitler kazandırdığı için bu ülkeler artık yavaş yavaş ayağa kalkma, mesela Polonya gibi uluslararası alanda rekabet etme gücüne geliyorlar.

TÜRKİYE BURADA MAALESEF DÜŞMANLARI İLE DEĞİL MÜTTEFİKLERİ İLE KARŞI KARŞIYA.

Politik Adam: Hocam inanılmaz bir şekilde ağır sanayilerini tamamlamış kimseler

Anıl Çeçen: Tabii ki bakın 8-10 tane ülke var, bunlardan bir tanesi de Finlandiya'dır, şimdi tam bu aşamada Finlandiya ile İsveç’in durumu öne çıkıyor. Bu noktada tabi Amerika ve Avrupa onlardan yana tavır koyuyor ama Türkiye'nin NATO ile problemi var. Çünkü NATO biliyorsunuz Amerikan hâkimiyetinde, Amerika üzerinden İsrail lobilerinin hâkimiyetinde o nedenle Türkiye'nin aleyhine olabilecek birçok şeyi özellikle silah yardımı para yardımı her türlü yardımın, bu iki ülke tarafından terör örgütlerine, bölücü örgütlere gittiğini görüyoruz. Türkiye burada maalesef düşmanları ile değil müttefikleri ile karşı karşıya. Müttefikler ile karşı karşıya gelen bir Türkiye'nin bu çıkmazdan kurtulması biraz zordur. Şunu toparlamak istiyorum, özellikle üç merkez üzerinden bu bölgenin geleceğini düşünelim, bir tarafta büyük Makedonya kuruluyor ki bunun için Kıbrıs'taki Rumların Ege adalarına taşınacağı söyleniyor. Bakın kaydırmalar yapılacağı söyleniyor ki Osmanlı bittiği noktada biliyorsunuz birçok nüfus kaydırmaları yapılmış ve daha sonra mübadeleler ile uluslaşma tamamlanmaya çalışılmıştır. Bugün bu bölgede şimdi 100 yıl önce yapılan bu değişikliğin bugün uzantılarını yaşıyoruz ama bunu bir yönü ile kaldırmak isteyenler var, bir yönü ile de başka projelere yönlendirmek isteyenler var. İşte burada şimdi Türkiye'nin bütün bu gerçekleri açıkça ortaya koyup tartışması, konuşması gerekmekte, Türk halkından artık hiçbir şey gizlenemez, her şey açık, ortada, kütüphaneler dolusu bilgiyi biz farkına vararak, şu aşamada gündeme getirerek sahip olduğumuz konumumuzu korumak gibi bir durumla karşı karşıyayız.

Politik Adam: Hocam maşallah şimdi bir ömür verdiniz, kitaplar bu analiz, şimdi ben yıllar önce bu B Planı'nı okuduğumda bir gelecek perspektifine ilişkin bir vizyon çizip şimdi bunları teker teker yaşayınca diyorum ki acaba hocamın hazinesinde ne var? Şimdi bu hazinenin içinde değerli hocam şöyle, siz biraz önce Makedonya da bir devlet bahsettiniz Selanik yani Odessa merkezli,

Anıl Çeçen: Evet, Selanik, Selanik Başkent oldu, Odessa merkezli Doğu Avrupa Birliği, o da Sovyetler Birliğine bağlı olan Varşova Paktı, Varşova ülkeleri bugün Doğu Avrupa'yı oluşturuyorlar ve kesinlikle Macaristan Başbakanı açıkça tavır koydu. Türk Birliği toplantılarına gidiyor, AB toplantılarına gitmiyor.  Orban biliyorsunuz Macar Başbakanı, şimdi Macaristan'ın başı çektiği bir noktada arkadan Polonya’da aynı şekilde hareket etmeye başladı. Almanya'nın ve Fransa'nın etkin olduğu Batı Avrupa Birliği’nin kontrolüne girmediğini ortaya koydu, e o zaman demek ki hala geçmişten gelen bir boşluk var, nedir o Doğu Avrupa Birliği

Politik Adam: Şimdi Balkanlar'da dediğiniz yapılanma içinde küçük şehir devletleri gibi planlama var, bunu nereden çıkarıyoruz, şimdi enteresan bir şekilde izliyorum, hani ben Ekrem İmamoğlu'nun seçilmesini bir köşe yazımda projesini ‘projesini projelendirdiğimin projesi’ diye bir başlıkla yazdım.

Anıl Çeçen: Evet

Politik Adam: Seçimde ve bunun yapısı belediye başkanlığı geldi yaptı işlerle ilgili Ekrem İmamoğlu ile ilişkin epey analizler yazdım, hatta geçmişinde Süleymancıların kuran kursunda okurken bir fotoğrafını da yayınladım, herhangi bir tekzip gelmedi, şimdi tatili çok seven Ekrem İmamoğlu,

Anıl Çeçen: Adı tatilciye çıktı, her aşamada tatilde

Politik Adam: Şimdi tatilde ama çok çalıştığı için tatile gitmiş olabilir bunları nereden çıkarıyorum ben, şimdi B40 diye bir toplantı var.

Anıl Çeçen: Sofya'da yapıldı geçen ay

Politik Adam: Sofya’da yapıldı daha önce İstanbul'da da yapıldı. Balkanların değişik ülkelerinde de yapılıyor.

Anıl Çeçen: B40 adı, Balkanlar 40

Politik Adam: Evet Hocam bu neyin habercisi? Balkanlardaki 40 toplantısının hedefini sormak istiyorum.

Anıl Çeçen: Evet, şimdi efendim Balkanlar biliyorsunuz küreselleşmenin bilimsel tanımı nedir biliyor musunuz? Global Balkanization yani küresel Balkanizasyon, Balkanlaşma ne demek parçalanma demek dağılma demek kendiliğinden, şimdi birinci kuşak Balkanlaşma Osmanlı'nın yıkılışı sürecinde gerçekleşiyor. Batı Avrupa ülkeleri balkanlardaki küçük devletleri kafakola alıyorlar ve Yunanistan'dan başlayarak hepsini yavaş yavaş bağımsızlığa doğru sürüklüyorlar. İşte o zaman birinci Balkanizasyon ile Osmanlı ortadan kalkıyor daha sonra ikinci bir Balkan Savaşı çıkıyor biliyorsunuz savaş olarak, o da kurulmuş küçük devletler birbirlerinden toprak çalarak büyüme çabası içerisine giriyorlar ama esas olay bu küreselleşme süreci sonrasında ortaya çıkıyor. Biliyorsunuz Yugoslavya’nın dağılması çünkü biliyorsunuz Yugoslavya'nın dağılmasından sonra yedi tane küçük devlet ortaya çıktı ve bu yedi küçük devlet Balkan haritasını bozdu, parçaladı. Osmanlı döneminde biliyorsunuz nasıl çeşitli devletler kuruldu ise Sovyetler Birliği’nin dağılması noktasında da bunlar kuruldu. Şimdi Balkanlar'da iki kuşak Balkanizasyon yaşandı ama şimdi küreselleşme üçüncü kuşak Balkanizasyonu gündeme getirdi.

SELANİK YUNANİSTAN'DAN KOPACAK YANİ GÜNEY MAKEDONYA, KUZEY MAKEDONYA İLE BİRLEŞECEK VE O ARADA DA YUNANİSTAN VE BULGARİSTAN, YENİ YAPILAN BULGARİSTAN’DA BÖLÜNECEK, PARÇALANACAK. BULGARİSTAN'IN DA BAZI BÖLGELERİNİ ALIP MAKEDONYA'YA EKLEMEK İSTİYORLAR

Politik Adam: Hocam daha ne kadar küçülecek Balkan ülkeleri?

Anıl Çeçen:  Şimdi söyleyeceğim, üçüncü kuşak Balkanizasyonu’nda ne var biliyor musunuz, işte Kıbrıs'taki çekişmeler sonucunda Türklerin Anadolu'ya, Kıbrıslı Rumların Ege adalarına gönderilmesi söz konusu. Şimdi Ege'de bir cumhuriyet kuruyorlar, bakın Yunanistan'ı parçalıyorlar, daha sonra işte Selanik Yunanistan'dan kopacak yani Güney Makedonya, Kuzey Makedonya ile birleşecek ve o arada da Yunanistan ve Bulgaristan, yeni yapılan Bulgaristan’da bölünecek, parçalanacak. Bulgaristan'ın da bazı bölgelerini alıp Makedonya'ya eklemek istiyorlar yani Makedonya'yı büyütürken Bulgaristan ve Yunanistan paramparça oluyorlar. Şimdi böyle bir tablo var, bunu herkes kabul eder mi, biz kabul eder miyiz, başkaları olmaz ama siz buna şehirler üzerinden gündeme getirirseniz ki biliyorsunuz Avrupa Birliği’nde yerel yönetimler özerklik şartı vardı.

İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI GELİR GELMEZ NE DEDİ ERTESİ GÜN, ‘İSTANBUL ANKARA'DAN YÖNETİLMEZ’ DEDİ YA, AMERİKA'DAN MI YÖNETİLİR?

Politik Adam: HDP'nin en çok dile getirdiği

Anıl Çeçen: Bravo bu yerel yönetimler özerklik şartı ne getirdi, Avrupa Birliği’nin gerçekleşmesini önledi. Yerel yönetimleri ya da şehirleri başkentlerden uzaklaştırdı. Şehirleri kendi başına ayrı bir devlet noktaya getirdi. Bakın Malta bugün bir adadır ve şehirdir, ya da efendim çeşitli şehirler yavaş yavaş şehir devletlerine doğru yönlendirildi. AB'de bunu destekledi, AB'nin çatısı altında kurulmuş olan bir uluslararası örgüt vardır. Bu örgütün adı United Cities and Local Governments'dır. Yani Birleşmiş Şehirler ve Yerel Yönetimler, peki başkentler nerede yok, peki ulus nerede, o da yok, peki üniter devlet nerede, o da yok peki bu nereden çıkıyor? Bu nerden çıkıyor çünkü bu bölgeye egemen olmak isteyen emperyal güçler arasındaki çekişme giderek bu coğrafyadaki yapılanma çerçevesinde şehirler üzerinden mevcut yapıları bozuyorlar ki bakın İstanbul’un üzerine bir sürü yazılar yazıyorlar. Biz de yazıyoruz bizde görüşlerimizi ortaya koyduk, yayınladık, hepsini ortaya koyduk, İstanbul Belediye Başkanı gelir gelmez ne dedi ertesi gün, ‘İstanbul Ankara'dan yönetilmez’ dedi ya, Amerika'dan mı yönetilir?

Politik Adam: En başından beri bunu söyledi, aday olurken

Anıl Çeçen: Hala Türk vatandaşı olarak, Türkiye'nin bir belediye başkanı olarak hareket ediyor, bunları kamuoyuna getirip tartışmamız lazım çok açık bir şekilde,

Politik Adam: Peki, bu şehir devletlerinin lokasyonunu belirliyor ama bu şehir devletlerinin bir ekonomik ağırlığı mı var ki merkezi ağırlığı mı var, neye göre bunu, o şehir devletinin üzerinde bir devlet dizayn edecek, hani İstanbul'u anladık büyük imparatorlukların başkenti

Anıl Çeçen: Türkiye sadece İstanbul'da değil, bir de İzmir var başımızda

Politik Adam: İzmir'de de bir bayrak denemesi yaptılar. 

Anıl Çeçen: İzmir Belediye Başkanı da açıkça seferad kimliği ile bu bölgede yeni bir yapılanma arayışı içerisine girdiğini görüyoruz. Bayraklar çıkartıyor yok efendim eski bir takım hikâyeleri yeniden canlandırıyorlar, şimdi bu çerçevede baktığımız zaman evet Türkiye'nin güneydoğusunda devlet isteyenler var, Doğu Anadolu’da Ermenistan projesi var, Doğu Karadeniz'de Pontus projesi var. Şimdi öbür taraftan Kilikya projesi yok efendim Ege projesi yok Trakya projesi açıkça

İSTANBUL MERKEZLİ AVRASYA BİRLİĞİ GÜNDEME GELİYOR. BU DA İNGİLTERE ÖNE ÇEKİYOR ÇÜNKÜ İSRAİL'İN KUDÜS MERKEZLİ BÜYÜK İSRAİL PROJESİNE İNGİLİZLER KARŞI ÇIKIYORLAR, O NEDENLE İNGİLİZLERİN YENİ GÜNDEME GETİRDİKLERİ PROJE BUGÜN, YENİ ROMA İMPARATORLUĞU OLARAK DEVREYE SOKULUYOR.

Politik Adam: Hocam elimizde İç Anadolu’da kaldı aslanlar gibi

Anıl Çeçen: Onu da bize bırakmıyor, yok efendim birileri Türkleri ayağımın altına alır çiğnerim diyor, öbür taraftan Anadolu'da Türk yoktur diye Avrupa mahkemesi karar verdi. Türkiye'de Sosyalist Parti'nin kapatılması ile ilgili bir kararda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ‘Türkiye'de millet yoktur’ şeklinde karar verdi

Politik Adam: Selamün kavlen

Anıl Çeçen: Buyurun, şimdi böyle bir Avrupa'ya siz nasıl gireceksiniz bugünkü yapınızla? Şimdi burada çok ciddi çelişkiler var, bunların üstü kapatılıyor, örtülüyor. Bunlar normal koşullarda bir çözüme kavuşturulamayacağı içindir ki bu işi Amerika ve Amerika' ya benzer bir şekilde hareket eden diğer büyük devletler zaman içerisinde baskı düzeni kurarak, zorlayarak, bunu yeni değişimi dayatıyorlar. İşte bakın bir tarafta Odessa merkezli Doğu Avrupa var iken öbür tarafta Selanik merkezli yeni Makedonya büyük Makedonya projesi

Politik Adam: O zaman İstanbul merkezli de?

Anıl Çeçen: İstanbul merkezli Avrasya Birliği gündeme geliyor. Bu da İngiltere öne çekiyor çünkü İsrail'in Kudüs merkezli Büyük İsrail projesine İngilizler karşı çıkıyorlar, o nedenle İngilizlerin yeni gündeme getirdikleri proje bugün, Yeni Roma imparatorluğu olarak devreye sokuluyor.

TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNİ İSTEYEN BAZI BELEDİYE BAŞKANLARINI DA CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY GÖSTERECEĞİZ YANİ ÇOK KOMİK BİR DURUMA DÜŞTÜĞÜMÜZ KANAATİNDEYİM.

Politik Adam: Yani şimdi biraz şeyin avukatlığı gibi olmasın da, Kanal İstanbul, Merkez Bankası’nın İstanbul'a taşınması, İstanbul'un bir finans merkezi olması, hep uluslararası bir anlayışa hazırlık mı?

Anıl Çeçen: Evet, hepsi yani zaten diyorlar ki İstanbul’da ulusal yapı yok, İstanbul kozmopolit bir yapı, bütün dünyadaki kozmopolit yapılar gibi İstanbul'u da Avrasya'nın ortak merkezi yapalım diye İngilizler düşünüyorlar. Bu arada da demin konuştuğumuz gibi İngiltere bölünüyor ya, parçalanacak işte İskoçya kopuyor, Kuzey İrlanda, İrlanda ile bütünleşiyor, Galler Bölgesi ayrı devlet olarak AB içerisinde yer alıyor ve bu çerçevede de bir yeni düzenlemeye doğru bölge sürükleniyor. Şimdi bütün bunlar varken biz bunları göreceğiz, duyacağız, okuyacağız ve hiç bir şey yapmayacağız, ağzımızı açmayacağız, konuşacağız ve burada Türkiye'nin bölünmesini isteyen bazı belediye başkanlarını da Cumhurbaşkanlığına aday göstereceğiz yani çok komik bir duruma düştüğümüz kanaatindeyim.

Politik Adam: Çok ciddi bir algı yönetimi var.

Anıl Çeçen: Ama işte Türkiye'nin bölünmesini savunanları siz devletin tepesine Cumhurbaşkanı adayı olarak getirmeye kalkıyorsunuz, böyle bir şey kabul etmek mümkün değil, bizim de Türkiye de Atatürk'ün ortaya koymuş olduğu devlet yapısının arkasında, bu coğrafyada iki bin yıllık Türk geleneği, Türk birikimi var. Bunları görmeden hareket edemezsiniz açık. Meseleye din açısından da bakarsanız, işte biliyorsunuz bunlar hep konuşuluyor artık bu konuda bu coğrafyada bir İslam birliği de düşünenler var ya da işte bu coğrafyada İslam ülkelerine karşı Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs olmak üzere gayrimüslim düşünenler var. Gördüğünüz gibi bu coğrafyada, dünyanın merkezi coğrafyasında geleceğe dönük her birimin kendi açısından bir hesabı var, planlarda var, projeler de var. Peki, bende şimdi size şunu soruyorum, herhalde bizim bu programımızı izliyorlardır, bende izleyenler düşünsün diye burada aktarıyorum, aylardır çalışan bir masa toplantısı var değil mi, bu masada altı parti bir araya geliyor, niye bu konuları açık bir şekilde, bu gece sizinle konuştuğumuz gibi gündeme getirmiyorlar?

Politik Adam: Hocam olanların tek bir işareti var, Cumhurbaşkanı Erdoğan gitsin, yeni sistem gelsin, bunların hepsi hallolur.

Anıl Çeçen: Olmaz efendim, bakın siyasi boşluk var, bunu hükümet görüyor, ben biliyorsunuz yok edilmek istenen o birikimin uzantısı olan bir bilim adamıyım, bugüne taşıdık, 35 tane kitap hazırladık, işin şakası yok.

100. YILA GELİNDİĞİNDE TÜRKİYE DİYE BİR DEVLET OLMAYACAK DİYORLAR. HATTA TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100. YILINA GELMEDEN YOK OLACAK DİYORLAR,

Politik Adam: Maşallah, yok edilmek istenen deyince hocam?

Anıl Çeçen: Yani bir birikim var Türkiye'de yok edilmek istenen, bunu da söyleyeyim açıkça,

Politik Adam: Yok edilmek istenenden kastınız nedir?

Anıl Çeçen: Yani Atatürk'ün kurmuş olduğu devlet modeli, yani biz bir kere yüz sene tamamlanırken, bazı Ermeni asıllı yazarlar, yüzyıllık parantez kapanıyor diyorlar. Yani 100. yıla gelindiğinde Türkiye diye bir devlet olmayacak diyorlar. Hatta Türkiye Cumhuriyeti 100. yılına gelmeden yok olacak diyorlar, bu çerçevede de bir takım yeni siyasi çevrelerde etkin konuma gelen kişiler, açıktan çığırtkanlık yapıp kışkırtmalara gidiyorlar iç savaş gibi,

Politik Adam: Tabi sufleleri güçlü alınca bu milli mücadeleyi yapan Kuvayi Milliye’yi yapan bu toprakların evlatlarına bir yukardan bakma, bir yöneten elit olma, azim ve kararlılıkları var o işte,

Anıl Çeçen: Var evet

Politik Adam: Ama şöyle bir nokta var, siyasi kabul etmezseniz biraz önce Cumhurbaşkanı ile ilgili şeye dediniz ki siyasi bir boşluk var,

Anıl Çeçen: Cumhurbaşkanı bunu görüyor ve farkında

GELMİŞKEN BİZ BU NOKTADA GELECEĞE DÖNÜK YENİ BİR YAPILANMA HAZIRLIĞI İÇERİSİNDE OLMAMIZ GEREKİRKEN BİR BAKIYORUZ MUHALEFET HİÇ BÖYLE BİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ HAREKET EDİYOR. ONDAN SONRA HALKTAN OY İSTİYORLAR ALAMAZLAR

Politik Adam: Recep Tayyip Erdoğan'ı beğenin beğenmeyin duruşunu ama bir milli devlet konsepti açısından baktığımız zaman zatıâlinizin bu kadar tecrübesine ilişkin, Recep Tayyip Erdoğan size göre ne ifade ediyor ki ona yönelik böyle bir şey?

Anıl Çeçen: Şimdi bakın o zaman açık konuşalım, Atatürk'ün partisi, Atatürk'ün çizgisinden uzaklaşmıştır, şimdi Atatürk'ün kurduğu devletin varlığını koruması ve yoluna devam edebilmesi için o modele sahip çıkan, ya Atatürk'ün partisi tekrar toparlanıp köküne dönecek ya da bu doğrultuda yeni bir parti kurulacak. Aksi takdirde yeni kurulmakta olan siyasi yapılara, gerek İslamcı çizgide olsun gerek laik çizgide olsun, bunlar ortaya çıktıklarında hep yeni yeni devlet projeleri gündeme geliyor ki biliyorsunuz bende bu konularda çalışan bir bilim adamı olarak 2000 yılına girerken tam 20 sene önce B Planı kitabımda Türkiye'nin modelini koyduk. Atatürk'ün kurmuş olduğu devlet modelinin bugün ayakta kalması noktasında, e şimdi burada bir konsensüs varken ve biz bu ortak rızaya dayanarak bu güne gelmişken biz bu noktada geleceğe dönük yeni bir yapılanma hazırlığı içerisinde olmamız gerekirken bir bakıyoruz muhalefet hiç böyle bir şey yokmuş gibi hareket ediyor. Ondan sonra halktan oy istiyorlar alamazlar, bu halk yarın ne olacağını bilmiyor, Türkiye'de gerçekten güven meselesi yaratılmıştır. Siyasette yalan yükselmeye başlamıştır, yoksulluklar birbiri ardı sıra gündeme gelmektedir. Ayrıca Fehmi Bey şunu açıkça vurgulamak istiyorum, bu mesele sadece Türkiye'de olmuyor, bakın her gün gazetelerde sayfalarca haberler çıkıyor, Sri Lanka'dan haberler var.

Politik Adam: Tam bir aile devleti hocam

Anıl Çeçen:  Sri Lanka’da abi cumhurbaşkanı, kardeş başbakan, yeğen dışişleri bakanı,

Bakmadan Geçme