- Haberler
- Reel Politik
- Bozdağ: Delil toplanmadan enkaz kaldırılması söz konusu değil
Bozdağ: Delil toplanmadan enkaz kaldırılması söz konusu değil
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Vatandaşlarımız şundan emin olsun. Ceza soruşturmasına konu olan binaların enkazları bilirkişiler ve cumhuriyet savcılarımızın gözetiminde delil tespiti yapılmadan, bilirkişilerce delil tespiti yapılmadan kaldırılmamıştır' dedi.
Bakan Bozdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Diyarbakır'daki AFAD Koordinasyon Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantının ardından açıklama yaptı.
Diyarbakır'da bugüne kadar deprem sonrası yürütülen çalışmaların koordinasyon kurulu tarafından değerlendirmesini yaptıklarını söyleyen Bozdağ, bugün değerlendirmelerine İçişleri Bakanı Soylu'nun da katıldığını, bu büyük felaketin üstesinden ancak birlikte el ele gelebileceklerini, hem hükümetin hem de vatandaşların el ele verdiği, enkaz kaldırma, yaraları sarma, bundan sonra vatandaşların lehine olan sonuçları ortaya koyma iradesini hem Diyarbakır'da hem de diğer illerde gördüklerini vurguladı.
"Devlet-millet işbirliği, seferberliği ve dayanışması, bu son yaşanan felaket de gösterdi ki aziz Türk milletinin en önemli vasıflarından birisidir. Bu, bizim gücümüze güç katıyor." ifadesini kullanan Bozdağ, bu süreçte hükümete, devlete ve depremzedelere yaşanan felaketin hasarlarını ortadan kaldırmak, yaraları sarmak için seferber olan, katkı yarışına giren, hayır ve iyilikte yarışan her bir insana ve sivil toplum örgütüne teşekkür etti.
Diyarbakır'da enkaz kaldırma çalışmalarını yıkılan binalarda tamamladıklarını, yaralı ve vefat eden vatandaşların hepsinin enkazdan sonraki süreçlerini yönettiklerini, enkaz altından kurtarılanlar ve vefat edenlerle ilgili kimliklendirme ve tedavi çalışmaların tamamlandığını bildiren Bozdağ, şu anda Diyarbakır'da vefat edip de kimliklendirilmesi yapılmayan hiçbir kişinin kalmadığı bilgisini paylaştı.
Diyarbakır'ın sadece kendi yarasını sarmakla kalmadığını, bölgeye de yardım konusunda seferberlik içinde olduğunu dile getiren Bozdağ, kentin imkanlarının, sağlık tesislerinin ve diğer vatandaşların desteklerinin bölgeye de yansıdığını anlattı.
Deprem sürecinden sonra adli süreçlerin sağlıklı işlemesi konusunda Adalet Bakanlığında yargı görevi yapan adliyeler, cumhuriyet başsavcılıklarının büyük bir yoğunluk içinde 7/24 esaslı çalışma yürüttüğünü vurgulayan Bozdağ, depremde yıkılan binalardan ceza soruşturmasına konu olanların tamamıyla ilgili adli soruşturmaların cumhuriyet başsavcılıkları tarafından resen başlatıldığını bildirdi.
"Delil tespiti yapılmadan hiçbir enkazı kaldırma söz konusu değil"
Bu kapsamda ceza soruşturmasına esas olmak üzere adli soruşturmalara konu binalardaki delil tespitlerinin önemli ölçüde tamamlandığını ifade eden Bozdağ, şu anda Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya'da delil tespiti işlemlerinin ceza soruşturması kapsamında tamamlandığını, diğerleriyle ilgili delil tespit işlemlerinin de büyük bir gayretle devam ettiğini, önemli ölçüde oralarda sona yaklaşıldığını anlattı.
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımız şundan emin olsun. Ceza soruşturmasına konu olan binaların enkazları bilirkişiler ve cumhuriyet savcılarımızın gözetiminde delil tespiti yapılmadan, bilirkişilerce delil tespiti yapılmadan kaldırılmamıştır. Bundan sonra da delil tespiti yapılmadan hiçbir enkazı kaldırma söz konusu değil, aksi yönde beyanların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Şu ana kadar cumhuriyet savcılıklarımızla beraber bu kapsamda 7 bin 598 müstakil binada bilirkişi incelemesi suretiyle delil tespiti yapıldı. Tabii bu kapsamda soruşturmalara baktığımızda, deprem bina soruşturmalarının dökümüne baktığımızda bugüne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 184'ü hakkında tutuklama, 214'ü hakkında adli kontrol, 71'i hakkında yakalama kararı verildi. 55 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, şu anda 2 kişi gözaltında. Hakkında işlem başlatılan kişilerden 16'sı da vefat ettiği için ona göre işlem yapıldı. Bunların sıfatlarına baktığımızda tutuklu olanların 79'unun müteahhit, 74’ünün yapı sorumlusu, 13'ünün yapı sahibi, 18'inin binada değişiklik yapanlar olduğunu görüyoruz. Adli kontrol kararı verilenlerin de 72'sinin müteahhit, 92'sinin yapı sorumlusu, 22'sinin yapı sahibi, 28'inin de binada değişiklik yapanlar olduğunu buradan ifade etmek isterim."
Deprem bölgelerinde diğer suçlara ilişkin de adli soruşturmaların kesintisiz devam ettiğine dikkati çeken Bozdağ, şu ana kadar deprem bölgelerinde 351 hırsızlık vakasının olduğunu, bunlarla ilgili 284 şüpheli hakkında işlem yapıldığını, 179 kişi hakkında tutuklama ve 36 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini kaydetti.
Yağma konusunda da depremin yaşandığı günden bugüne kadar vaka sayısının sadece 4 olduğuna işaret eden Bozdağ, tutuklu sayısının da 4 olduğunu, yağma konusunda kamuoyuna yansıyan bilgilerin çoğunun asılsız olduğunun ortaya çıktığını vurguladı.
"Tabii sanki vatandaşlarımızın böyle bir eğilimi varmış gibi bir algı gayreti içerisine girenlerin olduğu ama adli veriler, yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını ve onları açık açık tekzip ettiğini göstermektedir. Dolandırıcılıkla ilgili de şu ana kadar 5 nitelikli dolandırıcılık vakası olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda da 7 kişi tutuklandı." diyen Bozdağ, adli süreçlerin hukuka ve hukukun emrettiği usule uygun şekilde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini vurguladı.
Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Özellikle Kahramanmaraş merkezli deprem kapsamında Adıyaman'da yıkılan İsias Otel'de uygulama eğitimine spor müsabakaları için KKTC'den gelen kafileden 35 kardeşimiz de hayatını kaybetmiştir. Bunlara ayrıca Allah'tan rahmet diliyorum. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, bu konuda bizatihi aradı ve bunlarla ilgili adli süreçler hakkında benden bilgi aldı ve konuya hassasiyet gösterdi. Bundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza da buradan teşekkür ediyorum. Bu hususta şunun bilinmesinde fayda var. Kamuoyunda sanki İsias Otel'de ölen sporcularımız ve diğer bazı konularla ilgili açılan soruşturmalarda gizlilik kararı verildiğine ilişkin yalan bir haber var. Bir kez daha söylüyorum. İsias Otel ve diğerleriyle ilgili verilmiş bir gizlilik kararı yoktur. Şu anda da Türkiye genelinde yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi bir soruşturma yoktur. Soruşturmalar usule uygun, gizlilik kararı alınmadan yürütülmektedir. Adıyaman'daki sulh ceza hakimliğimiz tarafından böyle bir karar verilmemiştir. Böyle bir karar talebi de savcılığımız tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu haberin de buradan asılsız olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim."
"Çok ağır cezalar öngören düzenlemeler yapacağız"
Deprem felaketinin ortaya çıkardığı sonuçların mevzuatlarını önemli ölçüde gözden geçirmeleri gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğuna işaret eden Bozdağ, "Adalet Bakanlığı olarak biz de ceza mevzuatımızı ve diğer mevzuatlarımızı böylesi bir durumdaki cezai yaptırımlar dahil olmak üzere işlenen suçlar ve diğer hususları içerecek şekilde bir hazırlık içerisindeyiz." dedi.
"Bu kadarını söylemekte fayda görüyorum şu anda." ifadesini kullanan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Örneğin deprem döneminde yaşanan zorluklardan, sıkıntılardan istifade ederek haksız kazanç elde etmek isteyen, gayriahlaki, gayrihukuki kazanç elde etmek isteyenlerle ilgili yeni dönemde yeni bir yaptırım uygulamasına geçeceğiz. Örneğin kiraya vermek istiyor. Kiralar 5 liraysa 20 liradan kira yapıyor ya da nakliye 3 liraysa 10 liradan götürüyor. Ya da başka başka hizmetler... Hem malların taşınması, nakliyesi, hizmet sunulması, hizmetin alınması, ne kadar iş ve işlem varsa bu deprem nedeniyle yaşanan felaket nedeniyle bölgedeki insanların ve ülkemizin yaşadığı zorlukları kendileri için gayrimeşru kazanç elde etmeleri için bir fırsat görenlere karşı hukuk gereğini yapacaktır. Çok ağır cezalar öngören düzenlemeler yapacağız ama bu düzenlemeler özel düzenleme olacaktır. Böylesi zamanda uygulama imkanı bulacak. Örneğin salgın, afet oldu. Salgın oldu, bu dönemde de benzer şeyleri yapanlar, başka başka işler de oldu. Gördük ki mevcut ceza kanunumuz bu konuda yeterli değil. Bundan dolayı arkadaşlarımız çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanımıza da arzımızdan sonra da bu konu inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündemine de gelecektir."