- Haberler
- Reel Politik
- Bülent Turan'dan Darbecilere Hodri Meydan
Bülent Turan'dan Darbecilere Hodri Meydan
'Türkiye, geçmişin darbe zihniyetinden çıkarak demokrasisini savunmayı sürdürüyor. 27 Nisan'ın yıldönümünde, millet iradesine sahip çıkma kararlılığı bir kez daha vurgulanıyor.' 'Demokrasiyi tehdit eden eski zihniyetler bugün de millete karşı en büyük savaşlarını veriyor. Ancak Türk milleti, her zaman olduğu gibi, kendi iradesine sahip çıkacak.'
İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, 27 Nisan E-Muhtırası’nın yıldönümünde kaleme aldığı yazısında, Türkiye’nin darbe geçmişini ve bugüne kadar süregelen vesayetçi zihniyetin etkilerini güçlü bir dille eleştirdi. 27 Nisan E-muhtırası'nın, darbe ve vesayet zihniyetinin Türkiye’de aldığı ilk yenilgi olduğuna dikkat çeken Turan, eski alışkanlıkların hâlâ siyasi taktik olarak kullanılmasına karşı sert bir duruş sergiledi.
"Olmasanız da Olurdu"
Turan, 27 Nisan’ın simgelediği darbe kültürüne karşı, Türkiye’nin kayıplarının ne kadar büyük olduğunu vurguladı. "O darbelerle ne kazandık? Hiç. Koskoca bir hiç," diyerek, darbe dönemlerinin Türkiye’yi ne kadar geriye götürdüğüne değindi. Darbelerin ve siyasi operasyonların ülkeye olan etkilerinin bir hayal kırıklığı oluşturduğunu belirten Turan, bu anlayışa karşı “Olmasanız da olurdu” şeklinde net bir mesaj verdi.
"Yeni Nesil, Eski Pratiklere Karşı Duruyor"
CHP’nin Özgür Özel’in takındığı tutumun, eski darbe taktiklerinin bir devamı olduğunu belirten Turan, siyasetin sokak eylemleri ve üniversite gençliği üzerinden yapılmasının acı tecrübelerle şekillenen toplumu böldüğüne dikkat çekti. Turan, özellikle gençleri siyasetin malzemesi olarak kullanmaya çalışanların, Türkiye’nin bir arada kalabilmesinin önünde engel teşkil ettiğini belirtti.
"Yeni Nesil, Eski Pratiklere Karşı Duruyor"
CHP’nin Özgür Özel’in takındığı tutumun, eski darbe taktiklerinin bir devamı olduğunu belirten Turan, siyasetin sokak eylemleri ve üniversite gençliği üzerinden yapılmasının acı tecrübelerle şekillenen toplumu böldüğüne dikkat çekti. Turan, özellikle gençleri siyasetin malzemesi olarak kullanmaya çalışanların, Türkiye’nin bir arada kalabilmesinin önünde engel teşkil ettiğini .belirtti.
Bülent Turan yeni Şafak'daki yazısında şunları şöyle dedi:
“ Özgür Özel’i en iyi tanıyanlardan biri benim. Birlikte TBMM çatısı altında uzun yıllar grup başkanvekilliği yaptık. Şahsen büyük bir feraset beklemiyordum ama bu kadar da klişe bir siyaset ortaya koyacağını, 27 Mayıs’a götüren büyüklerinin taktiklerini kopyalamaya kalkacağını düşünmemiştim. En azından kendi selefinin bir tık üstü olabilirdi. İroni olarak yazıyorum; yaptığı tek yenilik, yerli ve millî esnafı boykot etmesi oldu. Bugüne kadar bu ülkede yabancı markalara boykot çağrısı yapıldığı olmuştu ama ilk defa Türk markalarına, Türk iş adamı ve esnafına boykot çağrısı geldi. Gerçi onu da beceremedi, revize etti ama yine de bu bir ilkti. Neresinden bakarsanız bakın, yöneticilik ve siyaset anlamında karşımızda bir hayal kırıklığı durmaktadır”
Ekonomik Boykota Dair Uyarı
Turan, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını hedef alan her türlü iç ve dış ekonomik boykotu da sert bir şekilde eleştirdi. "Ekonomik manipülasyonlar ve dışa bağımlı politikalarla Türkiye’nin büyümesini engellemek isteyenlere karşı uyarımızı net bir şekilde veriyoruz," diyen Turan, Türkiye’nin ekonomik gücünü hedef alanları hiçbir zaman affetmeyeceklerini ifade etti.
Özellikle döviz kuru manipülasyonları ve içeriden yapılan spekülatif ekonomik saldırılara dikkat çeken Turan, bu tür ekonomik tehditlerin Türkiye'nin büyümesini engellemeye yönelik bir girişim olduğunu vurguladı.
“Her türlü ekonomik tehdit karşısında, Türkiye dimdik ayakta duracak ve milletimizin refahı için mücadeleye devam edecektir” diyerek, Türkiye’nin ekonomik kalkınma hedeflerine zarar vermek isteyenlere karşı da kararlı bir tutum sergiledi.
Milletin İradesine Karşı Durulmaz
Son olarak, Turan, milli iradeye duyduğu güveni vurgulayarak, “Biz bu ülkede darbenin her türlüsünü gördük. Ama artık bir daha aynı kayıpları yaşamamak konusunda kararlıyız,” dedi. Her türlü tehdit ve manipülasyona karşı milletin iradesini savunacaklarının altını çizen Turan, Türkiye’nin demokratik yolunu engellemeye çalışanlara karşı, her zaman ayakta olduklarını ifade etti.
Darbe ve Siyasi Taktikler: Bir Toplumsal Travma”
Turan, darbe girişimlerinin hala bir “siyasi taktik” olarak kullanılmasının Türkiye’nin yaşadığı travmanın devam ettiğini gösterdiğini belirtti. Yazısında, 27 Nisan’da yaşanan e-muhtıranın, Türkiye’nin darbe ve vesayet aklından aldığı ilk yenilgi olduğunu ifade etti. Bu olayın, Türkiye’nin 21. yüzyılda demokrasiye doğru attığı adımların simgesi olarak değerlendirildiğini belirtti.
Eski Elitist Anlayış ve Devrim Arzusu
Turan, özellikle 1940’lardan sonra sosyalist devrim teorisinin etkisi altında olan sol siyasetin, devrimle özgürlük ve çağdaşlaşmanın geleceğine dair inançlarını hatırlatarak, Türkiye’deki darbelerin arkasındaki elitist zihniyeti eleştirdi. Bugün hâlâ aynı elitist anlayışla hareket eden bazı çevrelerin, halkın iradesine karşı darbe ve vesayet anlayışını savunduklarını belirtti.
Türkiye’nin Darbe Tarihi: 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a
Turan, 27 Mayıs 1960 darbesinden başlayarak Türkiye’deki darbelerin tarihsel sürecini ve bu darbelerle halkın yaşadığı acıları anlattı. Ancak 27 Nisan E-Muhtırası’nın, bu darbe aklının son bir çabası olduğunu ve halkın iradesinin bu girişimi reddettiğini vurguladı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin de bu sürecin bir sonucu olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu tür girişimlere karşı kararlılıkla direndiğini söyledi.
Darbeler ve Toplumun Kaybettiği Zamanlar
Turan, Türkiye’nin darbe tarihinin, toplumun en verimli ve en nitelikli nesillerinin kaybolduğu bir süreç olduğunu dile getirdi. Birçok insanın hayatını kaybettiğini, hapishanelere girdiğini ve yurtdışına kaçmak zorunda kaldığını belirtti. Bu kayıpların, Türkiye’nin gelişmesini engellediği ve halkın büyük bir bedel ödediği bir dönemi işaret etti.
Sokak Eylemleri ve Gençliği Manipüle Etme Çabaları
Bülent Turan, 27 Nisan sonrası yaşanan sokak eylemleri, Gezi Parkı olayları ve son olarak 15 Temmuz darbe girişiminin, siyasetin eski taktiklerinin devamı olduğunu söyledi. Bu tür eylemlerle, gençlerin ve toplumun manipüle edilmeye çalışıldığını belirtti. Ayrıca, bazı siyasilerin bu eski taktikleri yeniden sahneye koymaya çalıştığını ve bunun ülkenin geleceği için büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Milletin İradesine Karşı Olanlara Duyduğu Kararlılık
Turan, Türkiye’nin geçmişteki darbe girişimlerinden önemli dersler aldığını ve bundan sonra aynı kayıpları yaşamamak konusunda kararlı olduklarını belirtti. Siyasi hedeflere ulaşmak için gençliği, sanatı, üniversiteleri ve diğer toplumsal grupları manipüle etmeye çalışanlara karşı milletin iradesini savunduklarını ifade etti. Turan, Türkiye’nin geleceği için rotanın “milli irade” olduğunu vurguladı.
Demokrasiye Karşı Her Türlü Tehdit Karşısında Ayakta Duracağız
Bülent Turan, son olarak, Türkiye’nin demokrasi yolunda kararlı adımlar attığını ve geçmişteki darbe zihniyetine karşı her zaman ayakta olacaklarını söyledi. Türkiye’nin milli iradesinin gücüne inandığını ve demokrasiye karşı yapılacak her türlü tehdit karşısında dimdik duracaklarını belirtti.