- Haberler
- Pol-Analiz
- Erbakan 31 yıl önce söyledi,biz yeni anladık?
Erbakan 31 yıl önce söyledi,biz yeni anladık?
Gazeteci Yazar Fehmi Çalmuk, Politikadam.com ve Hürses gazetesinde yayınlanan 'Bütün Haklar Kan Dökülmeden Verilebilir mi?' başlıklı yazısında, Türkiye'nin siyasi geçmişine dair önemli bir hatırlatmada bulunuyor. Çalmuk, 31 yıl önce Cennetmekân Necmettin Erbakan'ın söylediği bir sözün altını çizen bir değerlendirme yaparak, ülkenin siyasi gelişmeleri ile geçmişteki önemli olayları günümüzle ilişkilendiriyor.
Erbakan'ın "Kan Dökülmeden Verilecek Haklar" Sözü ve Bugünkü Durum
Çalmuk, Erbakan'ın 1994 yılında Bingöl’de yaptığı tarihi konuşmada söylediği, "Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken besmeleyle başlar. Siz geldiniz, bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine? 'Türküm, doğruyum, çalışkanım.' Sen bunu söyleyince, öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı, 'Ya öyle mi, ben de Kürtüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı. O Meclis yarın inananların eline geçecek. Bütün bu haklar kan dökülmeden verilecek," sözlerini hatırlatıyor. Çalmuk, bu sözlerin günümüzdeki yansımalarını değerlendirerek, Türkiye'nin çözüm sürecindeki zorlukları ve halkların haklarını kan dökülmeden kazanma çabalarını ele alıyor.
Devlet Bahçeli'nin Kararlı Duruşu ve Çözüm Süreci
Çalmuk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çözüm sürecine karşı duruşunu ve terör örgütünün yapısına karşı sergilediği tutumu da gündeme taşıyor. Bahçeli’nin, "Devlet uyumaz… Değirmeni yavaş işler, ancak ince öğütür," sözleriyle terörle mücadelede devletin kararlı duruşunu vurguladığını belirtiyor. Çalmuk, FETÖ unsurlarının çözüm sürecini sabote ettiğini ve bu sürecin Türkiye'yi bölme planlarını engellediğini ifade ediyor.
Çözüm Süreci ve Terörle Mücadele: Kan Dökülmeden Haklar Alınabilir mi?
Yazının önemli bir noktasını, çözüm sürecinin devam eden tartışmaları oluşturuyor. Çalmuk, İmralı'daki terörist başının ve çözüm sürecinde yer alanların kullandığı ifadeleri sorgulayarak, kan dökülmeden hakların verilmesi gerektiğini savunuyor. "Türk-Kürt kardeşliği" fikrinin yıllarca hayal edilen bir projeden somut bir gerçeğe dönüştüğü, ancak bu yolun çok sayıda zorluk ve direnişle karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.
Çalmuk’un değerlendirmelerine göre, Erbakan’ın dediği gibi "Bütün haklar kan dökülmeden verilecek" fakat bu hakların alınabilmesi için çözüm sürecinde hem siyasi hem de toplumsal düzeyde önemli adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Çalmuk, Erbakan’ın öngörülerinin gerçekleşmeye başladığını ve bu sürecin, özellikle halkların hakları ve Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor.
Geleceğe Dönük Bir Mesaj
Fehmi Çalmuk, yazısının sonunda, geçmişteki çözüm süreci deneyimlerinin ve Erbakan’ın sözlerinin bugünkü Türkiye için önemli bir rehber olduğunu hatırlatarak, devletin kararlı tutumunun ve toplumun beklentilerinin birleşmesi gerektiğini belirtiyor. Çalmuk, Türk-Kürt kardeşliğini gerçekleştirme yolundaki mücadelede, kan dökülmeden hakların verilmesinin hayal olmaktan çıkıp somut bir hedef haline gelmesini temenni ediyor.