Hac ve Umre Sezonunda Ne Olacak, Kimler Gidecek ?

TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi, Hac ve Umre Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin 2022 yılında hacı ve umre sezonu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Şahin 'Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yüzde 40 olan acente kotasını yüzde 50'ye yükseltilmesi talimatını verdi. Bu sene hacı adaylarının P'sini seyahat acenteleri götürecektir. Elbette ki bu çok güzel ve önemli bir adımdır. Umarız gelecekte de devamı gelir' dedi. Türkiye'den bu yıl 37 bin kişi hacca gidecek. 65 yaş üstü kişilerin hacca gitmesine ise Suud Hükümeti aldığı kararla yasak getirdi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Hac ve Umre Sezonunda Ne Olacak, Kimler Gidecek ?

 

 

POLİTİK ADAM:Sayın izleyiciler ben Fehmi Çalmuk, Politik Adam programındasınız. Programımızda milyonlarca hacı adayının sabırsızlıkla beklediği bir konu var. Hac ve Umre Sezonu açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bakanlarımız Umre ziyaretlerini yaparak bu sezonun açıldığını ifade ettiler. Birazdan HURSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Hac ve Umre Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin Bey, Skype bağlantımızla aramızda olacak. sayın Başkan Diyaeddin Şahin Skype bağlantısında, Sayın Başkanım hayırlı bayramlar, hayırlı akşamlar, hoş geldiniz. 

TÜRKİYE’NİN SAYISI DA 83 BİN 430 İKEN 37 BİN 770 KİŞİYE DÜŞMÜŞ OLDU

POLİTİK ADAM:Turgay Bey, konuya giriş yaptı, bu sene hac ve umre sezonu başlıyor üst başlığıyla, Türkiye’den kaç hacı gidecek, yani burada bir kısıtlama var mı, daha önceki dönemden az mı çok mu, Sayın Başkan?

 Diyaeddin Şahin: Bu hac kotasıyla ilgili daha önce İslam İşbirliği Teşkilatı, daha önceki ismi İslam Konferans Örgütü, Suudi Arabistan’a aldığı bir tavsiye kararı vardı. İslam ülkesi nüfuslarının binde bir oranında hac kotası veriliyor bu nüfusun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler için, bir de Müslümanların azınlıkta olduğu ülkeler için farklı bir rejim uygulanıyordu. Biz tabi Müslüman bir ülke olarak nüfusumuz en son 83 milyon 430 bin diye tescil edilmişti 2019 sonunda, o günde bizim hac kotamız 83bin 430 kişiydi. Hemen ardından zaten pandemi dolayısıyla hac yapılamadı. Biz aslında hem Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hem de seyahat acenteleri olarak 83bin 430 hacımızı kaydettik, sözleşmelerini imzaladık hacca götüreceğiz diye ama pandemi olunca götüremedik, iki senenin ardından bu sene Suudi Arabistan genel bir karar aldı. Biz bu yıl 1 milyon hacı alacağız dediler. Bu şu anlama geliyor, 2019’daki hacı sayısı takriben 2 buçuk milyondu. Bunun 600 bine yakını Suudi Arabistan içinden dâhili dediğimiz hacılar, 1milyon 900bin ve üzeri de yurtdışından hacılardı. Şimdi oradan bir kıyaslama yaparsak 2 buçuk milyondan, 1 milyona düştü yani kontenjan %40’a düştü demektir. Ama burada bir jestte yaptı Suudi Arabistan, kendi iç hacılarına ciddi bir kısıtlama yaptı. Daha önce sayı 600 bin iken bu sene sadece 150 bin kişi kabul edeceğini söyledi. Bütün dünyadan gelecek hacı sayısı %45’e kadar yükseldi. Bizim Türkiye’nin sayısı da 83bin 430 iken 37bin 770 kişiye düşmüş oldu.

POLİTİK ADAM:2 senedir alacağımız var Sayın Başkan. 37 bin hacı gidecek ama bu da yeterli değil, bunun içinde de bir kısıtlama yaptınız değil mi, 65 yaş?

 Diyaeddin Şahin: Suudi Arabistan bu hac kararını açıkladığı zaman 2 temel kriter koydu. Hatta bunu hacı sayısını açıklamadan söyledi. 1.si 65 yaşını doldurmuş kişileri kabul etmeyeceğini, daha doğrusu onların ifadesiyle 65 yaşın altındaki hacı adaylarını kabul edeceğini söyledi. Bir diğer kriter ise Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmış, onaylanmış olan aşılardan temel dozların tamamlanmış olması, yani bir aşı dışında diğer aşılarda 2 doz temel doz kabul ediliyor. Türkiye’de Sinovac ve Biontec Suudi Arabistan tarafından tanınan aşılar. 

POLİTİK ADAM:Aşı sıkıntımız yok. Şimdi bu 65 yaş kararı 37 bin kişiyi ne kadara düşürdü?

 Diyaeddin Şahin: Şu anda onunla ilgili net bir sayı söylemem mümkün değil ancak sadece 65 yaştan ibaret değil. Şöyle düşünün Fehmi Bey, annesiyle birlikte gitmek isteyen birisi, düşünün annesi 70 yaşında kendisi 40 yaşında, annesinin hakkı seneye ertelendi e o evlatta bu sene tek başına gitmek ister mi istemez mi, genellikle onlarda erteliyorlar. Dolayısıyla şunu net söyleyebiliriz ki tüm elemeler olduktan sonra 37bin 700 hacımız ancak kalıyor. 

HACI ADAYLARIMIZ DURUMU 9 MAYIS SABAHINDAN İTİBAREN SİSTEMDEN SORGULAYIP ÖĞRENEBİLİRLER.

POLİTİK ADAM:Şimdi şöyle diyebilir miyiz, gerçekten dört gözle televizyonda Kâbe resmini seyreden, 30 ramazan onunla yatan, kalkan hacı adaylarımız var. Şimdi hacı adaylarımız buradan bir beklenti içine girebilir mi? Yani bize de buradan kontenjandan sıra gelebilir, 65 yaş gidemedi, 65 yaşla bunlar eşler olabilir, anne baba olabilir, kardeşler olabilir, onlar da eksildi. Onların yerine yeni adaylar gelebilir mi Sayın Başkan?

 Diyaeddin Şahin: Şimdi yeni hacı adaylarının ön kayıtlarını bu sene almadık. Çünkü zaten elimizde 83bin 437 hacı olduğu gibi bir de yedekte bekleyen 2 milyon 200-300 bin civarında insan vardı zaten. Bizim önümüzdeki 30 yıl kotamızı dolduracak kadar zaten ön kaydını aldığımız hacı adayı var. Dolayısıyla bu prosedürleri tamamlamamış, 2020’de kuraya girmemiş, kura sırası da yakında olmayan ama onlardan sıra kalırsa biz gideriz diyen hiç kimseye hiçbir umut yok. Onların gitme şansı yok. Ancak buradan boşalan bir kontenjan olursa 2020’de çekilen kurada, herkesin bir kura numarası var, o kura sırası gözetilerek tabii ki bazı hacı adaylarımız da sıra gelecektir. Ve hacı adaylarımız durumu 9 Mayıs sabahı sistemden sorgulayıp öğrenebilirler. 

HACILARIMIZIN %33’Ü KADARI 65 YAŞ VE ÜSTÜ

Turgay Türker – Sayın Şahin, iyi akşamlar diliyorum, şimdi bu söyledikleriniz bana şu soruyu getirdi aklıma. Eş 69 yaşında, eşi de 62 yaşında, Türkiye’deki evlilik oranlarına baktığımızda mutlaka aradan 5 ila 10 yaş gibi bir rakam oluyor. Eşin çıktıysa erkeğin gitmediği bir yerde eşi gider mi? Elinizde rakamlar var mı? Yani evet bize müracaat edenlere baktığımızda aslında 2 buçuk milyon rakamdan söz ediyorsunuz, 1 buçuk milyon 65 yaş üstü erkek var, 1 milyonu da 65 yaşından küçük hanımlar var. Bunların durumu ne olacak?
 Diyaeddin Şahin: Şimdi tabi istatistiğimiz tam olarak öyle değil. Hacılarımızın %33’ü kadarı 65 yaş ve üstü, bu 2 milyon 300 insan içinde geçerli, şu anda bizim sistemimize kayıtlı insanlar içinde geçerli. Ancak sizin sorduğunuz çok önemli bir şey yani birlikte kuraya girdiği insanlardan bir tanesi 65 yaş üstü ise diğerleri gider mi? Bu sene eşten ziyade ana oğul olabilir, eş olabilir hatta bir arkadaş grubu, birlikte kaydolduk gidersek beraber gidelim, kalırsak birlikte kalalım diyen insanlarda var. Bunlarla ilgili elimizde şöyle bir istatistik var. Aşağı yukarı %50’si ben büyüğümü bekleyeceğim hakkımın seneye ertelenmesini istiyorum diyor, %50’si de bugün Allah bana bu fırsatı vermiş, bu fırsatı kaçırmayayım diye bu bağı koparıyor. Bu eşler arasında yok denecek kadar az, var ama ciddi bir rakam değil mesela bende bir organizasyon acentesi olarak kendi hacılarım için söyleyebilirim, bunun oranı %5 civarında. Bir de şöyle bir durum var tabi, bu insanların içinde yaşlı olanın durumu genç olana göre biraz daha düşmüş olabilir, seneye ne olur halim bilemem ama eşim gidebiliyorken gitsin diyenler var. Ancak büyük bir oran bu tür eşlerde gelecek seneye devrediliyor ama genel olarak birlikte kuraya girmiş olup ta biri 65 yaş üstündeyse onlarda %50lik bir oran var. Yarısı gitmek istiyor, yarısı da seneye erteliyor. 

HAK KAZANDIĞI HALDE EKONOMİK NEDENLERLE GİDEMEYECEĞİNİ SÖYLEYEN, SENEYE HAKKININ DEVREDİLMESİNİ İSTEYENLER VAR.

POLİTİK ADAM:Sayın Başkan, bunun bir de ekonomik boyutu var. Türkiye’de emtia fiyatlarının artması, dövizde dalgalanma, ekonomideki aşırı fiyat artışları ve normal bir seviyede eskiden beri görülen dolar üzerinden hac ve umre seyahatleri konusunda da parasal, ekonomik nedenlerle feragat eden var mıdır?

 Diyaeddin Şahin: Var, ama bunun oranı şu ana kadar 20’de 1, yani %5 gibi parasal nedenlerle hak kazandığı halde ekonomik nedenlerle gidemeyeceğini söyleyen, seneye hakkının devredilmesini isteyenler var. Seyahat acentelerinde böyle bir tarama olduğu gibi genel hacıların arasında da böyle bir şey var. Ama çok enteresan bir olaya işaret ediyor Fehmi Bey, 18 Mart’ta Suudi Arabistan’a gittik HURSAD heyeti olarak, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve heyeti de oradaydı. Cidde’de düzenlenen bir hac sempozyumu vardı o vesile ile gittik. Aslında iki ülke arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ve onlarda Hac Bakanlığı seviyesinde ilk temastı uzun bir zamandan sonra. Çok ta sıcak bir karşılama olduğunu söyleyebiliriz genel olarak. Orada da bazı görüşmelerimiz oldu hem oradaki diplomatik misyonumuzla hem hava yolu şirketleriyle hem iş adamlarıyla hem de fuara katılan, aynı zamanda bir Hac Umre Fuarı vardı. Onunla ilgili de genel gözlemlerimiz oldu ama öte taraftan tabi biz nihayetinde ticaret erbabıyız, fiyatlar ne âlemde, durumlar nasıl diye bir baktık. Gerçekten ben çok şaşırdım, mesela en son Suudi Arabistan’a gittiğimde Al Baik diye fast foodları vardır çok meşhur, çok ta lezzetli, 11 Riyaldi bir tanesi, biz gittiğimizde 20 Riyale aldık. Yani %100’e yakın bir fark gördük. Orada genel olarak gördüğümüz genel olarak gıda fiyatlarında, bazı ürünlerde %300-400’e varan fiyat artışı, meşhur ayçiçek yağı krizi orada da vardı. Elektrik fiyatlarında hanelere %200’lük bir fiyat artışı vardı. Dolayısıyla orada gıda ürünlerinde çok ciddi bir fiyat yükselmesi olduğunu net bir şekilde gördük. En son ben 2019’un Eylül ayında gitmiştim, o güne göre kıyaslıyorum ama mesela benzin fiyatı o güne göre 3 kata yakın olduğunu hatırlıyorum. 80 kuruştu, bu sefer 230 hatta 260 kuruşa çıkmış. Sonra 235 kuruşa düşmüş. Tabii ki Suudi Arabistan gibi dünyanın en büyük petrol üreticisi ve dünyanın en büyük petrol ihracatçısı bir ülkede bile petrol fiyatlarının bu kadar yükseldiğini gördük.

POLİTİK ADAM:%300 gelmiş, yani bu demek mi hac ve umre adalarına, Allah şimdiden kabul etsin, alacağınız harçlığı biraz daha yükseltmeniz gerekiyor, maliyeti arttı mı demek?

 Diyaeddin Şahin: Yani şöyle söylemek lazım, biz hacla ilgili 2020’de birçok bağlantılarımız yapmıştık, o günkü şartlarda otellerimiz kiralamıştık, avanslarını ödemiştik.

ARTAN MALİYETE RAĞMEN BİZ BU SENE HACI ADAYLARIMIZI SELAMETLE GÖTÜRÜP GETİRMEYE KARAR VERDİK. DOLAYISIYLA BİR FİYAT ARTIŞI OLMADI. 

POLİTİK ADAM:Bunlar geçerli değil mi, ayrı bir fiyat artışı yok?

 Diyaeddin Şahin: Tabii ki otel rezervasyon yapan acenteler için, avansını ödeyenler için geçerli ama yeni durumda hacı sayısının azlığı ve arz talep arasındaki dengesizliğe sebep oldu belki fiyatların düşmesi beklenebilir bu noktada çünkü 2 buçuk gideceğine 1 milyon hacı gidiyor. Bazı oteller bundan dolayı boş kalabilir diye bir fiyat dengesi olabilir ama biz bu sene hacca zam yapmadık. Yani bakanlıklar arası hac Umre Kurulu toplantısında, bende o toplantıya katıldım Türkiye Seyahat Acentelerini temsilen, orada biz bu sene hacca zam yapmamayı, çok az bir artış yaptık, o da kurban fiyatlarının çok ciddi bir şekilde yükselmesinden dolayı. Biz bu fedakârlığı hem Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hem acente olarak sahiplendik. Artan maliyete rağmen biz bu sene hacı adaylarımızı selametle götürüp getirmeye karar verdik. Dolayısıyla bir fiyat artışı olmadı. 

ÇEKTİĞİ KURAYLA AMA HAC HAKKINI ELDE ETMİŞ HACILARIMIZ SEYAHAT ACENTELERİNİ, DİYANETE TERCİH EDİYORLAR. E DEVLET ÜZERİNDEN YAPTIKLARI BAŞVURU İLE KENDİ ÖZGÜR İRADELERİYLE BELİRLİYORLAR.

POLİTİK ADAM:Sayın başkan bir izleyicimiz soruyor, hac ve umre seyahat acenteleri hacca ve umreye gidecek kişileri kendileri mi belirliyor? Bu adaylar hakkında bir pazarlama yöntemi mi yapıyor? Hani beni tercih edin, benimle gidin mi diyor yoksa sizin kontenjanlarınız tamamen diyanet tarafından verilen ama sizin de burada sektöre köprü vazifesi gören bir durumunuz mu var, buraya bir açıklık getirebilir misiniz?

 Diyaeddin Şahin: Şimdi tabi bunu gururla söyleyebilirim ki hacı adaylarımız da umrecilerimiz de seyahat acentelerini tercih ediyorlar. Şöyle iki istatistik vereyim, umreden başlayalım. Umreye giden her 100 insanımızdan 85’ine yakını seyahat acentelerini tercih ediyor. Buradaki olay şu, umrede kota yok, Suudi Arabistan’da Türkiye’de kota koymuyor. Dolayısıyla serbest rekabet ortamında kimi tercih ederse onunla gidebiliyor. Burada seyahat acentelerinin toplam oranı %85’e yakın. Hacda ise hem Türkiye ve Suudi Arabistan tarafından konulan kota var hem de Diyanet İşleri Başkanlığının acentelere verdiği bir kota var. Yani bütün Türkiye hacılarının %40’ını acenteler, %60’ını diyanet götürüyordu. Dolayısıyla hacı adaylarının %40’ı için bütün seyahat acenteleri yarış halinde oluyoruz. Hacıların, kimin gidip gitmeyeceğini Diyanet İşleri Başkanlığı belirliyor çektiği kurayla ama hac hakkını elde etmiş hacılarımız seyahat acentelerini, diyanete tercih ediyorlar. E devlet üzerinden yaptıkları başvuru ile kendi özgür iradeleriyle belirliyorlar.

POLİTİK ADAM:Bu sektörün yönetim organizasyonunun başında olan başkan olarak şimdi bu sene yeni hak doğacak, yani kontenjandan eksildi, kurada kendine çıkabilecek hacı adayı var. Veya umreye niyetlenen izleyicilerimize kulaklarına küpe olacak bir tembihte bulunmak üzere, burada sıralamayı veya tercihi hangi koşula göre yapmalı, zaten HURSAD üyesi olmayan hiçbir seyahat acentesi hac ve umreye götüremiyor bu kesin bir kural değil mi?

 Diyaeddin Şahin: Şimdi şöyle zaten HURSAB üyesi değilse zaten seyahat acentesi olamıyor. Herhangi bir seyahat acentesi sadece hac umre değil, uçak bileti de satacaksa, otel rezervasyonu da yapacaksa, en nihayetinde turizm faaliyetinde bulunacaksa yani seyahat kısmıyla iki turizm ürününü bir araya getirip pazarlayacaksa seyahat acentesi olması şart. 

TÜRSAB ÜYEMİZ OLMUYORSA KAÇAK ACENTECİLİK YAPIYOR DEMEKTİR.

POLİTİK ADAM:Merdiven altı bir işletme mantığı yok burada?

 Diyaeddin Şahin: Yok, bizim üyemiz olmuyorsa kaçak acentecilik yapıyor demektir. HURSAD gereken denetimi yapıyor, Kültür ve Turizm Bakanlığımızla birlikte onlara gerekli cezası var, hapis cezası da var, nihayetinde haksız rekabet yapıyor bu ayrı bir tarafı, peki, bütün seyahat acenteleri hac ve umre organizasyonu yapmaya yetkili midir, aslında soru budur. 14 bine yakın seyahat acentemiz var bunun ne kadarı buna yetkilidir? Bunun kriterleri, hangi seyahat acentelerinin hac veya umre ikisi birbirinden farklı kriterlere tabi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyanet Başkanlığı’nın müşterek belirlediği kriterler var. Hac daha önemlisi çünkü haccın biraz daha volümü yüksek, hacmi yüksek dolayısıyla daha ek kriterler lazım. Hacda belli bir yaşa sahip seyahat acentesi olacak, belirli bir umre yapma tecrübesi olacak, bunun dışında da Diyanet İşleri Başkanlığının götürmeyi planladığı hacı adayı sayısı kadar ve tam rakamı yani hacı adayı tutarı kadar teminat mektubu vermesi lazım. Şimdi hacı adayı bunu bilmez hangi acente teminat verdi, hangi acente sözleşme imzaladı. Fakat bilgi çağındayız, Diyanet İşleri Başkanlığının web sayfasında, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliğinin web sayfasında, hac organizasyonu yapmaya yetkili acentelerin bilgileri var ve sürekli güncelleniyor. Dolayısıyla oradan mutlaka kontrol etmeleri lazım, umre organizasyonu için de aynısı geçerli. Onunda bazı kriterleri var ama daha hafif, yaş sınırı yok ama götürmek istediği umreciler için her biri için teminat mektubu vermek zorunda, burada hacı adaylarının, umrecilerin mağdur olmaması için kanun gereği her türlü teminat her türlü garanti sağlanmıştır. 

Turgay Türker – Şimdi bende bugüne kadar hem Diyanet ile hem de Suudi tarafıyla başka vesileler ile hacca ve umreye eşlik etmiş, tanık olmuş bir gazeteci olarak, gözlemci olarak şunu sormak istiyorum. Hem umre hem hac vazifesinde, biliyoruz ki Diyanet Vakfı’nın da bir organizasyonu var, diyanetin olması gerekir mi yoksa tamamen burada diyanetin denetleyici görevi olup bütün organizasyonu TÜRSAB ve ilgili kuruluşlara bırakması mı önemli? Bu konudaki görüşünüzü paylaşırsanız mutlu olurum.

CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATIYLA %40 OLAN ACENTE KOTASINI %50’YE YÜKSELTİLMESİ TALİMATINI VERDİ.

POLİTİK ADAM:Rakip firma gibi, rakip firmayı eleştirme, yorumlama gibi bir durum oldu?

Turgay Türker – Öyle sormadım onu, daha çok piyasanın rekabetine nasıl yansır, diyanet burada denetleyici bir rolde olsa doğru bir yöntem mi gelişir?

 Diyaeddin Şahin: Teşekkürler Turgay Bey, ben sizinle ilk defa tanışıyorum burada ama sizi yakından da takip ediyorum. Belki bizi tanımayanlar acaba danışıklı soru mu soruluyor diye düşünebilirler, şimdi şöyle bizim kurumsal olarak bir duruşumuz var. Kendi şahsi fikrimi de söyleyeceğim ama HURSAD’ın bir duruşu var. Biz bu nu 2021 ‘deki uluslararası Hac ve Umre Sempozyumunda açıkça ifade ettik. Evet, biz öteden beri diyoruz ki hac umre organizasyonunun iki yönü var. Bir önü ibadet yönü, o yönde kesinlikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkinliği, gözetimi altında olacaktır. Bizim hacılarımızın ibadetlerini yaptırması gereken hocalarımız, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenecek ve denetlenmelidir. Ancak seyahat kısmı var ki o da seyahat acentelerinin işidir, dolayısıyla biz hep söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz, bu nihai hedefimizdir seyahat acenteleri olarak, hac ve umre organizasyonlarının tamamı acenteler tarafından yapılmalı.  Diyanet İşleri Başkanlığı burada sıkı ve katı bir denetim sistemiyle hacıların özellikle ibadet kısmına çok sıkı bir şekilde sahip çıkmalı, yaptırmalı, bu konuda eksikliği, zafiyeti olanlara da en ağır cezalar verilmeli hatta bu cezalar sadece idari cezalar değil belki de hapis cezası olacak şekilde de sert olmalı. Ancak bu işin seyahat kısmı tamamen seyahat acentelerinde olmalıdır. Bu bizim hayalimizdir, bu bizim hedefimizdir. Önceden böyle bir hakkımız yoktu sonra zamanla devletimiz hac umre organizasyonu yapan acentelere bu hakkı verdi. Bugünde vasıtanızla bir müjdeyi daha paylaşmak istiyorum. Huzurlarınızda Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederek söze başlamak istiyorum. Son birkaç yıldır hac umre organizasyonunun kapalı olmasından dolayı seyahat acentelerimiz çok zor durumdaydı. Diyanet İşleri Başkanımızla da görüşerek Cumhurbaşkanımızın talimatıyla %40 olan acente kotasını %50’ye yükseltilmesi talimatını verdi. Bu sene hacı adaylarının %50’sini seyahat acenteleri götürecektir. Elbette ki bu çok güzel ve önemli bir adımdır. Umarız gelecekte de devamı gelir. Seyahat acenteleri olarak bizimde üzerimize düşen görevler var elbette ki, hacılarımıza en güzel hizmeti yapacağız. Bu konuda TÜRSAB olarak ta HURSAB olarak ta devletimizin elini çok sıkı tutacağız. Bize olan bu güveni, bu jesti de inşallah karşılıksız bırakmayacağız. 

TÜRKİYE’DEN GİDEN YOLCU SAYISI 500 BİNİ BULMADI HENÜZ HACDA.

POLİTİK ADAM:Şimdi Sayın Başkan Türkiye’de bir yılda, pandemi öncesinde, elimizde pandemi sırasında bir veri yok. Kaç bin kişi veya milyon kişi umreye gidiyor? 

 Diyaeddin Şahin: Türkiye’den giden sayısı, bizim en yüksek ulaştığımız sayı 2017-2018 umre sezonuydu, 488 bin resmi rakamımız vardı. Diyanet İşleri Başkanlığından kart almış olan, kimlik kartı alarak gitmiş olan, sisteme ismi yazılmış olanlar, bunun da büyük kısmı seyahat acentelerindendi. Fakat bir sonraki sene 2018-2019 sezonu, hatırlarsanız 2018 yazında başlayan dövizdeki o artış 3,5- 4 liralardan 7 liralara kadar çıkan dolar kurunun etkisiyle o sene sayımız bir miktar düştü. 330-340 bin seviyelerine kadar düştü, toplam umreci sayımızdan bahsediyorum. Ama yarım kalan 2019-2020 umre sezonumuz çok iyi başladı ve muhtemelen 400 bini geçecektik, çok hızlı bir şekilde devam ediyordu, o yarım kaldı. Dolayısıyla o bir şey ifade etmiyor çünkü Şubat’ta kapandı, Mart-Nisan, Ramazan umresi gibi halkımızın çok ilgi gösterdiği o dönemde maalesef organizasyon yapamadığımız için o sayı bir şey ifade etmiyor. Türkiye’den giden yolcu sayısı 500 bini bulmadı henüz hacda.

POLİTİK ADAM:Şimdi izleyicimiz soruyor, bu sene umreye niyetlenen birinin ne kadar para harcaması gerekecek?

 Diyaeddin Şahin: Efendimi en ucuz umre 10 günlük 1150 dolar, bunun karşılığı Suudi Arabistan riyali. Tabi daha yüksekleri de var, 14 günlük 1250 dolar gibi yükseğe çıkıyor. Bunlar minimum fiyatlar bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığının fiyatları biraz daha yüksek. 

SEYAHAT ACENTELERİ BELİRLENEN RAKAM DIŞINDA HİÇBİR ŞEKİLDE, HİÇBİR AD ALTINDA YOLCULARDAN PARA İSTEYEMEZLER

POLİTİK ADAM:Her şey dâhil fiyat nedir başkanım, bu umreye niyetlenenlere bu program bir vesile olsun çünkü zatıâlinizin katılacağını duyan birçok izleyicimiz mesaj bombardımanına tutuyor. Bu fiyat konusunda çok fazla talep var, acaba bu fiyatlar her şey dâhil fiyatlar mıdır, sadece konaklama bedeli midir, yemek dâhil midir, transfer ücreti dâhil midir?

 Diyaeddin Şahin: Şimdi her şey dâhilin turizmdeki karşılığı başka bir şey ancak sizin sorunuzu ben çok net anladım. Yani buna uçak bileti, vize, Türkiye’deki harcamalar, seyahat çantası, hijyenik maske, dezenfektan dâhil olmak üzere, Suudi Arabistan’a indiği andan itibaren transferleri, otel konaklaması, sabah kahvaltısı, öğle atıştırması, akşam yemeği vesaire her şey dâhildir. Burada seyahat acenteleri hiçbir şekilde, hiçbir ad altında yolculardan para isteyemezler aynı şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı için de geçerli. Burada dâhil olmayan tek şey hacı adayımızın orada yapacağı şahsi alışverişidir. Hurma parasıdır, çoluk çocuğuna hediye alacaksa onun parasıdır.

POLİTİK ADAM:Yani zemzem de sizin şirketten ikram mı Sayın Başkan?

 Diyaeddin Şahin: Zemzemler ikramımız evet, 

HACCA KASAP OLARAK GÖTÜRMEK SEYAHAT  ACENTALARININ YAPTIĞI ORGANİZASYON DEĞİL 
POLİTİK ADAM:Şimdi çok izleyici diyor ki bu kasap yoluyla umreye ve hacca gitme işi varmış, bu nasıl oluyor? Acaba bu HURSAB içinde mi oluyor, benim her konuştuğum kişi kasap olarak hacca gittiğini söylüyor diyor. 

 Diyaeddin Şahin: Şöyle, İslam Kalkınma Bankası, Suudi Arabistan’da hacıların kurbanlarını kesmeye yetkili tek kuruluş, tabi bu kadar kurbanın kesilmesi için yurtdışından kasap ve kasap yardımcıları talep ediyor. Yakın zamana kadar Türkiye’den de talep ediyordu. Ama kontenjan biraz fazla oluyordu. Yani 5000 kasap isteniyorsa Türkiye’den 7 bin kişilik veya 10 bin kişilik vize gönderiliyordu. Kalan kısmı da organizasyon şirketleri satıyorlardı. Vize olarak ta paket program olarak ta satıyorlardı. Ancak bunlar resmi bir işlem değil. Diyanet İşleri Başkanlığı ile sözleşme imzalayarak seyahat acentelerinin yaptığı bir organizasyon değil, teminata dâhil değil, hiçbir kriteri yok, ne şartlarda konaklayacağı, hacı ne şartlarda yapacağı belli değil. Tabiri caizse biraz daha ahbap çavuş biraz daha güven ilişkisine dayanan farklı bir iş orası. Ancak 2019’da bu organizasyon olmadı, Türkiye’ye bu vizeler verilmedi, bu senede verilmedi. Gelecek sene olur mu olmaz mı bilmiyorum ancak bu zaman zaman farklı mağduriyetlere yol açan, zaman zaman da başarılıyla sonuçlanmış çok farklı bir alan. Ama şu kadarını söyleyebilirim ki bu kasap olarak gidenlerin bir kısmı gerçekten kasaplık yapıp, muhakkak haclarını da yapıyorlar. Bir kısmı kasap yardımcısı statüsünde gidiyorlar, bir süre çalışıyorlar hac günlerinde Arafat’ta özgür oluyorlar, bir kısmı da gerçekten kasaplıkla hiç alakası yok sadece vizeli kasap olarak gidiyorlar haclarını yapıyorlar. Ben bugüne kadar bu tür organizasyonlardan hiçbirini yapmadım, o işe hiç girmedim. Ben Diyanet İşleri Başkanlığı ile sözleşme imzalamış bir acente olarak o sözleşme etrafında hareket ettim. 

LİSANSSIZ OLARAK YANİ İZİNSİZ OLARAK, YETKİSİZ OLARAK YAPAN İNSANLARIN YAPTIĞI HATALAR BİLE BİZE MAL EDİLİYOR.

POLİTİK ADAM:Bu konuda bir uyarınız var mı Sayın Başkan çünkü gazeteci olarak şöyle bir haber yazmadım. Gazetede, televizyonda umreye gideceğim diye dolandırılan umre adayları, gözü yaşlı insanlar, hacı adayları, böyle insanları gördüğüm zaman tüylerim diken diken oluyor. Bu konuda bir uyarınız, bir önleminiz var mı? 

 Diyaeddin Şahin: Şöyle, çok değerli bir iş yapıyoruz, insanları Allah’ın evine götürüyoruz, Mekke’ye Medine’ye götürüyoruz. Dolayısıyla bizim işimizde hiçbir şekilde, hiçbir yanlışın olmaması lazım. Bir şekilde bizim işimizi yapan, lisanssız olarak yani izinsiz olarak, yetkisiz olarak yapan insanların yaptığı hatalar bile bize mal ediliyor. Halkımızın bu bilgi çağında, bu iletişim çağında halkımızın şuna dikkat etmesini istirham ediyoruz. Bir seyahat acentesi ile umreye gideceklerse, bu acentenin yetkisi var mı, Diyanet İşleri Başkanlığıyla sözleşme imzalamış mı, bize sorabilirler, TÜRSAB’a sorabilirler, HURSAB’a sorabilirler, Diyanet İşleri Başkanlığı web sayfasına girip sorabilirler. En nihayetinde başlarına ne geleceğini kestiremezsiniz, bugün doktorlar için de aynı şey geçerli değil mi? Yani merdiven altında yapılan estetik ameliyatlar, yetkisiz yapılan işler her işte olduğu gibi seyahat acenteciliğinde ve hac organizasyonlarında yetkisi olmayan hiç kimseyle lütfen bu konuda dikkatli olsunlar.

HACI VE UMRECİLERİ MAĞDUR EDEN HERKESE KARŞI TÜRSAB SAVAŞ AÇMIŞTIR.

POLİTİK ADAM:Turgay Bey’in de bir sorusu var. 

Turgay Türker – Şimdi bana da Whatsapp’dan gelen sorular var. Şimdi özellikle Anadolu’dan hac ve umreye gidecek olan gruplardaki bu uçak saatlerinin farklı bir dilimde olduğu, gece yarısı, sabaha karşı ki bende nasip olursa yarın için böyle bir planım var ama yine sabah karşı Ankara’dan uçuş olacak. Şimdi bunu şunun için söylüyorum, bu tür gidişler ve gelişlerde sizin TÜRSAB’dan zamanlamayı nasıl planlamanız gerekir, bunu TÜRSAB olarak THY’ye söylediğinizde uçuşların planlamasını daha uygun daha makul saatlere konulabilir mi, buna hem Ankara, İstanbul hem Anadolu dâhil olmak kaydıyla. İkincisi bugün hac ve umre ki umre daha serbest, orada bir zamanlama yok onu her zamana koyabilirsiniz ama haccın durumu belli. Az önce ifade ettiğiniz gibi, Sayın Çalmuk’ta dile getirdi, kasaplar, şoförler vesaire o konuda da gidenler bin pişman, acaba bu konuda ehliyet sahibi isimlerin bulunması konusunda siz yani TÜRSAB olarak üzerinize düşen bir görev olursa nasıl bir etki ile hayata geçirebilirsiniz? 

 Diyaeddin Şahin: Uçaklarla ilgili net bir şey söyleyebilirim ki hiçbir hava yolu şirketi de gece yarısı, sabaha karşı uçak koymak istemez. Ancak bunlar Suudi Arabistan tarafındaki iniş izni, kalkış iznine bağlı bir prosedür. Hele ki hacda uçuş bulduğumuza seviniyoruz saatine bakmıyoruz çünkü dünyanın her tarafından hatta kendi içinden binlerce uçuş oluyor ve bu uçuşlarda yetersiz aslında, biz hiç istediğimiz tarihlerde uçamıyoruz zaten, bu tür sıkıntılar var maalesef bu tarifeli seferlerde de aynı, THY’nin de bundan memnun olduğunu sanmıyorum. Düzeltilmesi için yıllardır konuşuluyor kısmen düzeltmede var ancak tam düzelmesi için biraz daha zaman geçmesi lazım ama diğer taraftan seyahat acenteciliği faaliyeti ile uyuşmayan ve hacı ve umrecileri mağdur eden herkese karşı TÜRSAB savaş açmıştır. Bu bizim yetkilerimizde var, yetkilerimiz dışında biz aynı zamanda bakanlıklara ve gerekli cezaların uygulanmasına…    Teşekkür ediyorum. Hacılarımızın yetkili yerlere sahip çıkmasını, onları desteklemesini, kendi haclarının ve seyahatlerinin selameti açısından elzem olduğunu hatırlatarak sizlere ve izleyicilere hayırlı akşamlar diliyorum.

POLİTİK ADAM:Yeni sezon hac ve umrecilere hayırlı olsun, Allah kabul etsin. Size teşekkür ederim Diyaeddin Bey, Sayın Turgay Türker teşekkür ederim. 

Bakmadan Geçme