İmamoğlu Gizli MTTB'li Mi?

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yapacağım dediği Fatih Anıtı'nı hatırlarsınız. İmamoğlu, MTTB'nin 65 Yıllık Hayalini Gerçekleştiriyor... Böylebakınca ona gizli MTTB'li denebilir mi?

Aile müksebatı milliyetçilik, mukaddesatçılık içinde geçtiği bilinen, cennet mekan Süleyman Hilmi Tunahan’ın vasiyetini takip eden cemaatin kurslarında; Kur’an-ı Kerim önünde diz çöküp, kafasındaki takke ile ezberlediği sureleri okumaya çalışan bir insanın Sultan Fatih Sultan Mehmet Han Türbesi’nde akıllara ziyan görüntülerine şaşırmayan oldu mu? Sanırsınız hırdavatçı dükkanında geziyor.

“Edebi olmayanın adabı olmaz” diyeceğim de ismin Resulullah (SAV) ismi…O ziyaret nedense aklıma; Yunan Venezolos’un  yedek subay olan oğlu Sofokles’in ordularının başında Osman Gazi türbesini işgalini getirdi. Arkasında fotoğrafçı Sofokles’in her anını kayda aldı. Koca Osmanlı’nın bittiğini belirten küstah sözler, mezarı tekmelemeler…

Bu kadar tepkiye karşın İstanbul’un başkanından ne bir nedamet ne de bir açıklama geldi… Anlaşılan “Osmanlı oyunu affetmez” sözünü hatırından çıkardı.

Antropolog Eva Domaska diyor ya “Tarih mezarda başlar. Tarih ölümden beslenir” Türkiye’nin siyasi tarihinin mezarda başladığına dair önemli bir detayı bugün sizinle paylaşmak istedim.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini de İstanbul’un en doğru yerinde, tavsiyelerini dikkate alarak, doğru bir yarışmayla, Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul sürecini tanımlayan bir anıtı da bu kente inşallah hediye edeceğiz” demişti. Kamuoyunda “Fatih heykeli” olarak kabul gören bu vaadin kamuoyundaki yansımaları türbe ziyaretinin şekline gösterilen tepki kadar sertti.

Biliyor musunuz bu proje yeni değil ? “Fatih Anıtı” projenin sahibi İmamoğlu’nun seçilmesiyle belediyenin; neredeyse bir yudum su verilmeyecek listesinde birinci sırada  bulunan Milli Türk Talebe Birliği’dir. “Fatih Anıtı”, MTTB’nin 65 yıl önce başlattığı akamete uğratılan bir kampanyanın belki de acıklı olduğu kadar ibretlik öyküsünü içerir.

MTTB’nin Fatih Anıtı Kampanyası

“Tarih, mezarda başlar” dedik ya tarih belgeye dayanır. Suya yazılan yazılar değildir tarihi belgeler. Hoton Yayın’dan çıkan Anılar, Olaylar, Belgelerle MTTB’nin Yüz Yılı “Büyük Doğu’nun Atlıları” kitabını yazarken de, belgeselini yaparken de şaşırdığım olaylar zinciri şöyle gelişiyor.

MTTB’nin efsane genel başkanı Rasim Cinisli döneminde İstanbul fethi kutlamaları ilk defa bayram havasında kutlanmaya başlandı. Büyük mitingler düzenleniyor, yüzbinler meydanlara akın ediyordu. Hatta Arif Nihat Asya’nın “Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek” diye başlayan “Fetih Marşı”, Yıldırım Gürses’e beste için verilmişti. Rasim Cinisli, fethi anlatan, Fatih’i yaşatan bir anıtın yapılması için kampanya düzenledi. Kampanya broşürünü bile hazırladı.

Fatih İle Geleceğini İnşaa Edecekler

Rasim Cinisli ne maksatla Fatih Anıtı kampanyasını başlattığını şöyle anlatır:

“Bu kampanyayı yaparken iki hedefimiz vardı. O yıllarda toplumda, özellikle genç kesim içinde dejenere hevesler yaygınlaşıyor, fark ettirmeden milli kimliğimizi tehlikeli bir biçimde etkiliyordu. Bu gidişi durdurmak için milli motifleri gün ışığına çıkarmak ve güncelleştirmek birinci hedefimizdi. Bunun için “Fatih” temasını işledik. Bu kampanyada çalışan gençler Fatih Sultan Mehmet’i öğrenecekler, Fetih gururunu yaşayacaklar ve o duygu üzerine, özgüvenle geleceklerini inşa edeceklerdi.’’ İkinci hedefimiz Fatih Sultan Mehmet adına bir armağan, bir eser, bir kütüphane yapmanın heyecanını gençlere kazandırmaktı. Bu girişimimizde bilhassa orta öğrenim gençliğinden büyük destek gördük.

Sokak Sokak Para Topladık

 

Bu nedenle MTTB içinde Orta Öğretim Fatih Anıtını Yaptırma Komitesi’ni kurduk. Liseli gençler örgütlendi. İstanbul’da ve Anadolu şehirlerinde çalışmalar yaptılar. Caddeleri, sokakları dolaşarak Fatih portrelerini sergiliyor, dağıtıyor ve ayrıca noter mühürlü kumbaralarla bağış topluyorlardı. Bu kampanya ile noter huzurunda açılan kumbaralardan, hatırladığım kadarıyla 175-200 bin Lira bağış toplandı. O para, noterle beraber gözlemci olan Cağaloğlu İş Bankası Müdürü’ne teslim edildi.

Anıtı Heykel mi Anladılar?

MTTB Yönetim Kurulu’nun kararı olmadan o paraya kimse dokunamayacaktı. Projeler yapılacak, para ona göre harcanacaktı. Kongre huzurunda yönetimi devrettiğimiz gün de kampanya parası MTTB adına, aynı hesapta duruyordu. Benden sonraki arkadaşlar o parayı ne yaptı, nasıl kullandılar, sonradan öğreniyorum. Fetih matbaası yapmışlar galiba. Yani anıt derken heykel mi anladılar. Hâlbuki bizim öyle bir maksadımız yoktu. Görev sürem yetmedi o kısa zamanda. Bir sene bir buçuk senelik bir zaman benim Milli Türk Talebe Birliği genel başkanı olduğum süre. Süre yetişmez ama benden sonraki arkadaşlara vasiyet ettim.”

Çiftçigüzeli: Vefa Borcu Ödenmeli

İçinde bulunduğumuz 2020 yılında meslekte yarım asrı devirmiş bir gazeteci-yazar  olan Mehmet Cemal Çiftçigüzeli ise Rasim Cinisli’nin açıklamalarına Demokrat Parti zamanında 1953 yılında Milli Türk Talebe Birliği’nin İstanbul’un fethinin 500.yılını kutladığını o günden bugüne büyük bir etkinlikle “fethin” ele alınmadığını belirterek destek verir. Çiftçigüzeli’ne göre başta Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul fethini yaşatan bir anıtın vefa borcu gibi yerine getirilmesi gerekir:

 “Milli Türk Talebe Birliği Rasim Cinisli zamanında Fatih Anıtı’nı yaptırma kampanyası açtı. Bunun amacı Fatih’i ve İstanbul’u topluma tanıtmaktı. Çok ciddi bir meblağ toplandı. Bu meblağ daha sonra Rasim Cinisli’nin döneminden sonra gelen, görevi devralan arkadaşlara devredildi. Bu devirde anıt yanlış anlaşıldığı için arkadaşlarımız Fatih Gençlik Vakfı’nı kurdular. Fatih Gençlik Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği’nin bitişiğindeki yerde devam ediyor ancak eski MTTB yöneticileri bünyesinde devam ediyor. Fatih’i ve İstanbul’u anlatacak kadar etkinlik yapması temennisinde bulunuyorum çünkü Fatih önemli bir simge. İstanbul önemli bir eskimez başkent. Dolayısı ile Milli Türk Talebe Birliği’nin bir hatırası olarak bir simgesi olarak bu anıtın Fatih Gençlik Vakfı tarafından yaptırmalıdır. Anıt derken illa heykel olması şart değil; çok güzel anıt örnekleri vardır. Bunun en güzel örneği Ali Şir Nevai Parkı’dır, Özbekistan’da. Başka örnekleri de vardır, bunun olmasını bir vefa borcu olarak temenni ediyorum.”

Turgut Özal ve Abdullah Gül Açılışta

Fatih anıtının nasıl vakıf ve matbaa olduğuna geçmeden şaşıracağınız iki siyasiyi daha paylaşalım. MTTB’deki Abdullah Gül, Rasim Cinisli’nin belirttiği Fetih Matbaası açılışında 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de vardı.  MTTB İcra Kurulu üyesi olarak Fetih matbaası açılışına katılan Abdullah Gül,   şunları söyleyecektir:

“Fetih matbaasının açılışında rahmetli Turgut Özal’ı gördüm. Yan tarafta bir vakıf kuruldu. O zaman planlama müsteşarıydı. Bir devlet protokolünden ziyade Turgut Bey’de Türkiye Milli Gençlik Milli Kültür Vakfı kurucularındandı. Dolayısıyla onlar hep bu faaliyetlere destek veren insanlardı. Ben hatta onların bursuyla gitmiştim. Böyle bir açılışa devlet görevlisi olarak değil ilgi ve alakalarından dolayı katılmışlardı hatırlıyorum.”

Peki, Rasim Cinisli’nin ve Mehmet Cemal Çiftçigüzel’in eleştirilerine muhatap olan Fatih Gençlik Vakfı yönetimi bu konuda neler söylüyor?

Vehbi Ecevit: 210 Bin TL Toplandı

Vakfın başkanı aynı zaman MTTB’nin 57. Dönem Başkanı Vehbi Ecevit gözüyle oylayın seyri ara başlıklar ile anlatacağımız gibi şu şekilde gerçekleşiyor:

 “Tabii bu Rasim Cinisli’nin bilgisidir ama itirazı değildir, bilgisi doğrudur. Fatih’in şanına yakışır bir anıt diye başlanmıştır tabi. Sonraları bu bir heykel anlayışına doğru kaymıştır. Bu nasıl toplanmıştır. Biliyorsunuz eskiden 23 Nisanlarda, bayramlarda Kızılay’ın kumbaralarını taşırdı iki çocuk. Yakalarına birer iğneyle rozet iliştirirler. Kumbarayla Kızılay böyle para toplardı. Buna benzer bir toplamayla o paralar toplanmıştır. Bu para aşağı yukarı 210 bin lira civarında bir paradır.

Paranın 70 Bin TL’si Kahraman Döneminde Harcandı

Rasim Cinisli, bunu İsmail Kahraman daha sonraki genel başkana devretmiştir. O dönemde de İsmail Kahraman’ın zimmetinde diyeyim, bünyesinde, onun kontrolünde bu para kalmıştır. Ta ki Ömer Öztürk’ün genel başkan olmasına kadar. 1971’de Ömer Öztürk Fatih Gençlik Vakfı tabi daha ismi yok ama bir vakıf kurulması gerektiği Talebe Birliği’nin bünyesinde veya onun desteğinde olacak şekilde, Talebe Birliği’ni destekleyecek bir vakıf olması gerektiği fikrini ortaya koyar. Epey bir istişarelerden sonra o zaman İsmail Kahraman der ki ‘o para bende duruyor o paranın bir kısmı 140 bin lirası (210 bin liradır aslı) ile İsmail Kahraman kendi fikri olarak vakıf kurmak üzere bağışlar. Kuruluşu öyledir biliyorsunuz. Noterden ‘şu kadar para yahut şu işletmemi vakfediyorum’ diye vakıfname imzalar, daha sonra bu mahkeme kanalıyla tescil ettirilir. Tescil edildikten sonra vakıf hüviyetini kazanır) Noter makbuzuyla vakıf senedini Ömer Öztürk’e getirerek ‘Ben bu parayı da bankada duruyordu ne olur ne olmaz 140 bin lirasını bu şekliyle yaptım.’ der.

Vakıf Fikri Kahraman’dan, Vakıf İsmi Ömer Öztürk’ten

Tabi Ömer abi daha ismini falan düşünmemiştir. Fakat İsmail Kahraman Fatih Gençlik Vakfı nereden çıktı deyince o da der ki ‘Bu para Fatih Anıtı’nı yapmak içindi’. Dolayısıyla yine ‘Fatih ismi olsun hiç olmazsa onun ismini taşısın böylece bir vakıf kurulsun’ der, Ömer abi de itiraz etmez. Hayra mani olmak istemez neticede vesile olmuştur İsmail Kahraman. Kendi parası olmasa da gitmiştir notere kadar, bu senedi imzalamış getirmiştir. Onu da Ömer Öztürk kabul eder ‘peki’ der bu şekliyle alır ve kendisi mahkemeye vermek suretiyle tescilini yaptırır, vakfı da kurar.

Kahraman Toplantılara Hiç Katılmadı

Vakıf kuruluşunda ilk tesis senedinde zaten Milli Türk Talebe Birliği Genel Başkanı, eski başkanlardan İsmail Kahraman hatta Erman Tuncer vardır. Beş kişilik mütevelli heyeti de koyarlar oraya ancak Ömer Öztürk’ün dışındaki kısmen de Erman Tuncer olmak üzere vakıf toplantılarına, mütevelli heyeti toplantılarına, faaliyetlerine diğerleri iştirak etmezler. Dolayısı ile Fatih Gençlik Vakfı’nın kuruluşu (ki ben de 1974 ‘ten itibaren o vakıftan burs almışımdır) vakıf 140 bin lira ne iş yapar derseniz, o gün için hiçbir şey yapmaz ama resmi bir senet imzalanması için bir miktar lazımdı, anca onu karşılar. Ömer Öztürk varlıklı bir ailenin, mutlu bir evladıdır.

Ömer Öztürk Maddi Destek Sağlıyor

Allah selamet versin. Bir öğretim üyesi, yıllarca arkadaşlığını yapmış birisinin ifadesi ile ‘mutlu ve varlıklı bir ailenin mutlu bir ferdi’ iken her şeyini Talebe Birliği’ne vakfetmiş, harcamış birisidir Ömer Öztürk. Dolayısı ile bizzat başta kendisi olmak üzere, vakıftan verilecek burs miktarı ne ise vakfın giderleri ne ise hepsini kendi bünyesinden karşılar halen de devam etmektedir. Şu anda o vakıf 150 tane talebeye karşılıksız 8 ay boyunca burs verir. Burs verdiği talebelere mümkün mertebe Ömer Öztürk’ün Milli Türk Talebe Birliği’nin 70’li yılların başında hedeflediği faaliyetler ne ise şekil olarak değil öz olarak talebeye verilmesi gereken ne ise o burs verdiği 150 talebeye bir sene boyunca vermeye çalışan, faaliyet yapan bir vakıftır. Kuruluşunun kısacası özeti bu.”

Gözleri kapalı İstanbul’u dinleyen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bilmeden, hele danışmanları tarafından bildirilmeden gündeme getirdiği Fatih Anıtı projesi, bir anlamda MTTB’nin de  vasiyetidir. Umut ederim ki Anadolu’nun ruh köküne uygun. Fatih Sultan Mehmet’in maneviyatına yakışır bir eser çıkar.

En azından bunu beklemek hakkımız.

İmamoğlu Gizli MTTB'li Mi?
İmamoğlu Gizli MTTB'li Mi?
İmamoğlu Gizli MTTB'li Mi?
İmamoğlu Gizli MTTB'li Mi?

Bakmadan Geçme