Özgür Özel'in İpi İmamoğlu'nda
MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özel'e kukla derken kuklacının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu öne sürdü
Madde atomlardan, zaman anlardan oluşur. Bir olay iki anda yaşanmaz, yaşanamaz. Hayat ve fizik kuralları bunu söylese de, siyasette bir olayın iki anda yaşanması mümkün ve muhtemeldir. CHP’ye bakınız, göreceğiniz budur. İYİ Parti’ye bakınız, fark edeceğiniz de budur. CHP’nin yeni Genel Başkanı aslında siyasi birikim ve deneyim çerçevesinde pek ciddiye ve dikkate alınacak birisi değildir. HEDEP’e uzattığı zeytin dalı, İYİ Parti’yle ortak payda arayışı, zillet masasını tekrar kurma anlayış ve amacı geçmişin birebir kopyasıdır. CHP’de yeni bir şey yoktur. Hamamda kurna, düğünde zurna beğenmeyen bugünkü CHP yönetimi her şeye karşı, geçmişine karşı, işin özünde karşıya bile karşıdır. Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı’nın İstanbul Kadıköy’de bir operaya HEDEP’lilerle birlikte katılması, sahne alan ve Kürdistan’dan bahsedip Türkiye’yi işgalci diye karalayan sözde bir sanatçının elini öpmesi utanç verici bir ayıp ve rezalettir. Öpecek eli tanımayanların milletten tekme yemeleri mutlaktır. CHP gerçekten de sömürgeleşmiş, vesayet zincirine vurulmuştur. Bir bölücünün saygıyla elinin öpülmesi CHP’nin mazisini inkar, Türkiye’ye rest çekmektir. Bu sefil fikri kimin verdiği az çok bellidir. CHP Genel Başkanı maalesef kukladır, kuklacı ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında oturan zattır. Onun da ipini tutanlar iç ve dış husumet cephesidir. CHP’de patron çıldırmış, tasfiye işlemi hızlanmış, yağma vites yükseltmiş, Atatürk’ün partisi kapanın elinde kalmıştır. Bizim üzüntümüz siyasetteki kirlilik ve yozlaşma, muhalefetteki dağınıklık ve pespayeliktir. Bu durum Türk demokrasi kültürünü erozyona uğratmaktadır. Bununla bağlantılı olmak üzere, son dönemlerde sosyal medya, yazılı ve görsel medya kanalıyla gözümüzün içine sokulan bohem hayatlar, bayağı heyecanlar, ilkel dürtüler, sonradan görme hayasızlar, harcadığı paranın kaynağı meçhul şaibeli kişiler toplumsal ahlak ve huzuru tehdit etmektedir. Bunun adı hiç şüphe yok ki özgürlük olamaz, bu şekilde yorumlanamaz. Sosyal medya fenomeni diye takdim edilen bazı süfli tiplerin Türk ve İslam değerleriyle taban tabana zıt yaşantıları mücadele edilmesi gereken kokuşmuşluk alametidir. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz vicdan ertelenemez bir mecburiyet, hepimizin de mükellefiyetidir. Siyasi ahlaktaki ağır buhranlar, azınlıkta da olsa toplumsal bünyede sürekli gösterime sunulan servet, şöhret ve şehvet tutkunlarının rezillikleri milli birlik ve dayanışma hisarlarımızı aşındırmaktadır. Alın teri dökülmeden, emek sarf edilmeden, helal-haram ayrımı yapılmadan ve bir yolla elde edilen servet düzeyindeki paraların pervasızca ortalığa saçılması, gösteriş için harcanması milletimizde haklı tepkiye neden olmaktadır. Toplumsal hassasiyetleri kaşımanın ve insanlarımızın sinir uçlarıyla oynamanın hiç kimseye bir yararı olmaz, böylesine bir imtiyazları da olamaz.