- Haberler
- Reel Politik
- Siyasetin HİÇ'lik Kavgası
Siyasetin HİÇ'lik Kavgası
Ak Parti'den istifa ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki dostluğa değinen Davutoğlu 'Sayın Cumhurbaşkanı aleyhinde tek bir söz şimdiye kadar duyulmadı bundan sonra da duyulmayacak. Onun onuru benim onurumdur, onun ailesi benim ailemdir' demişti. Şimdi ise z' Ne bir beyzadenin oğluyum ne arkamda sermaye var ne de şöhretli insanların yanında büyüdüm. Beni Tayyip Erdoğan okutmadı. Sayın Babacan da çalışarak geldi. Biz olmasak Tayyip Erdoğan bir hiçti' diye konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu arasında “ihanet tartışması büyüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu birlikte Ali Babacan'a "Onların nasıl ihanetin içerisinde olduklarını kendilerinin düşünmesi lazım. Onlar o makamlara kendi layık oldukları için gelmediler" sözleri mahkemeye taşınıyor.
"İHANET" SÖZÜNE TEPKİ
Erdoğan’ın sözlerine TV5 canlı yayınında "ihanet" ifadeleri üzerinden tepki gösteren Davutoğlu, “Bazı kavramlar yıpratılmamalı, yerinde kullanılmalı. Eğer yerinde kullanmazsanız o kavram bir gün gelir sizi vurur. İhanet çok ağır bir itham. Sayın Cumhurbaşkanının en büyük zaafı, hesaba çekileceği şey kibri, niteliğe düşman oluşu ve mutlak kudreti kendisinde görmesidir. Benim inanışım kulu kul olmayı engelleyen bir inanç. Müslümanın bir özelliği varsa şahsiyet sahibi olmasıdır. Bizim nihai sadakatimiz Allah’a, ait olduğunuz topluma, milletedir. Eğer faniler o ilkelere uyarlarsa sadakat gösteririm. O ilkelere uymayanlara değil Tayyip Erdoğan babam olsa sadakat göstermem. Benim hiçbir faniye nihai sadakatim yoktur” dedi.
"ERDOĞAN’A DAVA AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUM"
Davutoğlu, Erdoğan’a "ihanet" sözleri nedeniyle dava açmayı düşündüğünü belirterek şunları söyledi:
“Herkes adliye saraylarının yakınından Beştepe’de uzanan adalet pazarlıklarından bahsediyor. Yakın zamanda Siirt İl Başkanımıza böyle bir hukuki meselesini çözmek için birkaç milyon dolar teklif edenler çıkmış. Fatih kadı önünde hesap verdi, Tayyip Erdoğan’da hesap vermeye hazır olacak. Siz Cumhurbaşkanı zırhına sığınıp en ufak eleştiriye bile tahammül etmeyeceksiniz ama başkasına istediğiniz hakareti yapacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapmış biri olarak hukuki dava da açmayı düşünüyorum. Bugüne kadar siyasi dava hiç açmadım. Türkiye’de Başbakanlık yapmış birini kimse ihanet ile suçlanamaz, kimse hain diyemez. Varsa elinde bir delil beni Divan-ı Harp'te yargılasın. Fatih gibi kadı önünde hesap vermeye hazır olacaksınız. Sayın Erdoğan siz adalete ihanet ettiniz. Ben bir hiçtim de neden ülkeyi emanet etti."
"BİZ OLMASAK ERDOĞAN BİR HİÇTİ"
Bugüne kadar geldiği makamlara emekleri ile geldiğini kaydeden Davutoğlu, “Kötü bir bakan olsaydım kimin aklına gelirdi benim Başbakan olmam. Layık olmayan birine ülkeyi nasıl emanet ettin. Bir hiçtim de neden emanet ettin. Ben geldiğim hiçbir yere emeksiz gelmedim, tırnaklarımla geldim. Uykusuz gecelerle geldim, çileli yolculuklarla geldim. Ne bir beyzadenin oğluyum ne arkamda sermaye var ne de şöhretli insanların yanında büyüdüm. Beni Tayyip Erdoğan okutmadı. Sayın Babacan da çalışarak geldi. Biz olmasak Tayyip Erdoğan bir hiçti” diye konuştu.
NEREDEN NEREYE ?
Dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu 5 Mayıs 2016'da MYK toplantısının ardından kameraların karşısına geçmiş, olağanüstü kongreye 22 Mayıs'ta gidileceğini açıklamış, kurultayda aday olmayacağını açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki dostluğa değinen Davutoğlu "Sayın Cumhurbaşkanı aleyhinde tek bir söz şimdiye kadar duyulmadı bundan sonra da duyulmayacak. Onun onuru benim onurumdur, onun ailesi benim ailemdir" demişti.
"BU DOSTLUĞU HER ŞEYDEN DAHA ÖNCE ALDIM"
Davutoğlu konuşmasında şunları söylemişti:
"Yaptığım muhasebe, istişareler, cumhurbaşkanımız dahil siyasi tecrübesine güvendiğim dostlarımla yaptığım istişare neticesinde refik değişmesindense genel başkanlığın değişimi kanaati bende hasıl oldu. Bu bağlamda önümüzdeki olağanüstü kongrede bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum. AK Parti'nin kaderi Türkiye'nin kaderidir, gönül coğrafyamızın kaderidir. Ne gelişme olursa olsun ben verdiğim söze sağdığım. Bundan sonrasıyla ilgili olarak herkesin şunu bilmesini isterim. Cumhurbaşkanımızla aramızda olan insani kardeşlik hukukudur. Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak. Bunun açık ve net bilinmesini isterim ve bunun istismar konusu edilmesine de izin vermem. Cumhurbaşkanımızın onuru, hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başkanı olarak hem benim dava arkadaşım olarak onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur. Onun ailesi benim ailemdir.