Medya İnternet
Medya İnternetEditör

Orhan Miroğlu 2

Ak Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, son gelişmeleri Politik Adam Programında genel yayın yönetmeniz Fehmi Çalmuk'a anlattı.

 

 

Politik Adam: Şimdi Orhan Miroğlu geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı’na refakat etti ve Van mitingine gitti. Van dediğimiz zaman serhat şehri, belki geçici sığınmacıların kapısı, bir tarafında İran, aşağısında Irak hududu olan çok önemli bir kentimiz. Van’da çok önemli konuşmalar yaptı, hemen muhalefet partisinden taşımalı bir yapı eleştirisi geldi. Ama şimdi işin erbabından öğrenelim, Orhan Bey miting nasıl geçti?

Orhan Miroğlu: Miting tabii ki iyi geçti. Taşımalı falan diyor muhalefet ama ben Van’ı az çok biliyorum, Ramazan ayında gittim, orada Ramazan ayı boyunca bazı programlar oldu, bende o programların bir kısmına katıldım. Sivil toplum örgütleriyle de görüşmelerimiz oldu sadece parti camiasıyla değil. Bir kere tamam diyelim ki miting alanı taşımalı, havaalanından miting alanına kadar, miting alanındaki insanlar kadar insanlar dizilmişlerdi. Sokaklara, caddelere ve açık alanlara yani taşınan insan gidip niye öyle bir yerde dursun ki? Ve hepsinin halleri, tavırları, meraklı bakışları, destekleyen yüz ifadeleri, dikkat ettik, otobüsteydik ve bakıyorduk yani. Çok canlı bir destekti.

BİR SÜRÜ BELADAN GEÇMİŞ BİR ŞEHİR, SADECE VAN DEĞİL, GÜNEYDOĞUNUN TAMAMI İÇİN YANİ DÜŞÜNELİM

 Politik Adam: Yani devletin başkanı, Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı çok yüksek?

Orhan Miroğlu: Aynen çok yüksekti. Bu şimdi tabii ki kimse anlayamaz. Van damdan düşmüş bir şehrimizdir.

HERKES ÇOK İYİ BİLİYOR Kİ İSTİKRARSIZ BİR ORTAM, BÜTÜN BU ŞİMDİKİ NORMAL HAYATI ALTÜST EDER.

Politik Adam: Niye öyle dediniz?

Orhan Miroğlu: Yani bir sürü beladan geçmiş bir şehir, sadece Van değil, güneydoğunun tamamı için yani düşünelim 90’lı yılları, 2000’e kadar devam eden hak ihlallerini vesaire. Burada tartışmasız, ekonomi şöyle olur böyle olur ama Ak Parti’nin bu alanda kazandırdığı özgürlüklerin acaba sonuna mı geldik yoksa bu özgürlükleri 2023 seçimlerinde doğru tercih yaparak bir ileri aşamaya götürebilir miyiz? Şu istikrar ve güven ortamını sürdürecek miyiz yoksa kimsenin tahmin edemeyeceği bir istikrarsızlık ve güvensizliği mi oylayacağız? Ya bu insanlar dünyayı okuyor Fehmi Bey, bu insanlar medyada, şurada burada gördükleriyle değil, gidelim sizinle Van’a, Van’da her kahvede bizim burada tartıştığımız konuların hemen hemen hepsi tartışılır. Esnaflar kendi aralarında tartışırlar, esnaflar tabii ki siftah etmeyi bekler. Siftah eder, para kazanır ama inanın doğu, güneydoğunun gündemi sadece bundan ibaret değildir. Yani herkes çok iyi biliyor ki istikrarsız bir ortam, bütün bu şimdiki normal hayatı altüst eder. Tecrübeler var, damdan düşme derken bunu söylüyorum. Ben kendime de öyle diyorum, ben damdan düşmüş bir siyasetçiyim. Yanlış anlaşılmasın lütfen ama diyordum ki milletvekili olduğum zaman, en pahalı milletvekilliği benim milletvekilliğim, çünkü cezaevi kapılarında, cezaevi hücrelerinde, demokratik hak mücadelelerinde, gençlik yıllarımı söylüyorum, daha sonra bu örgütün Jitem’le işbirliği yaparak kurşunlamasında yani bütün bu bedelleri ödemiş insanlarız biz. Dolayısıyla bana karşı bir haksızlık yapıldığı zaman bunu çok yakınımdaki insanlara derim ki ya bu haksızlığı yapmayın çünkü size sormak istiyorum, bu parlamentonun pahalı milletvekillerinden biriyim, pahalı derken insan üstü bir şey demek istemiyorum yani cezaevlerinden çıkıp, ya bu çok önemli bir şey, bir parantez açıp bunu söylemek isterim. Ben AİHM’de davaları olan bir kişiydim yani bana yönelik ihlaller nedeniyle, bir yazardım ben, yazılarımdan ötürü AİHM’e giden davalarım oldu benim.

KÜRTÇE KONUŞMAKTAN AİHM’E GİDEN DAVALARIM OLDU, SONRA BİR GÜN AK PARTİ’DEN MİLLETVEKİLİ OLDUM VE GİRDİM, AİHM’DE KARAR VEREN YARGICI SEÇTİM, OY VERDİM.

Yani Avrupa Konseyi’nin parlamenterleri seçiyor ve Avrupalılar bir gün kalkıp konseyde dedim ki bakın dedim, Türkiye’yi eleştirirken biraz insaflı olun, ben Mardin milletvekiliyim. Sizin şu an bitişikteki, birbirine çok yakındır AİHM ile konsey, bugün dedim, sizin bu mahkemenizde karar verecek bu hakimi seçtim. Bu Türkiye demokrasisinin gücüdür. Şimdi bu gücü kolay kolay heba eder mi Van halkı, kolay kolay Mardin halkı heba eder mi? Etmez, bu güncel politik tartışmaları, siyaset kim yapıyorsa herkese söylüyorum bunu, CHP’ye de, İyi Parti’ye de söylüyorum bunu, bu hafızayı karalayarak yani Tayyip Bey’in Kürtler için yaptığını, Ak Parti’nin Kürtler için yaptığını karalayarak, bunu yok sayarak, itibarsızlaştırarak bir yere varamazsınız. Önce bu hafızanın ve bu yapılanların, demokratik reformların, altyapı hizmetlerinin hakkını teslim edeceksiniz. Bu teslimi yapmadan Kürtlere yeni bir gelecek vaadinde kim bulunursa bulunsun, seçimde sinek avlar. Benim düşüncem bu dolayısıyla iddia edildiği gibi Ak Parti’nin Kürtler içerisindeki siyasi hikayesi bitti, efendim işte muhafazakarlarla hikayesi bitti, buna inanmamak lazım ve Van’a gelen bu kalabalığın da.

Politik Adam: Van mitingi bunu mu anlatıyor?

Orhan Miroğlu: Van mitingi bunu anlatıyor. Van mitingi bir şey daha anlatıyor    , Van mitingi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Kürt gençleriyle oturup, onların dilinden Kürtçe şarkılar dinlediğini de anlatıyor bize, o çok fazla yansımadı ama biz tabii ki biliyoruz, oradaydık. Ve bunu yapabilecek, günümüz içerisinde mi diyeyim, on yıllarda mı diyeyim, bunu yapabilecek bir başka siyasi lider var mı? Yani açıkça söyleyelim, Meral Hanım gitsin, Dengbej dinlesin Diyarbakır’da bakalım. Kılıçdaroğlu için de aynı şey. Biz gitmeden önce Kılıçdaroğlu oradaydı, Mansur Yavaş’la beraber gitti.

İDARİ BİR TAKIM KARARLAR ALINIYOR BU DA TOPLUMA GÜZEL YANSIMIYOR, YASAK HABERİ BİLE HOŞ GELMİYOR İNSANLARA.

Politik Adam: Devamlı konuşmalarında söyler Meral Hanım, megri megriyi dinlediniz.

Orhan Miroğlu: Ama onu eleştiri olarak söyler ama biz Ak Partililer megri megriyi niye dinledik diye hiç kendimizi suçlamıyoruz. Bugün de olsa megri megriyi yine söyleriz. Bu bir türkü söyleriz bunu, yeter ki şiddet ve terörü destekleyecek bir şey olmasın. Bu son Kürtçe konserler vesaire, açıkça tavrımızı koyduk, bunlar bir mahalle baskısıyla gelişiyor. Bir bakıyorsunuz, bir vatandaşımız bir tweet atıyor, orada Kürt sanatçısı konser yapacak, bakıyorsunuz ki o konsere de izin vermiş bir belediye başkanı ya da kaymakam, o tweet’ in etkisi altında kalıyor. Biz de diyoruz ki buna gerek yok yani bu reformları biz yapmışız, Kürtçenin önünü biz açmışız, Kürdoloji bölümlerini üniversitelerimizde biz açmışız. Bu alanda zaten rakipsiziz. İdari bir takım kararlar alınıyor bu da topluma güzel yansımıyor, yasak haberi bile hoş gelmiyor insanlara.

VAN GÖLÜ’NÜN KIYISINDA OTURUP, KÜRT GENÇLERİYLE KÜRTÇE TÜRKÜ DİNLEMEK ÖNEMLİ BİR GARANTİ

 Politik Adam: Ama burada olması beklenen, açık, yakın, beklenen gibi denet organlarının bir öngörüsü vardır.

Orhan Miroğlu: Hayır, öyle olmuyor, bakın tek tek söylemeyelim gerek yok böyle bir şeye girmeye de, bakıyoruz mesela A sanatçısına bir yerde, işte belediyelerimiz tarafından, gel konseri burada yap, bu konuda bir problem yok deniliyor. Ama şöyle bir şey, bir bakıyorsunuz o ilde ya da o ilçede birkaç kişi tutuyorlar mesela ya o buraya nasıl gelir türkü söyler, işte şudur budur deniliyor. Ne oluyor bu defa bir mahalle baskısı ortaya çıkıyor. Ve tabii ki bir belediye başkanı bir siyasetçidir sonuçta ve acaba ben doğru mu yapıyorum, yanlış mı yapıyorum diye bir muhasebeye giriyor. Ve bu yasak kararları aslında planlı programlı falan değil, kendiliğinden gelişen şeyler, zaten durdu yani artık öyle bir şey yok artık, her yerde söyleniyor kaldı ki TRT Kürdi var, günün her saati var. Şimdi Van toplantısında hem Cumhurbaşkanı’mızın bize koyduğu bir şey var, halka verdiği güven var, bu güveni nasıl yeniden garantiye alabiliriz, evet Van Gölü’nün kıyısında oturup, Kürt gençleriyle Kürtçe türkü dinlemek önemli bir garanti ve bu garantiyi ve bu güveni bugün Cumhurbaşkanı’mızın ötesinde verebilecek kimse yok.

BEN PUSULANIN 2023 SEÇİMLERİNDE DE HİÇBİR ŞEKİLDE ŞAŞMAYACAĞINI VE BU MUHASEBEYİ BİLHASSA KÜRT SEÇMENİN YAPACAĞINDAN ÇOK EMİNİM.

 Politik Adam: Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla cinsinden kamuoyuna, kamuoyu yönetenlere en güzel cevap yani

Orhan Miroğlu: En güzel cevap, bakınız Batman’da Nusaybinli bir kızımız, benim hemşerim, bir Kürt kızı geldi, Cumhurbaşkanı’mızdan Mem u Zin’i imzalamasını istedi. Mem u Zin biliyorsunuz Kültür Bakanlığı’mız tarafından basıldığı için, her kitabı kendi yazarı imzalar ama artık o bir klasik, o herkesin sahip çıktığı bir şey dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın o kitabı Kültür Bakanlığı bastığı için onu imzalama hakkı da var. Bu bile konuşuldu çünkü Kürt kızına Mem u Zin’i imzaladı. Ben o anda çok duygulandım. Çünkü damdan düştüğümüz için, yani Kürtçe bir şarkı dinlemek için zamanında kaç kaset parçalamak zorunda kaldığımızı biliyorum, saklamak zorunda kaldığımızı biliyorum. Damdan düşme meselesi biraz da bu yani. Van halkı da bölge halkı da hatta metropollerde yaşayan Kürt kardeşlerimizde, vatandaşlarımızda, hayatlarının bir döneminde mutlaka bu tarif ettiğim tarihi çerçevede mutlaka bir damdan düşmüşlüğü var. Ve bu damdan düşenler bence Sayın Cumhurbaşkanı’mızı en iyi anlayan insanlardır. Dolayısıyla ben pusulanın 2023 seçimlerinde de hiçbir şekilde şaşmayacağını ve bu muhasebeyi bilhassa Kürt seçmenin yapacağından çok eminim.

Politik Adam: Sayın Cumhurbaşkanı Van’daki mitingde diyor ki, çözüm sürecini kim bitirdi bir sorun diyor.

Orhan Miroğlu: İşte muhasebeye davet ediyor.

EĞER ÇÖZÜM SÜRECİ İÇERİSİNDE DERİNDEN DERİNE ANALİZ EDİLEBİLSEYDİ, BU ÖRGÜTE BU SÜREÇTE BÖYLE KANDIRMACA BİR ROL, İKİDE BİR MASAYI DEVİRME FIRSATI VERİLMEMİŞ OLACAKTI.

Politik Adam: Burada suçladığı yapı HDP arkasını Kandil’e dayayan bir yapı mı? Onu mu suçluyor?

Orhan Miroğlu: Aynen, tabii ki ben bu konuda 900 sayfalık bir kitap yazdım. Yeni Yüzyıl Kürtler ve Bağımsızlık, Sur hadisesi 130-140 sayfa kitapta var, İmralı’da yapılan görüşmeler, o görüşmelerde Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu tutum, onu okuduğunuz zaman diyorsunuz ki başından beri bu adamların çözüme dair bir niyetleri falan söz konusu değildi, oyaladılar. Ama tabi burada Ak Parti’nin bu konudaki siyasi tecrübeleri diyelim, istişare mekanizmasındaki gevşeklikler, bu işi o hale getirdi. Yoksa hem bu örgütü iyi tanıyan hem de Kürt vatandaşlarımızın bu örgüt bu kadar gelişirken durumları ne oldu, tavırları ne oldu, muhataplık meselesinde nasıl bir arzuları var, nasıl bir talepleri var, bunlar eğer çözüm süreci içerisinde derinden derine analiz edilebilseydi, bu örgüte bu süreçte böyle kandırmaca bir rol, ikide bir masayı devirme fırsatı verilmemiş olacaktı. Olan olmuş artık, geriye dönülecek bir şey yok yani.

Politik Adam: Geçen bir konuğumuz yorumunda şöyle bir şey dedi. Çözüm sürecinde büyük kentlere göç durdu biliyor musunuz Fehmi Bey dedi bana.

Orhan Miroğlu: Doğru, Hendekler sürecinde de durdu. 500 bin insan yerinden oldu yani 9 ilçe merkezinde, 2 şehir merkezinde, Şırnak ve Sur’ da, Sur Diyarbakır’da iki şehir merkezi bu yüzden diyorum. Ama bölge içinde mobilize oldu yani mesela diyelim ki Nusaybin’den çıkan 20-30 bin kişi, işte 3-5 bini Artuklu’ya geldi, bir o kadarı Midyat’a gitti. Yani metropol şehirlere gitmeyi denemedi.

Politik Adam: Bu çok önemli

Orhan Miroğlu: Çok önemli tabi, bir güvensizlik olsaydı, Allah korusun 1 milyon insan tekrar 90’lı yıllardaki gibi şehirlere göç edecekti. Bugün herhalde bu iyi bir şey olmazdı. Şehirlerimiz büyüyor Fehmi Bey, büyüyor ve çok ciddi bir dinamizmle büyüyor, genç bir nüfusla büyüyor. Ve müteşebbislerimiz, iş adamlarımız inanın büyük fedakarlıklar gösteriyor.

BİZİM KIZILCAHAMAM’DAKİ SLOGANIMIZ DAHA DOĞRUSU KONSEPTİMİZ, GÜVEN VE İSTİKRAR.

Politik Adam: Ben Batman’ı, Siirt’i gördüm, şehir siluetleri değişmiş.

Orhan Miroğlu: Midyat’ı görün, maşallah yani, Süryani vatandaşlarımız olsun, Ezidi vatandaşlarımız olsun, 1 milyon avroluk villalar inşa ediyorlar, geriye dönüş var. Bunun tek sebebi güven duyuyorlar. Ama bu güvenin sarsılacağı, bu yüzden bizim Kızılcahamam’daki sloganımız daha doğrusu konseptimiz, güven ve istikrar.

Politik Adam: Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı Van toplantısını yaparken, isimde vereyim, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Bey’de Diyarbakır’da 10 maddelik bir açılım işi yaptı. Geçen sene Van’da yaptığı toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Şimdi 10 madde hep bilindik işler, Anadilde eğitim vaadi,

Orhan Miroğlu: Onda da tam net bir şey yok yani.

TÜRKİYE’DE HEM BAŞBAKANLIK HEM PARTİ GENEL BAŞKANLIĞI YAPMIŞ, AK PARTİ GİBİ BÜYÜK BİR PARTİNİN, SİYASİ OKUMASI, TOPLUMSAL OKUMASI YOK.

Politik Adam: Belediye hizmetlerinde Kürtçenin kullanılması

Orhan Miroğlu: Kullanıyoruz zaten, bakın ben size söyleyeyim, biz 5 belediye yönetiyoruz Mardin’de, 5 belediyeyi biz, 5 belediyeyi de kayyum yönetiyor. Artuklu Belediye Başkanı’mız hem Kürtçe hem Arapça konuşur, günlük yaşamda vatandaşla, Midyat Belediye Başkanımız aynı şekilde,          Yeşilli Belediye Başkanımız aynı şekilde, inanın bu 5 belediye başkanımızda hem Kürtçeyi hem Arapçayı günlük hizmetlerinde kullanırlar, bunda bir şey yok ki. Yani bu alana Sayın Davutoğlu 10 maddelik şeylerle falan bu çok geri bir tavır. Tabii ki Sayın Davutoğlu’nun muhafazakar kimliğine, akademik kariyerine bir şey söylenemez benim buna saygım var, bu ayrı bir şey ama Türkiye’de hem başbakanlık hem parti genel başkanlığı yapmış, Ak Parti gibi büyük bir partinin, siyasi okuması, toplumsal okuması yok.

Politik Adam: Derinlemesine bir analiz beklerdim açılımlarla ilgili. Mesela orada kayyum ile ilgili KCK’ya karşı olduğunu,

Orhan Miroğlu: Bu devlet mekanizmaları içerisinde kayyuma yönelik kararların alınmasını ben değil, biz sonuca bakıyoruz, yaşadıklarımıza bakıyoruz, kayyumla ilgili görüşümüz budur diyoruz. Ama bu mekanizmalar bu kararlar alınırken Sayın Davutoğlu milletimizi önemli bir dönem temsil ettiği için, hükümetimizi temsil ettiği için, bizden çok daha vakıftır işin içine. Hendekler sırasında başbakandı Sayın Davutoğlu ve o dönemde operasyon kararları alalım mı almayalım mı gibi tartışmalar bile yapılıyordu. Ben o zaman milletvekiliydim, hatırlıyorum o tartışmaları ve hiçte istemememize rağmen, yani istemememiz derken bu adamlar akıllarını başlarına alırlar, çekilirler, bir şey olur, nitekim çekilmeleri için bir takım tekliflerde götürüldü, Nusaybin’i terke edin Suru terk edin gidin ama olmadı. Olmayınca devlet kılı kırk yaran zaten başta sivil vatandaşa zarar vermeyecek şekilde,

Politik Adam: Güvenlik güçlerimizden çok kayıp oldu.

Orhan Miroğlu: Sadece Nusaybin’de 80’e yakın güvenlik görevlimiz şehit oldu. Onların bütün cenaze törenlerine, milletvekiliydim katıldım ve oradaki trajedi ayrı bir safha, inanılmaz korkunç bir trajedi.

Politik Adam: Siz demin dediniz ki ben damdan düştüm, Ahmet Davutoğlu da tecrübesi itibariyle kendi başbakanlığı döneminde, özellikle iki seçim arasında artan yoğunlaşan açık terör eylemlerini bilen bir kişi olarak, bu yaptığı açıklamanın daha üstünde bir açıklama bekliyorduk.

Orhan Miroğlu: Onun siyasi hafızasına da çok uyan bir açıklama değil. Ak Parti bu maddelerin %80’ini zaten hayata geçirmiş bir parti. Orada duruyor, Ak devrim ile ilgili biz kitapçıkta bastık biliyorsanız hem de İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça zannediyorum Kürtçe de ve burada bir otelde tanıtımını yaptık birlikte ki ben o zaman Ak Parti’de siyaset te yapmıyordum, sadece gazeteciydim.

Politik Adam: Hani savunmama şurada doğrudur, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soyluyu suçluyor, kayyumu inisiyatifine bıraktığı için ama eğer bir siyasi refleks geliştirecekseniz, Kandil’in kayyumuna da karşıyım, belki buradaki kayyuma da karşıyım.

Orhan Miroğlu: Hakkını yemeyelim, o bildiride hükümete yönelik, kayyum politikalarımıza ilişkin çok büyük eleştiriler var ve sanki biz bunu seve seve yapmışız, hiçbir gerekçemiz yokmuş gibi yansıtıyorlar.

FETÖ’DEN MAĞDUR OLDUĞUNU İDDİA EDEN İNSANLARIN HİÇBİRİ DE BUGÜNE KADAR ÇIKIP, BU SUÇLAR EVET İŞLENDİ VE BİZ BU ÜLKENİN VATANDAŞLARI OLARAK, BU SUÇLARI KINIYORUZ DEMEDİ.

Politik Adam: Millet iradesine hiçe sayılıyor gibi

Orhan Miroğlu: Aynen geçenlerde Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ FETÖ ile mücadele konusunda bir programdaydı, soruları cevaplandırdı. Benim de dikkatimi çeken şey şu oldu, dedi ki sanki bu FETÖ’den mağdur olanlar, tırnak içerisinde, sanki bu mağduriyeti devlet yaratmış gibi izah ediyorlar. Oysa öyle değil, bu kesimin mağduriyeti varsa bu mağduriyetin faturasının kesileceği yegâne adres FETÖ’dur. Ama mağdur olduğunu iddia eden insanların hiçbiri de bugüne kadar çıkıp, bu suçlar evet işlendi ve biz bu ülkenin vatandaşları olarak, bu suçları kınıyoruz demedi. Gerçekten öyle, suçu inkar hem içerisindekilerin hem de bir şekilde dışarıda kalmış olanların temel prensibi oldu. İşte burada da aynı şey söz konusu, kayyumların atanmasında sanki bu mağduriyetleri yaratan hükümetmiş gibi yansıtılıyor. Hayır, öyle değil bu insanlar 1999’da Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirildiğinde 50-60’a yakın belediye başkanlığı kazandılar ve 2015-2016 yılına kadar da aşağı yukarı tablo değişmedi. Diyarbakır’ı, Van’ı, Mardin’i, üç büyük ili ve ilçeleri hep bu insanlar yönettiler. Ak Parti iktidardaydı ama bu dengeleri tecrübe edelim, belki bir iyileşme olur, çözüm süreçleri var, çözüm süreçlerinin neticesine bakalım gibi gerekçelerle, kayyum politikalarına Ak Parti başvurmadı. Ama ne zaman ki 9 ilçeye girip, iş makinalarıyla, belediyenin imkanlarıyla, belediye başkanlarını kanallara sürerek, Selahattin Demirtaş bizzat Surda kanalların başına gitti ve Kürt gençlerinin direnişi gibi selamladı bunu. Bunları unutmamak lazım, dolayısıyla burada yapılacak bir tek şey vardı. O da kayyumunuz mu var, devletin de kayyumu var demekti ve bu son 5 yılda şehirlerimizdeki ekonomik dinamizme baktığınız zaman, işin siyaset kısmını bir yana bırakacak olursak, muazzam gelişmeler kaydediliyor. Zaman zaman eleştiriler var, bir kayyumunuz bu işi şöyle değil de böyle yaptı.

BEN TEŞKİLATLARIN, MİLLETVEKİLLERİMİZİN, SİYASİ AKTÖRLERİMİZİN KAYYUM POLİTİKALARINI DEĞERLENDİRMELERİ GEREKTİĞİNİ, BU KAYYUM POLİTİKALARININ BİR YERİNDE OLMALARININ GELECEK AÇISINDAN İYİ ÖNEMLİ OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM.

Politik Adam: Kayyum konusunda en çok eleştiride teşkilatlarınızdan geliyor.

Orhan Miroğlu: Evet, bir uyum sağlanamadı işin gerçeği, şimdi teşkilatlarımız 15 sene belki daha fazla bir süre HDP’li belediyelere baktılar ve çok büyük bir mağduriyet hissi oluştu Ak Partili kesimde, HDP’li olmayan herkeste aslında. Bu kayyum politikası hayata geçince biraz daha söz sahibi olmak istediler teşkilatlarımız, milletvekillerimiz haklı olarak ama genel görüş şu oldu. Teşkilatlarımızın bu kayyum süreçlerinden uzak durmaları galiba daha hayırlı, ben böyle düşünenlerden değildim. Yani ben teşkilatların, milletvekillerimizin, siyasi aktörlerimizin kayyum politikalarını değerlendirmeleri gerektiğini, bu kayyum politikalarının bir yerinde olmalarının gelecek açısından iyi önemli olacağını düşündüm.

Politik Adam: Özel bir hizmeti sahiplensinler.

Orhan Miroğlu: Sahiplenme var, teşkilatlarımız bunu yapıyor gerçekten valla biz her gün valilerimizin, kayyumlarımızın yaptığı şeyleri sahipleniyoruz, sosyal medyamızda destekliyoruz.

Politik Adam: En azından yaşlı vatandaşın tırnağını kesmeye kadar kayyum hizmet götürüyor. Ben orada gerçekten kelle koltukta mücadeleden kamu görevlerini görüyorum, ben bununla ilgili devletin adanmış kadroları da yazdım da yani biraz onları eleştirirken eli vicdana koymak lazım. Elbette ki yeni olan, arada rekabet olan bilmem ne değil, o valiler, kayyumlar kimsenin rakibi de değil, devlet adına yapıyorlar bunu.

Orhan Miroğlu: Görev süreleri de 2-2,5 yıl oluyor, daha fazlada olmuyor, yerlerine başka arkadaşlar geliyor.

Politik Adam: Şimdi Ak Parti bir istişare toplantısı yaptı, belki 2023 seçimlerine ilişkin derli toplu, zihinsel, bütünsel olarak ta önemli bir istişare toplantısı, kamuoyunun çok önünde durmadı. İşte geleneksel olarak toplandı, pandemi falan olmuştu ama ben içeriden gelen bilgilerle, katılımcıların gerçekten inanılmaz faydalı olan bir istişare toplantısı olduğunu söylediğini duyuyorum da, Orhan Miroğlu’na diyorum ki bir partili olarak iktidar olabilmeniz için bir istişare toplantısının çıktısı anlamında ne söylersiniz?

PARTİMİZİN 2023’E DOĞRU GİDERKEN BELKİ DE SON İSTİŞARE TOPLANTISI OLDU

Orhan Miroğlu: Şimdi bu toplantı 2023 seçimlerine varıncaya kadar, yani tam olarak bilmiyorum ama öyle bir ihtimal var, partimizin 2023’e doğru giderken belki de son istişare toplantısı olacak.

Politik Adam: Orhan Bey öyle bir şey dediniz ki ani bir seçim olabilir gibi.

Orhan Miroğlu: Hayır, bu yılda bir yapılan istişare toplantıları, şimdi oldu önümüzdeki Haziran’da seçim var, o anlamda söylüyorum. Yoksa erken seçim ihtimali yok, yanlış anlaşılmasın. Partimiz bu yönetimle girecek, milletvekili listeleri tabii ki değişebilir ona bir şey demiyorum ama Merkez Karar Yürütme Kurulu vesaire ama olağanüstü bir kongre olmazsa ki ama olma ihtimalini bilemem.

Politik Adam: Yani Tayyip Bey aynı 11’le sahaya çıkacak.

Orhan Miroğlu: Aynen bu Merkez Karar Yürütme Kurulu ve şu andaki mevcut kadroyla

Politik Adam: Kendi içinde belki ihtiyaç duyarsa,

Orhan Miroğlu: Yani olabilir, mesela şu anda bir arkadaşımız başdanışman oldu Sevgi Yiğit, onun yerine bir başka arkadaşımız yedekteydi, onun görevini aldı. Yani görev değişiklikleri falan olabilir ama geçen sene yaptığımız kongrede Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi arkadaşlar, bu kadrolar Haziran seçimlerine götürecek. Şu an bir kongre zaten söz konusu değil. Öyle bir ihtimal bile yok. Dolayısıyla o anlamda söyledim, dolayısıyla beklentiler yüksekti.

Politik Adam: Beklentilerinizi karşıladı mı?

Orhan Miroğlu: Bence        evet, önemli oranda karşıladı. İşin istişare kısmı biraz daha güçlü olabilirdi. Şimdi istişarelerde, konseptin adı belli, istişare etmek,

Politik Adam: İş biraz şikayete dönüyor.

Orhan Miroğlu: Cumhurbaşkanı’mızı da bulmuşken,

Politik Adam: Hani ben çok dertliyim Cumhurbaşkanım, bana yardım et,

Orhan Miroğlu: İşte Konya’nın problemi bu falan, oysa bu istişare toplantılarının böyle olmaması lazım, genel politikalar üzerinden, bakanlarımızın orada yaptığı sunumlar üzerinden bir fikir alışverişi olsa daha iyi olur. Ama bu biraz zayıf kaldı. Onun ötesinde bakanlarımızın yaptığı güçlü sunumlar, Sayın Soylu, Sayın Çavuşoğlu, Ticaret Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız vesaire.

10 YILA KADAR BELKİ DAHA FAZLA BİR SÜRE ÇEVREMİZDEKİ BU İSTİKRARSIZLIK BİZİ ETKİLEYECEK

Politik Adam: Birinci elden kamuoyu ile paylaşılmayan özel bilgilerde var.

Orhan Miroğlu: E tabii ki, muhakkak biz bu oturumları basına kapalı yaptık zaten ve basına buradan görüntü falan da vermedik zaten biliyorsunuz. Ama kamuoyu şunu bilsin ki Cumhurbaşkanımızın basına açık olan hem açılış konuşması hem de kapanış konuşması aslında istişarenin ruhunu veren konuşmalardı. Yani sabaha kadar tartışsak o konuşmaların ötesinde Kızılcahamam toplantısını değerlendirecek fazla materyal bulamayabiliriz. Bilhassa göç konusunda Sayın Süleyman Soylu Bey’in söyledikleri, demin konuştuklarımızı biraz ondan aldım, dedim ya 10 yıla kadar belki daha fazla bir süre çevremizdeki bu istikrarsızlık bizi etkileyecek. Bu Süleyman Soylu Bakanımızın yaptığı bir değerlendirmeydi.

Politik Adam: Endonezya’dan çok büyük bir göç dalgası geliyor, biz bunda ne yapacağız?

Orhan Miroğlu: Tabii ki, Milli Savunma Bakanımızın hem Bağdat yönetimi hem de Erbil yönetimine yönelik söylemleri çok olumluydu, çok pozitifti. Mesela dedi ki, biz Kuzey Irak’ta yürüttüğümüz bu operasyonların teröre karşı mücadele ve kendi topraklarımızın güvenliği için bir mücadele olduğunu hem Bağdat’taki dostlarımıza hem Erbil’deki dostlarımıza sık sık söylüyoruz ve ısrarla söylemeye devam edeceğiz.

ŞÖYLE BİR ŞEY GÖRDÜM, BİR LİDERİN BÜYÜK İDDİASININ ADETA TARİH SAHNESİNE YENİDEN ÇIKTIĞINI

Politik Adam: Çünkü çok hayati operasyonlar bunlar,

Orhan Miroğlu: Aynen öyle, onun dışında tabii ki ekonomi konusunda hem Sayın Nebati’nin hem Ticaret bakanımızın yaptığı sunumlar gerçekten kayda değer sunumlar oldu. Ve ben tabi kapanış konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, kapanış konuşmasını çok farklı bir yere koydum. Ayakta alkışlandı zaten, çünkü şöyle bir şey gördüm, bir liderin büyük iddiasının adeta tarih sahnesine yeniden çıktığını, Türkiye’yi yeniden yönetme iddiası ki bu 2023 seçimlerinde Ak Parti’nin kazanması yani zaferle 2023 seçiminden çıkmak, başarıyla çıkmak. Bu konudaki verebileceği her şeyi vermeye hazır bir lider vardı karşımızda.

Politik Adam: Lider olarak hazır da Ak parti kadrolarında da bir metal yorgunluğu da seziyor musunuz ya da var mı?

Orhan Miroğlu: Var, bu Sayın Cumhurbaşkanı’mızın fikir dünyasını yeteri kadar parti seçmenine hatta Türkiye’ye taşıyamamak, elimizdeki imkanları iyi kullanamamak,

Politik Adam: Biraz sosyal medyanın muhalefet partilerinin etkin propagandalarının etkisinde kaldığını görüyorum.

Orhan Miroğlu: Sadece sosyal medya değil, partinin içerisindeki partinin imkanlarını medya, görsel medya olsun yazılı medya olsun biraz daha doğru dürüst değerlendirilmesi, biraz daha stratejik hedefler oluşturmak mesela Erkan Kandemir Başkanımız dedi ki, 2023 seçimlerinde Kürt seçmen oyuna yönelik çalışmalarımız olacak. Bu tabi bilhassa bizleri çok memnun etti. Bu çalışmalar ne içindir, 2023 seçiminde zayıflayan ilişkilerimiz varsa onarılması,

MUHAFAZAKAR KİMLİK, BU MUHAFAZAKAR DEMOKRAT KİMLİK, DEYİM YERİNDEYSE SAÇMA SAPAN İDEOLOJİLERE YEM EDİLMEYECEK

 Politik Adam: Bir de teşkilat başkanından gelince bu yorum,

Orhan Miroğlu: Aynen, çok çok önemliydi bu, sadece Kürt seçmene değil, azınlık vatandaşlarımıza yönelikte dedi, aynı tutumumuz olacak. Ve zaten bu iddiayı Ak Parti koruyor ve bence korumaya da devam edecek. Bu muhafazakar kimlik, bu muhafazakar demokrat kimlik, deyim yerindeyse saçma sapan ideolojilere yem edilmeyecek. Buna dair inancım çok büyük ama bazı belirsizlikler olabiliyor yani.

Politik Adam: Gelen yorumlarda, artık Ak Parti’nin önde gelen isimlerinin, muhafazakar demokratlık kelimesini de artık konuşmaktan imtina ettiği gibi fotoğraf var.

ÜYE SAYIMIZI 14 MİLYONA ÇIKARMAK İSTİYORUZ.

Orhan Miroğlu: Valla imtina etmemek lazım, ben şunu söylemek isterim,

Politik Adam: Hani bu kimlik oturdu mu?

Orhan Miroğlu: Bu kimlik oturdu bence. Yani şöyle söyleyeyim size, bir kimliğin testi aslında sadece Ak Parti’yi yöneten kadrolarla, onları test ederek olacak bir şey değil. Bakın bu partimizin, bizim 11 milyon 500-600 bin civarında üyemiz var. Ve bu üye sayısını 2023 seçimlerine kadar 14 milyona çıkarmak istiyoruz. Yani önümüze koyduğumuz hedefler,

Politik Adam: Bir de inanılmaz bir kadın sinerjiniz var, gittiğim şehirlerde görüyorum.

Orhan Miroğlu: Aynen, bu sinerji hala hiçbir siyasi partide yok, oluşabilmiş değil. Ve bunun yanı sıra 2 buçuk milyon teşkilat üyesi diyebileceğimiz, teşkilatın çeşitli kademelerinde görev alan ve her gün ama bu parti için siyaset yapan, birisine bir merhaba diyen, birisine bir ilaç, birisine bir ekmek uzatan vesaire yani siyasi hayatın içinde olan arkadaşlarımız var. Bu büyük bir güç yani dünyada böyle örneği kaldı mı zannetmiyorum ama Ak Parti bu şekilde Türkiye şartlarında istisnai bir örnek olmayı başardı bence. Ve bu başarının devamını dilemek gerekiyor.

2023 SEÇİMLERİNDE SEÇMEN İSTİKRAR VE GÜVENİ OYLAYACAK

Politik Adam: Size göre 2023 seçiminin kilidi gibi bir yorum yapsak, bunun anahtarı siyasi slogan olarak, demeç olarak, siyasi yöntem olarak nedir Orhan Bey?

Orhan Miroğlu: İstikrar ve güven yani anahtar cümle istiyorsanız Kızılcahamam’daki şey, bence 2023 seçimlerinde seçmen istikrar ve güveni oylayacak evet diyecek ya da istikrar ve güven meselesinden uzağa koşarak, güncel, popülist, algı üzerinden oluşmuş siyasi tercihlere yönelecek. Ben birincisine yöneleceği kanaatindeyim. Halkımızı çok seviyoruz ama halkımız bazen siyasi maceralarda koyabiliyor önüne, inşallah bu dönem böyle olmaz. Tekrar Türkiye’yi 5 yıl daha Ak Parti’nin yönetme şansı doğar. Ama biz bu şansı kendi cephemizden yaratabilmek için, Cumhurbaşkanı’mızın söylediği gibi çok çok çalışmamız lazım. Bu konuşulan şeyleri, halkın anlayabileceği gibi önümüzdeki 8-9 ay içerisinde halka taşımak lazım.

Politik Adam: Orhan Bey çok teşekkür ederim katılımınız için

Orhan Miroğlu: Sürçü lisan ettiysek affola,

Yeni Videolar