Dön Baba Dönelim, Fasa Fiso
Fehmi Çalmuk
Bayram ehline gelir. Ramazan bayramınız kutlu olsun…
Keşke lokum tadında bir yazı kaleme alsaydım. Keyfimiz yerine gelirdi.
Bizi bundan alıkoyan nedir? Kısaca özetleyim:
-Fasa, fiso…
Cennetmekân Erbakan hocamın Susurluk sonrası, ortalığı ayağa kaldıranlara, devleti suçlayanlara karşı açık, net olarak verdiği iki cümle:
-Fasa, fiso…
Sonradan cennetmekâna ihanet edip onu ev hapsine mahkûm edenler, koroya katılmış, Erbakan’ı yerden yere vurmuşlardı. Ne oldu?
Sonuç:
-Fasa, fiso…
Tarih bir kez daha Erbakan Hocamı haklı çıkarttı. Hayatta olsaydı, bu konuda televizyonun, sahnenin karşısına geçip keyifle çayını, kahvesini yudumlayacak kişi elbette ki O’ydu… (iftardan sonra elbette)
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bahar gelecek” müjdesine uygun olarak ardı ardına baskınlar, videolar yorumlar, iddialar geliyor. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan” Özellikle Tayyip Bey şunu bilsin ki derin devlet diye bir şey yok” diyerek tartışmalara katılıyor.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şunları söylüyor:
“Bir Bitcoin vakası var. Paraları toplayıp yok olan insanoğlu var. Biz bu tarz şeyleri banker faciasında gördük. 2000-2001 krizinde 20 tane banka battı, orada gördük. Bir de şimdi görüyoruz. Banker krizinin olduğu tarihte de çeteler mafyalar var. 90’ların sonlarına bakınca da aynı şeyi görüyoruz”
Bu olayları izleyip değerlendirmeye kalktığımda aklıma Cem Karaca’nın şu şarkısı geliyor:
Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyo'z aynı yere
Bu döngü kısır döngü
Başı var da sonu yok
Dönüyo'm dönemiyo'm
Sonunda bir cıgış yok
Amanieyynn
Aynen öyle:
Dön baba dönelim…
Sedat Peker 2002 yılında katıldığı bir televizyon programında “Hayal hırsızları, hayallerimizi çaldılar” diyordu.
Şimdi hürriyetini, itibarını çaldığını iddia ettiklerine karşı video savaşı başlattı.
“Bizim mahallenin kavgası değil” diyerek uzaktan bakmak gerektiğini düşünenler olabilir lakin işin ucu devlete dokununca, devletin başkanı fetöcü akbabalarının hücumuna uğrayınca konuya girmek üzerimize vazife oldu.
Peker “neden yurt dışındaydı, neden gitti, gitmek zorunda kaldı?” bu tartışmaya girecek değilim. Sabaha karşı yapılan ev baskını zaten bir süredir taşmaya hazır Sedat Peker’i iyice çileden çıkarttı.
Hükümeti yıpratmak için "yeterince elverişli malzeme" hazırdı. En başta Çakıcı ve Ağar’ın Cumhur İttifakı’nın iki kanadına yakın fotoğrafları ve ilişkileri bu cümledendir.
Fitili Peker yurtdışından doldurduğu youtube dizisi ile ateşledi. Youtube'taki fetöcü hesaplar Gladyo’nun sefer görev emriyle anında hazır kıta şok manga olarak topa girdi. (vaktiyle mahpusta işkence yaptıkları) Peker’i bir anda çok sever hale geldiler! Şimdi Cumhur ittifakını yıpratmak için sürekli Peker’in açtığı gediği genişletmeye çalışıyorlar.
Unutmadan daha Cumhurbaşkanımız için hücum borusu çalınmadı. Çocukluğunu, gençliğini kabadayıların cirit attığı Kasımpaşa’da geçiren, Sultan Baba’nın gölgesinde, himayesinde büyüyen, alemde büyük ünü olan “Arap Cemal” lakaplı Cemal Gülbahar’ın damadı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olayı dereden tepeden dolarak bulaştırma gayretleri var. Şimdilik Ramazan ayının sabrıyla Cumhurbaşkanı izliyor, birer birer not alıyor.
Konuya yeniden dönelim:
Zaten hükümetin içinde Truva atı (pelikancılar) için de son olaylar bulunmaz bir nimet olarak ortaya çıktı.
Hedefte “Pike” lakaplı Mehmet Ağar var… Eski içişleri bakanı… Adı “Derin devlete” çıkmış bir isim…
Hedefte Serhat Albayrak var. Turkuaz medyanın başındaki isim. Bir anlamda derin medyanın patronu…Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın abisi…
Ya Peker, Ağar olayını youtube'ta sürekli yorumlayan/kaşıyan fetöcü hesapların başında gelen ve etki ajanı gibi çalışan Cevheri Güven dikkat çekiyor.
Güven, vaktiyle Ak Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar’ın İhsan Arslan’ın zamanında sahibi olduğu Star Gazetesi’nin Ankara temsilcisi iken haber müdürü yapılan bir isim…İddia odur ki paralel emniyet imamı Osman Hilmi Özdil’den gelen talimatla bunda etkili olmuş.
Hatırlayalım: Güven, 2012'de Star’daki iken yani 28 Şubat tutuklamaları başladığında "çevik bir cezaevinde ilk iş olarak seccade istedi" haberini bile yapmıştı. Böylece (28 Şubat sürecinde loca efendi Fetönün övgü dolu mektup yazdığı) Çevik Bir'i muhafazakâr kesime sempatik göstermek istiyordu...Haberi ona sipariş eden isim Çevik Bir’i cezaevinde ilk ziyarete giden, basın organlarının reklam pastasını dağıtan bir isimden başkası değildi.
Sonuçta ne Şevket Kazan ne de o dönem Merve kavakçı ile evli olan Cihangir İslam Çevik Bir ve diğer komutanlardan şikâyetçi olmadı. Nitekim 28 Şubatçılara tankları yürütmek için 4 daire alan İshak Alaton "soruşturmanın genişlemesini doğru bulmuyorum" demişti. Röportaj Yeni Şafak’ta yayınlandı. Röportajı yapan muhabir ise fetö bağlantılı çıktı ve cezaevine girdi. Çevik Bir ve arkadaşları salıverirdi.
Güven, Nokta dergisini yönetirken 15 Temmuz’u işaret eden bir kapak yapmıştı.
Güven’e haberi paylayan ismin İshak Alaton’un kızıyla ilişkisini, O’nun Osman Kavala ile irtibatını ve daha önemlisi 15 Temmuz’da Splendid otelde darbe toplantısına katılan CIA ajanı ile olan samimiyetini, bir de bu yılın ilk aylarında İtalya’da Ak Parti yöneticileriyle çekilmiş fotoğraflarını hatırlayınca imdadıma yine Cem Karaca yetişti:
Ki dön baba dönelim
Aynı yere gelelim
Çete çeteye çatmış
Çete çete içinde
Battık buruna kadar
Cafer getir peçete