Erbakan'ın Kellesini İsteyen Adam
Fehmi Çalmuk
Merhum Turgut Özal'ın vefat yıldönümü bugün...Rabbim rahmet eylesin. Okuyacaklarınızdan sonra "yine mi rahmet dileyekseniz ?" derseniz; cevabımı yazımın sonunda belirteyim efendim.
Turgut Özal, Türkiye'de muhafazakar siyasetin başlangıcını sağlayan siyasi organizasyon Anavatan Partisi'nin genel başkanı,başbakan, cumhurbaşkanı...
Hayatını Türkiye’deki siyasi İslami hareketin başına gelmeye ve İskender Paşa’nın şeyhi olmaya adamış Korkut Özal...
ve ağabeyi Turgut Özal için cennetmekan Necmettin Erbakan Hocam , merhum Uğur Mumcu'ya verdiği bir röportajda "Turgut Bey yumuşak demir gibidir. Nasıl dövülürse öyle şekil alır" derdi.
Bu kadar mı? Hayır. Erbakan Hocam, yıllar önce Özal kardeşler için “mafsal” tabirini kullanmıştı. Unutmadan; hareket eden iki parçanın hareket edebilme özelliklerini kaybetmeden birbirine bağlanmasını sağlayan mekanik sisteme “Mafsal ya da Eklem” deniyor.
Erbakan ve Özal kardeşler; tekke arkadaşı, üniversitesi arkadaşı, siyaset arkadaşı velhasılı dava arkadaşıdır.
RP’nin ilk yıllarında Turgut Özal’a eşinin başı açık olması, hal ve hareketlerinden dolayı çok tepki gösterilmiş “Böyle derviş olur mu ?” eleştirilmişti. Onun gibi bir çok dervişin evladına söz geçiremediği daha sonra ortaya çıkmıştı. O da çok eleştirilmişti.
Ali Fuat Başgil’e yapılan baskı sonucunda cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat etmesi karşısında Erbakan’ın tavrını şöyle anlatır Korkut Özal: “Ben bunu hep söylerim, bir insanın önemli bir olay karşısındaki davranışları onun mümeyyiz vasfıdır. Mesela Erbakan’ın mümeyyiz vasfı odur, çok kimse bilmez; Erbakan Hoca yenilgiyi kabul etmez, onun hayatında yenilgi diye bir şey yoktur. Böyle çok ağır yenilgiyi bile, onu bir zafer görüntüsüne sokabilir. Yani, Erbakan’ın kişiliğini tanımak, onun dünyasına girmek çok az insana nasip olmuştu.”
Korkut Özal, Recai Kutan ve Mehmet Zahit Kotku. ( Das İst Erbakan 2 kitabından)
Erbakan'ın Kellesini İstediler
Erbakan, Korkut Özal ile Ankara'da kurdukları Yükseliş Mühendislik Yüksek Okulu'nda da birlikte çalıştılar. O'nu aktif siyasete razı etmek için Oğuzhan Asiltürk'ü görevlendirdi. Korkut Özal, bakanlık istedi ve Erzurum'dan aday olacağını listeyi kendisinin yapacağını belirtti.
Turgut Özal da adaydı. MSP’nin İzmir 1’ici sıradan Fethullah Gülen’e inanılmaz destek veren Yaşar Turnagür 2’inci sıradan, Fethullah Gülen ile aynı medreselerde büyümüş, seferberlik Tetkik Kurulu’nda görev yapmış olan,“kontrgerilla eğitimi almış” ilk subaylar arasındaydı özel harpçi Esad Keşapoğlu’nun talebelerinden biri olan Cemalettin Kaplan Erzurum milletvekili adayıydı. İsmail Kahraman ise Rize’den birinci sıra milletvekili adayıydı.
1977 seçimleri sonrası MSP’nin Milletvekili sayısının yarı yarıya azalması üzerine Korkut Özal, Turgut Özal, Osman Çataklı Bergama’da bulunan Mehmet Zahit Kotku’dan randevu alırlar. Heyete Fehim Adak ve Recai Kutan’da dahil edilir. Fehim Adak hatıralarında söze ilk başlayanın Turgut Özal olduğunu söyler:
“-Efendim Necmettin Erbakan Bey bir muharebe kaybetmiştir. Osmanlı’da muharebe kaybedeni öldürürler !
Kimseden ses yok söze girdim:
-Efendim, Osmanlıların böyle bir şey yaptığını kabul etmiyorum. Muhabere kaybetmek de Allah’ın takdiridir. Eğer kusur yoksa bu Allah’ın takdiridir. Allah’ın takdirine isyan Müslümanlıkta yoktur. Bir kelle koparmak bütün insanların kellesini koparmak gibidir. Öyle Şey mi olur ? Yani bu efendim bu sırf Osmanlı’da muharebe kaybetti diye kelle almak duyulmuş şey değil. Ama kusur kabahat varsa o başka. Bunu yapan olmuşsa suç işlemiş demektir.” dedim.
Kelle işi böylece kapandı. Onlar da üsteleyemediler daha. Adamlar sanki Hakikaten darağacı hazırlamışlar.”
Korkut Özal dantel işler gibi parti içinde muhalefeti örgütlemiş, gelecek kongrede başkaldırıya zemin hazırlamıştır.
Kadir Mısıroğlu FETÖ için ne diyordu
Milletvekilleri adaylarından biri ise Kadir Mısıroğlu’dur. Milletvekili seçilemeyen Kadir Mısıroğlu bir sene sonda kendisini bir emri vaki ile MSP Genel İdare Kurulu’nda buluvermişti: Mısıroğlu o dönemi “Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri III, Kadir Mısıroğlu, sayfa 316, Sebil Yayınları” kitabında şu şekilde anlatılıyor:
“Bir emr-i vaki ile Milli Selamet Partisi’nin 1978 senesindeki kongresinde Korkut Özal Bey’in tertiplediği – Erbakan’a rağmen- listeye girerek o partinin genel idare kuruluna seçildim. O kongrede Nurcu olarak bilinen Hüsamettin Akmumcu bizimle beraberdi. Hatta Fethullah Gülen’e mensup başka insanlar da vardı. Bu hadise dolayısıyla O’nun Erbakan’a karşı bir tavır içinde olduğunu şöyle böyle sezmiş bulunuyordum. Benim genel idare kurulunda bulunduğum sırada O’nun parti yerine Adalet Partisi’ni hatta Ecevit’i desteklediği yolunda izhar edilen tarizlere karşı O’nu defaatle müdafaa ettim. Zira partinin ileri gelenleri kendisinin şiddetle aleyhinde idiler. Ben ise O’nun bu tavrının sırf Erbakan’ın şahsına karşı olduğunu düşünerek kendisine göre bir sebebin olabileceğini mülahazasıyla müdafaasını yapıyordum. Hatta bu hususta benimle işi kırılganlığa vardıracak kadar ileri gidenlerde olmuştu. Böylelerine karşı O’nun da İslam’a hizmet eden bir insan olması sebebiyle takdir edilmesi gerektiğini ve kendisine Erbakan’ı beğenip beğenmemekte bir hak-ı hıyar tanınmasının tabi olduğunu...”
Korkut Özal’ın listesinde Kadir Mısıroğlu’nun yanı sıra MTTB’nin efsane başkanlarından İsmail Kahraman, 1980 sonrası muhafazakar kadroları ANAP’ta toplayan siyaset finansörü Hasan Kalyoncu, MÇP’nin ilk genel başkanlarından Abdülkerim Doğru, Yedi Güzel Adam’dan biri olan Hasan Seyithanoğlu, Yazar Mustafa Yazgan, Bülent Arınç gibi isimler vardı.
Korkut Özal MSP listesi
RP Yerine ANAP, ANAP Yerine RP
Özal kardeşlerin Erbakan ile mücadelesi daha bitmemişti.
Turgut Özal, kardeşi Korkut Özal gibi Nakşibendi idi. Partiyi kurarken bazı İslami cemaat önderleriyle görüşmeler yapmıştı. Bu konuda etkin olan cemaatlerden biri de İskender Paşa Dergahı olmuştu. MSP ve RP’nin örgütlenmesini sağlayan İskender Paşa Dergahı, ANAP’ın kuruluşunda da etkin rol oynamıştı. RP’nin Genel Başkanı Ahmet Tekdal ise Coşan’ın müridi aynı zamanda yaptığı Hadis derslerinin en önemli konuklarından biriydi.
Bundan 2000 yılındal önce kaleme aldığım “Selamün Aleyküm Komutanım” kitabından yer alan bir bölüm bize ışık tutacaktır. Cemaatin önde gelen isimlerinden eski ANAP Milletvekili İsmail Durak Ünlü’nün anlattığına göre, “ANAP varken, neden RP kuruluyor ?” sorusuna karşı İskender Paşa Şeyhi Prof. Dr. Esad Çoşan’ın öngörüsü şuydu:
“ANAP milli değerlere saygılı bir parti olacak. Zamanla partiler de insanlar gibi yıpranır. RP; iyi icraatlarında ANAP’ı destekler. Kötü icraatlarında muhalefet eder. ANAP halk desteğini kaybedince yerine RP geçer”
merhum Esad Coşan Hocaefendi'nin bu öngörüsü siyasette o kadar da pratik işlemedi. RP’nin en sert muhalefeti ANAP’a ve dolayısıyla Turgut Özal’a olacaktı. Zaten tarihimizde Fetullah Gülen’in cemaat olarak gündeme gelmesi, Erbakan ve Coşan ayrışması iledir. Metastaz’ın ilk belirtileri kanserli hücre, virus Korkut Özal sayesinde o tarihte atılmış ABD;İngiltere ve İsrail korumasındaki Gülen Zaman gazetesiyle Türkiye’ye servis edilmişti.
Kaplan'ın Ayrılışını Özal Örgütledi
Bu konuya kısaca değinelim: Korkut Özal, Almaya'da Erbakan'a bayrak açması için örgütledi Cemalettin Kaplan tarihi görüşmesinde Münih’te misafir öğretim görevlisi olarak görev yapan biri daha vardı. O da merhum Esad Coşan Hocefeandi'den başkası değildi. Merhum Coşan, 1967 yılında Hacı Ali Demirel’in kurduğu Yükseliş Mühendislik Yüksek Okulunda Necmettin Erbakan, Korkut Özal, Recai Kutan gibi ders veriyordu. Gündem Coşan’ı Erbakan’a karşı ikna etmekti. Nitekim merhum Coşan Hocaefendi RP iplerin kopmasına neden olan konuşmasında “Şimdi önce Almanya’daki kardeşlerimiz başladı; ’Bu dergi bizim dergimiz değildir’ demeye. Hocamızın kurduğu Hak-Yol Vakfı’na yardımları kestirdiler.” diyerek fitnenin kaynağına vurgu yapar. İskender Paşa’nın desteğini RP’den kesmek için kollar sıvandı. Fitne yayıldı da yayıldı. Lütfü Doğan hocanın arayı bulmak için yaptığı girişimler sonuçsuz kalında “Büyük olanların nefsi de büyük oluyor ”sözünü kullanmıştı.
Keşke Erbakan'ın Başı Kopsaydı
İmam Hatip Lisesi’ni yeni bitirmiş Erbakan hocamın emriyle “cihad vakti üniversite mi olur?” sözleriyle bir yere kımıldamadan RP genel merkezinde genel başkan Ahmet Tekdal Bey’in emrinde çalışmaya başlamıştım. Yurt çapında mitingleri, Avrupa’dan “süvari” olmak için otomobilleriyle gelen gurbetçilerin sevkini, kontrolünü, Yargıtay ile yazışmaları yapıyorduk. Akşam vakti telefonla acı bir haber geldi. İnegöl mitinginden sonra makam aracına binmek isterken Erbakan Hocamın orta parmağı kapıya sıkışarak, kopmuştu. TRT birinci haber olarak verdi. Genel merkeze gelen telefonun haddi hesabı yoktu. İlk müdahaleden sonra RP’nin o dönem il başkanı Recep Tayyip Erdoğan yabancı bir hastane ayarlayarak geçici olarak dikilen parmağı ameliyat yaptırdı.
Bu olaydan sonra uzun bir zaman geçmeden eski MSP Trabzon Milletvekili Lütfi Göktaş geldi. Uzaktan bakılınca fiziken Erbakan Hoca’ya çok benzediği için Güneydoğu ve Doğu Anadolu mitinglerinde güvenlik nedeniyle, bazen de Erbakan Hoca’yı araç takibinden kurtarmak, özel ziyaretler yaptırmak için makam aracının arkasına Lütfi Göktaş Bey’i oturtup gezdirirdik. Ona da sadece eliyle milleti selamlamak kalırdı.
Sohbet sohbeti açtı. Biz de ha bire ikram yapıyoruz, anlatılanları kaçırmamak için kan ter içinde kalıyoruz. Erbakan hoca ile Özal kardeşlerinin tekke arkadaşlığı gündeme gelince sakin sessiz adam birden hiddetlendi:
“-Ne arkadaşlığı ya… Erbakan Hoca’nın parmağının koptuğu günün ertesinde bizimkilerin kadınlar arasında dua günü var. Hacı annede orada (Hafize Özal) Konu dönüp dolaşıp Erbakan Hoca’nın kopan parmağına geliyor. Millet üzüntüsünü ifade ederken Hacı annenin sözleriyle herkes şok oluyor:
-Keşke başı kopaydı!
Bizimkiler hemen orayı terk ediyor. Siz ne kardeşliğinden bahsediyorsunuz.?”
Necmettin, Bana 20 Milletvekili Ver
Korkut Özal Ağabeyi Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığı görevini yürütmekteyken, ölümünden sonra yeniden siyasete atılarak Anavatan Partisi'ne girdi ve 1995 seçimlerinde ANAP'tan İstanbul milletvekili seçildi. 1995 seçimlerde İsmail Kahraman gibi isimlerinin olduğu bir grupla RP'ye girmek istediyse de Erbakan kabul etmedi. Ancak RP'nin kapatılması kararıyla birlikte Korkut Özal, başına geçtiği Demokrat Parti için Erbakan'a gelip "20 Milletvekili" isteyecekti. Erbakan rıza göstermedi ama daha sonra Korkut Özal'ın öngürüsü gerçekleşti.
Turgut Bey İmani Konularda hep Yeşile Basar
Şimdi gelelim, yazının başında belirttiğim rahmet konusuna:
28 şubat döneminde ANİMDER Başkanı olarak merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Çankaya Köşkü'nde görüştüğüm gün merhum Başbakan Erbakan’ın özel kalem müdürü beni arayarak akşam namazında Hamidiye Camii’nde olmamı istedi. Namaz bitti. Başbakan Erbakan beni makam arabasına davet etti. Şoförü de ayrılınca Başbakan merakla sordu: Çankaya’da Cumhurbaşkanı ile ne konuştunuz?
Teker teker görüşmeyi anlattım. Raporu, takdim ettiğimiz afişleri gösterdim. Çok hoşuna gitti. Güldü ve şöyle konuştu:
“İlk önce sizin bu ziyarette bulunmanız, rapor vermeniz, afişlerinizi takdim etmeniz çok isabetli bir hareket olmuştur. Tebrik ederim. Biz mücadelemizi demokratik yoldan yapacağız. Ancak dikkat etmen lazım. Bu Demirel’i en iyi ben bilirim. Kırk yıldır tanırım. Eskiden TRT’de bir yarışma vardı. Yarışmacılar kare şeklindeki alanda yürüyor, yeşil yanarsa devam ediyor, kırmızı yanarsa eleniyorlardı. Merhum Turgut Bey (Özal) İmani konularda hep yeşile basmaya dikkat etmiştir. Ancak Süleyman Bey inadına hep kırmızıya basar.”
Cennetmekan Erbakan Hocam böyle bir şahadette bulununca merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a vefat yıldönümününde Rabbim'den rahmet dilerim.