Fehmi Çalmuk

Sivilleşmiş Silahlı Kuvvetlerin Muhalefet İçin 'Kalk Borusu, İçtima Emri

Fehmi Çalmuk

Bildiriye imza atan 104 emekli amiral bahriyeli olunca bu türkü geldi aklıma:

Gemilerde talim var
Bahriyeli yârim var
O da gitti sefere
Ne talihsiz başım var

Hani benim Recep'im
Recep'im
Sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim

Büyük Türk Milleti de hükümette almadı tabii…

Şimdi 104 tane emekli amiralin bir kısmı karakolda emniyette ifade veriyor

Gemilerde talim yaptırmaya alışmış amirallerin Büyük Türk milletine de talim yaptırmaya kalkışması hatta ve hatta bildiride kullandıkları şartlı cümle ister istemez siyasete parmak kaldırmak, ayar yapmak olarak algılandı. Haksızlar mı ? Vallahi değiller.

Cila Bildirisi

Bir taraftan bakarsanız bu bildiri hükümetin demokrasiye sağlam irade ile bağlı olmasının yeniden test edilmesi… Bu açıdan bakıldığında emekli amirallerin bildirisi hükümet için bir can simidi. Ancak gel gör ki siyaset Kurumu AK Parti ile ve Recep Tayyip Erdoğan'la başa gelemeyince bu kez “Bahriyeli komutanların şapkalarının” altına gizleniverdi. Fikir özgürlüğü, söz söyleme hürriyeti Türkiye'nin bağımsızlığı ve olmazsa olmazları…

Bu haliyle baktığımızda gecenin bir yarısı 104 tane emekli Amiral Fenerbahçe Orduevi kapalı olduğu için ne boğaza bakabilmişler ne de masadan kalkarken “cila” niyetine bir bildiri yazıvermişler…  İşler bu kadar basit değil.

Şu konunun altını kalınca çizelim. Gemilerdeki serenderde Kur'an asılı olan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensuplarını ve kahraman ordumuzu bu bildiriyi vesile kılarak hedef tahtasına oturtmanın şiddetle ama şiddetle karşısındayım. Bu kadar uzun boylu değil. Halen terörle mücadelede gece gündüz can veren, kan döken Türkiye'nin ay yıldızlı bayrağını emperyalistlerin ileri uç karakollarının bulunduğu dağlara diken kahramanların moralini bozacak ima bile aziz milletimizi incitir.

Türk Silahlı Kuvvetleri NATO konsepti nedeniyle 50 yılı aşkın bir zamandır savunma merkezli bir anlayışa sahipti. Son yıllarda gerek yurt içinde gerekse yurt dışında sınır ötesi operasyonlar da operasyonel gücünü kullanması başta NATO müttefikleri olmak üzere Amerika'nın da dikkatini çekti. Uzun uzadıya bu konuya girecek değilim. Deniz Kuvvetleri dediğiniz Yapı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin strateji üretimini yapan beyi takımını oluşturur. Diğer kuvvetler ise operasyon ağırlıklı kuvvetlerdir. Sahadadır, havadadır. Bahriyeliler planlar diğer kuvvetler düşman kuvvetlerinin hakkından gelir. Bildiriyi bu anlamda değerlendirdiğimiz zaman 104 amiralin gelişigüzel “geçerken uğradık” veya “Deniz Harp Okulu, Kuleli’nin pilav gününe katılma davetini kabul ediyorum” şeklinde bir bildiri hazırlamadıkları ortadadır.

 Sivilleşmiş Silahlı Kuvvetler

Olayın başka bir cephesinden bakıldığında geleneksel bir mafya kuralının ne kadar geçerli olduğunu görüp, anlamış olduk. Tetikçi kaçar, vurdurtan ya başsağlığına gelir ya da geçmiş olsuna gelir.

Şimdi bu bildiri yazdıktan sonra yapılan açıklamalara demeçleri baktığımızda gözden kaçan önemli bir detay var. Ne Avrupa Birliğinden ne de Türkiye grip olsa sesini yükselten, öksürürse insan hakları ihlal raporuna kayıt düşen, Beyaz Saray'ın sözcülerinin “kaygılıyız” cümlesine muhatap olan bir açıklama henüz duymadık. Hiç merak etmeyin belki bu yazıyı okuduğunuzda bu açıklama gelmiş, onu da okumuş olacaksınız…

Bildiri başlı başına bir toplum mühendisliğidir. Cumhur ittifakı karşısında oluşan şu anda adı millet ittifakı olan 3’üncü ve yeni bir ittifaka evrilecek olan muhalefet için “kalk borusu, içtima emridir”

Sivilleşmiş Silahlı Kuvvetler düğmeye bastı. Siyaset buna şekil alacak.

CHP, DEVA, Gelecek Partisi ile HDP arasında etkin ve sürdürülebilir bir ittifak için bildiri zemin oluşturuldu. 

Anlaşılan bildiriye “Zevzeklik” diyen Meral Akşener’in partisi  İyi Parti yalnız bırakılacak.

Ulu Çınarın Gölgesinde Ramazan Sohbeti

Mübarek Ramazan ayı öncesi tebrikleşmek ve hayr duasını almak için muhterem Oğuzhan Asiltürk Beyefendi’nin yanına bir kardeşi olarak gittim. Bir ulu çınarın gölgesinde sohbetinde bulundum. 

Mütebessim bir edayla yaptığı ikramdan öte Türkiye üzerine çizdiği İslami analize hayran kaldım. Hangi siyasi partide olursa olsun bir kişinin “Mü’min” vasfının üzerinde durdu.

Ben bildiri dedim, “O, Türkiye sahipsiz değil” dedi.

Ramazan ayı boyunca Ankara dışında. Ramazanın bereketinden istifade edecek, kuracağı sohbet halkasıyla katılanları da istifade ettirecek.

Ziyaretimde her konu başlığı bir manşet, her analiz ayrı bir köşe yazısı konusuydu. Ancak belirttiğim gibi bir kardeşi olarak gittim. Sohbetinde soluklandım.

Konuşulan o kadar konu içinde İYİ Parti ve özellikle sayın Akşener’e çizdiği “rol model” dikkatimi çekti.

Anlaşılan Ramazan ayı sonrası yeni sürprizlere hazırlıklı olmalıyız.

Mukadderata tabi olanlar için bildiri gibi zoraki yönlendirmeler vız gelir tırıs gider.

Yazarın Diğer Yazıları