- Haberler
- Pol-Analiz
- Yeniden Refah Partili Doğan Bekin Açıkladı: İsrail Gözünü KKTC'ne Dikti
Yeniden Refah Partili Doğan Bekin Açıkladı: İsrail Gözünü KKTC'ne Dikti
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, Türkiye'ye gelen İsrail Devlet Başkanı Herzog'un ziyareti konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 'Filistin'in hamisi olmasını bekliyorduk' diyerek eleştirdi. Hükümeti 'İsrail ile yakınlaşma hamlesi başlatarak, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle daha kolay yoldan borç kapatma ve yeniden borçlanma yoluna gitmeye çalışıyor.' eleştiren Bekin'e göre İsrail'in yeni hedefi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti...Hedefleri için ülkeye 2 bin siyonist yerleştirdiler.
İsrail Cumhlurbaşkanı Herzog'un ziyaretindenh İsrail'in yeni edeflerdine Yinon planından Refahyıl hükümetinin yıkılmasından 3. ittifak önerilerine kadar değişik konularda görüşlerini belirkten Yeniden Refah PartisicandThAe46kcandThAe46k Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk’un BBNTÜRK ekranlarında sunduğu Politik Adam Programında katıldı.
M- Ayağının tozuyla İsrail Cumhurbaşkanı 14 yıl sonra Türkiye’ye gelen2. Cumhurbaşkanıydı. Türk-İsrail ilişkilerini, Filistin’i, Kudüs’ü konuşacağız bugün ama kiminle, Yeniden Refah Partisinin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı, Doğan Bekin ile. Doğan bey hoş geldiniz.
Doğan Bekin : Hoş bulduk efendim.
M-Şimdi tüm internet siteleri, haber siteleri, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni dönem başlığını atıyor. 14 yıl sonra, Şimon Peres’den sonra gelen ilk Cumhurbaşkanı Hertzog, efendim şöyle bakalım mı? Yeniden Refah Partisi Hertzog’un ziyaretini nasıl değerlendiriyor?
Doğan Bekin : Öncelikli olarak bizim Hertzog’un Türkiye ziyaretini tasvip etmediğimizi açıkça ifade etmek istiyoruz. Şu nedenle, 1.si Filistinlilere karşı artarak devam eden İsrail zulmü, BM İnsan Hakları Konseyinde ve Uluslararası İnsan Hakları tarafından rapor edilip, ilan edilmesine rağmen ve burada ırk ayrımcılığı yaptığı kesinleşmiş olması ve rapor olarak bunun ortaya konması üzerine, Türkiye gibi kucaklayıcı bir ülkenin bunu arkasında olması gerekirse maalesef güçlünün yanında yer alması ve zalimin yanında yer alması hükümetin, tasvip edilebilecek bir durum değildir. Temennimiz odur ki, Filistin davasına sahip çıkan Türkiye’nin aynı çizgiyi devam ettirmesi, biliyorsunuz ki Erbakan hocamız döneminde Filistin konusu en öncelikli politikaydı ve 6 Eylül’de hatırlarsanız Konya’da yapılan büyük Filistin mitinginden sonra 12 Eylül yapıldı. Ve daha önce, 6 Eylül’den önce Hayrettin Erkmen’in de gensoru ile düşürülmesi,
ERDOĞAN’DAN FİLİSTİN’İN HAMİSİ OLMASINI BEKLİYORDUK
M-Affınıza sığınırım, değerli izleyiciler, Türk siyasi hayatında ilk defa bir bakan gensoru ile düşürüldü. Bu bakan Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen’di. Adalet Partisi bakanıydı ve Türkiye – İsrail ilişkileri konusunda, Filistin ile Kudüs konusunda Milli Selamet partisinin verdiği gensoru oyları, CHP’nin de desteği ile gensoru ile Türk siyasi hayatında ilk düşürülen bakandı. İşte Yeniden Refah Partisi geleneği, Milli Görüş geleneğinin yıllardır sürdürdüğü bir mücadele var. Kudüs önceliği, Filistin önceliği, mücadele ve bu anlamda da 12 Eylül’ün Kudüs mitingi nedeniyle yapıldığını belirtti Doğan Bekin.
Doğan Bekin : Şimdi Erbakan hocamızın vefatından sonra Filistin davasının önemli faktörlerinden olan Dr. Besim Naim’in çok önemli bir tespiti vardı o dönem Erbakan hocamızla ilgili. Diyor ki, biz Filistinliler, Erbakan’ı Filistin’in hamisi olarak biliyoruz ve bu sıfatı kendisine vermiştik. Gerçekten de eğer Türkiye çok değerli bir insanını kaybetmişse Türkiye’den sonra bu değerde insanı kaybeden 2.ülke Filistin olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanını da aynı çizgiyi takip ederek, Filistin hamiliğini sürdürmesini canı gönülden arzu ediyorduk fakat maalesef bu gerçekleşmedi. Ben bir örnek daha vermek istiyorum, Refah-Yol iktidarından önce 1994 Ocak ayında biliyorsunuz İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman Türkiye’yi ziyaret etmişti.
İSRAİL CUMHURBAŞKANI EZER WEİZMAN, “REFAH PARNTİSİ’NE KARŞI ORDU BİR KİNARDA B.EKLEMEYECEK “ DEDİ
M-1996’da, Tansu Çiller başbakandı, Weizman, 25 yılda 3 Cumhurbaşkanı geldi, biri Weizman, biri Peres,
Doğan Bekin : Bir de şimdiki Hertzog geldi. Şimdi burada o dönem bir İsrailli gazeteci kendisine uçakta soru yöneltmişti Sayın Weiaman’a, şöyle bir ifade kullanıyordu, Türkiye’yi ziyaret ediyorsunuz fakat yakın bir gelecekte İslamcı bir parti iktidara gelecek, bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Burada Erbakan hocamızı kastediyordu. Weizman’ın verdiği cevap çok manidardı. Diyordu ki, Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve onun elindeki bütün gücü kullanarak böyle bir gelişmeyi önleyeceğine inanıyorum ve ordunun da kenarda beklemeyeceğini zannediyorum. Bu tarihi bir tespittir ve bundan alınacak çok dersler var. Hakikaten de Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı olarak Erbakan hoca koalisyon ortağı Sayın Çiller’e bir yıl sonra Başbakanlığı devrederken, hükümet … Cumhurbaşkanına sunduğu zaman, onaylamayıp o dönem Mesut Yılmaz’ı göreve tebliğ etmişti. O Dönem Mesut Yılmaz’ın hükümet kuracak sayısı olmamasına rağmen bu da o dönem ki Wiezman’ın parmak izlerini burada görmek mümkündür.
M-Şimdi siz dediniz ki, Sayın Cumhurbaşkanı Filistin hamiliğine devam etmeli. Siz Tayyip Erdoğan’ı Filistin hamisi olarak görüyor musunuz?
Doğan Bekin : Ben şahsen çok yakından tanıdığım için Sayın Cumhurbaşkanını, Ak Partiyi kurma sürecini de çok iyi bildiğim için böyle bir adım atabileceğini düşünmem biraz zordur. Çünkü geçmişe baktığımız zaman bazı tereddütlerimiz söz konusudur.
ERDOĞÜN GERİ ADIM ATTI
M-Yani Cumhurbaşkanı, Filistin için, Şimon Peres’e siz çocuk katilisiniz, one minute siyen bir siyasi kişilik. Ve sonra Mavi Marmara’dan sonra radikal biçimde Türk Büyükelçisini geri çağırmış, tavır koymuş bir kişilik, hala bunu yeterli görmüyor mu Yeniden Refah partisi?
Doğan Bekin : Şimdi one minute söylediği zaman Davos’ta daha sonra kendisine gazeteciler sorduğu zaman dedi ki, ben Şimon Peres’e değil onu moderatöre söyledim. Ve geri adım atmıştı hatırlarsanız onu gayet sarih bir şekilde ortaya koymuştu. Ama bir Marmara olayı olduktan sonra da buradan da geri adım attı ve o zamanki organizatörlere, Sivil Toplum Örgütü, gidenler şunu söylemişti. Bana mı sorup ta Gazze’ye gittiniz şeklinde, geri adım attığını burada da görmek mümkündür.
M-Yani bir geri adımı var mı Ak Parti hükümetinin, çünkü yıllardır İsrail’deki ilişkilerimiz buzdolabına konmuş vaziyette.
Doğan Bekin : Şimdi bir ekonomik açmaz içerisindedir ve Sayın Cumhurbaşkanı biliyorsunuz, 100 yılın anlaşması imzalandığı zaman, İbrahim anlaşması diğer Körfez ülkeleriyle ve bazı Arap ülkeleri ile en şiddetli tepki koyan liderlerin başındaydı. Özellikle Birleşik Arap Emirliklerine karşı çok sert bir tepki koydu. Fakat gelinen noktada zimmen de olsa bu İbrahim anlaşmasının adeta arkasında durur bir hareketle Birleşik Arap Emirliklerini,
M-İzleyicilerimiz içi buna bir tırnak açalım mı, İbrahim anlaşması nedir? Sizin dış politika tecrübeniz var, izleyicilerimiz için kısa bir dipnot verirsek, konuya hakimiyet bakımından.
Doğan Bekin : Tabi, burada İsrail’in diğer Körfez ülkelerinin sorunlarını ortadan kaldırmayı ve burada İsrail’in güvenliğinin öncelenmesi, İsrail’in bu ülkeler ile ilişkilerini yeniden sağlam bir zemine oturtmayı amaçlayan bir anlaşmadır. Ve bu anlaşmayı imzalayan küçük Körfez ülkeleri özellikle bunların başındaki yöneticiler Filistin çıkarlarından ziyade İsrail’in çıkarlarını önceleyerek bu anlaşmanın altına imza attıklarını çok iyi biliyoruz. Çünkü kendilerinin geleceğini garantiye almak adına İsrail ile işbirliği içerisine girdiklerini görüyoruz. Çünkü İsrail’i sadece bir devlet olarak görmeyelim, bugün İsrail yani Siyonist anlayış, tüm küresel kapital vasıtasıyla dünyaya hükmeder bir noktaya gelmiş vaziyettedir. ABD’de bu şeyin etkisi altında olan ülkelerin başında yer alır.
İSRAİL İLE YAKINLAŞARAK BAE İLE KOLAY YOLDAN BORÇ KAPATMANIN DERDİRDE
M-Yani sizi dinlerken şöyle diyesim geldi, Yeniden Refah Partisi, bu benim yorumum, Yeniden Refah Partisi diyor ki, Türkiye’nin ekonomik geleceği İsrail’den geçer. Hani Tayyip Erdoğan’ın yeni ekonomi konusundaki kuşatmışlıkla ile ilgili yorumunuz bu mu yani mecbur mu İsrail ile ilişkiye?
Doğan Bekin : Şimdi ekonomik açıdan bir açmazın içerisinde hükümet ve biliyorsunuz borç yükü altında, şu anda bırakınız borcu ödemeyi, borcun faizini bile ödemek zorluğu içerisindedir. Bütçe açığı var, dış ticarette önemli açık var ve bunun sonucu olarak varlık Fonu ortaya konulmuş, Varlık Fonu ipotek olarak verilmek suretiyle kredi alınıyor Çin’den diğer ülkelerden, Swap anlaşmaları yapılıyor. Ve bütün bunlara baktığımız zaman artık bunlarda yeterli kalmıyor, bunun için İsrail ile yakınlaşma hamlesi başlatarak, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle daha kolay yoldan borç kapatma ve yeniden borçlanma yoluna gitmeye çalışıyor.
KÖRFEZ SERMAYESİNİN YOLU İSRAİL İLE İLİŞKİ KURMAKTAN GEÇİYOR
M-Körfez sermayesinin Türkiye’ye gelebilmesi için şartlardan biri İsrail ile yakın ilişki kurmak mı?
Doğan Bekin : Elbette ki, geçmişte de böyle olmuştur. Bu Siyonist, küresel güçler, Osmanlı döneminin son yıkılış döneminde de biliyorsunuz, bizi Kırım savaşına sürüklediler, Rusya ile. Osmanlı galip geldiği halde orada mağlup oldu, ekonomik bakımdan mağlup oldu. Hiçbir arazi de alamadı orada fakat savaş tazminatı olarak, 1853-56 savaşından sonra İngiliz ve Fransızlara savaş tazminatı ödedi. Ve ilk defa Osmanlı Devleti Batı’ya borçlandı. Avrupa’ya borçlandı. Ve sona doğru bunu ödeme güçlüğü içerisine girdikten sonra bütün varlıklarını batılı ülkelerin idaresine bırakmak mecburiyetinde kaldı. Bunlardan biri de reji idaresi kurulmuştu, reji idaresi, bizim sigara paketlerimizin üzerinde birer reji yazıyordu. Artık tütünümüzü onlar işleyip sigara olarak satıyor ve bunun karşılığında,
M-Neredeyse bir müstemleke muamelesi mi?
Doğan Bekin : Elbette ve bunu borçlarından düşüyordu. Bu sizde çok iyi hatırlayacaksınız önemli bir gazeteci olarak o dönemlerde, 1980 öncesi bir yıllık bir CHP iktidarı vardı, 11 milletvekili ile kurulmuştu.
M-Güneş otel olayı,
Doğan Bekin : Evet, bu iktidar, şimdiki iktidarın durumunu çağrıştırıyor. O zamanda yokluk vardı biliyorsunuz, kuyruklar vardı, yağ kuyrukları ve sigara kuyrukları ve o dönemde incelediğim zaman arşivleri, tazelemek için o bilgileri bir şey ile karşılaştım, çok enteresandır, sizinle paylaşmak istiyorum. 21, ben 16 zannediyordum sonra dikkatli bakınca 21 banka ile bir konsorsiyum kurulmuş ve bize borç verilmiş, bu bankaların kalan borcu 123 milyon dolar, milyar değil ve Türkiye Hükümeti bunu ödeyemeyecek bir duruma gelmiş, bunun üzerine bunlar, bu konsorsiyum bir bankayı kendilerine vekil olarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile muhatap olabilmek için tayin ediyor, bu da Wells Fargo bankası. Wells fargo bankasının yaptığı ilk iş, Ecevit hükümeti ile yaptığı mutabakat, bizim en değerli varlığımız olan Fiskobirlik, Tariş gibi kurumların 3 yıllık ürettikleri malları Ziraat Bankasını …. yerleştirip, kendi eli ile ihraç edip borçlarını o şekilde tahsil yoluna gitmişlerdir. Şimdi de aynı şekilde varlıklarımız Varlık Fonu adı altında toplandı ve onlar ipotek olarak, borç almak için kullanılıyor. Bizim bildiğimiz bu yokluk fonu, bizim bildiğimiz Varlık Fonu Norveç gibi ülkelerde de var. Yılsonunda vatandaşlarına bunu,
M- Kaynak aktarımı yapıyor,
Doğan Bekin : Küçük ülkeler bile Avrupa’da kaynak aktarımını bu şekilde sağlıyor.
NEDEN CHP’DEN DAHA SERT ERDOĞAN’I ELİŞTİRİYORSUNUZ
M-Beni bağışlayın, sizin nezaketinizi, naifliğinizi biliyorum, affınıza sığınarak diyorum da, şimdi bazı demeçlerinizi, açıklamalarınızı görüyorum, CHP’den daha sert Sayın Erdoğan’ı, Ak Partiyi eleştiriyorsunuz. Hani bu Milli Görüş’ün bir evladı değil mi Recep Tayyip Erdoğan? Orada yetişmedi mi, gitti mi, samimiyetinden şüpheniz mi var? Kudüs deyince, Filistin deyince böyle diklenen bir tavrı var, hani bu açıklamaların Cumhurbaşkanına yönelik ağır olmuyor mu?
TÜRKİYE BİR TIKANMA NOKTASINA GELMİŞ VAZİYETTE
Doğan Bekin : Sayın Cumhurbaşkanına bizim kişisel olarak söyleyecek bir sözümüz yok uzun yıllar biz kendisiyle, bendenizde politika yaptım, aynı kurumlarda görev yaptık. En iyi tanıyanların başında geliyorum ben kendilerini, bizim kendi kişisel olarak şahsına söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Biz Türkiye’nin gidişatına yönelik olarak bunları tespitle ortaya koyuyoruz ve Türkiye üretmediği için, borçlanarak ne yazık ki, her sene daha da arttırarak borçlarını ve bunu tüketime harcayarak, bu Özal döneminden başlayan bir süreçtir ve Türkiye bir tıkanma noktasına gelmiş vaziyettedir.
M-Şimdi şöyle diyelim mi? Sayın Fatih Erbakan bey, Başkanlık sisteminde seçimi kazandı, başkan oldu. İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelecek. Gelme mi derdi?
Doğan Bekin : Şimdi şöyle bir durum var, biliyorsunuz ki İsrail’in öncelikli olarak buradaki zulümden vazgeçmesi lazım. Filistinlilere haklarını vermesi gerekiyor. Burada uluslararası anlaşmaları tanımıyor. Kudüs başkentimdir diyor ve bunu da ABD, Trump döneminde onayladı, Büyükelçiyi Tel Aviv’den oraya aldı. Buna destek verdi.
M-Ama biz Türkiye olarak itiraz ettik.
Doğan Bekin : Bu uluslararası anlaşmaları yok hükmünde sayılmasıdır.
M-Yani biz gelme demeden önce, Ey İsrail, Birleşmiş Milletler kararlarına uy, işgal ettiğin topraklardan çekil, Filistin kararından vazgeç,
Doğan Bekin : 1967 önceki sınırlara dönmesi gerekiyor. Biliyorsunuz ki 1967’ye gelindiği vakit, Batı Şeria’da bir tane bile İsrailli yerleşim yeri yoktu. Keza Doğu Kudüs’te de yoktu. Ve bunları tarihsel boyutu ile ele alaraktan, diyorlar ki burası Samara ve Judah’tır, Judah dediği Kudüs’tür ve bunlar mutlak suretle Filistin’den arındırılması lazım ve burada Yahudi nüfusunun çoğaltılması gerekiyor. Nitekim İsrail’in en önde gelen politikacılarından birkaçı geçmişte yaptıkları açıklamalarda bunu vurgulamışlardır. Eğer İsrail devleti şuan gerçekten devlet olmuşsa, bunu 1967’ye borçludur. 1967’de bu Batı Şeria, Doğu Kudüs’te yerleşim alanlarını gerçekleştirmemiş olsaydı şuan mümkün değil. Şuan 600 bin kişi Batı Şeria’ya yerleştirilmiş vaziyettedir. 300 bin kişide Doğu Kudüs’e yerleştirilmiş vaziyettedir.
İSRAİL KORSAN BİR DEVLETTİR
M-İsrail korsan bir devlet mi acaba?
Doğan Bekin : Şimdi 1948’de kurulduğu zaman İsrail devleti, BM tarafından Filistin toprakları üzerinde iki devlet olarak kurulmuştu. Fakat ne yazık ki gelinen noktada burada hala Filistin devletinin hala kurulamamış olması çok manidardır. Elbette ki korsandır, uygulamalarıyla her şeyiyle korsandır ve geçen yıl seçim yapması gerekiyordu Filistinlilerin Doğu Kudüs’te, Doğu Kudüs’te gösterilen adayları tutuklayarak seçimleri engellemişlerdir. 1948’lerde İsrail kurulduğu zaman bakın Kudüs, BM’nin haritası bu, yakından zoomlanırsa görünür. Kudüs kurulacak Filistin devletinin sınırları içerisinde, diğer boşluk ise İsrail, gelinen noktada kısa bir süre sonra bakınız Batı Kudüs,
M-Giderek yayılmışlar.
Doğan Bekin : Kudüs’ü işgal ettiğini görüyoruz, 1956’larda ve giderek şuanda yavaş yavaş Kudüs elden gidiyor. Ve adım adım bunların asıl amaçları, Mescid-i Aksa’yı yıkıp, 3.mabedi buraya oluşturmak.
M-Bugünkü yapılan ortak basın toplantısında Kudüs ile ilgili önemli bir varlık var hatta Diyanet İşleri Başkanımız Kudüs’e gidecek, orada bir hutbe verecek, zannederim böyle bir açıklama var. Mescid-i Aksa’nın yapısının korunmasına ilişkinde bugün basın toplantısında bir demeç verdi. Yani Tayyip Erdoğan korsan bir devletin Cumhurbaşkanını kabul etti.
Doğan Bekin : Bugün şunu açıkça ifade etmek isteriz ki, mühim olan söylem değil, eylemdir. Öncelikle Kudüs’ten ve işgal altında tuttuğu 1967’den beri topraklardan çekilmesi gerekir ki Kudüs’ün gerçek iyi niyeti ortaya çıksın.
İSRAİL’İN AMENTÜSÜ SİYONİZM
M-Yani çekilmeden görüşmeyelim mi diyorsunuz?
Doğan Bekin : Elbette ki, şurada işgalci pozisyonundadır. Bunu BM’de, AB’de kabul etmiş durumdadır. Biliyorsunuz Obama giderayak, BM Güvenlik Konseyine de geldi bu, bir karar yayınlandı ve İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çıkması gerektiğini ifade ettiler.
M-Elinizdeki kitap Siyonizm ile mi ilgili?
Doğan Bekin : Şimdi Siyonizm kitabıdır, Siyonizm bütün düşünceleri burada mevcuttur, kendilerinin yayınladığı bir kitaptır. Ve bunun dışına şimdiye kadar çıkmıyorlar.
M-Anayasaları mı bu Siyonizm’in?
Doğan Bekin : Adeta onların Amentüsü ve bunun dışına da çıkmıyorlar. Değil Hertzog kim gelirse gelsin,
M-Hertzog zaten 2017’de İsrail’de Siyonizm ittifakının lideri, eski istihbaratçı, babası BM’de Büyükelçilik yapmış bir zat, enteresan bir kişilik kendisi ama merhum Necmettin Erbakan vefat ettikten sonra Siyonizm tehlikesine dikkat çeken kimse kalmadı.
Doğan Bekin : Maalesef şuan Türkiye’de İsrail politikalarına adeta çanak tutan yöneticiler var. Bu gidişatta fazla iyi bir gidişat olduğunu düşünmüyoruz biz. Çünkü adım adım istila ediyor, keşke bizim amacımız orada İsrail’in işgal ettiği yerlerden çıkarılıp, barışın oluşturulması olsaydı.
M-Değerli yönetmenim Duygu bey, ekranlarınıza bu İsrail’in yayılmacı politikasını daha belirgin gösterdi, nereden nereye geldi.
Doğan Bekin : Hemen gösterelim, mesela Kudüs şu anda beyazlığa bürünmüş vaziyette. 1980’li yıllarda biliyorsunuz, Yinon planı ortaya konmuştu. Bu Yinon planına göre de bütün İsrail’in güvenliğini sağlayabilmek için İsrail ile sınırdaş olan ülkelerin yönetimlerinin zayıflatılması, bu ülkelerin parçalanması hedeflenmektedir. Suriye, Irak kaç parçaya bölünecek bu planda yer alıyor, fazla müneccim olmaya da gerek yok. Ve adım adım bunu gerçekleştiriyorlar.
YİNON PLANINDA YENİ HEDEF TÜRKİYE’DİR
M-Süremizi çok iyi değerlendirelim Doğan bey, Yeniden Refah Partisi herhangi bir sokak eylemi yapıp, Hertzog ülkene geri dön demedi. Defol Hertzog demedi. Go home Hertzog demedi. Şeyini reel olarak ortaya koyuyor, Türkiye-İsrail ilişkilerinde eğer yeniden yeni bir döneme girecekse, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çıkması gerektiğini belirttiniz.
Doğan Bekin : Elbette ki, diğer ülkelerin içişlerine de karışmaması gerekiyor. Bugün Suriye’yi bu hale getiren Yinon planının sonucudur. Irak’ı bu hale getiren Yinon planının sonucudur. Ve hedefte Yinon planına göre İran ve Türkiye var.
PEŞTUNLAR, KAYIP YAHUDİ KABİLESİ Mİ?
M-Rusya ve Ukrayna’yı da bu noktaya getirende Yinon’dur diyelim, niye, Kırım’da yeni bir İsrail devleti kurma çalışması. Geçen hafta Prof. Dr. Anıl Çeçen hocayı davet ettim, o ilan etti. Kırım’da yeni bir İsrail, Yahudi devleti kurulacak dedi. Aynı Kuzey Makedonya’da da kurulacak dedi. Katılır mısınız?
Doğan Bekin : Şimdi tabi İsrail’in bazı hedefleri var. Biliyorsunuz, İsrail’de Kayıp on kabilesinden bahsedilirken, Durand hattı var, Afganistan ile Pakistan arasında, uzun bir hat 200 km’nin üzerinde bir hat. Peştunlar var biliyorsunuz çoğu Afganistan’da, Peştun’un daha büyük bir kısmı da Pakistan’da yaşıyor. İkiye bölmüşler Peştunları ve İsrail, Yahudiler diyorlar ki bunlar Kayıp on Yahudi kabilesinden birisi.
KERKÜK, ZAHO , SÜLEYMANİYE, ERBİL’DE YAHUDİLER TOPRAK ALIYOR
M-Peştunlar için?-Peştunlar için, sırf oraları şey yapmak için.Aynı şey Irak’ın kuzeyinde de var.
Doğan Bekin : Aynı şey Irak’ın kuzeyinde biliyorsunuz ki geçmişte 1969’a kadar Neo-Aramice kullanılan, Zao ve Berzan bölgesinde yaşayan Yahudiler vardı. Çünkü Habur bölgesinde onların peygamberleri yaşamıştır. Onun için bu toprakları kutsal görüyorlar. Bugün çoğu kişinin dikkatini çekmiyor. 200 bin kişi 69’da İsrail’e göç etti Kuzey Irak’tan. Ve bunları tekrar getirip yerleştirmek için oraya, İsrail orada dominant güç olarak ta faaliyet gösteriyor. Kerkük, dikkatinizi çekerim, Kerkük, Zao bölgesi başta olmak üzere, Süleymaniye, Erbil’de gayrimenkul satın alıyor, arazi satın alıyor ve burada terör örgütlerini kullanıyor.
M-Örgütleri de araçsal kullanıyor mu?
Doğan Bekin : Şimdi orada tabi bazı örgütleri kullanıyor mesela, … örgütü var mesela Kuzey Irak’ta biliyorsunuz, geçmişte sol temaslı bir örgüttür. Ve terör eylemlerini bırakmıştı. İran’a karşı terör eylemleri içerisindeydi. Ve yaklaşık 10 yıl önce İsrailliler, Siyonistler bunları yeniden Kuzey Irak’ta örgütleyerek, İran’ın içine sızmalarını sağladılar. Keza Türkiye ile ilgili de burada ve Suriye’de yapılan, Suriye Demokratik güçler noktasında da Siyonist projesinin olduğunu gayet açık olarak ifade ediyorlar.
YADUDİLER “KÜRTLER BİZİM SOYUMUZDAN GELİYOR DEMEYE BAŞLADI”
M-Hangi taşın altını kaldırsak bir Siyonist proje çıkıyor.
Doğan Bekin : Daha da ileri gidiyorlar, ben keşke o kitabı getirseydim, ünlü bir Amerikalı profesörün yayınladığı bir kitap var, mavi kapaklı, bu kapakta kendisi DNA üzerinde incelemeler yapıyor. Ve sırf algı oluşturmak için diyor ki bize Suriye’deki Kürt unsurlar aslında bizim soyumuzdan geliyorlar. Ve burada da Müslümanlar arasında ayrıştırma yapmaya çalışıyor çünkü Kuzey Suriye onlar için çok önemlidir. Ben demin Weizman’dan bahsettim. 4 gün kaldı Türkiye ziyaretinde, Weizman nereyi ziyaret etti? Harran’ı…
KKTC’DEYİ YERLEŞEN 2 BİN SİYONİST VAR
M-Orada çok toprak aldıklarına dair çok ciddi spekülasyonlar oldu.
Doğan Bekin : Yalanlandı bunlar, tabi bunlar Türk vatandaşı adı altında alındığı için, bunları tespit etmek mümkün değil çünkü şimdi Kıbrıs’ta da şu anda 2000 kadar Amerika’dan gelip yerleşen Siyonist unsurlar var.
M-2000?
Doğan Bekin : Evet, kuzeyde, güneyde de öyle çünkü 2. hedef olarak Kıbrıs’ı görüyorlar İsrail devleti için,
M-Valla Doğan bey, gerçekten böyle…
Doğan Bekin : Liman kurdular şu anda orada ayrıca havra kurmuşlar, sinagog kurmuşlar,
M-Bizde Doğu Akdeniz forumuna Türkiye girecek mi diye bakıyoruz. Çünkü boru hattı ile ilgili işler sıkışmış durumda, Amerika çekildi. Türkiye burada enerji koridorunda rol üstlenebilir mi diye bakıyoruz.
Doğan Bekin : Şimdi bu konuda biliyorsunuz Türkiye yalnızlaştırılmıştı. ABD’de gözlemci ülke olarak katılmıştı. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum kesimi, İsrail ve Mısır arasında yapılan bir anlaşmaydı, Doğu Akdeniz’deki yeraltı kaynaklarının paylaşılması, bu hizmette bu kapsam içerisindeydi fakat oradan hattın çok uzun olması, İtalya üzerinde ve fiziki olarak mümkün olmadığı için çünkü 3 km deniz altına inmesi gerekiyor bu hattın. İsrail, Türkiye’nin de ekonomik açmazını gördüğü için, en kısa yol olduğu için Türkiye üzerinde enerji koridorunu, Türkiye’yi buraya gelmesi için, Sayın Cumhurbaşkanımızla daha önce ABD ziyareti sırasında, Beyaz Saray’da kendisi ile bir araya gelen İsrail Enerji Bakanı, Türkiye’nin bu pakta girmesinden büyük memnuniyet duyacağımızı ifade etmişti.
M-Türkiye kazançlı çıkar mı bu görüşmeden?
Doğan Bekin : Elbette ki Türkiye’yi burada, bu koridorun Türkiye üzerinden daha kısa yoldan gitmesi için,
M-Yani bir boru hattı denizin dibinden geçmiyor, o zaman Suriye’den de geçecek.
Doğan Bekin : Ayrıca bu Ceyhan’a kadar döşenmesi amaçlanıyor. Türkiye’nin de doğalgaz ihtiyacını İsrail tarafından karşılanması için bunula ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın da ısrar ettiği görüşmeleri olmuştu geçmişte. Herhalde bu Hertzog’un ziyaretinden sonra bunlar hızlanacaktır çünkü biliyorsunuz ki Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi %70 oranında Rusya’ya bağlı doğalgaz bakımından. Süratle buradan doğalgazı oraya taşımayı amaçlıyorlar.
M-Şimdi çok az vaktimiz kaldı, kısa soracağım, biraz önce dedim laf arasında karıştı. Yeniden Refah Partisi her taşın altından Siyonizm çıkıyor gibi konuştu. Öyle mi diyorsunuz?
Doğan Bekin : Şu anda küresel olarak dünyayı yöneten kapitalist sistemi oluşturan güç unsuru zaten Siyonizm’dir.
M-Yani hükümeti uyarıyorsunuz, Ey Erdoğan, bu Siyonizm planlarına karşı dikkatli ol,
Doğan Bekin : Elbette ki çünkü Türkiye üzerinde amaçları var. Arz-ı Mevud var biliyorsun, vaat edilmiş topraklar, bu Kayseri’ye kadar geliyor. Hiçbir zaman geri adım atmadı bu politikalarından İsrail. Aynı şekilde Afrika’dan da geri adım atmadı. 1984’lü yıllarda El-Beşir bir açıklama yaptı. Dedi ki, İsrail Güney Sudan’daki kabilelere destek veriyor ve önlem alınmazsa Sudan’ı ikiye bölecekler diye korkuyorum dedi ve nitekim bu gerçekleşti.
SAADET PARTİSİNİ 3. İTTİFAK İÇİN DAVET ETTİK
M-Şimdi çok kısa politikadan iki soru soracağım. Şimdi Milli Görüş hareketinin içinde olduğunu belirten Saadet Partisi’nin 6’lı lider deklarasyonunda bir rolü var. Yeniden Refah Partisi cephesinden baktığımızda Saadet yanlış yolda mı?
Doğan Bekin : Elbette ki Erbakan hocamızın ortaya koyduğu Milli Görüş prensiplerine göre hareket etmediği şu anda malumdur, bunun detayına inmeye hiç gerek yok. Erbakan hocamızın Milli Görüş çizgisinden hiçbir şekilde…
M-Peki nereye dönecek, Saadet Partisini nereye davet ediyorsunuz?
Doğan Bekin : Genel Başkanımız zaten kendisini 3.ittifakta yer alması için davet etti açıkçası.
M-Siz Saadet Partisi ile işbirliği yapıp 3.ittifakta yer alacak mısınız?
Doğan Bekin : Sadece Saadet partisi değil, bizim prensiplerimizi kabul edecek olan bütün partilere açık olduğumuzu ifade ediyoruz. Erbakan hocamızın ortaya koyduğu prensipler dahilinde.
DESTEK VERSEYDİK CUMHUR İTTİFAKİ İLE İLGELENİRDİK
M-Peki, Fatih beyin bir açıklaması oldu Genel Başkanınızın, eğer 2. tura kalırsa Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğiz.
Doğan Bekin : Evet.
M-Değerli izleyiciler soruyor ki bana, telefonuma geliyor, diyor ki yerden yere vurdukları Erdoğan’ı 2. Turda nasıl destekleyecekler?
Doğan Bekin : Şimdi burada eğer ki zaten bir destek söz konusu olsaydı biz Cumhur İttifakı ile zaten ilgilenirdik. Yapacağımız bir ittifakı şu anda dillendiriyor olacaktık ki %1’in altında bile değil şeklinde ifade ediyor. Türkiye’nin bu gidişatına ortak olmamayı arzu ediyor, şimdi oraya geldiği zaman 2.tura geldiği zaman daha Türkiye’de 24 saat çok uzun bir süredir politikada, yarın ne olacağını kimsenin kestirmesi mümkün değildir. O nedenle onu ancak zamanı geldiğinde konuşuruz.
M-Sayın Erdoğan’a çok kıyacağınızı düşünmüyorum ama yarın bir teklif geldi, mesela Sayın Cumhurbaşkanı ve Milliyetçi hareket partisinin Genel Başkanı Sayın Bahçeli, Yeniden Refah’ı da aramızda görmek istiyoruz. Büyük Birlik Partisi, MHP, Ak parti, ilkesel olarak duruşunuz var ama şartınız var mı? Son sorum, vaktinde tamamladık.
Doğan Bekin : Tabi biliyorsunuz sizde, bu damarı çok iyi bildiğimiz için rahatça size ifade etmemde mahsur görmüyorum. Biz istişarelere çok önem veren düşünceyiz ve siyasi partiyiz. Bu tür konular, hassas konular, en ilçe başkanlarımızdan, ilçe yönetimlerimizden, en üst kademeye kadar çok geniş istişareler yapıldıktan sonra karar verilir. Burada tek başıma benim bir şey ifade etmem olmaz.
M-Son soru, Erbakan’ı anma toplantısı, herkesi gördük, herkesi dinledik. Ama Sayın Fatih Erbakan’ı dinleyemedik.
Doğan Bekin : Konya’da biz Anma Programı yaptırdık ve Sakarya’da. Konya’da vakıf olarak yaptık, Necmettin Erbakan Üniversitesi ile çok ta verimli oldu. Ayrıca orada konuşmacıydı kendisi. Sakarya’daki Yeniden Refah Partisinin yaptığı, büyük bir salonda orada da kendisi konuşmacıydı.
M-Doğan bey, naif ve nazik bir dış politika analizi yaptınız. Çok teşekkür ederim, katıldığınız için.
Doğan Bekin-Ben teşekkür ederim.